İçi dolu programlara ne oldu? Salt TV dizileri ve yarışmalar Milleti
1 sayfadaki 1 sayfası
İçi dolu programlara ne oldu? Salt TV dizileri ve yarışmalar Milleti
İçi dolu programlara ne oldu? Salt TV dizileri ve yarışmalar Milleti uyutuyor!
Zekâ ile başarı ve zenginliğin ters orantılı olduğu bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki. En alttan başlar genelde ve yukarı doğru çıkar: ayak, göbek, ağız. Biraz yukarı çıkarsan ne var? "beyin" boş ver onu konumuz o değil... Ayağını iyi kullanıyorsan çok zenginsindir. Göbeğini iyi kullanıyorsan milyonlar izler. Sesini iyi kullanıyorsan eğer hayranların senin için kendilerini parçalar konserlerde, TV başlarında. Ama beynini kullanıyorsan hiç kimse tanımaz, dinlemez, bakmaz bile. Futbolcunun maç başına aldığı parayı üniversitedeki profesörün on yılda aldığı bir memleket bizimkisi. Yılbaşında sahneye çıkan yırtmacı derin sanatçı 70 milyar alırken, 28 sene sonunda emekli maaşı olarak 25 milyar alan babamın memleketidir burası. Gözümüz yok Allah daha çok versin, nede olsa o gece ülke için önemli bir başarıya imza atmıştır sanatçımız, nesiller boyu konuşulacak bir buluş sergilemiştir. Bu sanatçının bir gecede kazandığı paraya hiç olmazsa ulaşma imkânımız var; babam 56 sene daha çalışsaydı elde edebilirdi ne de olsa. Ama o futbolcular öylemi? Ne elli ne yüz; çok çalışman gerek baba çok... Milyon dolarlardan bahsediyoruz burada.
Hazır konu açılmışken buradan sevgili öğrencilerime de selam göndermek istiyorum. Sevgili öğrencim adın önemli değil. Sen renklerine gönül verdiğin takım var ya, hani cebindeki son parayı bilete verip, yenilgisine üzülüp ağladığın takım... Sen mağlubiyete üzülürken, işte o takımın kaptanı meşhur sevgilisiyle, boğazın en lüks eğlence mekânında içkilerini yudumluyor olacak. Ve az sonrada 600 bin dolarlık arabası ile villasına gidip sevgilisiyle senin paranın "vergisini" ödeyecek. Sense önümüzdeki hafta nasıl denkleştirebilirim bilet parasını diye kara kara düşüneceksin. Bağır kardeşim bağır sesin kısılıncaya kadar bağır, sakın söz söyletme takımına olur mu? Memleket soyulsun, askerlerin vurulsun, baban işsiz kalsın, kardeşin aç uyusun ne önemi var. Bu hafta fikstürde bir sıra yükseldi ya takımın gerisini boş ver. Bu maçı unutup önümüzde ki maçlara bak sen.
Televizyon bize; "Bak işte! Her şey güllük gülistanlık" diyor ve ekliyor: " Füze kalkanı senin neyine! eşbaşkanlık neyine Bak füze kalkanı bop diyenler hapsi boyluyor Sen sus ve dizini izlemene bak
Türk Milleti, kendini bir türlü ekranlarda göremiyor ... Bugün ne giysem saçmalığı ile karşılaşıyor
Gerçek şudur:Güne kadın programları ile başlayıp geceyi dizi ve televizyon programları ile bitiren insanlarımız kitlesel bir uykuya yatırılmıştır Bu durum en çok 'küresel efendilerin' işine gelir Zira bu yolla gerçek gündemden uzaklaşan Millet tepki göstermez ve çevresinde neler olup bittiği ile ilgilenmezler
Türk Milleti göremesin diye ekonomik ve kültürel ortam hazırlandı.Durum ortada, beyinsizlerin cirit attığı bir medya, düşünen, üreten bir şeyleri değiştirme çabasındakilerin esamesinin bile okunmadığı bir ortam. İşin enteresan tarafı da bu işte... Herkesin aynı görüşte olmasına rağmen değişen hiçbir şey yok. Magazin yine zirvede, Hülya Avşar'ın selülitleri, Jennifer Lopez'in kalçaları, Seda Sayanın 248. eşiyle yaptığı düğünün görüntüleri, Petek Dinçöz'ün ayrıldığı eşi, Acun'un genç sevgilisi, askerlikten çürük raporuyla yırtıp, Hakkâri dağlarında terörist avlayamıyorum, bari Bodrum sahilinde genç kızları avlayım diyen Şahan'ın yeni sevgilisi..
Ömer YILDIZ
Zekâ ile başarı ve zenginliğin ters orantılı olduğu bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki. En alttan başlar genelde ve yukarı doğru çıkar: ayak, göbek, ağız. Biraz yukarı çıkarsan ne var? "beyin" boş ver onu konumuz o değil... Ayağını iyi kullanıyorsan çok zenginsindir. Göbeğini iyi kullanıyorsan milyonlar izler. Sesini iyi kullanıyorsan eğer hayranların senin için kendilerini parçalar konserlerde, TV başlarında. Ama beynini kullanıyorsan hiç kimse tanımaz, dinlemez, bakmaz bile. Futbolcunun maç başına aldığı parayı üniversitedeki profesörün on yılda aldığı bir memleket bizimkisi. Yılbaşında sahneye çıkan yırtmacı derin sanatçı 70 milyar alırken, 28 sene sonunda emekli maaşı olarak 25 milyar alan babamın memleketidir burası. Gözümüz yok Allah daha çok versin, nede olsa o gece ülke için önemli bir başarıya imza atmıştır sanatçımız, nesiller boyu konuşulacak bir buluş sergilemiştir. Bu sanatçının bir gecede kazandığı paraya hiç olmazsa ulaşma imkânımız var; babam 56 sene daha çalışsaydı elde edebilirdi ne de olsa. Ama o futbolcular öylemi? Ne elli ne yüz; çok çalışman gerek baba çok... Milyon dolarlardan bahsediyoruz burada.
Hazır konu açılmışken buradan sevgili öğrencilerime de selam göndermek istiyorum. Sevgili öğrencim adın önemli değil. Sen renklerine gönül verdiğin takım var ya, hani cebindeki son parayı bilete verip, yenilgisine üzülüp ağladığın takım... Sen mağlubiyete üzülürken, işte o takımın kaptanı meşhur sevgilisiyle, boğazın en lüks eğlence mekânında içkilerini yudumluyor olacak. Ve az sonrada 600 bin dolarlık arabası ile villasına gidip sevgilisiyle senin paranın "vergisini" ödeyecek. Sense önümüzdeki hafta nasıl denkleştirebilirim bilet parasını diye kara kara düşüneceksin. Bağır kardeşim bağır sesin kısılıncaya kadar bağır, sakın söz söyletme takımına olur mu? Memleket soyulsun, askerlerin vurulsun, baban işsiz kalsın, kardeşin aç uyusun ne önemi var. Bu hafta fikstürde bir sıra yükseldi ya takımın gerisini boş ver. Bu maçı unutup önümüzde ki maçlara bak sen.
Televizyon bize; "Bak işte! Her şey güllük gülistanlık" diyor ve ekliyor: " Füze kalkanı senin neyine! eşbaşkanlık neyine Bak füze kalkanı bop diyenler hapsi boyluyor Sen sus ve dizini izlemene bak
Türk Milleti, kendini bir türlü ekranlarda göremiyor ... Bugün ne giysem saçmalığı ile karşılaşıyor
Gerçek şudur:Güne kadın programları ile başlayıp geceyi dizi ve televizyon programları ile bitiren insanlarımız kitlesel bir uykuya yatırılmıştır Bu durum en çok 'küresel efendilerin' işine gelir Zira bu yolla gerçek gündemden uzaklaşan Millet tepki göstermez ve çevresinde neler olup bittiği ile ilgilenmezler
Türk Milleti göremesin diye ekonomik ve kültürel ortam hazırlandı.Durum ortada, beyinsizlerin cirit attığı bir medya, düşünen, üreten bir şeyleri değiştirme çabasındakilerin esamesinin bile okunmadığı bir ortam. İşin enteresan tarafı da bu işte... Herkesin aynı görüşte olmasına rağmen değişen hiçbir şey yok. Magazin yine zirvede, Hülya Avşar'ın selülitleri, Jennifer Lopez'in kalçaları, Seda Sayanın 248. eşiyle yaptığı düğünün görüntüleri, Petek Dinçöz'ün ayrıldığı eşi, Acun'un genç sevgilisi, askerlikten çürük raporuyla yırtıp, Hakkâri dağlarında terörist avlayamıyorum, bari Bodrum sahilinde genç kızları avlayım diyen Şahan'ın yeni sevgilisi..
Ömer YILDIZ
"Babalar gibi satarız"Bugün toprağını satan yarın götünü satar
Stratejik kuruluşlarımızın, Telefon Şirketlerimizin, Bankalarımızın Özelleştirme adı altında yabancılara özelikle abd, ingiliz,israilere satışına destek veren bir insanın , kendi basiretsizliklerinin ilanı değil midir?
John Perkins kitabında anlatıyor;Sene 2005 Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor; "
"Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbirşey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; "Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın..." Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."
- Bir Ekonomik Tetikçi - John Perkins
Ülke olarak Dış borçlarımız, 2002’deki 130 milyardan, 2012’de 337 milyar dolara çıkmıştır. Çıkış devam etmektedir. Ülkemiz, hiçbir dönemde bu kadar çok dış borç yükü altına girmemiştir. IMF’ye olan borçlar, vadeleri geldiğinde yabancı bankalardan alınan yeni döviz borçlarıyla kapatılmıştır. Olay bundan ibarettir. Hazine Müsteşarlığı Resmi Web Sitesi - Duyuru Listesi Sayfası 31.03.2013 Tarihi İtibarıyla Merkezi Yönetim Brüt Borç Stokuna İlişkin Basın Duyurusu. http://hazine.gov.tr/File/?path=ROOTmerkeziyonetimbrutborc_mart.pdf#page=1
Uluslararası sermaye piyasalarıve finans dergisi Global Capital (eski adıyla Euroweek), her yıl tahvil piyasası alanında “Bond Awards” adı altında ödüller vermektedir.Ülkemiz, 21 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleştirilen bu yılki ödül töreninde aşağıda yer alanödülleri almaya layık bulunmuştur: http://www.hazine.gov.tr/File/?path=ROOTGlobal_Capital
http://acikistihbarat-bilgipaylasim.blogspot.com.tr/2014/10/babalar-gibi-satarz-bugun-topragn-satan.html
John Perkins kitabında anlatıyor;Sene 2005 Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor; "
"Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbirşey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; "Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın..." Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."
- Bir Ekonomik Tetikçi - John Perkins
Ülke olarak Dış borçlarımız, 2002’deki 130 milyardan, 2012’de 337 milyar dolara çıkmıştır. Çıkış devam etmektedir. Ülkemiz, hiçbir dönemde bu kadar çok dış borç yükü altına girmemiştir. IMF’ye olan borçlar, vadeleri geldiğinde yabancı bankalardan alınan yeni döviz borçlarıyla kapatılmıştır. Olay bundan ibarettir. Hazine Müsteşarlığı Resmi Web Sitesi - Duyuru Listesi Sayfası 31.03.2013 Tarihi İtibarıyla Merkezi Yönetim Brüt Borç Stokuna İlişkin Basın Duyurusu. http://hazine.gov.tr/File/?path=ROOTmerkeziyonetimbrutborc_mart.pdf#page=1
Uluslararası sermaye piyasalarıve finans dergisi Global Capital (eski adıyla Euroweek), her yıl tahvil piyasası alanında “Bond Awards” adı altında ödüller vermektedir.Ülkemiz, 21 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleştirilen bu yılki ödül töreninde aşağıda yer alanödülleri almaya layık bulunmuştur: http://www.hazine.gov.tr/File/?path=ROOTGlobal_Capital
http://acikistihbarat-bilgipaylasim.blogspot.com.tr/2014/10/babalar-gibi-satarz-bugun-topragn-satan.html
Similar topics
» Türkmen köylerindeki sokaklar cesetlerle dolu
» Dövecen bu milleti
» Ey Türk milleti
» Terörün Milleti Olmaz!
» Kürt milleti diye bir şey yok.
» Dövecen bu milleti
» Ey Türk milleti
» Terörün Milleti Olmaz!
» Kürt milleti diye bir şey yok.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz