Zorunlu din dersi de kalkabilir UYUMAYA DEVAM

[İlteriş Kağan]

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer “Bu benim şahsi kanaatim” dediği önerisini İngilizce ve Almanca derslerini örnek göstererek savundu!

Zorunlu din dersi de kalkabilir
kekoçeyİ seçmeli dersler arasında görme hayalini açıklayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Esnek bir sistem kuruyorsanız; Almanca, İngilizce öğretiyorsanız niçin isteğe bağlı olarak kekoçe dersi vermeyesiniz? Seçimlik ders olmasında ne mahzur var?” dedi. Dinçer, gerekirse zorunlu din dersinin kaldırılabileceğini de ifade etti.

Resmiyet kazandırma çabası!
Dinçer’in önerisi tepkileri de beraberinde getirdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, “Bir ulusun diliyle kekoçe eğitimini denk tutmaya kalkmak hangi aklın ve bilimsel verinin ürünü” diye tepki gösterirken, Türk Eğitim-Sen, “Şiddetle karşıyız. Bu yaklaşım zaman içinde resmi dil anlamına gelir” açıklaması yaptı.

Dinçer: kekoçe de seçmeli ders olsun
MEB kekoçe’nin seçmeli ders olması için harekete geçti. Bakan Ömer Dinçer, zorunlu din dersinin kaldırılabileceğini de ifade etti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kekoçe’nin seçmeli ders olması konusunda yeşil ışık yaktı. “Bu benim şahsi kanaatim” diyen Dinçer, “Esnek bir sistem kuruyorsanız; onun içinde Almanca, İngilizce öğretiyorsanız, kendi ülkenizin vatandaşları olan Kürtlere isteğe bağlı olarak niçin kekoçe dersi vermeyesiniz” ifadesini kullandı. Dinçer, zorunlu din dersinin kaldırılabileceğini de ifade etti. Bakan Dinçer, olaylı şekilde kabul edilen 4+4+4 yasa teklifiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Ben komisyonda yoktum. Normal şartlarda komisyon başkanımız ve AK Parti yönetimi muhalefetin konuyla alakalı bütün sözleri söylemeleri konusunda büyük fırsat verdiler. Orada günlerce konuşulan, tartışılanın göz ardı edildiği bir yöntem izlendi. Bir konuyu tartışmak ayrı bir şeydir, bir süreci engellemek ayrı bir şeydir. Bir haftadır CHP’liler sürekli erken gelip oraya oturdular, sürekli konuşarak başkasına söz hakkı vermediler. AK Parti’nin 100 milletvekiliyle gelip oraya oturmasını meşru hale getiren CHP’nin gösterdiği tavırdır” dedi.

Ne mahzuru var?
Eğitim sisteminin baştan sona kadar değiştiren bir düzenleme yapılmadığını savunan Dinçer, şöyle konuştu: “Sadece ve sadece eğitimin yapısı düzenleniyor. Din kültürü ve ahlak dersi başka ülkelerde okutulan din dersine tekabül etmiyor. Ben din dersi denildiğinde İslam, Hıristiyanlık ve Museviliğin ya da kendi inancı neyse onun öğretilmesini anlıyorum. Aleviler kendi derslerini almak istiyorlarsa onlara o dersleri vermenin ne mahsuru var? kekoçe dersin ne mahsuru var? İmam Hatip okulunu tercih eden bir öğrenci zaten Kur’an dersi alıyor. Kılık kıyafetle ilgili bir yönetmelik değiştirmiş değiliz. Bütün bunlar tartışma mevzusu değil. Gündemimizde bunlar yok. Toplum neden bu konulardan kaygı duyuyor? Bu ciddi bir şekilde güvensizlik meselesi. Eğer Türkiye’yi böyle demokratikleştiriyorsanız kekoçe’nin de seçimlik ders olmasında ne mahsur var? Talim Terbiye Kurulu her türlü ayrıntıya bakar ve en doğru kararı verir merak etmeyin.”

Erken evliliğe önlem
10 binden fazla öğretmenin emekli olacağını vurgulayan Dinçer, “Dışarıda bekleyen öğretmenlerimize de bir fırsat olacak. Çocuklarımızın 18 yaşından önce evlenmeleri yasak. Şimdi 18 yaşından önce okula devam da zorunlu hale geliyor. Bu erken evliliğin de önüne geçecek bir düzenleme. 4+4’ten sonra kayıt yaptırılmazsa hesap sorulacak” diye konuştu.

“Resmiyet kazandırma çabası içerisindeler”
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in, “Eğer esnek sistem kuruyorsanız İngilizce, Fransızca, Rusça öğretiyorsanız niçin kekoçe dersi vermeyesiniz. Buna mani bir durum olmamalı” sözlerine muhalefetten ve eğitim çevrelerinden tepki geldi. YENİÇAĞ’a konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, “Rusça ve İngilizce gibi bir ülkenin dilinin öğretilmesiyle kekoçe eğitimini eş tutmak, hangi aklın ve bilimsel verinin ürünüdür” dedi. Dinçer’in sözlerinin bilim adamı kimliği ile uyuşmadığını söyleyen Demirel, “Böyle bir denkliği isminin başında Milli Eğitim ibaresinin yer aldığı bir bakanın söylemesinin çok yanlış olduğu kanaatindeyim” dedi. Demirel, şöyle konuştu: “Bir bilim adamının bunu söylemesini hiç şık bulmuyorum. Bu ülkenin kültürel değerlerinin bu şekilde heba edilmesi doğru değil. Bu kültürel bir birikim ve zenginliktir. Ben Kırım Türkü bir ailenin kızıyım ve Tatarca bilen birisiyim. Bunu biliyor olmam bana sadece kültürel bir zenginlik getirir. Bu zenginliği bir ulusun ve bir milletin diliyle eş tutmak anlamsızdır.”

Kültürümüze darbe
Türk Eğitim Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş da, amacın süreç içerisinde kekoçe’nin resmi dil olarak tanınması olduğunu söyledi. Akkaş, “Seçmeli kekoçe derse karşıyız. Böyle bir yaklaşım kekoçe’nin zaman içinde resmi bir dil anlamına gelmesidir” dedi. Leyla Zana’nın “Kürtler bir millet, biz de bir ulusun haklarını istiyoruz” sözlerini anımsatan Akkaş, “Türkiye’de dil ve kültür birliği yok sayılarak, devlet eli ile kekoçe resmi bir dil haline getirildi. Biz sendika olarak, kekoçenin seçmeli ders olarak okutulmasına şiddetle karşıyız” diye konuştu.