Afrasyab Destani
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Genel Türk Tarih :: Büyük Türk Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
Afrasyab Destani
AFRASYAB DESTANI
İlk İran hükümdarı Keyümers’in soyundan gelen Feridun ülkesini üçe böldü. Türkistan ve Çin ülkesini oğlu Tur’un buyruğuna verdi. Daha sonra İran’ın tümünü ele geçirmek isteyen Tur, bu ülkenin hükümdarı İreç’i hile ile öldürünce, İran ve Turan boyları arasında sürekli savaşlar başladı. Uzun süren bu savaşlarda Tur, İranlılar tarafından öldürüldü ve oğlu Peşenk Turan ülkesinin hükümdarı oldu. Babasının intikamını almak isteyen Peşenk orduları ile İran ülkesine saldırdı. Efrasyab’ın kumandasında Ceyhun’u geçen Turan ordusu İran orduları ile günlerce süren savaşlar yaptı.
“İran hükümdarı Karen’in savaş kastı ile saldırdığıher yerde kanlar akıyor, Efrasyab’ın ayak bastığı, toz kaldığı, yerde de kandan bir ırmak oluyordu.”
Bu savaşlar sonunda yenilerek geri çekilen İran ordusunu takip etti ve bir çok pehlivanı öldürdükten sonra, Zebilistan’a kadar ilerledi. İran’ın ünlü kumandanı Zal, Turan ordusunun karşısına çıktı, iki taraf arasında savaş yeniden kızıştı. Turan kumandanlarından Hazervan vuruşurken öldü. Şemasas bütün kuvvetlerini kaybetti. Bu acılara dayanamayan Efrasyab tutsak aldığı İran hükümdarı Nevzer’i otağının önünde öldürdü. Diğer tutsakları da öldürtmek isteyince, kardeşi Aprires karşı çıkarak:
“Tutsakları öldürmek doğru bir iş değildir. Her inişten sonra bir yokuşun geleceğini unutma” diyerek engel oldu.
Nevzer’in ölümü ile İran tahtına sahip olan Afrasyab Rey’e kadar gelerek padişahlık tacını giydi. Bu durum karşısında İran halkı öç almak duygusu ile Zal’ın buyruğunda toplandı. Bu yıllarda müthiş bir kıtlık koptuğu gibi, Apriras’ın gizli yardımı ile esirlerin kurtarıldığını anlayan Afrasyab, bu davranışından dolayı kardeşini öldürterek ülkesine çekildi. İran’ın yeni padişahı Zen’e elçiler göndererek sulh yaptığı gibi, Ceyhun iki budun arasında sınır kabul edildi. Bir müddet sonra Zen ölünce Afrasyab tekrar İran ülkesini ele geçirmek istedi, iki taraf kuvvetleri arasında Rey ve Har illerinde çok kanlı savaşlar oldu. Zaloğlu Rüstem Afrasyab’ı canlı yakalayarak Keykubat’a götürmek istediyse de başaramadı. Yenilgiye yüz tutan kuvvetlerini Ceyhun’un doğusuna çeken Afrasyab babasını ikna ederek Keykubat’la sulh yaptı. Bir müddet sonra Hemevaran hükümdarı İran padişahını aldatarak tutsak ettiğinden, Afrasyab bu ülkenin de hükümdarı olmak istedi. Fakat tutsaklıktan kurtarılan Kavus, ordusunu toplayarak Afrasyab’ın kuvvetlerine saldırınca, Turan ordusu geri çekildi. Rüstem çekilen orduları takiben Turan ülkesine girdi. Serhas şehri yöresinde meydana gelen savaşta Turan ordusunda dağılma görüldü. Ünlü kumandan Piran, Turan ordusunu dağılmaktan kurtarmak için çok uğraştı. Rüstem’in üzerine saldıran pehlivan Elkus atılan bir okla öldürüldü. Savaş alanında bir er gibi çarpışan Afrasyab bir çok ünlü pehlivanını kaybederek yurdunun doğu bölgesine çekildi . Yüz bin kişilik bir ordu ile İran ordularının üzerine sladıran Afrasyab için Kavus savaş alanındaki kumandanlarına:
“O Türk hilekar ve düzenbazdır, soyu kötü olduğu gibi kendisi de kötünün, ehrimenin birisidir. Fakat çok güçlüdür, o kadar ki güneşe ve aya bile erişebilir” diyerek, onları uyardı. Belh civarında gelişen savaşlarda Turan kumandanlarından Gersiyüz yenilerek geri çekildiği gibi, o gece Afrasyab da korkunç bir düş gördü. Düşü yorumlayanların tavsiyesi üzerine Ceyhun Nehri’ni yeniden sınır kabul ederek iki ordu arasında sulh yaptı. Afrasyab topladığı kurultayda:
“İranlıların nice nice büyükleri benim elimde öldüler, nice şehirler hastahane oldu, ve nice gül bahçeleri de dikenliğe döndüğünü” söyledi.
Savaşa son veren Afrasyab, kurultayın kararı ile kardeşi Gersiyüz’ü sürekli sulh yapmak için Siyavuş’un otağına gönderdi. Siyavuş sürekli sulh için yakınlarından 100 Türkü rehin göndermesini ve Buhara, Semerkant, Soğut, Çoç, Sipencap illerinin de İran’a verilmesini şart koştu. Bu şartlar afrasyab tarafından kabul edilmesine rağmen İran padişahı Kavus tarafından kabul edilmediği gibi, oğlu Siyavuş’la Rüstem’i ordu kumandanlığından azletti. Siyavuş da babasının korkusundan adamları ile Afrasyab’a sığındı. Çok iyi karşılanan Siyavuş’a Turan ülkesinde taht ve taç verildiği gibi, Piran’ın kızı Cerice ile de evlendirildi. Bir yıl sonra da Piran’ın teşviki ile Afrasyab’ın kızı Firengis ile evlendi. Afrasyab kızından doğacak bir padişahın kendi tahtını ve devletini yıkacağını, yıldız bakıcılarından öğrenmiş olmasına rağmen bu evlenmeye razı oldu.
Afrasyab’ın buyruğu ile Piran, Hind, Çin ve Hazar ülkelerinden vergileri toplayarak otağa dönerken Siyavuş’un otağına da uğrayarak onun kurdurduğu Siyavuşgirt şehrinin güzelliğine hayran kaldı. Piran’dan bu şehrin güzelliğini dinleyen Afrasyab’ın kardeşi Gersiyüz, Siyavuş’un yanına gidip geldikten sonra Siyavuş’u kardeşine çekiştirerek, onu Afrasyab’a öldürttü. Piran’ın otağına sığınan Firengis ise altı ay sonra bir erkek çocuk dünyaya getirdi, adını KEYHÜSREV koydular.
Siyavuş’un öldürülmesi üzerine, onun intikamını almak için, bütün İran ordusu Rüstem’in kumandasında Afrasyab’ın ülkesine saldırdı. Meydana gelen savaşlarda Afrasyab’ın oğlu Surha tutsak olunca Rüstem tarafından acı şekilde öldürüldü. Oğlunun intikamını almak için bizzat Afrasyab savaş alanına girdi. Bir çok İran kumandanını teke tek vuruşmada öldürdü, durumdan endişe eden Rüstem’le Tus birlikte Afrasyab’ın üzerine saldırdılar, atının yara alması üzerine yere düşen Afrasyab, Hüma’nın yardımı ile tutsak olmaktan kurtuldu. İran ordusu karşısında tutunamayan Turan ordusu Çin’e, Maçin’e kadar geri çekildi. Rüstem kuvvetleri ile yedi yıl bu ülkeyi istila etti. Ülkeyi baştan başa viraneye çevirdi, ağaçlarda yaprak bile kalmadı.
Yedi yıl sonra Afrasyab tekrar ülkesine sahip oldu. Ülkesinin harap edilmesine çok üzüldüğünden, İran’da baş gösteren kıtlıktan faydalanarak intikam almak üzere büyük kuvvetlerle saldırarak bu ülkeyi baştan başa istila etti. Karşısına kimse çıkmadı, ülkesinde de kıtlık başladığından bir müddet sonra geri döndü. Bu yıllarda İran kumandanlarından Güderz’in teşviki ile Turan ülkesine giden Gir Keyhüsrev’i ve anasını bularak İran’a getirdi. Piran bunların kaçırılışını önlemek istediyse de tutsak düştü ve Firengis’in yardımı ile tutsaklıktan kurtuldu. Afrasyab da Ceyhun’a kadar onları takip etti. Fakat yakalayamadığı için geri döndü. Bir müddet sonra İran tahtına çıkan Keyhüsrev babasının öcünü almak için Tus’un kumandasındaki ordularını Turan ülkesine saldırttı. Bu kuvvetler Ceride’den doğan Siyavuş’un oğlu Fund’un kalesini yıkarak kendisini de öldürdüler. Fakat Hemaven Dağı civarında Turan ordularına kumanda eden Piran tarafından muhasara edilince, İran’dan bir ordu Rüstem’in kumandasında yardıma gönderildi. Diğer taraftan da Afrasyab da Pehlivan Kamus ve Çin hakanını Piran’ın yardımına gönderdi. Meydana gelen teke tek vuruşmalarda Kamus İranlı Elva’yı ve daha başka pehlivanları öldürünce meydana giren Rüstem Çin hakanını savaş alanında öldürdü. Yenileceğini anlayan Piran sulh istemek zorunda kaldı. Fakat Rüstem’le anlaşamadığından savaşa devam ettiyse de yenilerek geri çekildi. Bu çekilme üzerine Rüstem Turan ülkesini istilaya başladı. Afrasyab oğlu Side ve Maçin hükümdarı ünlü Pülendvand’ı Rüstem’e karşı gönderdi. Pülendvand bir çok İran pehlivanını kılıçlayarak Geva’nın bayrağını parçaladı. Fakat üzerine saldıran Rüstem’in elinden canını zor kurtardı. Savaş sonunda Afrasyab’ın kuvveti yenilince, ülkesinin bir çok yeri İran ordularının istilasına uğradı.
İran pehlivanlarından Bijen Turan ülkesine bulunduğu günlerde Afrasyab’ın kızı Münije ile ilişki kurarak sarayına girdi. Fakat bu durum Afrasyab tarafından sezilince Bijen’i yakalatarak bir kuyuya attırdı. Bijen’in kaybolması üzerine kıyafet değiştirerek Afrasyab’ın otağına giren Rüstem, Münije’den Bijen’in yerini öğrenerek onu kaçırdığı gibi, Afrasyab’ın otağına da bir gece baskın yaptı. Afrasyab kuvvetleri ile Rüstem’i takip etmek için hazırlıklarını sürdürürken Keyhüsrev, yeni kuvvetlerle Güderz’i Turan’a saldırttı. Güderz’i karşılayan Piran, onunla günlerce savaştı. Bu savaşta Hüman ve Ercasp olağanüstü başarılar kazandılar ise de Turan ordusunun yenilmesini önleyemediler. Dağılan ordu perişan vaziyette doğuya çekildi. İran orduları çeşitli kollardan ilerleyerek Turan ülkesini baştan başa istila ettiler. Turan hükümdarı Afrasyab ordularını kaybedince Saekasta (Saka ) Gölü yakınlarındaki bir mağarada yaptırdığı yer altı sarayına gizlendi. İran Hamlarından biri dağda dolaşırken mağaradan inilti sesleri duydu ve içeri girerek Afrasyab’ın sarayına indi. Yaralı olan Afrasyab’ı yakalayarak kuşağı ile bağladı ve mağaradan çıkardıktan sonra da Keyhüsrev’e götürerek ona teslim etti. Daha sonra Afrasyab’ın, kardeşi Gersivaz da Ham (keşiş) tarafından yakalanarak getirildi. İki kardeşi de tutsak almış olan Keyhüsrev onların ikisini de öldürttü. Afrasyab’ın ölümünden sonra oğlu Ercasb Turan’ı kurtarmak için bir hayli savaşlar yaptı ise de başarı kazanarak eski gücü yaşatamamıştır.
İlk İran hükümdarı Keyümers’in soyundan gelen Feridun ülkesini üçe böldü. Türkistan ve Çin ülkesini oğlu Tur’un buyruğuna verdi. Daha sonra İran’ın tümünü ele geçirmek isteyen Tur, bu ülkenin hükümdarı İreç’i hile ile öldürünce, İran ve Turan boyları arasında sürekli savaşlar başladı. Uzun süren bu savaşlarda Tur, İranlılar tarafından öldürüldü ve oğlu Peşenk Turan ülkesinin hükümdarı oldu. Babasının intikamını almak isteyen Peşenk orduları ile İran ülkesine saldırdı. Efrasyab’ın kumandasında Ceyhun’u geçen Turan ordusu İran orduları ile günlerce süren savaşlar yaptı.
“İran hükümdarı Karen’in savaş kastı ile saldırdığıher yerde kanlar akıyor, Efrasyab’ın ayak bastığı, toz kaldığı, yerde de kandan bir ırmak oluyordu.”
Bu savaşlar sonunda yenilerek geri çekilen İran ordusunu takip etti ve bir çok pehlivanı öldürdükten sonra, Zebilistan’a kadar ilerledi. İran’ın ünlü kumandanı Zal, Turan ordusunun karşısına çıktı, iki taraf arasında savaş yeniden kızıştı. Turan kumandanlarından Hazervan vuruşurken öldü. Şemasas bütün kuvvetlerini kaybetti. Bu acılara dayanamayan Efrasyab tutsak aldığı İran hükümdarı Nevzer’i otağının önünde öldürdü. Diğer tutsakları da öldürtmek isteyince, kardeşi Aprires karşı çıkarak:
“Tutsakları öldürmek doğru bir iş değildir. Her inişten sonra bir yokuşun geleceğini unutma” diyerek engel oldu.
Nevzer’in ölümü ile İran tahtına sahip olan Afrasyab Rey’e kadar gelerek padişahlık tacını giydi. Bu durum karşısında İran halkı öç almak duygusu ile Zal’ın buyruğunda toplandı. Bu yıllarda müthiş bir kıtlık koptuğu gibi, Apriras’ın gizli yardımı ile esirlerin kurtarıldığını anlayan Afrasyab, bu davranışından dolayı kardeşini öldürterek ülkesine çekildi. İran’ın yeni padişahı Zen’e elçiler göndererek sulh yaptığı gibi, Ceyhun iki budun arasında sınır kabul edildi. Bir müddet sonra Zen ölünce Afrasyab tekrar İran ülkesini ele geçirmek istedi, iki taraf kuvvetleri arasında Rey ve Har illerinde çok kanlı savaşlar oldu. Zaloğlu Rüstem Afrasyab’ı canlı yakalayarak Keykubat’a götürmek istediyse de başaramadı. Yenilgiye yüz tutan kuvvetlerini Ceyhun’un doğusuna çeken Afrasyab babasını ikna ederek Keykubat’la sulh yaptı. Bir müddet sonra Hemevaran hükümdarı İran padişahını aldatarak tutsak ettiğinden, Afrasyab bu ülkenin de hükümdarı olmak istedi. Fakat tutsaklıktan kurtarılan Kavus, ordusunu toplayarak Afrasyab’ın kuvvetlerine saldırınca, Turan ordusu geri çekildi. Rüstem çekilen orduları takiben Turan ülkesine girdi. Serhas şehri yöresinde meydana gelen savaşta Turan ordusunda dağılma görüldü. Ünlü kumandan Piran, Turan ordusunu dağılmaktan kurtarmak için çok uğraştı. Rüstem’in üzerine saldıran pehlivan Elkus atılan bir okla öldürüldü. Savaş alanında bir er gibi çarpışan Afrasyab bir çok ünlü pehlivanını kaybederek yurdunun doğu bölgesine çekildi . Yüz bin kişilik bir ordu ile İran ordularının üzerine sladıran Afrasyab için Kavus savaş alanındaki kumandanlarına:
“O Türk hilekar ve düzenbazdır, soyu kötü olduğu gibi kendisi de kötünün, ehrimenin birisidir. Fakat çok güçlüdür, o kadar ki güneşe ve aya bile erişebilir” diyerek, onları uyardı. Belh civarında gelişen savaşlarda Turan kumandanlarından Gersiyüz yenilerek geri çekildiği gibi, o gece Afrasyab da korkunç bir düş gördü. Düşü yorumlayanların tavsiyesi üzerine Ceyhun Nehri’ni yeniden sınır kabul ederek iki ordu arasında sulh yaptı. Afrasyab topladığı kurultayda:
“İranlıların nice nice büyükleri benim elimde öldüler, nice şehirler hastahane oldu, ve nice gül bahçeleri de dikenliğe döndüğünü” söyledi.
Savaşa son veren Afrasyab, kurultayın kararı ile kardeşi Gersiyüz’ü sürekli sulh yapmak için Siyavuş’un otağına gönderdi. Siyavuş sürekli sulh için yakınlarından 100 Türkü rehin göndermesini ve Buhara, Semerkant, Soğut, Çoç, Sipencap illerinin de İran’a verilmesini şart koştu. Bu şartlar afrasyab tarafından kabul edilmesine rağmen İran padişahı Kavus tarafından kabul edilmediği gibi, oğlu Siyavuş’la Rüstem’i ordu kumandanlığından azletti. Siyavuş da babasının korkusundan adamları ile Afrasyab’a sığındı. Çok iyi karşılanan Siyavuş’a Turan ülkesinde taht ve taç verildiği gibi, Piran’ın kızı Cerice ile de evlendirildi. Bir yıl sonra da Piran’ın teşviki ile Afrasyab’ın kızı Firengis ile evlendi. Afrasyab kızından doğacak bir padişahın kendi tahtını ve devletini yıkacağını, yıldız bakıcılarından öğrenmiş olmasına rağmen bu evlenmeye razı oldu.
Afrasyab’ın buyruğu ile Piran, Hind, Çin ve Hazar ülkelerinden vergileri toplayarak otağa dönerken Siyavuş’un otağına da uğrayarak onun kurdurduğu Siyavuşgirt şehrinin güzelliğine hayran kaldı. Piran’dan bu şehrin güzelliğini dinleyen Afrasyab’ın kardeşi Gersiyüz, Siyavuş’un yanına gidip geldikten sonra Siyavuş’u kardeşine çekiştirerek, onu Afrasyab’a öldürttü. Piran’ın otağına sığınan Firengis ise altı ay sonra bir erkek çocuk dünyaya getirdi, adını KEYHÜSREV koydular.
Siyavuş’un öldürülmesi üzerine, onun intikamını almak için, bütün İran ordusu Rüstem’in kumandasında Afrasyab’ın ülkesine saldırdı. Meydana gelen savaşlarda Afrasyab’ın oğlu Surha tutsak olunca Rüstem tarafından acı şekilde öldürüldü. Oğlunun intikamını almak için bizzat Afrasyab savaş alanına girdi. Bir çok İran kumandanını teke tek vuruşmada öldürdü, durumdan endişe eden Rüstem’le Tus birlikte Afrasyab’ın üzerine saldırdılar, atının yara alması üzerine yere düşen Afrasyab, Hüma’nın yardımı ile tutsak olmaktan kurtuldu. İran ordusu karşısında tutunamayan Turan ordusu Çin’e, Maçin’e kadar geri çekildi. Rüstem kuvvetleri ile yedi yıl bu ülkeyi istila etti. Ülkeyi baştan başa viraneye çevirdi, ağaçlarda yaprak bile kalmadı.
Yedi yıl sonra Afrasyab tekrar ülkesine sahip oldu. Ülkesinin harap edilmesine çok üzüldüğünden, İran’da baş gösteren kıtlıktan faydalanarak intikam almak üzere büyük kuvvetlerle saldırarak bu ülkeyi baştan başa istila etti. Karşısına kimse çıkmadı, ülkesinde de kıtlık başladığından bir müddet sonra geri döndü. Bu yıllarda İran kumandanlarından Güderz’in teşviki ile Turan ülkesine giden Gir Keyhüsrev’i ve anasını bularak İran’a getirdi. Piran bunların kaçırılışını önlemek istediyse de tutsak düştü ve Firengis’in yardımı ile tutsaklıktan kurtuldu. Afrasyab da Ceyhun’a kadar onları takip etti. Fakat yakalayamadığı için geri döndü. Bir müddet sonra İran tahtına çıkan Keyhüsrev babasının öcünü almak için Tus’un kumandasındaki ordularını Turan ülkesine saldırttı. Bu kuvvetler Ceride’den doğan Siyavuş’un oğlu Fund’un kalesini yıkarak kendisini de öldürdüler. Fakat Hemaven Dağı civarında Turan ordularına kumanda eden Piran tarafından muhasara edilince, İran’dan bir ordu Rüstem’in kumandasında yardıma gönderildi. Diğer taraftan da Afrasyab da Pehlivan Kamus ve Çin hakanını Piran’ın yardımına gönderdi. Meydana gelen teke tek vuruşmalarda Kamus İranlı Elva’yı ve daha başka pehlivanları öldürünce meydana giren Rüstem Çin hakanını savaş alanında öldürdü. Yenileceğini anlayan Piran sulh istemek zorunda kaldı. Fakat Rüstem’le anlaşamadığından savaşa devam ettiyse de yenilerek geri çekildi. Bu çekilme üzerine Rüstem Turan ülkesini istilaya başladı. Afrasyab oğlu Side ve Maçin hükümdarı ünlü Pülendvand’ı Rüstem’e karşı gönderdi. Pülendvand bir çok İran pehlivanını kılıçlayarak Geva’nın bayrağını parçaladı. Fakat üzerine saldıran Rüstem’in elinden canını zor kurtardı. Savaş sonunda Afrasyab’ın kuvveti yenilince, ülkesinin bir çok yeri İran ordularının istilasına uğradı.
İran pehlivanlarından Bijen Turan ülkesine bulunduğu günlerde Afrasyab’ın kızı Münije ile ilişki kurarak sarayına girdi. Fakat bu durum Afrasyab tarafından sezilince Bijen’i yakalatarak bir kuyuya attırdı. Bijen’in kaybolması üzerine kıyafet değiştirerek Afrasyab’ın otağına giren Rüstem, Münije’den Bijen’in yerini öğrenerek onu kaçırdığı gibi, Afrasyab’ın otağına da bir gece baskın yaptı. Afrasyab kuvvetleri ile Rüstem’i takip etmek için hazırlıklarını sürdürürken Keyhüsrev, yeni kuvvetlerle Güderz’i Turan’a saldırttı. Güderz’i karşılayan Piran, onunla günlerce savaştı. Bu savaşta Hüman ve Ercasp olağanüstü başarılar kazandılar ise de Turan ordusunun yenilmesini önleyemediler. Dağılan ordu perişan vaziyette doğuya çekildi. İran orduları çeşitli kollardan ilerleyerek Turan ülkesini baştan başa istila ettiler. Turan hükümdarı Afrasyab ordularını kaybedince Saekasta (Saka ) Gölü yakınlarındaki bir mağarada yaptırdığı yer altı sarayına gizlendi. İran Hamlarından biri dağda dolaşırken mağaradan inilti sesleri duydu ve içeri girerek Afrasyab’ın sarayına indi. Yaralı olan Afrasyab’ı yakalayarak kuşağı ile bağladı ve mağaradan çıkardıktan sonra da Keyhüsrev’e götürerek ona teslim etti. Daha sonra Afrasyab’ın, kardeşi Gersivaz da Ham (keşiş) tarafından yakalanarak getirildi. İki kardeşi de tutsak almış olan Keyhüsrev onların ikisini de öldürttü. Afrasyab’ın ölümünden sonra oğlu Ercasb Turan’ı kurtarmak için bir hayli savaşlar yaptı ise de başarı kazanarak eski gücü yaşatamamıştır.
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Genel Türk Tarih :: Büyük Türk Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz