Erdoğan'ın Hedefi Sistem Değişikliği mi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Erdoğan'ın Hedefi Sistem Değişikliği mi?
Ankara kulisleri gündemdeki sıcak vakalarla meşgulken, bazı çevrelerde de 2010 yaz aylarından itibaren Erdoğan'ın Başkanlık sistemi doğrultusunda anayasal ve yasal değişimlere gideceği konuşulmaya başlandı.
Önümüzdeki seçim döneminde son kez milletvekili adayı olacağını açıklayan Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığının yetkilerini artırarak Rusya örneğine benzer bir yönetim şeklini Türkiye'ye uygulayacağı, bu yönetimin ilk başkanının da kendisinin olacağı şimdiden bazı mahfillerde dillendirilmektedir.
Bu sistem değişiminin ilk ayağını cumhurbaşkanlığının yetkileri artırılarak başkanlığa dönüştürülmesi oluştururken, ikinci ayağının ise seçim sisteminde değişiklik yapılarak dar bölgeli seçim sistemine geçişin oluşturacağı söylenmektedir.
Başkanlık seçimlerinde muhafazakâr kökenli bir ismin her daim bir adım önde başlayacağını bilen Erdoğan'ın stratejistleri, Erdoğan'ı iki dönem yani on yıl başkanlık yapacağını şimdiden garanti görmektedirler.
Başkanlık sisteminin düzgün yürümesi ve sistemden geriye dönüş durumlarının yaşanmaması için dar bölge seçim sistemi ile parlamentoya girmiş parti bağlarından ziyade bölge ve yöre bağları ön planda olan milletvekillerinden müteşekkil parlamentonun olması şarttır.
Yasama görevini yapan ve başkanın güdümünde olan zayıf bir parlamento sisteminde partilerin ve parti liderlerinin etkisi pek fazla değildir. Bu tip sistemle yönetilen ülkelerde sistem, siyasi partilerden ziyade güçlü ve popüler şahıslar üzerinden yürümektedir.
Başkanlık sisteminde ülke sosyal yapısında etkin olan bir veya iki siyasi görüş/ideoloji çoğunlukla başkanlık makamını elinde bulundurur ya da karşılıklı gelgitler şeklinde ellerinde tutarlar. Diğer görüşler ise parlamentoda cılız bir şekilde temsil edilir. Bu temsil de çoğu zaman görüntüden öteye geçmez.
Böyle bir sistem dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde başkanlık sistemi düzgün işleyen bir sistem görünümdedir.
Ancak bazı Güney Amerika ve gelişmekte olan ülkelerde başkanlık sistemi diktatör üreten bir mekanizma haline gelmiştir. Bu nedenle içinde bulunduğumuz siyasi, sosyal ve ekonomik yapı ile Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi ciddi tehlikeleri de beraberinde getirebilir.
Sekiz yıllık iktidarı boyunca, fiillerinden dolayı hesap vermekten korkan Erdoğan, başkanlık sistemine geçişle bir on yıl daha iktidar kalmak ve hesapsız yaşamak istemektedir. Bu sistem değişimine başta muhalefet partileri CHP ve MHP olmak üzere 86 yıllık cumhuriyet rejiminin kurum ve kuruluşları karşı çıkacaktır.
Ancak başkanlık sistemine geçmek isteyen unsurların ellerinde güçlü argümanlar olacağı ve bu konuyu referanduma taşıyarak halletme yoluna gidecekleri kesindir.
Sevgili okurlar, bu sistem değişimine ilişkin şimdiden bazı gazeteciler kalem oynatmaya veya ekranlardan bu konuyu dillendirmeye başlamışlardır.
Erdoğan'ın, Kürt Açılımı konusunda, istediği doğrultuda mesafe kaydetmesi halinde, şu an mevcut olan sistemde hakimiyet konusunda kendisi için tehlikeli gördüğü güç unsurlarını dize getirmesi durumunda, tümüyle yeni bir yönetim sistemine geçiş konusunu yeni anayasa çerçevesinde milletin önüne getirileceğini düşünmekteyim.
Önümüzdeki seçim döneminde son kez milletvekili adayı olacağını açıklayan Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığının yetkilerini artırarak Rusya örneğine benzer bir yönetim şeklini Türkiye'ye uygulayacağı, bu yönetimin ilk başkanının da kendisinin olacağı şimdiden bazı mahfillerde dillendirilmektedir.
Bu sistem değişiminin ilk ayağını cumhurbaşkanlığının yetkileri artırılarak başkanlığa dönüştürülmesi oluştururken, ikinci ayağının ise seçim sisteminde değişiklik yapılarak dar bölgeli seçim sistemine geçişin oluşturacağı söylenmektedir.
Başkanlık seçimlerinde muhafazakâr kökenli bir ismin her daim bir adım önde başlayacağını bilen Erdoğan'ın stratejistleri, Erdoğan'ı iki dönem yani on yıl başkanlık yapacağını şimdiden garanti görmektedirler.
Başkanlık sisteminin düzgün yürümesi ve sistemden geriye dönüş durumlarının yaşanmaması için dar bölge seçim sistemi ile parlamentoya girmiş parti bağlarından ziyade bölge ve yöre bağları ön planda olan milletvekillerinden müteşekkil parlamentonun olması şarttır.
Yasama görevini yapan ve başkanın güdümünde olan zayıf bir parlamento sisteminde partilerin ve parti liderlerinin etkisi pek fazla değildir. Bu tip sistemle yönetilen ülkelerde sistem, siyasi partilerden ziyade güçlü ve popüler şahıslar üzerinden yürümektedir.
Başkanlık sisteminde ülke sosyal yapısında etkin olan bir veya iki siyasi görüş/ideoloji çoğunlukla başkanlık makamını elinde bulundurur ya da karşılıklı gelgitler şeklinde ellerinde tutarlar. Diğer görüşler ise parlamentoda cılız bir şekilde temsil edilir. Bu temsil de çoğu zaman görüntüden öteye geçmez.
Böyle bir sistem dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde başkanlık sistemi düzgün işleyen bir sistem görünümdedir.
Ancak bazı Güney Amerika ve gelişmekte olan ülkelerde başkanlık sistemi diktatör üreten bir mekanizma haline gelmiştir. Bu nedenle içinde bulunduğumuz siyasi, sosyal ve ekonomik yapı ile Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi ciddi tehlikeleri de beraberinde getirebilir.
Sekiz yıllık iktidarı boyunca, fiillerinden dolayı hesap vermekten korkan Erdoğan, başkanlık sistemine geçişle bir on yıl daha iktidar kalmak ve hesapsız yaşamak istemektedir. Bu sistem değişimine başta muhalefet partileri CHP ve MHP olmak üzere 86 yıllık cumhuriyet rejiminin kurum ve kuruluşları karşı çıkacaktır.
Ancak başkanlık sistemine geçmek isteyen unsurların ellerinde güçlü argümanlar olacağı ve bu konuyu referanduma taşıyarak halletme yoluna gidecekleri kesindir.
Sevgili okurlar, bu sistem değişimine ilişkin şimdiden bazı gazeteciler kalem oynatmaya veya ekranlardan bu konuyu dillendirmeye başlamışlardır.
Erdoğan'ın, Kürt Açılımı konusunda, istediği doğrultuda mesafe kaydetmesi halinde, şu an mevcut olan sistemde hakimiyet konusunda kendisi için tehlikeli gördüğü güç unsurlarını dize getirmesi durumunda, tümüyle yeni bir yönetim sistemine geçiş konusunu yeni anayasa çerçevesinde milletin önüne getirileceğini düşünmekteyim.
Similar topics
» Suriye kumpanyası, Büyük İsrail için ? BOP
» Windows Sistem Hataları ve Çözümleri
» Formatsız, Virüslü Sistem Kurtarım....
» Kapitalizm Komünizmi Çağırır! İki Sistem Birbirini Doğurur!
» Belçika Bölünüyor Başbakan Erdoğanın övdü Başkanlık sistemi bu işte
» Windows Sistem Hataları ve Çözümleri
» Formatsız, Virüslü Sistem Kurtarım....
» Kapitalizm Komünizmi Çağırır! İki Sistem Birbirini Doğurur!
» Belçika Bölünüyor Başbakan Erdoğanın övdü Başkanlık sistemi bu işte
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz