ESKİ ÜLKÜCÜ” ÜRETME “ESKİ AKP’LİLER’E” CEVAP VER
1 sayfadaki 1 sayfası
ESKİ ÜLKÜCÜ” ÜRETME “ESKİ AKP’LİLER’E” CEVAP VER
AKP iktidarının “Eski Ülkücü” kavramının pestilini çıkardığı ve “Eski Ülkücüler referandumda ‘Evet’ oyu verecek.” diyerek MHP tabanına yönelik fitne yaymaya çalıştığı şu günlerde “Eski AKP’lilerin”, “Referandumda ‘HAYIR’ oyu kullanacağız.” demeleri de çok renkli siyasi manzaralar ortaya çıkarmaktadır.
“Eski Ülkücü” etiketi ile konuşturulanların hiçbiri zaten MHP’li değil, hepsi zaten ruhunu, bedenini AKP’ye teslim etmiş kişilerdir.
Ama daha dün AKP’de bakanlık, milletvekilliği yapmış birçok kişinin ‘HAYIR” oyu vereceğiz’ demesi ve kamuoyu araştırmalarının en başarılı ismi Adil Gür'ün yapmış olduğu “AK Parti içinde yüzde 20 Hayırcı var.” şeklindeki çarpıcı tespiti birleştirildiğinde asıl sıkıntının AKP içinde yaşanacağı görülmektedir.
58 ve 59. hükümetlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 60. hükümette Devlet Bakanı olarak görev yapan ve geçtiğimiz haftalarda AKP’den istifa eden İstanbul milletvekili Murat Başesgioğlu’nun “Referandumda ‘Evet’ demem mümkün değil.” diyerek AKP’nin en çok köşeye sıkıştığı konuya da “'Açılım' bardağı taşıran damla oldu.” vurgu yapması, AKP’nin kendi içindeki çözülüşünün işaretidir.
BDP’lilerle Habur sınır kapısından gelen teröristleri organize etmeleri ve Recep Tayyip Erdoğan’ın orada yaşanan iğrenç gösterileri "Habur Sınır Kapısı'nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye'de iyi güzel şeyler, umut verici gelişmeler oluyor. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum." şeklinde tarif etmesi, Türk milletine travma yarattığı gibi AKP içinde de büyük tepkilere yol açmıştı.
Bir de AKP’nin BDP ile anlaşarak yaptığı “MHP, CHP ve BDP referandumda aynı ‘Hayır’ safındalar” propagandası, geçtiğimiz günlerde (AB)(D)ullah Öcalan’ın ‘Evet’ oyu verilmesi yönündeki açıklamaları, AKP-PKK arasında yapılan sözde ateşkes anlaşması ve PKK’nın Kandil sorumlusu Murat Karayılan’ın “Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin, önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti ancak, talep üzerine yeniden devreye girerek, çağrıları ve devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak, bir kez daha barışa şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.” şeklindeki açıklaması AKP’nin referandum sürecinde gerçekleştirdiği yalan propagandaları bir bir çürütmüştür.
Biz AKP’nin BDP üzerinden gerçekleştirdiği politikaların yalan üzerine kurulu olduğunu bu köşeden defalarca dile getirdik.
Bu gelişmelerle haklılığımız bir kez daha anlaşılmıştır. Ama bazı ahmaklar, bidon kafalılar, koyun sürüleri hala “MHP, BDP-PKK safında” diye propaganda yapmaya devam ediyorlar. MHP’nin milli duruşu ile PKK’nın siyasi taşeronu BDP’nin bölücü duruşunu aynı görebilmek için o kişinin şeref ve haysiyet gibi kavramları tanımaması gerekmektedir.
İmralı’daki (AB)(D)ullah Öcalan’ın, Kandil’deki Murat Karayılan’ın ve bölücü taleplerinin karşılanması durumunda “Evet” oyu vereceğini söyleyen BDP’lilerin sözleri ortada iken, MHP’ye iftira atmak alçaklıktır.
Sırf PKK açılımı bile AKP’nin kendi içinde milli duyarlılığı olan insanları referandumda ‘HAYIR’ oyu vermeye götürecektir. AKP bunun farkında olduğu için siyasi yavrusu BDP’yi MHP ve CHP’nin kapısının önüne bırakıp kaçmaya çalışmaktadır. AKP bunu bölücü unsurları siyasi alanda peydahlarken düşünecekti.
Bir de cemaat önderleri tarafından ölülere yapılan “Referandumda ‘Evet’ oyu verin.” çağrıları, AKP’nin ne zorluklar içinde olduğunu göstermektedir. Tüm Kürtçü-bölücü unsurların referandumda “EVET” kampanyası yapması da bu Anayasa Değişikliği paketinin kimlere yarayacağını göstermektedir.
AKP içinde birçok kişi bunun farkındadır ve referandumda ‘HAYIR’ oyu vererek ihanet sürecinin işleyişini durduracaktır.
"Habur’daki görüntüler tam bir rezalete dönüşmüş, bu görüntüleri Türk milleti kendisine meydan okuma olarak algılamış ve görüntüler milletin kanını dondurmuştur." diyerek AKP’den istifa edip MHP’ye katılan ve referandumda ‘HAYIR’ oyu kullanacak olan Ankara milletvekili Mehmet Zekai Özcan ve yine AKP’den geçtiğimiz dönemlerde istifa eden 22. Dönem Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş’ın “Ortada bir yalan var… AKP yalan söylüyor. 12 Eylül’den hesap soramaz. 12 Eylül’ün sorumlularını yargılayamaz. Bunun için ayrı bir madde eklese bile bunu yapamaz. Çünkü kanunlar, geriye yürümez. Geçmişte ‘af’tan yararlanan yargılanmış bir insanı tekrar yargı önüne çıkarıp mahkûm edemezsiniz.” şeklindeki sözleri ile ‘Hayır’ oyu kullanacağını söylemesi eski AKP’lilerden kendi ihanet politikalarının rahat işlemesi için Anayasa hazırlayan AKP iktidarına bir darbe olmaktadır.
Çok ilginçtir, AKP’de bakanlık ve milletvekilliği yapmış “Eski AKP’li kişilerin” AKP iktidarının ülkeyi bölme noktasına getirdiğini söyleyip istifa ederken, vatan-millet-ülkü için mücadele yaptığını söyleyen “Eski Ülkücü” kimlikli kişiler AKP’ye payanda olmaktadır. AKP’nin PKK ve BDP ile ilişkileri ortadadır. Habur Sınır kapısında yaşananlar ve AKP-PKK arasında yapılan son anlaşma, herşeyin delilidir.
MHP’den, Ülkücü Hareketten 10 yıl önce ayrılıp Tansu Çiller’in elini öperek DYP’ye katılanları ve şimdi de ticari kaygıları ile AKP’ye yalakalık yapanları MHP tabanına fitne yaymak için kullanan AKP medyası, bazen de Murat Başesgioğlu, Mehmet Zekai Özcan ve Süleyman Sarıbaş gibi “Eski AKP’lileri” konuştursunlar da AKP’nin ne tür siyasi tezgâhlar peşinde olduğunu tüm kamuoyu öğrensin…
“Eski Ülkücü” üretme merkezi kuran AKP, MHP tabanına fitne sokmayı bıraksın da “Eski AKP’liler” neler söylüyor, onlara cevap versin…
“Eski Ülkücü” etiketi ile konuşturulanların hiçbiri zaten MHP’li değil, hepsi zaten ruhunu, bedenini AKP’ye teslim etmiş kişilerdir.
Ama daha dün AKP’de bakanlık, milletvekilliği yapmış birçok kişinin ‘HAYIR” oyu vereceğiz’ demesi ve kamuoyu araştırmalarının en başarılı ismi Adil Gür'ün yapmış olduğu “AK Parti içinde yüzde 20 Hayırcı var.” şeklindeki çarpıcı tespiti birleştirildiğinde asıl sıkıntının AKP içinde yaşanacağı görülmektedir.
58 ve 59. hükümetlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 60. hükümette Devlet Bakanı olarak görev yapan ve geçtiğimiz haftalarda AKP’den istifa eden İstanbul milletvekili Murat Başesgioğlu’nun “Referandumda ‘Evet’ demem mümkün değil.” diyerek AKP’nin en çok köşeye sıkıştığı konuya da “'Açılım' bardağı taşıran damla oldu.” vurgu yapması, AKP’nin kendi içindeki çözülüşünün işaretidir.
BDP’lilerle Habur sınır kapısından gelen teröristleri organize etmeleri ve Recep Tayyip Erdoğan’ın orada yaşanan iğrenç gösterileri "Habur Sınır Kapısı'nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye'de iyi güzel şeyler, umut verici gelişmeler oluyor. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum." şeklinde tarif etmesi, Türk milletine travma yarattığı gibi AKP içinde de büyük tepkilere yol açmıştı.
Bir de AKP’nin BDP ile anlaşarak yaptığı “MHP, CHP ve BDP referandumda aynı ‘Hayır’ safındalar” propagandası, geçtiğimiz günlerde (AB)(D)ullah Öcalan’ın ‘Evet’ oyu verilmesi yönündeki açıklamaları, AKP-PKK arasında yapılan sözde ateşkes anlaşması ve PKK’nın Kandil sorumlusu Murat Karayılan’ın “Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin, önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti ancak, talep üzerine yeniden devreye girerek, çağrıları ve devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak, bir kez daha barışa şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.” şeklindeki açıklaması AKP’nin referandum sürecinde gerçekleştirdiği yalan propagandaları bir bir çürütmüştür.
Biz AKP’nin BDP üzerinden gerçekleştirdiği politikaların yalan üzerine kurulu olduğunu bu köşeden defalarca dile getirdik.
Bu gelişmelerle haklılığımız bir kez daha anlaşılmıştır. Ama bazı ahmaklar, bidon kafalılar, koyun sürüleri hala “MHP, BDP-PKK safında” diye propaganda yapmaya devam ediyorlar. MHP’nin milli duruşu ile PKK’nın siyasi taşeronu BDP’nin bölücü duruşunu aynı görebilmek için o kişinin şeref ve haysiyet gibi kavramları tanımaması gerekmektedir.
İmralı’daki (AB)(D)ullah Öcalan’ın, Kandil’deki Murat Karayılan’ın ve bölücü taleplerinin karşılanması durumunda “Evet” oyu vereceğini söyleyen BDP’lilerin sözleri ortada iken, MHP’ye iftira atmak alçaklıktır.
Sırf PKK açılımı bile AKP’nin kendi içinde milli duyarlılığı olan insanları referandumda ‘HAYIR’ oyu vermeye götürecektir. AKP bunun farkında olduğu için siyasi yavrusu BDP’yi MHP ve CHP’nin kapısının önüne bırakıp kaçmaya çalışmaktadır. AKP bunu bölücü unsurları siyasi alanda peydahlarken düşünecekti.
Bir de cemaat önderleri tarafından ölülere yapılan “Referandumda ‘Evet’ oyu verin.” çağrıları, AKP’nin ne zorluklar içinde olduğunu göstermektedir. Tüm Kürtçü-bölücü unsurların referandumda “EVET” kampanyası yapması da bu Anayasa Değişikliği paketinin kimlere yarayacağını göstermektedir.
AKP içinde birçok kişi bunun farkındadır ve referandumda ‘HAYIR’ oyu vererek ihanet sürecinin işleyişini durduracaktır.
"Habur’daki görüntüler tam bir rezalete dönüşmüş, bu görüntüleri Türk milleti kendisine meydan okuma olarak algılamış ve görüntüler milletin kanını dondurmuştur." diyerek AKP’den istifa edip MHP’ye katılan ve referandumda ‘HAYIR’ oyu kullanacak olan Ankara milletvekili Mehmet Zekai Özcan ve yine AKP’den geçtiğimiz dönemlerde istifa eden 22. Dönem Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş’ın “Ortada bir yalan var… AKP yalan söylüyor. 12 Eylül’den hesap soramaz. 12 Eylül’ün sorumlularını yargılayamaz. Bunun için ayrı bir madde eklese bile bunu yapamaz. Çünkü kanunlar, geriye yürümez. Geçmişte ‘af’tan yararlanan yargılanmış bir insanı tekrar yargı önüne çıkarıp mahkûm edemezsiniz.” şeklindeki sözleri ile ‘Hayır’ oyu kullanacağını söylemesi eski AKP’lilerden kendi ihanet politikalarının rahat işlemesi için Anayasa hazırlayan AKP iktidarına bir darbe olmaktadır.
Çok ilginçtir, AKP’de bakanlık ve milletvekilliği yapmış “Eski AKP’li kişilerin” AKP iktidarının ülkeyi bölme noktasına getirdiğini söyleyip istifa ederken, vatan-millet-ülkü için mücadele yaptığını söyleyen “Eski Ülkücü” kimlikli kişiler AKP’ye payanda olmaktadır. AKP’nin PKK ve BDP ile ilişkileri ortadadır. Habur Sınır kapısında yaşananlar ve AKP-PKK arasında yapılan son anlaşma, herşeyin delilidir.
MHP’den, Ülkücü Hareketten 10 yıl önce ayrılıp Tansu Çiller’in elini öperek DYP’ye katılanları ve şimdi de ticari kaygıları ile AKP’ye yalakalık yapanları MHP tabanına fitne yaymak için kullanan AKP medyası, bazen de Murat Başesgioğlu, Mehmet Zekai Özcan ve Süleyman Sarıbaş gibi “Eski AKP’lileri” konuştursunlar da AKP’nin ne tür siyasi tezgâhlar peşinde olduğunu tüm kamuoyu öğrensin…
“Eski Ülkücü” üretme merkezi kuran AKP, MHP tabanına fitne sokmayı bıraksın da “Eski AKP’liler” neler söylüyor, onlara cevap versin…
Similar topics
» Anadolu’nun eski sakinleri kim?
» Eski televizyonlar zehirliyor
» Eski Bir İntikamın Tezahürü
» ESKİ TÜRKLERDE KADIN
» ESKİ TÜRKLERDE ORDU
» Eski televizyonlar zehirliyor
» Eski Bir İntikamın Tezahürü
» ESKİ TÜRKLERDE KADIN
» ESKİ TÜRKLERDE ORDU
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz