Eski AKP milletvekilinden şok açıklamalar: “AKP’liler yalan söylüyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Eski AKP milletvekilinden şok açıklamalar: “AKP’liler yalan söylüyor
AKP'nin 22. Dönem Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş, referandum kararını Gazete5'e açıkladı. Sarıbaş, "Kararım hayır olacak" derken, gerekçelerinin ise biraz "farklı" olduğunu söyledi.
Bir dönem AKP içinde de siyaset yapan Süleyman Sarıbaş ile Anayasa değişiklik paketi referandumunu konuştuk. Sarıbaş, Gazete5'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Referandum kararınızın "Hayır" olacağını söylediniz. Gerekçeleriniz nedir?
Benim gerekçelerim, herkesten çok farklı. Öncelikle meseleye bir hukukçu olarak bakıyorum. Anayasa'da bir takım yeni düzenlemelere 'evet' diyorum. Şekil olarak bir takım değişiklikler yapılmalıydı. Doğru.
Ne gibi değişikliklerden söz ediyorsunuz?
Dünyadaki evrensel değerlerin değiştiği bir dönemde, hala bu anayasayla ülkeyi yönetmeye kalkışmak hiç çağdaş değil. Ben sadece 30 maddeden oluşan bir Anayasamız olması gerektiğini düşünüyorum. Anayasa, bir devletin üç temel erkini belirler. Bunlar yasama, yürütme ve yargıdır. Anayasa tümüyle bunları düzenleyen bir metin olmalıdır. Yasama dediğinizde, Meclis'in görev ve yetkileri, kaç kişiden oluşacağı, nasıl seçileceği gibi maddeler olur. Yürütme aynı şekilde. Nasıl seçilir, kimlerden oluşur, yetki ve görevleri... Ve tabii yargı... Öngördüğüm anayasa bu...
Mevcut Anayasa'da yer alan hak ve özgürlüklerin o metinden çıkarılmasından yana mısınız?
Bugünkü Anayasa'da, sadece hak ve özgürlükleri tanımlayan maddelerin sayısı 70'in de üzerinde. Bunları Anayasa'ya yazmaya gerek yok ki. Bütün bunlar artık evrensel hale gelmiş kurallardır. Siz sadece onların hangi şartlarda sınırlandırılabileceğini yazarsınız Anayasanıza. Şartları belirlersiniz. Kaldı ki bu şartlar dışında da kısıtlanamaz. Dolayısıyla gerekli görmüyorum.
Peki Anayasa'nın değişmez ilkeleri olan Başlangıç maddelerinin de mi kaldırılmasından yanasınız?
Anayasa'nın ilk üç maddesi olduğu gibi korunmalı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şekli, başkenti, dili ve milletin bölünmez bütünlüğüne vurgu yapan bu maddeler her devletin anayasasında vardır. Ancak, bir maddeye bakıyorsunuz "Herkes kanun önünde eşittir" diyor... Bunu anayasaya yazmanın anlamı yok ki. Zaten eşit olmak zorunda. Kadınlara pozitif ayrımcılık isteniyor. Bunun bir anlamı var mı? Yok. Kadın zaten buna tabi tutulmalı. Burada bir başka iki yüzlülük daha var tabii. Hem kadınları önde tutacaksınız. Sonra da örtüp gezdireceksiniz, saklayacaksınız.
Yeniden "Hayır" gerekçenize dönecek olursak... Referandumda neden 'hayır' diyeceksiniz?
Birinci sebep; ortada bir yalan var... AKP yalan söylüyor. 12 Eylül'den hesap soramaz. 12 Eylül'ün sorumlularını yargılayamaz. Bunun için ayrı bir madde eklese bile bunu yapamaz. Çünkü kanunlar, geriye yürümez. Geçmişte 'af'tan yararlanan yargılanmış bir insanı tekrar yargı önüne çıkarıp mahkum edemezsiniz. Geçici 15. Maddeyi 12 Eylül Anayasası'na askerler koydu. Ve bu anayasa o dönem halk oyuna sunuldu. 15. maddede, eylemde bulunanların yargılanamayacağı yönünde bir hüküm yer alıyordu. Bu bir 'af' maddesiydi. Halk oylamasında kabul edildi. Şimdi bu iktidar kalkmış bunu kaldıralım diyor. İstediğiniz kadar kaldırın... İsterseniz yeni bir madde koyup, o dönemde 'suç' işleyenlerin yargılanacağı hükmünü getirin. Yine yargılayamazsınız. Çünkü devlet bir kere affetmiş. Hiçbir hukuk onları yargılayamaz. Kanun geriye yürümez.
İkinci sebep nedir?
'Hayır' kararımın ikinci nedeni ise bu değişiklik paketinde HSYK ile ilgili maddeye ilişkin... Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçilmesi ile ilgili getirilen düzenlemeye bir itirazım yok. Üye sayısı 19'a çıkabilir, üyeleri Cumhurbaşkanı da seçebilir. Ancak HSYK konusundaki düzenlemeye itirazım var. Bu kuruldaki üyelerden 10 tanesi, taşraya seçtiriliyor. Bu ne anlama geliyor? Kim kasaba kasaba gezip, taşra hakimlerine vaatte bulunursa onlar seçilecek. Bu tür seçimle gelen insanın yapacağı iş ne olur? Kendisini nasıl Yargıtay üyesi yaptırabileceğine bakar... Ben hali hazırdaki sistemin de çok sağlıklı işlediğini kesinlikle düşünmüyorum. Ama yerine getirdiğiniz sistem öyle bir sistem olmalı ki, 'İşte doğrusu bu' denilebilmeli.
Doğru bir sistem nasıl olmalı?
Bakın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları atanıyor. Nasıl geliyor bu insanlar o mevkiye? Sicil, kademe ve terfi yöntemiyle. En akil yaşa geldiğinde, o işin artık 'duayeni' olduğunda, en üst kademede yerini alıyor. Birini yapamadığınızda, diğerini seçebiliyorsunuz. Hangi ismi seçtiğiniz önemli değil. Sonuçta o devlet terbiyesini, geleneğini iyi bilen bir asker oluyor. Hakim ve savcılık da aynı şekilde olmalı. Yaptığınız seçimler ideolojik olmamalı. Hakimlerin de kendi inançları olabilir. Ancak mesleğinde ideolojisi olmayan, tek kutsalı 'hukuk' olan kişiler seçilebilmeli. Bu insanların da sınıflandırma, vasıflandırma ve tercih işlemi, sicil ve terfi gözetilerek yapılmalı. Siz sağlam kurallar koyarsanız ortaya, gerekli mevkilere de sağlam insanlar gelecektir.
Bugünkü değişikliklerle HSYK'ya taşradan üye seçiminin gündeme geleceğini söylüyorsunuz. Bunun ne gibi bir sakıncası olabilir?
Bunun en önemli dezavantajı, taşrada dönmeye başlayacak pazarlıklardır. Aynı sistem, 1961 Anayasası'nda denendi. Olmadı. O dönemde de Anadolu'dan seçim yapılıyordu. Yürümeyen bir sistemi yeniden dayatmak doğru mu? Yarın taşrada hakim adaylar belirlenecek. Bu insanlar birbirlerine girecekler. Hatta birbirlerine silah çeker hale bile gelecekler. Millete ne gibi bir menfaat getirebilir ki bu değişiklik?
AKP şimdi neden böyle bir dayatma yapıyor o halde?
Çünkü yargıdan ağzı yandı. İptal davaları üst üste geldi. Kapatma davası yaşadı. Öfkelendi. Sadece bunun için Anayasayı değiştiriyorum diye ortaya çıktı.
Fethullah Gülen'in de iddialı bir mesajı var referandumla ilgili. Mezardakiler bile kalkıp 'Evet' oyu vermeli diyor...
Bunu niye söylüyor? Yargıyı cemaatleştirebilirim diye düşündüğü için söylüyor. Çünkü bu sistem onun da önünü açacak. Tekrarlıyorum. Yargının tek kutsalı 'hukuk'tur. Ben insanların cemaat üyesi olmasına karşı değilim. Ancak bir hukuk insanı kararını verirken cemaatçi olamaz.
Bugün yargının bağımsız ve hür irade ile karar verdiğini düşünüyor musunuz?
İstanbul'daki mahkemelerin tutuklama kararlarını eleştiremeyiz. Ancak bu tutuklama kararlarının sağlam delillerle verilmesi gerekir. Bir insanı mahkum edecekseniz, elinizde gerçekten sağlam delil olmak durumundadır. İnsanların tek direnci hukuk olmalı. Bu millet iktidarları seçiyor, onlara yetki veriyor. Peki bu hırs ne o zaman?
Referandumun sonucuna yönelik bir tahmininiz var mı?
S.SARIBAŞ- Bu referandumdan evet ya da hayır çıksa da hiçbir şey değişmez. Yanlış yanlıştır. En fazla beş sene sonra söz konusu maddeleri yeniden değiştireceklerini biliyorum. Mesele şu: 'Mış' gibi yapmayacaksınız. Bu iktidarın yaptığı şey bu. Mış gibi yapmak. Bu yanlış.
(Gazete5.com / Selda Öztürk KAY)
Bir dönem AKP içinde de siyaset yapan Süleyman Sarıbaş ile Anayasa değişiklik paketi referandumunu konuştuk. Sarıbaş, Gazete5'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Referandum kararınızın "Hayır" olacağını söylediniz. Gerekçeleriniz nedir?
Benim gerekçelerim, herkesten çok farklı. Öncelikle meseleye bir hukukçu olarak bakıyorum. Anayasa'da bir takım yeni düzenlemelere 'evet' diyorum. Şekil olarak bir takım değişiklikler yapılmalıydı. Doğru.
Ne gibi değişikliklerden söz ediyorsunuz?
Dünyadaki evrensel değerlerin değiştiği bir dönemde, hala bu anayasayla ülkeyi yönetmeye kalkışmak hiç çağdaş değil. Ben sadece 30 maddeden oluşan bir Anayasamız olması gerektiğini düşünüyorum. Anayasa, bir devletin üç temel erkini belirler. Bunlar yasama, yürütme ve yargıdır. Anayasa tümüyle bunları düzenleyen bir metin olmalıdır. Yasama dediğinizde, Meclis'in görev ve yetkileri, kaç kişiden oluşacağı, nasıl seçileceği gibi maddeler olur. Yürütme aynı şekilde. Nasıl seçilir, kimlerden oluşur, yetki ve görevleri... Ve tabii yargı... Öngördüğüm anayasa bu...
Mevcut Anayasa'da yer alan hak ve özgürlüklerin o metinden çıkarılmasından yana mısınız?
Bugünkü Anayasa'da, sadece hak ve özgürlükleri tanımlayan maddelerin sayısı 70'in de üzerinde. Bunları Anayasa'ya yazmaya gerek yok ki. Bütün bunlar artık evrensel hale gelmiş kurallardır. Siz sadece onların hangi şartlarda sınırlandırılabileceğini yazarsınız Anayasanıza. Şartları belirlersiniz. Kaldı ki bu şartlar dışında da kısıtlanamaz. Dolayısıyla gerekli görmüyorum.
Peki Anayasa'nın değişmez ilkeleri olan Başlangıç maddelerinin de mi kaldırılmasından yanasınız?
Anayasa'nın ilk üç maddesi olduğu gibi korunmalı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şekli, başkenti, dili ve milletin bölünmez bütünlüğüne vurgu yapan bu maddeler her devletin anayasasında vardır. Ancak, bir maddeye bakıyorsunuz "Herkes kanun önünde eşittir" diyor... Bunu anayasaya yazmanın anlamı yok ki. Zaten eşit olmak zorunda. Kadınlara pozitif ayrımcılık isteniyor. Bunun bir anlamı var mı? Yok. Kadın zaten buna tabi tutulmalı. Burada bir başka iki yüzlülük daha var tabii. Hem kadınları önde tutacaksınız. Sonra da örtüp gezdireceksiniz, saklayacaksınız.
Yeniden "Hayır" gerekçenize dönecek olursak... Referandumda neden 'hayır' diyeceksiniz?
Birinci sebep; ortada bir yalan var... AKP yalan söylüyor. 12 Eylül'den hesap soramaz. 12 Eylül'ün sorumlularını yargılayamaz. Bunun için ayrı bir madde eklese bile bunu yapamaz. Çünkü kanunlar, geriye yürümez. Geçmişte 'af'tan yararlanan yargılanmış bir insanı tekrar yargı önüne çıkarıp mahkum edemezsiniz. Geçici 15. Maddeyi 12 Eylül Anayasası'na askerler koydu. Ve bu anayasa o dönem halk oyuna sunuldu. 15. maddede, eylemde bulunanların yargılanamayacağı yönünde bir hüküm yer alıyordu. Bu bir 'af' maddesiydi. Halk oylamasında kabul edildi. Şimdi bu iktidar kalkmış bunu kaldıralım diyor. İstediğiniz kadar kaldırın... İsterseniz yeni bir madde koyup, o dönemde 'suç' işleyenlerin yargılanacağı hükmünü getirin. Yine yargılayamazsınız. Çünkü devlet bir kere affetmiş. Hiçbir hukuk onları yargılayamaz. Kanun geriye yürümez.
İkinci sebep nedir?
'Hayır' kararımın ikinci nedeni ise bu değişiklik paketinde HSYK ile ilgili maddeye ilişkin... Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçilmesi ile ilgili getirilen düzenlemeye bir itirazım yok. Üye sayısı 19'a çıkabilir, üyeleri Cumhurbaşkanı da seçebilir. Ancak HSYK konusundaki düzenlemeye itirazım var. Bu kuruldaki üyelerden 10 tanesi, taşraya seçtiriliyor. Bu ne anlama geliyor? Kim kasaba kasaba gezip, taşra hakimlerine vaatte bulunursa onlar seçilecek. Bu tür seçimle gelen insanın yapacağı iş ne olur? Kendisini nasıl Yargıtay üyesi yaptırabileceğine bakar... Ben hali hazırdaki sistemin de çok sağlıklı işlediğini kesinlikle düşünmüyorum. Ama yerine getirdiğiniz sistem öyle bir sistem olmalı ki, 'İşte doğrusu bu' denilebilmeli.
Doğru bir sistem nasıl olmalı?
Bakın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları atanıyor. Nasıl geliyor bu insanlar o mevkiye? Sicil, kademe ve terfi yöntemiyle. En akil yaşa geldiğinde, o işin artık 'duayeni' olduğunda, en üst kademede yerini alıyor. Birini yapamadığınızda, diğerini seçebiliyorsunuz. Hangi ismi seçtiğiniz önemli değil. Sonuçta o devlet terbiyesini, geleneğini iyi bilen bir asker oluyor. Hakim ve savcılık da aynı şekilde olmalı. Yaptığınız seçimler ideolojik olmamalı. Hakimlerin de kendi inançları olabilir. Ancak mesleğinde ideolojisi olmayan, tek kutsalı 'hukuk' olan kişiler seçilebilmeli. Bu insanların da sınıflandırma, vasıflandırma ve tercih işlemi, sicil ve terfi gözetilerek yapılmalı. Siz sağlam kurallar koyarsanız ortaya, gerekli mevkilere de sağlam insanlar gelecektir.
Bugünkü değişikliklerle HSYK'ya taşradan üye seçiminin gündeme geleceğini söylüyorsunuz. Bunun ne gibi bir sakıncası olabilir?
Bunun en önemli dezavantajı, taşrada dönmeye başlayacak pazarlıklardır. Aynı sistem, 1961 Anayasası'nda denendi. Olmadı. O dönemde de Anadolu'dan seçim yapılıyordu. Yürümeyen bir sistemi yeniden dayatmak doğru mu? Yarın taşrada hakim adaylar belirlenecek. Bu insanlar birbirlerine girecekler. Hatta birbirlerine silah çeker hale bile gelecekler. Millete ne gibi bir menfaat getirebilir ki bu değişiklik?
AKP şimdi neden böyle bir dayatma yapıyor o halde?
Çünkü yargıdan ağzı yandı. İptal davaları üst üste geldi. Kapatma davası yaşadı. Öfkelendi. Sadece bunun için Anayasayı değiştiriyorum diye ortaya çıktı.
Fethullah Gülen'in de iddialı bir mesajı var referandumla ilgili. Mezardakiler bile kalkıp 'Evet' oyu vermeli diyor...
Bunu niye söylüyor? Yargıyı cemaatleştirebilirim diye düşündüğü için söylüyor. Çünkü bu sistem onun da önünü açacak. Tekrarlıyorum. Yargının tek kutsalı 'hukuk'tur. Ben insanların cemaat üyesi olmasına karşı değilim. Ancak bir hukuk insanı kararını verirken cemaatçi olamaz.
Bugün yargının bağımsız ve hür irade ile karar verdiğini düşünüyor musunuz?
İstanbul'daki mahkemelerin tutuklama kararlarını eleştiremeyiz. Ancak bu tutuklama kararlarının sağlam delillerle verilmesi gerekir. Bir insanı mahkum edecekseniz, elinizde gerçekten sağlam delil olmak durumundadır. İnsanların tek direnci hukuk olmalı. Bu millet iktidarları seçiyor, onlara yetki veriyor. Peki bu hırs ne o zaman?
Referandumun sonucuna yönelik bir tahmininiz var mı?
S.SARIBAŞ- Bu referandumdan evet ya da hayır çıksa da hiçbir şey değişmez. Yanlış yanlıştır. En fazla beş sene sonra söz konusu maddeleri yeniden değiştireceklerini biliyorum. Mesele şu: 'Mış' gibi yapmayacaksınız. Bu iktidarın yaptığı şey bu. Mış gibi yapmak. Bu yanlış.
(Gazete5.com / Selda Öztürk KAY)
erzurumlu25- .::Tengri::.
-
Yaş : 45
Cinsiyet :
Nerden : Erzurum
Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: : 757
Üyelik Tarihi : 29/12/09
Similar topics
» ESKİ ÜLKÜCÜ” ÜRETME “ESKİ AKP’LİLER’E” CEVAP VER
» Turkcell, nerede olduğunuzu söylüyor!
» AKP LİLER ROJ TV DE CİRİT ATIYOR
» ÜLKÜCÜLERLE DTP LİLER BİRBİRİNE GİRDİ
» Üç ayaklı darağacı idamı kimin kaldırdığını bizzat kendisi söylüyor
» Turkcell, nerede olduğunuzu söylüyor!
» AKP LİLER ROJ TV DE CİRİT ATIYOR
» ÜLKÜCÜLERLE DTP LİLER BİRBİRİNE GİRDİ
» Üç ayaklı darağacı idamı kimin kaldırdığını bizzat kendisi söylüyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz