¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu

Aşağa gitmek

Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Empty Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 23 Nis. 2009 - 11:20

Cihat Baban, Politika Galerisi adlı kitabında Adnan Menderes ile ilgili bir anısını anlatır. Adnan Menderes, bir İtalya seyahatinde Roma’daki Türk Büyükelçiliği’nde verilen bir resepsiyona katılır. Resepsiyona Suriye’nin Roma Büyükelçisi de davetlidir. Gerisini şöyle anlatır Cihat Baban:

“...Tam o sırada kısa boylu bir başka zat, bir başka diplomat, Menderes’e sokuldu, elini sıktı. Arap şivesiyle kendini Türkçe takdim etti:

“Ben, Suriye Büyükelçisi...”

Menderes, memnun olduğu yanıtını verdi. Büyükelçi alışılmış komplimanlara başladı:

‘Efendim, Türkiye Suriye’nin büyük biraderidir. Biz Türkleri kardeş biliriz. Türkiye olmasa biz korunmaktan yoksun kalırız efendim!... Her şey çok iyi, kardeşlik çok iyi... Fakat, ama velakin efendim, aramızda şu İsrail sorunu olmasa...’

Efendimli konuşma uzadıkça Menderes kızıyordu. Önceki elçiden hırsını alamadığı için öfkesi zaten boğazında düğümlenmişti. Bir de Suriye elçisi gelip İsrail’den söz etmez mi?.. İşte bu son cümle Menderes’i orada, bizim önümüzde çileden çıkarmaya yetti.

‘Ne İsrail sorunu?’ diye buz gibi bir sesle sordu.

Öteki, hiçbir şeyin farkında olmadan, “Zat-ı alinizce malum efendim, Türkiye’nin İsrail’e olan müzahereti...

Menderes’in sesi birdenbire yükseldi: ‘Sen,’ dedi, ‘bunu söylemek için mi buraya geldin?.. Ne olmuş İsrail’le ilişki kurmuşsak?.. Ticareti yapan siz, onlara gizli hayvan satan siz, silah satan siz... Sonra ‘ah efendim şu İsrail sorunu olmasa!’ Yeter artık, sade siz misiniz bu dünyada akıllı?..’

Başbakan’ın yüzü, izgileri adamakıllı geilmişti. Elçi renkten renge giriyor, ‘bağışlayınız, bağışlayınız’ diye kekeliyordu. Menderes söyledikçe kızıyor, kızdıkça bağırıyordu:

‘Siz misiniz sadece bu dünyada akıllı? Hem her haltı işleyeceksiniz, hem de dostluğunuzu açık artırmaya çıkaracaksınız. Benim, Suriye diye tanıdığım devlet yok. Bu kafada giderseniz fena olacak.’

‘Efendim, bağışlayınız, bendeniz hiçbir şey söylememiş olayım.’

‘Sus!.. Efendilerine söyle, iki tümenle o Suriye’ye girer, altınızı üstünüze getiririm.

Menderes’in gözü hiçbir şey görmeyecek haldeydi. Köymen onu öfke sarhoşluğundan uyarmak için öksürüyor, ben frağının kenarını çekiyordum. Dinlemiyordu... Adam, ipntize edilmiş tavşan gibi olduğu yerde mıhlanıp kalmıştı.

‘Bak şunlara be!.. Boylarına bakmadan bir de akıl öğretmeye kalkıyorlar. Ne olmuş İsrail’le ilişkilerimiz olmuşsa? Biz açıktan, doğrudan İsrail’le ilişki kurmuşuz, siz gizli yapıyorsunuz. Bir de bize akıl vermeye kalkarsınız. Elinizdeki silahı onalara satan siz değil misiniz?’

‘Vallahi efendim...’

Adam baktı ki Menderes’i zaptetmek olanaksız. Doğu terbiyesiyle, selam vermeden arka arka giderek bizden uzaklaştı; ortadan kayboldu gitti. Galiba hemen de büyükelçiliği terketti.”

CALİGULA SENDROMU

İlginç olan Menderes ile Tayyip Erdoğan’ın Suriye düşmanlığı değil. Büyük bir olasılıkla bu bir rastlantı, ama ilginç olan Tayyip Erdoğan’ın da tıpkı Menderes gibi Avrupa Birliği ülkelerine, özellikle de Amerikalılara saygıda hiç kusur etmezken, küçük gördüğü ülkelerin temsilcileri karşısında aslan kesilmesi.

Diplomasi hak getire...

Aklın ruha tutsak olmasının güzel bir örneğidir yukarıdaki anı. Kendisini asla “Başbakanlıktan” aşağıda bir konumda görmeye tahammül edemeyen Menderes’in hırçınlığı, zavallılığının önüne geçmiştir. En başlarda silik bir milletvekili iken ve utangaç ve sıkılgan mizacıyla kimsenin dikkatini dahi çekmeyen bir kişilikken, bir anda Türkiye’nin en tepesine oturduğunda her iki “mizacını” da terk edemeyerek, kendi vahim sonucunu hazırlamıştır.

Peki bu hırçın “mizaç” bu ülkeyi nereye götürür? Açıkça söyleyeyim, hızla kaosa sürükler. Bir noktadan sonra insanların tahammül sınırları, tıpkı Büyük Haziran Direnişi’nde olduğu gibi patlama noktasına gelir ve halk hareketini Tayyip Erdoğan’ın kendisine yakıştırılan “karizması” da önleyemez.

Şu anda bulunduğumuz nokta budur. Tayyip Erdoğan’ın “durursa düşeceği” Amok koşusuna daha fazla gücü yetmeyecektir. Muhalefet diye bir korkusu bulunmayan Tayyip Erdoğan, tıpkı Roma İmparatoru Caligula gibi aynalardan ve Jüpiter’den korkmaya başladığını söyleyebiliriz artık. Korkmaktadır, zira karşısında görebildiği, savaşacağı ve tedbirlerini alabileceği bir “düşman” yoktur. Düşman artık kendisidir ve kendisiyle yaptığı bu savaşı kim kazanırsa kazansın, bu Recep Tayyip Erdoğan olmayacaktır.

Mümtaz İdil
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Turkey10
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Gencat10
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Pro1010
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu 290407


Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Empty Geri: Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 12 Eyl. 2019 - 14:40

AKP Başbakanının hiçbir sözüne inanmayın. Öyle bir başbakan ki bu zat, yalnız yalancı değil, gurur, haysiyet ve onuru da yok. Hatta gurur, haysiyet ve onur nedir bunları da bilmez. Bilseydi, Türk milletinin onurunu, dünya ülkelerinin nezdinde sıfırlatmazdı.
Bir kez olsun “Ne mutlu Türküm Diyene” sözünü bilinçli olarak ağzına almayan, ama “ben koskoca başbakanım” diyebilen kişi.

*

Siyahla beyaz farkını bilen bütün vatandaşlara ve yobazların inandığı kahinlere soruyorum: hiçbir gün aklınızın ucundan geçti mi ki, bir gün hasta bir başbakan ve Cumhurbaşkanı gelecek “Ne Mutlu Türküm” sözünden nefret edecek ve mahyalardan bile indirerek; bunu gündemi değiştirmek için çelik çomak olarak kullanacak?
Ulusalcıyız diye bizi aldatan yalancı, sahtekar, çıkarcı gazete ve televizyonlar da, her çelik çomakta olduğu gibi, bu oyunu da oynuyor. Bu gün, Talat Paşa Komitesi İsviçre’de, Türkiye için büyük fedakarlıklar yaparak çıkartma yapıyor.

*

Ulusal Kanal’dan başka, bizi ulusalcıyız diye aldatanlardan bir teki bile bundan bahsetmiyor.
Gel bunların samimiyetine inan; Gel bunlarla kurtuluş savaşına çık.
Nerede birlik, beraberlik, nerede dayanışma?
Yazıklar olsun, bin defa yazıklar olsun. Utanın utanın…
Alman mahkemelerince hırsızlığı dolandırıcılı ispatlanmış Erdoğan’ın onursuzluğuna, hainliklerine gelince; bunu, Türk Askerinin başına ABD çuval geçirdiği zaman da gösterdi ve “Nota vermek, müzik notası vermek değildir” dedi.
Yüce meclisten sınır ötesi operasyona evet dendi, bu BOP Eşbaşkanı tezkereyi uygulamayıp önce Bush’dan icazet istedi.

*

Böylece PKK’ya zaman kazandırıp kaçmalarını sağladı. Suudi Arabistan kralı Türkiye’ye geldi, onun ayağına kardeşi Gül ile gidip diz çöktü. Davos’a gitti One Münit dedi. Hemen arkasından, “ben ettim siz etmeyin, Güneydoğu’daki mayınlı araziyi size vereyim beni affedin” dedi. Sanki bu araziler babasının malı.
Yahu senin Türkiye’de alnının teriyle, namusunla sahip olduğun bir çakıl taşın bile yok.
Varsa söyle, göster..

*

Senin, tükürdüğünü yalamaktan, insanları aldatmaktan, yalan söylemekten, takiye yapmaktan, iftira atmaktan, hakaret etmekten, şantaj yapmaktan, gündem değiştirmekten, PKK’ya yardım etmekten, insanlara zulm etmekten, insanların dini duygularını kötüye kullanmaktan, hırsızlıktan, sahte evrak tanzim etmekten, kalpazanlık yapmaktan, düşmanlarla işbirliği yapmaktan, ırkçılık yapmaktan, her gün yeni bir sivil darbe yapmaktan, açılım açılım deyip karını kapatmaktan başka hiçbir, altını çizerek söylüyorum hiçbir meziyetin, hiçbir iyi tarafın, hiçbir insanlık tarafın yok…

*

Anımsarsanız, bu hasta adamdan ve kardeşi Gül’den kurtulmanın tek çaresinin, bunları idam etmekten geçtiğini, 9.10.2008’de, yani bir yıl önce “ŞÜPHELERİM GERÇEKMİŞ, ERDOĞAN İLLEGAL ÇETE KURMUŞ” başlıklı yazımda dile getirmiştim. Hatta, Gülhane Parkı’nın önündeki asırlık çınar ağacında asılmalılar diyerek yer de göstermiştim. Geçen gün (6 Ekim 2009 günü akşam), Sayın Abdüllatif Şener ulusalcı televizyona çıkıp, Tayyip Erdoğan’ın idam edilmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Ben ülkemin bekası için, ölümü göze alarak bu mahlukun idamını isteyebilirim..
Ama, ayni zihniyetin çekirdeğinden gelen Sayın Şener’in milyonlarca insanın izlediği bir ekrandan, Erdoğan’ın idam edilmesini istemesi, kafama bazı soruları getirdi.

*

Birincisi, Şener benim gibi sıradan bir vatandaş değil, daha makul, daha itinalı konuşur ve ölümü göze alamaz.
İkincisi, Şener’in elinde Erdoğan’ı mahvedecek o kadar büyük bir koz olmalı ki korkmadan onun idamını isteyebilsin.
Üçüncüsü ise benim kötümserliğimde yatıyor. Ben 8 yıllık AKP iktidarında, yaşayıp gördüklerimle onlarla ilgili olay ve söylemlerde iyimser düşünemiyorum. Bu cümleden olarak, Sayın Şener başından beri bir alternatif olarak kullanılıyor. AKP’nin, daha doğrusu Erdoğan’ın başına istemedikleri bir olay meydana gelirse A. Şener devreye girecek.

*

Bugünlerde A. Şener danışıklı dövüş rolünü oynuyor. Onun içindir ki bir de parti kurdu. Bir ilkokul çocuğunun karşı görüşüne bile tahammül edemeyen, nerede ise çocuğu boğazlayacak olan Erdoğan, nasıl olur da Şener’in kurduğu partiye ses çıkarmaz.
Bu bir danışıklı dövüşten başka bir şey olamaz..
Eğer Sayın Abdüllatif Şener samimi ise, kurduğu parti programına bunu yazılı olarak halka ilan etsin.
Sayın Osman Pamukoğlu, idam cezasını tekrar getireceklerini yazılı ve sözlü ilan etti.
Şener de Erdoğan’ı idam ettireceğini parti tüzüğüne koysun, yazlı ve sözlü olarak ilan etsin.

*

O zaman inandırıcı olur… Yazımı şöyle bitiriyorum: 72 milyon Türk vatandaşına her gün ölümcül işkenceler yapan, yürütmeyi yabancı ülkelere terk eden, ABD uşakları, başta Erdoğan ve Gül olmak üzere vatan hainlerinin idam edilmesini istiyorum, isteyeceğim; Bu vatan hainlerinin idam edilmesini istemek suçsa, beni de alın içeri.

*

Cumhur ERAY - 10.10.2009
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Turkey10
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Gencat10
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Pro1010
Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu 290407


Menderes İsrail’i Suriye’ye karşı nasıl savundu Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz