BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU
1 sayfadaki 1 sayfası
BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU
Bütün Türkler bir ordu… Bu dört kelime, Türk soyunun ülküsünü dile getiren sözlerin en güzellerinden birisidir. Büyük fikir adamımız Ziya Gökalp'in bir manzumesinden çıkarılıp bir ülkü parolası haline getirilen bu söz, hiçbir karşılık beklemeden Türklüğe hizmet eden on binlerce aydın Türk’ün de parolasıdır.
Ülkünün manasını bilmeyen ve kavrayamayanlar ile, ülkücü olmak vasfından yoksun bulunanlar, Türk ülküsünü savunanların karşısına her zaman “maddi imkan” teranesiyle dikilmeye çalışmışlardır. Ülkülerin, maddi imkanlar üstünde, daha çok uzak geleceklere bakan, hayalle karışık büyük davalar olduğunu hatırlamak, onların nasıl yanıldıklarını anlamaya yeter.
Milli ülküler, cemiyetler için, en büyük manevi güç kaynaklarından biridir. Ülkünün manasını bilen Türk, onun içindir ki, hayatta en büyük vazifesinin bu ülküye hizmet olduğuna inanmıştır. Hayatlarının manasını bu ülküde bulan ve hayatlarını bu ülküye adayan Türkler, bu sebepten, her çağda bulunuyor. Dün vardı. Bugün de var. Yarın da var olacaktır. Bu iman zinciri halkası ve onun yenilmez gücü, Türk ülküsünün en sağlam gerçekleşme teminatıdır. Dünya, çok uzak olmayan bir gelecekte, tarihte gerçek olan şeylerin gelecekte de gerçek olabileceğini sözünüm gerçeklik derecesini bir kere daha görecektir.
Türk’ün düşmanı olduklarından Türk ülküsüne de düşmanlık edenler milletimizi parçalara bölmek için, dün olduğu gibi bu günde çalışmaktadırlar. Türk’ün bir vazifesi de bu hile karşısında uyanık bulunmaktır. Bu soyun evladı olmakla övünen Türkler Tanrı’nın birliğine nasıl iman ediyorlarsa, Türk birliğine ve bütünlüğüne de öyle inanmalıdırlar. Unutmamalı ki, Türk’ü, coğrafyasına ve kollarına göre parçalara ayırmak, soyumuzun kökünü kazımaya uğraşan düşmanların ekmeğine yağ sürmek demektir. Bir Türk bilerek, böyle bir alçaklığı asla yapamaz.
Bununla beraber, bilmeden, bu yanlış yolda yürümekte olanlar da vardır. Bunlar, tutsak Türk illerinin tutsak milyonlarına sırt çeviren Türkiyeli aydınlar ile, bir gün düşman çizmesinden muhakkak kurtulacak bu günkü esir Türk dünyasında, yarın, parça parça devletler kurulmasını hayal eden bir kısım dış Türklerdir.
Türk ülküsüne karşı olan bu gibi davranış ve inanışlar, elbette ki üzücüdür. Bu üzücü davranışlar karşısında, ülkücülere düşen, yanlış yolda olanları, ısrarla, uyarmaya çalışmaktır.
Bugünün devletler dünyasında, Türk aleminin öteki parçalarına sırt çevirmiş bir Türkiye, geleceği garanti bir devlet olarak yaşıyor sayılmaz. Yarın, düşman yenilip bağımsızlık kazanılırken, ilk anayurdumuz Doğu Türk ilinde, irili ufaklı bir takım Türk devletleri meydana gelirse, aynı tehlike orası için de var olacaktır. Türk’ün varlığının ve yarınının, kendisini yıkılmaz bir kale haline getirecek olan bütünlüğüne bağlı olduğu unutulmamalıdır.
Milletimiz, şuurlu evlatlarının kılavuzluğu ile, nice yıllardan beri, Türk soyunu mutluluğa götürecek, tek yol olan, bu yol üzerindedir. Bu yolun yolcuları, onun için, hiç eksik olmamaktadır. Nesiller nesilleri kovaladıkça, genç Türk evlatlarının en seçkinlerinin bu davaya sarılmaları da bundandır.
Dava ayaktadır ve yürümektedir. Türkiyeli ülkücü Türk gençlerinin tutsak Türk illeri davasını benimsemeleri ve Türk bütünlüğü gerçeğine bütün varlıklarıyla bağlanmakta olmaları kadar, tutsak Türk illerine mensup gençlerin, bölgeci ve bölücü tutum ve davranışlarının karşısına kaya gibi dikilmeleri de bunun en açık delilidir. Bu gençler ve bu iman ile, bu ülkü bir gün muhakkak gerçekleşecektir.
Bu yolda en büyük yük, ülkücü gençlerin omuzlarındadır. Ülkücü bütün Türk gençleri, yanlış yolda olanlarla mücadeleyi bir an bırakmamalıdır. Ancak bu mücadele yıkmak değil, uyarmak için olmalıdır.
Ulu Tanrı, Türkleri, bir bütün, bir millet olarak yaratmıştır. Bu bütün, yıllar var, parçalanmış bir haldedir. Türk, eğer Türk ise, bu Tanrı iradesini yeniden bir gerçek haline getirecektir.
Bu birliğin bir gün, tarihteki gibi bir gerçek olacağına bütün kalbimizle inanıyoruz. Bizi, Türk olarak, hayata bağlayan en büyük bağ, bu inançtır.
Yıllarca inandığımız, bugün inanmakta olduğumuz, yarında inanmakta devam edeceğimiz bu büyük ülkünün, en güzel parolası “Bütün Türkler bir ordu” sözüdür.
En anlayışsız kafalarda, en duygusuz gönüllerde, en sağır kulaklarda aksini buluncaya kadar, bu milli parolayı, Tanrı’nın günü ve en gür sesimizle tekrarlamalıyız:
Bütün Türkler bir ordu…
Not:
1-Nejdet SANÇAR Beğ bu yazıyı 1970 li yıllarda yazmış olup, henüz Sovyet Rusya dağılmamıştı.
2- Yazıda işlenen Ülkücülük deyimi; Türkçülük Ülküsünü kastetmekte olup, bu günkü, malum sentezci, söylemle hiçbir alakası yoktur. Malum sentezci topluluk bu güzel ve orijinal deyimi gasp ederek Türkçülük Ülküsü manasından uzaklaştırıp, yoz ve yapay sentezci ideolojinin tanımı olarak kullanmaya başlamıştır.
EK:TÜRKÇÜLÜK ÜZERİNE MAKALELER - NEJDET SANÇAR, DEVLET- TÖRE YAYINEVİ 1976
Ülkünün manasını bilmeyen ve kavrayamayanlar ile, ülkücü olmak vasfından yoksun bulunanlar, Türk ülküsünü savunanların karşısına her zaman “maddi imkan” teranesiyle dikilmeye çalışmışlardır. Ülkülerin, maddi imkanlar üstünde, daha çok uzak geleceklere bakan, hayalle karışık büyük davalar olduğunu hatırlamak, onların nasıl yanıldıklarını anlamaya yeter.
Milli ülküler, cemiyetler için, en büyük manevi güç kaynaklarından biridir. Ülkünün manasını bilen Türk, onun içindir ki, hayatta en büyük vazifesinin bu ülküye hizmet olduğuna inanmıştır. Hayatlarının manasını bu ülküde bulan ve hayatlarını bu ülküye adayan Türkler, bu sebepten, her çağda bulunuyor. Dün vardı. Bugün de var. Yarın da var olacaktır. Bu iman zinciri halkası ve onun yenilmez gücü, Türk ülküsünün en sağlam gerçekleşme teminatıdır. Dünya, çok uzak olmayan bir gelecekte, tarihte gerçek olan şeylerin gelecekte de gerçek olabileceğini sözünüm gerçeklik derecesini bir kere daha görecektir.
Türk’ün düşmanı olduklarından Türk ülküsüne de düşmanlık edenler milletimizi parçalara bölmek için, dün olduğu gibi bu günde çalışmaktadırlar. Türk’ün bir vazifesi de bu hile karşısında uyanık bulunmaktır. Bu soyun evladı olmakla övünen Türkler Tanrı’nın birliğine nasıl iman ediyorlarsa, Türk birliğine ve bütünlüğüne de öyle inanmalıdırlar. Unutmamalı ki, Türk’ü, coğrafyasına ve kollarına göre parçalara ayırmak, soyumuzun kökünü kazımaya uğraşan düşmanların ekmeğine yağ sürmek demektir. Bir Türk bilerek, böyle bir alçaklığı asla yapamaz.
Bununla beraber, bilmeden, bu yanlış yolda yürümekte olanlar da vardır. Bunlar, tutsak Türk illerinin tutsak milyonlarına sırt çeviren Türkiyeli aydınlar ile, bir gün düşman çizmesinden muhakkak kurtulacak bu günkü esir Türk dünyasında, yarın, parça parça devletler kurulmasını hayal eden bir kısım dış Türklerdir.
Türk ülküsüne karşı olan bu gibi davranış ve inanışlar, elbette ki üzücüdür. Bu üzücü davranışlar karşısında, ülkücülere düşen, yanlış yolda olanları, ısrarla, uyarmaya çalışmaktır.
Bugünün devletler dünyasında, Türk aleminin öteki parçalarına sırt çevirmiş bir Türkiye, geleceği garanti bir devlet olarak yaşıyor sayılmaz. Yarın, düşman yenilip bağımsızlık kazanılırken, ilk anayurdumuz Doğu Türk ilinde, irili ufaklı bir takım Türk devletleri meydana gelirse, aynı tehlike orası için de var olacaktır. Türk’ün varlığının ve yarınının, kendisini yıkılmaz bir kale haline getirecek olan bütünlüğüne bağlı olduğu unutulmamalıdır.
Milletimiz, şuurlu evlatlarının kılavuzluğu ile, nice yıllardan beri, Türk soyunu mutluluğa götürecek, tek yol olan, bu yol üzerindedir. Bu yolun yolcuları, onun için, hiç eksik olmamaktadır. Nesiller nesilleri kovaladıkça, genç Türk evlatlarının en seçkinlerinin bu davaya sarılmaları da bundandır.
Dava ayaktadır ve yürümektedir. Türkiyeli ülkücü Türk gençlerinin tutsak Türk illeri davasını benimsemeleri ve Türk bütünlüğü gerçeğine bütün varlıklarıyla bağlanmakta olmaları kadar, tutsak Türk illerine mensup gençlerin, bölgeci ve bölücü tutum ve davranışlarının karşısına kaya gibi dikilmeleri de bunun en açık delilidir. Bu gençler ve bu iman ile, bu ülkü bir gün muhakkak gerçekleşecektir.
Bu yolda en büyük yük, ülkücü gençlerin omuzlarındadır. Ülkücü bütün Türk gençleri, yanlış yolda olanlarla mücadeleyi bir an bırakmamalıdır. Ancak bu mücadele yıkmak değil, uyarmak için olmalıdır.
Ulu Tanrı, Türkleri, bir bütün, bir millet olarak yaratmıştır. Bu bütün, yıllar var, parçalanmış bir haldedir. Türk, eğer Türk ise, bu Tanrı iradesini yeniden bir gerçek haline getirecektir.
Bu birliğin bir gün, tarihteki gibi bir gerçek olacağına bütün kalbimizle inanıyoruz. Bizi, Türk olarak, hayata bağlayan en büyük bağ, bu inançtır.
Yıllarca inandığımız, bugün inanmakta olduğumuz, yarında inanmakta devam edeceğimiz bu büyük ülkünün, en güzel parolası “Bütün Türkler bir ordu” sözüdür.
En anlayışsız kafalarda, en duygusuz gönüllerde, en sağır kulaklarda aksini buluncaya kadar, bu milli parolayı, Tanrı’nın günü ve en gür sesimizle tekrarlamalıyız:
Bütün Türkler bir ordu…
Not:
1-Nejdet SANÇAR Beğ bu yazıyı 1970 li yıllarda yazmış olup, henüz Sovyet Rusya dağılmamıştı.
2- Yazıda işlenen Ülkücülük deyimi; Türkçülük Ülküsünü kastetmekte olup, bu günkü, malum sentezci, söylemle hiçbir alakası yoktur. Malum sentezci topluluk bu güzel ve orijinal deyimi gasp ederek Türkçülük Ülküsü manasından uzaklaştırıp, yoz ve yapay sentezci ideolojinin tanımı olarak kullanmaya başlamıştır.
EK:TÜRKÇÜLÜK ÜZERİNE MAKALELER - NEJDET SANÇAR, DEVLET- TÖRE YAYINEVİ 1976
erzurumlu25- .::Tengri::.
-
Yaş : 45
Cinsiyet :
Nerden : Erzurum
Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: : 757
Üyelik Tarihi : 29/12/09
Similar topics
» Bütün TÜRKler Kardeştir!
» İşte dünya üzerinde bulunan bütün Türkler...
» Ordu millet-ordu devlet ilkesi
» Bütün TÜRKlər qardaştır!
» Bütün Yönleriyle HOCALI SOYKIRIMI
» İşte dünya üzerinde bulunan bütün Türkler...
» Ordu millet-ordu devlet ilkesi
» Bütün TÜRKlər qardaştır!
» Bütün Yönleriyle HOCALI SOYKIRIMI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz