¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür

Aşağa gitmek

AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür Empty AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 25 Ara. 2022 - 8:03

28 Şubat Davası’nda ömür boyu hapis cezasına çarptırılan korgeneral Vural Avar’ın cezaevinde vefat etmesi 28 Şubat günlerini-yakın tarihi bizlere yeniden hatırlattı!

(Ayrıca, Vural Avar’ın bahsi geçen günlerde görevde değil emekli olduğu, ve katıldığı iddia edilen toplantıya katılmadığı ve hatta böyle bir toplantı olmadığı, ve Vural Avar savunmasında ayrıntılı şekilde genelkurmayda yapılan toplantıların mahiyetini arşiv bilgileriyle açıkladığı halde ve sözü edilen tutanakları istediği ve ama sahte evrak gönderildiği ve Vural Avar’ın yargılanma sürecindeki hakim ve savcıların alayının Fetö’den ya yakalanıp ya yurtdışına kaçtığı, ayrı bir bahis…)

28 Şubat biz yaşarken gözlerimizin önünde cereyan etti!

Bu kadar açık herkesin gözleri önünde yaşanmış yakın tarihin hala çarpıtılması insanı deli ediyor!

Siyaset bilimcilere, akademisyenlere ve köşe yazarlarına, rica ediyorum, AKP hükümetiyle ortak hareket eden ve 2007’li yıllarda başlayan Fetö operasyonlarına şahit olduktan sonra, lütfen dönün ve 1990’lı yılları bir daha gözden geçirin!

Affedilmez vahim hatalar içindesiniz ve hala Fetö kumpaslarının kucağında oyuncaksınız!

Hatırlayın, 1990’lı yılların başında kurulan DYP-SHP koalisyonu döneminde Madımak Olayları yaşandı, hatırlayın, 1995’te kurulan DYP-CHP kaolisyonu döneminde Gazi Mahallesi Olayları yaşandı ve 1996’da kurulan Refahyol hükümeti döneminde Susurluk yaşandı!

Hatırlayın, Erbakan’ın otuz yıl aradan sonra yüzde 20’lerin üstünde oy alması Türkiye’de ve bütün dünyada büyük bir akis yarattı!

Refahyol hükümetini (Refah-Doğru Yol) düşürmek için DYP’den (gizemini hala koruyor) onlarca vekilin istifa ettirilip ANAP’a geçirilmesini unutmayın, bu dönemde, Çiller’in yolsuzluklarının manşetlere taşınıp yıpratılmasını unutmayın, bu dönemde, Erbakan’ın kendinden ailesinden yolsuzluk dosyalarının manşetlere taşınmasını unutmayın, ve…

Ve Erbakan’ın İslam ülkeleriyle D 8 tabir edilen Avrupa Birliği benzeri ortak pazar kuracağı tezleri üzerine MOSSAD VE CIA’nın harekete geçtiğini hiç unutmayın!

1990’lı yıllar Türk tarihinin en kanlı ve en karışık yıllarıdır, doğuda iç savaş, aydınların öldürülmesi ve çok sık değişen koalisyon hükümetleri ve hepsi birer birer yıpratılan liderler ve partiler, ki, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve Erbakan’ın ve hatta hastalığı bahane edilerek Ecevit’in bu süreçte kimlikleri lime lime edilip linç edilmişler ve hem kendilerinin hem partilerinin siyasi hayatları bitirilmiştir!

Sonuç, mağdur Erbakan olduğu halde, kamuoyunda öyle bir algı oluşturuldu ki, Milli Görüş içinden başta Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç, vs. ‘milli görüş gömleğini çıkarttıklarını’ ilan edip yepyeni bir parti: AKP’yi kurmuşlardır!

Ve 2000’lı yılların başında Fetö ve AKP koalisyonu iş başına gelmiştir!

Refahyol hükümetinin sancılı 28 şubat günlerini, bugün, o gün DYP içindeki vekilleri ve danışmanları ve oynadıkları rolleri gayet iyi biliyoruz! Fetö’nün bu süreçte DYP’yi ele geçirdiği aşikardır ve kontr-gerilla uzantıları bu partide baş rollerdedir! Ve Erbakan’ı istifaya zorlayan da bugün adlarını ‘derin devlet’ diye telaffuz ettiğimiz bu güçlerdir! Ve anılar hatıralar sonraki yıllardaki ifşalarla gayet biliyoruz ki 28 Şubat Fetö’yle Refah Yol’un savaşıdır!

Refahyol hükümetinin 28 Şubat sancılı günlerinde ortağı DYP’den Refah’a karşı oyun içinde oyun oynanmıştır, Milli Güvenlik bildirisi bahane edilerek Erbakan’ın çekilmesi istenmiştir ve hatta, (Abdülhamit’in hal’inde olduğu gibi) DYP içinde, bire bir Erbakan’ın yanına gidip yüzüne karşı çekilmesi konusunda ikna turlarına başlamışlardır! Erbakan’ın çaresiz kaldığı işte bu andır!

Çünkü medyayla yaratılan panik ortamında hükümet ortağı tarafından ‘çekilmeye’ zorlanmıştır! Ve o günün siyasi figürleri çok sonra işte bu baskı ve ikna ve çekilmeye zorladıkları günleri detaylıca ve defalarca anılarında anlatmışlardır! Hatta o siyasilerin çoğu çok sonra Erbakan’dan özür dilemiştir, bu pis ‘kumpas’a o günlerde yaratılan atmosferin gazına gelip alet oldukları için! Ama özür dilemeyen geri planda kalanları takip etmek lazım, Erbakan’a çekil baskısı yapanlar kimlerdi ve sonraki hayatlarında hangi partilere yerleştiler?

Şimdi bu yakın tarihi sadeleştirelim, Tansu Çiller (DYP) döneminin İçişleri Bakanı, bir, Mehmet Ağar, iki Akşener’dir, Ağar, Erbakan’ın Libya gezisini bahane ederek istifa etmiştir ve DYP yıpratılıp hükümetten düştükten sonra DYP’nin başına genel başkan olmuştur. Ve Akşener, aynı dönemin ismi en çok konuşulan İçişleri Bakanı’dır, o gün kendisine çok yakın isimler 28 Şubat sürecinde Erbakan’a baskı yapıp çekilmesinde başrol oynamıştır!

Şimdi konuşalım, bu süreçte, zarar görmeyen tek yapı: Fetö’dür!

Oluşturulan algılar ve yıpratılan siyasiler ve çürütülen kimlikler sonrası önü açılan tek yapı: Fetö!

Madımak ve Gazi Olayları ve aydınlara suikastler ve Susurluk gibi olayları kendi lehine ve amacına uygun olarak kumpas üstüne kumpas oyun içinde oyun düzenleyen yapı: Fetö’dür (gladyonün yeni adresi, ki, çok sonra Hrant suikastini de unutmayın….)

Ki, Tayyip’in çok meşhur Amerika gezisi sonra, bu sürece kadar hiç yıpranmamış bu zemzem suyuyla yıkanmış ak kaşıklar, ki, liberal tayfanın desteğiyle de tarihimizde ilk defa merkez sağ ve sol partiler tamamen paramparça edilerek tam anlamıyla siyasi varlıkları bitirilerek iktidara oturtulmuşlardır!

Bu sürece hepiniz ama bir yazar olarak ben de bire bir şahidim, o günlerdeki siyasi olaylar ve suikastler ve büyük felaketleri bire bir yaşadım ve bu süreçte rol oynayanları çok yakından tanıma şansım hatta arkadaşlıklarım oldu!

Bugün çok daha yakından tanıdığımız Fetö ve gladyo unsurlarının o yıllardaki siyasi konumları ve ilişkileri ve yapıları hakkında çok detaylı bilgilerim var!

Siyasi felaketlerle geçen 90’lı yıllarda Türk siyaseti kabuk ve şekil ve ruh değiştirmiştir!

90’lı yıllara giren Türkiye’yle 2000’li yıllara başlayan Türkiye arasında hiç bir siyasi benzerlik yoktur!

90’lı yıllarda Türkiye’de siyaset tam anlamıyla laik-şeriat ve yolsuzluklar ve banka soygunları (Demirel’in yeğeninin Ege Bankı soyarken görüntüleri) vs. gibi manipüle edilmiştir!

Ve o günlerden bana bir acı ders kalmıştır: Bu kadar ‘olay’ın üst üste gelmesi tesadüf olamaz!

Bu kadar suikast bu kadar siyasinin kirletilmesi ve sağ ve sol merkez üzerinde peş peşe bu kadar seri yıpratılma eşyanın tabiatına hiç uygun değildir! Sürece bakın: Erbakan’dan Ecevit’e SHP’den CHP’ye her yapının yıpratıldığı on yıl süren kaos dönemi!

90’lı yılların günü gününe yaşayan benim gibi herkes siyasi oyun ve manevralara artık çok daha işkilli ve başka yönüyle bakmayı öğrenmiştir!

Yani, mesela, Saraçhane’de Kılıçdaroğlu’na sevgili ittifak ortağı Akşener tarafından kumpas çevrilmesi hiçte normal değildir, bu adet, 90’lı yılların tezgah-dümen alışkanlığıdır!

Gördüğün şudur, mesela, Akşener’in İmamoğlu’nun mahkûm edilmesi bahanesiyle CHP’ye karşı Saraçhane darbesini şöyle okuyorum:

Oyun içinde çok oyun var, bu kadar ani ve sert siyasi algı oyunları 90’lara ve Fetö’nün kumpaslarının başladığı 2007’lerde sonra yaşadık!

Bitmeyen bir tezgah ve dümen türbülansı Fetö’cü yapının karakteristiğidir!

Fetö kendisini istediği kadar saklasın ‘kumpas’ karakterinden kurtulamaz, bulunduğu parti yapı her neyse, tezgah ve dümen çevirmekten kendini alıkoyamaz, Fetö demek, kendi çıkarına manipüle etmek karıştırmak algı oluşturmak demektir! Fetö’nün (şeytanlığı) yapısı işte budur! Size sürekli rol verirler ve sizi hep oynatırlar!

Unutmayın, siyasi hamle ve kararlarla siyaset yapmak başka şey ‘kumpas’ başka şeydir!

Saraçhane’de Fetö kumpasını çıplak gözlerimle gördüm ve 90’lı yılları hatırladım!

Ve hatta, 28 Şubat’ta Refahyol içinde Erbakan’a çekil diyen derin güçlerin bugün ittifak ortakları CHP’ye de aynı kumpası kurduğuna hatta CHP içindeki Fetö unsurlarıyla CHP’nin refleksleriyle oynandığına da şahit oldum!

Bu iddialarımı şöyle kanıtlayabilirim, kumpasa ayarlı yapılar kumpassız darbesiz duramaz, birilerini devre dışı bırakmak kirletmek yıpratmak karakterleridir ve göreceksiniz pek yakın günlerde tıpkı Saraçhane’de yakayı ele verdiği gibi bir daha kendini gösterecektir, ve bir daha, ve bir daha, hatta, diyelim Altılı Masa iktidar oldu, asıl o zaman Fetö kumpaslarını göreceksiniz ve ittifak ortaklarının hangi algı ve manipüle oyunlarıyla siyaset dışı bırakıldığına yine şaşıra şaşıra şahit olacaksınız!

Amirallerin kamuoyuna yaptıkları açıklamaya karşı amirallere ‘zevzek’ diyen Akşener ve 28 Şubat’ın asıl failleri arasında kendileri baş rollerde oynayan Akşener, bugün, tezgahlarına kaldığı yerden devam ediyor, çünkü, Fetö’den kurtulmak Akşener’in iradesinde değildir, bu derin yapı aynı gladyo unsurlarıyla İyi Parti’de ve hatta CHP’de devam ediyor! Ve 28 Şubat davasında delilsiz yargılamalardan gördüğümüz üzere cumhuriyeti yıkma generallerden intikam alma işkence etme projesinde Fetö AKP’yle ruhani işbirliğine devam ediyor!

Ki, Hablemitoğlu cinayetinin baş sanıkları Fetö’cü Mustafa Özcan ve CIA ve Almanya gizli servisine çalışan Enver Altaylı ve Özel kuvvetler komutanı Levent Göktaş’ın isimleri ve diğer iş ilişkileri ve sızdıkları partilerdeki dostlukları yani telefon kayıtları ve konuşmaları ortada, 90’lı yıllar yeniden başlıyor, Fetö ikinci kez siyasete ayarlarını vermeye büyük temizliğe başlamıştır, dost ve içiçe göründükleri siyasi yapılarda en yakınlarını arkadan hançerlemeye yani 90’lı yıllarda olduğu gibi aynen kaldığı yerden devam ediyorlar!

Tarihçiler I. Dünya Savaşı’nda Hamidiye Zırhlısının efsane komutanı Rauf Orbay’ın karadan aylar sürecek İran seferine gönderilmesine bir anlam veremez, bir denizcinin karada ne işi var ve bu pek kıymetli çok acil günlerde savunma cepheleri varken İran’da ne arıyorduk diye anlamaya çalışırlar! Oysa sorunun cevabı çok kolay, Osmanlı’yı harbe sokan Almanya Hindistan’a kadar topraklarda imparatorluğunu genişletmek istiyor ve en değerli komutanlarımızı İran yollarında harcıyor!

Yani binlerce komutanın laik-şeriat tartışması ya da 28 Şubat gibi sert siyasi iklimlerde kurban edilmesi eşyanın tabiatına uygun mu, hayır, birileri devleti hukuku cumhuriyeti elinizden almak için türlü bahaneler algılar oluşturdular! 28 Şubat’lar gibi Ergenekon gibi ve hepsinin arkasında tezgah bizi siyasi İslamcılar: AKP ve Fetö ve liberallerin Türkiye Cumhuriyeti’ni topyekûn ortadan kaldırma girişimine götürdü. Ve 90’lı yıllarda aynı güçler önce merkez sağ ve sol partileri suikast ve iç savaş provaları ve yolsuzluklarla bitirdiler ve 2000’li yıllarda Fetö ve AKP bismillah deyip temizliğe başladılar!

Memlekete bir kaç akıllı adam lazım, çok oynadılar bizimle, çok kurban verdik, çok yorulduk, bize sessizce geçiveren bir kaç gün lazım, hepimiz tek tek hedefe koyulup vurulduk ve yalnızlaştık ve çaresizlik hepimizi yıprattı ve milletçe tüketildik…

HEPİMİZE BİR KÜÇÜK SEVİNÇ LAZIM!
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür Turkey10
AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür Gencat10
AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür Pro1010
AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür 290407


AKP-FETÖ iktidarı 28 Şubat ürünüdür Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz