ATTİLA (395-453)
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Genel Türk Tarih :: Büyük Türk Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
ATTİLA (395-453)
''TANRI'NIN KIRBACI'' ATTİLA
ÇAĞA, damgasını vuran Türk! Doğu Roma İmparatorluğu'nu da, dize getiren büyük komutan! Batılıların korkulu rüyası!.. ''Tanrının Kırbacı'' Attila!..
Büyük Hun İmparatorluğu'nun bir ucu Çin sınırında, bir ucu Avrupa'nın göbeğindeydi. Doğu Roma İmparatorluğu da, Batı Roma İmparatorluğu da yıllık vergiye bağlanmıştı. Bu, Hun yumruğu altında kurulan Avrupa barışı yıllarında Attila, Babası Muncuk tarafından, Batı Roma'ya ''Barış Rehinesi'' olarak verilmişti. Böylece Hun İmparatoru Muncuk, anlaşma hükümleri yerine getirildiği sürece savaş açmayacağını, Roma'ya garantilemiş oluyordu.
Bir bozkır çocuğu olan Attila'nın Roma'da öğreneceği pek çok şey vardı. Roma'da dil öğrendi, askerlik teşkilatı hakkında yeni bilgiler edindi, politikanın nasıl yürütüldüğünü yakından inceledi. Fakat Roma'da Attila'nın asıl öğrendiği şey, bu insanların Hunları ne kadar sevmediği, ne kadar hor gördüğü ve ne kadar nefret ettiği idi. Tarihçiler, Attila'nın Roma'yı yıkma kararına, bu ''Barış Rehinesi'' günlerinde vardığını yazarlar.
BABASININ, arkasından amcasının ölümünden sonra, kardeşi Bleda ile birlikte Hun tahtına oturdu. Attila'nın yönettiği topraklar, Bizans İmparatorluğu'na komşu idi. İlk iş olarak, Batı Roma İmparatorluğu ile bir barış anlaşması imzaladı. 6-7 yıl, Hunlara bağlı ülkelerin ve milletlerin merkeze bağlılığını sağlama ve güçlendirme işine ayırdı. Demir gibi bir otorite ve sağlam bir hiyerarşi kurduktan sonra, Bizans'la yapılan anlaşmayı bozdu. Çünkü, güneydoğu güven altına almadan, Batı Roma'ya saldıramazdı.
Attila, fırtına gibi akan süvarileriyle, Bizans kalelerini bir, bir ele geçirdi, Trakya'ya kadar indi. Bizanslılar amana geldiler. Bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, yıllar boyu sık, sık bozulacak, savaşlar yapılacak, yeni barışlar imzalanacaktır. Fakat her barış, daha ağır şartları getirdiğinden Bizans, tek kurtuluşu Attila'yı öldürmekte görmeğe başladı. Suikastler düzenledi. Muvaffak olmadıkça yeni savaşlara girmeye ve daha ağır şartlarla yeni barışlar imzalamaya mecbur oldu.
Attila, Asya'yı ve Avrupa'yı Hun bayrağı altında birleştirmek çabalarını sürdürür, bu maksatla Asya'da devlet yapısını güçlendirecek önlemler alırken, kardeşi Bleda kendi askerleri tarafından öldürüldü (442). Artık Attila, tek başına Hun İmparatorluğu'na hükmediyordu. Hun İmparatorluğu, kendisinden öncede güçlü Avrupa'ya diz çöktüren, direnilmez bir örgütü, hiyerarşik bir İmparatorluk olması, ve Priskos da dahil olmak üzere dünya hakimiyeti fikrine sahip, teşkilatçı ve büyük bir imparator olarak görürler.
Kültüre büyük önem vermiştir. Batılılar ''Barbar'' diye göstermek isterler. Fakat ele geçirdiği ülkelerde bilim adamlarına büyük önem verdiğini, çevresinde sürekli olarak Yunanlı ve Latin fikir adamlarını ve edebiyatçılarını bulundurduğunu da saklayamazlar. Şaman dinine bağlı idi fakat bütün dinlere ve din adamlarına her zaman saygı göstermiştir. Roma kapılarına dayandığı günlerde Papa'nın, kendisinden şehre girmemesini rica etmesi üzerine, ordularını yüzgeri edip dönmesi, fikre olduğu kadar, imana da büyük saygısı olduğunu açıkça ortaya koyar.
Çok sade bir hayatı vardı. dünyanın en büyük hazinelerinin tek başına sahibi olduğu halde, orduğahlarda askerleriyle birlikte yaşar, onlar gibi yer içer, onların hayatını paylaşırdı. Tantanalı Roma İmparatorluğu'ndan gözleri kamaşan Batılılar, onun bu sade hayatını bir türlü anlamamışlar ve Büyük Hun İmparatorluğu'nu, ''Çadır Uygarlığı'' deyimiyle kücümsemek istemişlerdir. Çadırın, uygarlıkla bir ilişkisi olmadığını bugün herkes biliyor.
Attilai kendi imparatorluğu'nun geleceği bakımından, Romalı'larla, Got'ların arasını açmakta büyük yarar görüyordu. Buna çok çalıştı. Fakat Got'lar, yalnız kaldıkları takdirde Attila'ya dayanamayacaklarını çok iyi bildikleri için, Romalılardan kopmadılar, tersine birleştiler. Bunun üzerine Attila, yarım milyonluk bir ordu ile Batı-Got sınırına dayandı ve Orleans'ı kuşattı. Şehir düşmek üzere idi. Bu sırada, büyük bir Roma-Got ordusunun üzerine gelmekte olduğunu haber aldı. Strateji bakımından daha elverişli bir yere çekilmek için kuşatmayı bıraktı ve Chalons vadisinde düşmanlarını beklemeye başladı. 451 yılı yazında burada dünyanın en büyük savaşlarından biri yapıldı.
Hun atlıları, korkunç savaş naralarıyla düşman saflarına fırtına gibi daldılar. Roma hatları bir anda parçalandı, bayraklar düştü. Batı Gotları da bu saldırı karşısında neye uğradıklarını da anlayamadılar. ''Tanrının kırbacı'' Avrupa'yı kırbaçlıyordu.Gotların yaşlı ve tecrübeli kralı Teodoric, Hun süvarilerinin kılıçları altında can verdi. Aetius'un Roma ordusu ise, paramparça olmui, savaş meydanını ölüleriyle doldurmuştu.
Hun kralı Attila'yı durduracak hiçbir kuvvet kalmamıştı artık. Tek başına cihan hakimi olabilirdi. Fakat bu sırada, hiç beklenmedik bir şey oldu. Chalon savaşında, Hun kılıçları altında parça parça olan Batı Gotları Kralı Teodoric'in genç oğlu, babasının ölümü üzerine ordunun başına geçti. Krallarını kaybeden Got'lar, yeni kralları Thorismund'un komutasında, beklenmedik bir güç ve öfke ile karşı saldırıya geçtiler. Bu, öylesine amansız bir saldırı idi ki, zafer sarhoşluğu ile gevşemiş Hun askerleri param parça oldu. Attila'nın ordusu yenilmek üzere idi. Fakat Attila, hemen komutayı ele geçirdi ve yenilgiyi, düzenli bir geri çekilme haline koymaya muvaffak oldu. Böylece, zafer yine Attila'da kalmış oluyordu.
BATI ROMA İMPARATORLUĞU İLE BARIŞ ANLAŞMASI
ATTİLA, bir yıl sonra, Batı Roma üzerine yürümüş, yaman savaşlar vererek, Roma kapılarına dayanmıştır. Roma düşmek üzere iken, Papa Leon, yanına aldığı iki Roma konsülü ve maiyeti ile birlikte Attila'ya gitti ve kendisinden şehre girmemesini rica etti. Bu ricayı Attila'nın neye kabul edip ordularını geri çektiğini. bugüne kadar tarihler çözememişlerdir.
Attila'nın niyeti, Çin'i ele geçirmek, Asya ve Avrupa üzerine bir dünya imparatorluğu kurmaktı. Fakat, Burgonya Kralı'nın kızı İldiko ile evlendiği gece, şüpheli bir şekilde öldü. (453)
ÇAĞA, damgasını vuran Türk! Doğu Roma İmparatorluğu'nu da, dize getiren büyük komutan! Batılıların korkulu rüyası!.. ''Tanrının Kırbacı'' Attila!..
Büyük Hun İmparatorluğu'nun bir ucu Çin sınırında, bir ucu Avrupa'nın göbeğindeydi. Doğu Roma İmparatorluğu da, Batı Roma İmparatorluğu da yıllık vergiye bağlanmıştı. Bu, Hun yumruğu altında kurulan Avrupa barışı yıllarında Attila, Babası Muncuk tarafından, Batı Roma'ya ''Barış Rehinesi'' olarak verilmişti. Böylece Hun İmparatoru Muncuk, anlaşma hükümleri yerine getirildiği sürece savaş açmayacağını, Roma'ya garantilemiş oluyordu.
Bir bozkır çocuğu olan Attila'nın Roma'da öğreneceği pek çok şey vardı. Roma'da dil öğrendi, askerlik teşkilatı hakkında yeni bilgiler edindi, politikanın nasıl yürütüldüğünü yakından inceledi. Fakat Roma'da Attila'nın asıl öğrendiği şey, bu insanların Hunları ne kadar sevmediği, ne kadar hor gördüğü ve ne kadar nefret ettiği idi. Tarihçiler, Attila'nın Roma'yı yıkma kararına, bu ''Barış Rehinesi'' günlerinde vardığını yazarlar.
BABASININ, arkasından amcasının ölümünden sonra, kardeşi Bleda ile birlikte Hun tahtına oturdu. Attila'nın yönettiği topraklar, Bizans İmparatorluğu'na komşu idi. İlk iş olarak, Batı Roma İmparatorluğu ile bir barış anlaşması imzaladı. 6-7 yıl, Hunlara bağlı ülkelerin ve milletlerin merkeze bağlılığını sağlama ve güçlendirme işine ayırdı. Demir gibi bir otorite ve sağlam bir hiyerarşi kurduktan sonra, Bizans'la yapılan anlaşmayı bozdu. Çünkü, güneydoğu güven altına almadan, Batı Roma'ya saldıramazdı.
Attila, fırtına gibi akan süvarileriyle, Bizans kalelerini bir, bir ele geçirdi, Trakya'ya kadar indi. Bizanslılar amana geldiler. Bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, yıllar boyu sık, sık bozulacak, savaşlar yapılacak, yeni barışlar imzalanacaktır. Fakat her barış, daha ağır şartları getirdiğinden Bizans, tek kurtuluşu Attila'yı öldürmekte görmeğe başladı. Suikastler düzenledi. Muvaffak olmadıkça yeni savaşlara girmeye ve daha ağır şartlarla yeni barışlar imzalamaya mecbur oldu.
Attila, Asya'yı ve Avrupa'yı Hun bayrağı altında birleştirmek çabalarını sürdürür, bu maksatla Asya'da devlet yapısını güçlendirecek önlemler alırken, kardeşi Bleda kendi askerleri tarafından öldürüldü (442). Artık Attila, tek başına Hun İmparatorluğu'na hükmediyordu. Hun İmparatorluğu, kendisinden öncede güçlü Avrupa'ya diz çöktüren, direnilmez bir örgütü, hiyerarşik bir İmparatorluk olması, ve Priskos da dahil olmak üzere dünya hakimiyeti fikrine sahip, teşkilatçı ve büyük bir imparator olarak görürler.
Kültüre büyük önem vermiştir. Batılılar ''Barbar'' diye göstermek isterler. Fakat ele geçirdiği ülkelerde bilim adamlarına büyük önem verdiğini, çevresinde sürekli olarak Yunanlı ve Latin fikir adamlarını ve edebiyatçılarını bulundurduğunu da saklayamazlar. Şaman dinine bağlı idi fakat bütün dinlere ve din adamlarına her zaman saygı göstermiştir. Roma kapılarına dayandığı günlerde Papa'nın, kendisinden şehre girmemesini rica etmesi üzerine, ordularını yüzgeri edip dönmesi, fikre olduğu kadar, imana da büyük saygısı olduğunu açıkça ortaya koyar.
Çok sade bir hayatı vardı. dünyanın en büyük hazinelerinin tek başına sahibi olduğu halde, orduğahlarda askerleriyle birlikte yaşar, onlar gibi yer içer, onların hayatını paylaşırdı. Tantanalı Roma İmparatorluğu'ndan gözleri kamaşan Batılılar, onun bu sade hayatını bir türlü anlamamışlar ve Büyük Hun İmparatorluğu'nu, ''Çadır Uygarlığı'' deyimiyle kücümsemek istemişlerdir. Çadırın, uygarlıkla bir ilişkisi olmadığını bugün herkes biliyor.
Attilai kendi imparatorluğu'nun geleceği bakımından, Romalı'larla, Got'ların arasını açmakta büyük yarar görüyordu. Buna çok çalıştı. Fakat Got'lar, yalnız kaldıkları takdirde Attila'ya dayanamayacaklarını çok iyi bildikleri için, Romalılardan kopmadılar, tersine birleştiler. Bunun üzerine Attila, yarım milyonluk bir ordu ile Batı-Got sınırına dayandı ve Orleans'ı kuşattı. Şehir düşmek üzere idi. Bu sırada, büyük bir Roma-Got ordusunun üzerine gelmekte olduğunu haber aldı. Strateji bakımından daha elverişli bir yere çekilmek için kuşatmayı bıraktı ve Chalons vadisinde düşmanlarını beklemeye başladı. 451 yılı yazında burada dünyanın en büyük savaşlarından biri yapıldı.
Hun atlıları, korkunç savaş naralarıyla düşman saflarına fırtına gibi daldılar. Roma hatları bir anda parçalandı, bayraklar düştü. Batı Gotları da bu saldırı karşısında neye uğradıklarını da anlayamadılar. ''Tanrının kırbacı'' Avrupa'yı kırbaçlıyordu.Gotların yaşlı ve tecrübeli kralı Teodoric, Hun süvarilerinin kılıçları altında can verdi. Aetius'un Roma ordusu ise, paramparça olmui, savaş meydanını ölüleriyle doldurmuştu.
Hun kralı Attila'yı durduracak hiçbir kuvvet kalmamıştı artık. Tek başına cihan hakimi olabilirdi. Fakat bu sırada, hiç beklenmedik bir şey oldu. Chalon savaşında, Hun kılıçları altında parça parça olan Batı Gotları Kralı Teodoric'in genç oğlu, babasının ölümü üzerine ordunun başına geçti. Krallarını kaybeden Got'lar, yeni kralları Thorismund'un komutasında, beklenmedik bir güç ve öfke ile karşı saldırıya geçtiler. Bu, öylesine amansız bir saldırı idi ki, zafer sarhoşluğu ile gevşemiş Hun askerleri param parça oldu. Attila'nın ordusu yenilmek üzere idi. Fakat Attila, hemen komutayı ele geçirdi ve yenilgiyi, düzenli bir geri çekilme haline koymaya muvaffak oldu. Böylece, zafer yine Attila'da kalmış oluyordu.
BATI ROMA İMPARATORLUĞU İLE BARIŞ ANLAŞMASI
ATTİLA, bir yıl sonra, Batı Roma üzerine yürümüş, yaman savaşlar vererek, Roma kapılarına dayanmıştır. Roma düşmek üzere iken, Papa Leon, yanına aldığı iki Roma konsülü ve maiyeti ile birlikte Attila'ya gitti ve kendisinden şehre girmemesini rica etti. Bu ricayı Attila'nın neye kabul edip ordularını geri çektiğini. bugüne kadar tarihler çözememişlerdir.
Attila'nın niyeti, Çin'i ele geçirmek, Asya ve Avrupa üzerine bir dünya imparatorluğu kurmaktı. Fakat, Burgonya Kralı'nın kızı İldiko ile evlendiği gece, şüpheli bir şekilde öldü. (453)
Similar topics
» Attila'nın Ölümü
» Attila'nın Oğulları
» "Türkiye'yi Attila'nın ordusu
» Türk Büyükleri - 4: ATTİLA
» BÜYÜK HUN HÜKÜMDARI ATTİLA
» Attila'nın Oğulları
» "Türkiye'yi Attila'nın ordusu
» Türk Büyükleri - 4: ATTİLA
» BÜYÜK HUN HÜKÜMDARI ATTİLA
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Genel Türk Tarih :: Büyük Türk Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz