Milletleri Uyutma Ninnisi (Boş İşler)

[İlteriş Kağan]

Millet olarak uyumak, toplum olarak duyarsızlaşmak o toplumu ve mensuplarını mahvolmaya sürükleyen en büyük etkendir. Ormanların kralı diye tabir edilen Arslan uyurken kendinden fiziki olarak çok küçük bir akrebe yenilmesi kaçınılmaz ve muhtemeldir. Arslanlar avcılar tarafından en kolay uyurken derdest edilebildiğinden tüm belgesel programları muhakkak bahseder. Sonuç ya Arslan bir hayvanat bahçesinde tüm özgürlüğünden mahrum sefil bir hayat sürdürür ya da bir zamanında Kral yakıştırmasından uzak şekilde sirklerde soytarılık etmeye mahkûm olur…

Binlerce yıldır dünya üzerinde şan ve şeref dolu zaferlerle varlığını koruyan yüce Türk milleti bir takım simsarlar tarafından ya da sirk cambazları tarafından uyutulmak istendiği milletimizin en küçüğünden en büyüğüne kadar farkında olduğu bir durumdur. Ancak sadece farkındalık kimseyi tehlikeden korumaya yetmez! Tıpkı kör bir noktadan mermi geleceğini bilip de tedbir almamanın acı gerçeği gibi… Sadece tehlikeyi bilmek tehlikeden korunmaya yetmez. Önlem ve tehlike bilinci paralel işlediği zaman olumlu sonuçlar doğurur.

Millet olarak son zamanlarda düştüğümüz en büyük gaflet, bizleri uyutmak için söylenen ninnilerin ahengine kapılıp toplumun bu dağdağalı sarsıntılarında milli ideallerimize bakan gözlerimizi dinlendirmek için kısmamız olacaktır. Toplum olarak sürekli boş işlere sevk edilmemizin en çarpıcı örneklerinden biri geçtiğimiz günlerde Nişantaşı’nda yapılan “Zombi yürüyüşü” adlı etkinlikten ve buna benzer toplumun yakından ilgilendiği bir sürü boş işlerden belli değil midir?

Toplu taşıma araçlarında bangır bangır bölücü propaganda yapanlara karşı ses çıkartmayıp ancak otobüslerde kendilerine yer verilmediği zaman cayırtı koparan dalkavuklar hala neyi bekliyorlar? “Akşam şehit haberlerini izlerken çok ağladım” diye başlayan cümleler, kıraathane masalarında hararetle “Apo’yu bana bir verseler” temennileri fayda etmez!

Yakın bir zamanda Fransız bir muhabirin iş amaçlı gittiği İsrail’de kendisine röportaj verecek İsrail vatandaşı bulamaması ve üstüne linç edilme teşebbüsü, Yahudilerin kendi milli meselelerine ne kadar temkinli, hazır ve nazır olduğunu gözler önüne seriyor. Peki 2000 yıl boyunca tutsak ve korkak bir geçmişleri olan Yahudiler, Milli meselelerine bu kadar duyarlı oluyorken, binlerce yıl boyunca dünyayı atlarının nal sesleriyle inleten kılıç sesleriyle ürperten Türk milleti nasıl böyle gaflete göz yumup Türk ülküsünü boş işlere tercih eder.

İvedilikle özümüze dönüp, Milli ülkümüze yani Türk Ülküsüne sımsıkı sarılmaktan başka çare yoktur! Kaderini sirk soytarısının yada akrebin merhametine bırakmak isteyen şeref yoksullarına şimdiden “İyi Uykular!”

Tanrı Türkü Korusun

Caner Adıgüzeller