Hükümet, iktidardaki yıllarını terörle mücadelede değil??
1 sayfadaki 1 sayfası
Hükümet, iktidardaki yıllarını terörle mücadelede değil??
AKP on yıldır iktidarda...
Ve bu on yılda “demokratikleşme” adı altında PKK’ya verilen tavizler dışında teröre karşı hiçbir önlem almadı.
İlk AKP hükümeti kurulmadan önceki üç yılda verdiğimiz şehit sayısı şöyleydi:
************
2000’de 29 şehit...
2001’de 20 şehit...
2002’de 10 şehit...
************
AKP iktidarlarında ise tablo şöyle oldu:
2003’te 31 şehit...
2004’te 75 şehit...
2005’te 105 şehit...
2006’da 111 şehit...
2007’de 146 şehit...
2008’de 171 şehit...
2009’da 80 şehit...
2010’da 106 şehit...
2011’de 162 şehit...
2012’de yaklaşık 150 şehit...
************
Bunlar sadece terör örgütünün öldürdüğü askerlerimizin sayısı...
Aynı yıllarda öldürülen polis, korucu, öğretmen, doktor, mühendis ve Gaziantep’tekine benzer kalleş tuzaklarda yitirdiğimiz binlerce vatandaşımız bu sayılara dâhil değil!
************
Terör kudurdu ama ne yazık ki terörle mücadele yetersiz kaldı!
Bunun nedeni de belli:
Hükümet, iktidardaki yıllarını terörle mücadelede değil, müzakerede yani görüşmede harcadı!
MİT başkanlarının ve yardımcılarının bile Başbakan’ın özel temsilcisi sıfatıyla Oslo’da terör örgütü reisleriyle pazarlık ettikleri ortaya çıktı!
Yine aynı dönemde terör örgütünün eli kanlı militanları sınır kapılarında kahraman gibi karşılandı.
Peki sonuç ne?Kocaman bir hüsran!
Çünkü terör örgütleri aç vahşi hayvanlara benzer... Önlerine attığınız mamaları keyifle yutar; mamayı kesince sizi yutmaya devam eder...
Asla doymak nedir bilmez!
Devlet mücadele yerine müzakere yöntemini benimsedikçe; dökülen kan azalacağına daha da artıyor...
Zira terör örgütü “zafer sarhoşluğuyla” vurdukça vuruyor!
Vurmaya ara verdiği dönemlerde, Meclis’teki temsilcileri olan BDP milletvekilleriyle danışıklı dövüş kokan buluşmalar düzenleyip, fotoğraf çektiriyor.
Kameraların önünde basın toplantısı düzenleyip; Türkiye Cumhuriyeti devletini açıkça tehdit ediyor.
Hükümet ise âciz kalıyor...
Yaptığı tek şey her saldırıdan sonra taziye mesajları yayınlamak!
Çünkü yıllardır odaklandığı “müzakere” senaryoları iflas etti; “mücadele” konusunda ise hiçbir planı, programı yok...
Ya da daha fazla kan dökülmesini önlemek için terörle mücadele konusunda çok daha aktif bir tavır takınacağız...
Ne yalan söyleyeyim; ben şu anda ikincisini yapabilecek bir iktidarın iş başında olduğuna kesinlikle inanmıyorum!
************
AĞLAMAK!
Şimdiye kadar “Ağlamayacağım, gözyaşımı akıtıp o katilleri sevindirmeyeceğim” diyen çok sayıda şehit anası, babası, bacısı, eşi, kızı gördük...
Onlar ağlamıyor ama terör karşısında hiçbir şey yapamayan iktidarın bakanları ne zaman görevlerinin gereği olarak bir cenazeye gitseler ağlıyor... Dün de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Gaziantep’teki alçak saldırıda hayatını kaybeden küçük Sena’nın cenaze töreninde kendini koyuverdi!
Kaybettiklerimizin en yakınları katilleri sevindirmemek için ağlamıyor, görevleri bu cinayetleri durdurmak olanlar ağlıyor...
Siz söyleyin:
Hangisi doğru?
GÜNÜN SORUSU
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Kasımpaşa maçından sonra kameraların karşısına geçti ve Gaziantep’teki saldırıyı kastederek, “Kardeş kardeşi öldürürken ben burada futbol konuşamam” dedi... Sorum aynı saatlerde Lig TV’de Galatasaray’ın maçını yorumlayan AKP Milletvekili Hakan Şükür’e:
Eski hocanın o sözlerini dinlerken biraz olsun yüzün kızardı mı?
*****
Ülsever ve çifte standart!
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Yurt Gazetesi köşe yazarı Cüneyt Ülsever’in 7 Ağustos 2012 tarihinde yazdığı “Gelmiş Geçmiş En Çapsız Genelkurmay Başkanı Kim?” başlıklı köşe yazısında itibarını sarstığını ve hakaretlerde bulunduğunu gerekçe göstererek suç duyurusunda bulunmuş...
Sözüm ona liboş aydınlar ve iktidar bağımlısı yazarlar, akademisyenler, geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri’yle mahkemelik olan herkesin yanında kayıtsız şartsız yer almışlar, duruşma salonlarını doldurmuşlardı.
Bazı davalarda komutanların haklı olduğunu düşünenleri ise “postalcı” olmakla suçlamışlardı.
Oysa şimdi hepsi “Özel”ci oldu!
Neden?
Çünkü Genelkurmay Başkanı Özel, Başbakan’ın bir dediğini iki etmiyor!
Göreceksiniz; o sözde aydınların biri bile Ülsever’in yazdıklarının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu haykırmayacak ve destek olmayacak!
Bu çifte standardın yorumunu vicdanınıza bırakıyorum!
Mustafa Mutlu / Vatan
Ve bu on yılda “demokratikleşme” adı altında PKK’ya verilen tavizler dışında teröre karşı hiçbir önlem almadı.
İlk AKP hükümeti kurulmadan önceki üç yılda verdiğimiz şehit sayısı şöyleydi:
************
2000’de 29 şehit...
2001’de 20 şehit...
2002’de 10 şehit...
************
AKP iktidarlarında ise tablo şöyle oldu:
2003’te 31 şehit...
2004’te 75 şehit...
2005’te 105 şehit...
2006’da 111 şehit...
2007’de 146 şehit...
2008’de 171 şehit...
2009’da 80 şehit...
2010’da 106 şehit...
2011’de 162 şehit...
2012’de yaklaşık 150 şehit...
************
Bunlar sadece terör örgütünün öldürdüğü askerlerimizin sayısı...
Aynı yıllarda öldürülen polis, korucu, öğretmen, doktor, mühendis ve Gaziantep’tekine benzer kalleş tuzaklarda yitirdiğimiz binlerce vatandaşımız bu sayılara dâhil değil!
************
Terör kudurdu ama ne yazık ki terörle mücadele yetersiz kaldı!
Bunun nedeni de belli:
Hükümet, iktidardaki yıllarını terörle mücadelede değil, müzakerede yani görüşmede harcadı!
MİT başkanlarının ve yardımcılarının bile Başbakan’ın özel temsilcisi sıfatıyla Oslo’da terör örgütü reisleriyle pazarlık ettikleri ortaya çıktı!
Yine aynı dönemde terör örgütünün eli kanlı militanları sınır kapılarında kahraman gibi karşılandı.
Peki sonuç ne?Kocaman bir hüsran!
Çünkü terör örgütleri aç vahşi hayvanlara benzer... Önlerine attığınız mamaları keyifle yutar; mamayı kesince sizi yutmaya devam eder...
Asla doymak nedir bilmez!
Devlet mücadele yerine müzakere yöntemini benimsedikçe; dökülen kan azalacağına daha da artıyor...
Zira terör örgütü “zafer sarhoşluğuyla” vurdukça vuruyor!
Vurmaya ara verdiği dönemlerde, Meclis’teki temsilcileri olan BDP milletvekilleriyle danışıklı dövüş kokan buluşmalar düzenleyip, fotoğraf çektiriyor.
Kameraların önünde basın toplantısı düzenleyip; Türkiye Cumhuriyeti devletini açıkça tehdit ediyor.
Hükümet ise âciz kalıyor...
Yaptığı tek şey her saldırıdan sonra taziye mesajları yayınlamak!
Çünkü yıllardır odaklandığı “müzakere” senaryoları iflas etti; “mücadele” konusunda ise hiçbir planı, programı yok...
Ya da daha fazla kan dökülmesini önlemek için terörle mücadele konusunda çok daha aktif bir tavır takınacağız...
Ne yalan söyleyeyim; ben şu anda ikincisini yapabilecek bir iktidarın iş başında olduğuna kesinlikle inanmıyorum!
************
AĞLAMAK!
Şimdiye kadar “Ağlamayacağım, gözyaşımı akıtıp o katilleri sevindirmeyeceğim” diyen çok sayıda şehit anası, babası, bacısı, eşi, kızı gördük...
Onlar ağlamıyor ama terör karşısında hiçbir şey yapamayan iktidarın bakanları ne zaman görevlerinin gereği olarak bir cenazeye gitseler ağlıyor... Dün de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Gaziantep’teki alçak saldırıda hayatını kaybeden küçük Sena’nın cenaze töreninde kendini koyuverdi!
Kaybettiklerimizin en yakınları katilleri sevindirmemek için ağlamıyor, görevleri bu cinayetleri durdurmak olanlar ağlıyor...
Siz söyleyin:
Hangisi doğru?
GÜNÜN SORUSU
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Kasımpaşa maçından sonra kameraların karşısına geçti ve Gaziantep’teki saldırıyı kastederek, “Kardeş kardeşi öldürürken ben burada futbol konuşamam” dedi... Sorum aynı saatlerde Lig TV’de Galatasaray’ın maçını yorumlayan AKP Milletvekili Hakan Şükür’e:
Eski hocanın o sözlerini dinlerken biraz olsun yüzün kızardı mı?
*****
Ülsever ve çifte standart!
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Yurt Gazetesi köşe yazarı Cüneyt Ülsever’in 7 Ağustos 2012 tarihinde yazdığı “Gelmiş Geçmiş En Çapsız Genelkurmay Başkanı Kim?” başlıklı köşe yazısında itibarını sarstığını ve hakaretlerde bulunduğunu gerekçe göstererek suç duyurusunda bulunmuş...
Sözüm ona liboş aydınlar ve iktidar bağımlısı yazarlar, akademisyenler, geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri’yle mahkemelik olan herkesin yanında kayıtsız şartsız yer almışlar, duruşma salonlarını doldurmuşlardı.
Bazı davalarda komutanların haklı olduğunu düşünenleri ise “postalcı” olmakla suçlamışlardı.
Oysa şimdi hepsi “Özel”ci oldu!
Neden?
Çünkü Genelkurmay Başkanı Özel, Başbakan’ın bir dediğini iki etmiyor!
Göreceksiniz; o sözde aydınların biri bile Ülsever’in yazdıklarının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu haykırmayacak ve destek olmayacak!
Bu çifte standardın yorumunu vicdanınıza bırakıyorum!
Mustafa Mutlu / Vatan
Similar topics
» Ey Türk, Kendine Gel. Birlik ol.
» MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1
» BUNDA BİR DEĞİL BİN TERSLİK VAR
» Bu Hükümet Tüm Herkesi Çileden Çıkardı!!
» Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti
» MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1
» BUNDA BİR DEĞİL BİN TERSLİK VAR
» Bu Hükümet Tüm Herkesi Çileden Çıkardı!!
» Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz