Mersin'in aslan yürekli Arslanköy'üne selamlar. Elinize kolunuza sağlı
1 sayfadaki 1 sayfası
Mersin'in aslan yürekli Arslanköy'üne selamlar. Elinize kolunuza sağlı
Mersin'in aslan yürekli Arslanköy'üne selamlar. Elinize kolunuza sağlık.
Mersin'e bağlı Arslanköy beldesinde keko olduğunu iddia eden vahşilerden kız alan bir ailenin kendi akrabaları dahil diğer köylüler, düğüne gelen kendilerine keko diyen topluluğu linç etti. Kadın, çocuk, yaşlı diye ayırt etmeden demokratik ve eşit bir sopa çeken köylülerin, bu topluluğun kendi aralarında iletişim kurarken kullandığı seslerden (kekoçe diye adlandırdıkları sesler) rahatsız oldukları için saldırdıkları iddia ediliyor.
Yaşananları anlatan keko Rıdvan Y. olayın nasıl başladığını şöyle anlattı: ''Anneme kekoçe 'montumu verebilir misin' deyince oradaki köylüler 'kekoçe konuşmayın rahatsız oluyoruz' dediler. Tartışmak istedim. Ancak yanımızda duran başka biri de 'Burası Arslanköy'dür, burada kekoçe konuşamazsınız' diyerek birden tekme tokat beni dövmeye başladı. Ardından başkaları da bizi tartaklamaya başladı. 'Vurun, vurun' sesleri yükseliyordu. Kafam, çenem ve dişlerim kırıldı. Bana saldıranlardan sadece 3'ü gözaltına alındı. Onlar da hemen serbest bırakıldı. Biz onlardan şikayetçi ve davacıyız. Hem düğüne davet ediyorlar, hem de bize bunu yapıyorlar...''
Saldırının olduğu köyden uzaklaştıktan sonra bu kez köy çıkışında kalabalık bir grubun önlerini keserek demir sopalarla saldırdıklarını söyleyen Abdülaziz A. adlı keko ise şunları aktardı:
''Köy çıkışında bize saldıranların 'muhtarım' diye hitap ettikleri kişi, 'köyümüze kürtler gelmiş, bu köyden sağ çıkmayacaklar' diyerek kışkırtıyordu. Biz, 'hiç mi Allah korkunuz yok, düğününüze çağırdınız, sizin misafiriniziz' dedik, onlar ise 'bugün buradan sağ çıkamayacaksınız. Asker-polis çağırmayın, asker, polis biziz' diyerek, saldırdılar. Ben saldırıda bayıldım hala tedavi görüyorum.”
Köyden çıkınca kurtulduklarını sandıklarını ancak köylü gençlerin arkalarından 3 minibüsle kendilerini takip ederek yollarını kestiğini söyleyen İsmet Kızılkaya da şunları anlattı:
“Düğün yerinden ayrıldıktan sonra bizi köyün dışına kadar 20 kilometre takip ettiler. Otomobillerimizle seyir halinde iken arabalarıyla arkadan araçlarımıza çarparak, bizi şarampole atmaya çalıştılar. Bir akrabamız direksiyon kontrolünü kaybedip yoldan çıktı. Aracından çıkar çıkmaz da onlarca kişi o arkadaşımıza ve ailesine saldırdı. Müdahale etmek istedik ancak çok kalabalıktılar. Köy muhtarı ‘Allah’ını seven Kürtlere vursun’ diye bağırıyordu, ‘hepinizi öldüreceğiz, sizi bitireceğiz’ diyordu. Ben jandarmayı aradım, linçe maruz kaldık gelin bizi kurtarın dememe rağmen bir saat sonra olay yerine geldiler. Jandarmanın yanında bile muhtar Hayrettin Koç ‘ben polisim de, jandarmayım da hepinizi öldüreceğim diyordu.”
Mersin'e bağlı Arslanköy beldesinde keko olduğunu iddia eden vahşilerden kız alan bir ailenin kendi akrabaları dahil diğer köylüler, düğüne gelen kendilerine keko diyen topluluğu linç etti. Kadın, çocuk, yaşlı diye ayırt etmeden demokratik ve eşit bir sopa çeken köylülerin, bu topluluğun kendi aralarında iletişim kurarken kullandığı seslerden (kekoçe diye adlandırdıkları sesler) rahatsız oldukları için saldırdıkları iddia ediliyor.
Yaşananları anlatan keko Rıdvan Y. olayın nasıl başladığını şöyle anlattı: ''Anneme kekoçe 'montumu verebilir misin' deyince oradaki köylüler 'kekoçe konuşmayın rahatsız oluyoruz' dediler. Tartışmak istedim. Ancak yanımızda duran başka biri de 'Burası Arslanköy'dür, burada kekoçe konuşamazsınız' diyerek birden tekme tokat beni dövmeye başladı. Ardından başkaları da bizi tartaklamaya başladı. 'Vurun, vurun' sesleri yükseliyordu. Kafam, çenem ve dişlerim kırıldı. Bana saldıranlardan sadece 3'ü gözaltına alındı. Onlar da hemen serbest bırakıldı. Biz onlardan şikayetçi ve davacıyız. Hem düğüne davet ediyorlar, hem de bize bunu yapıyorlar...''
Saldırının olduğu köyden uzaklaştıktan sonra bu kez köy çıkışında kalabalık bir grubun önlerini keserek demir sopalarla saldırdıklarını söyleyen Abdülaziz A. adlı keko ise şunları aktardı:
''Köy çıkışında bize saldıranların 'muhtarım' diye hitap ettikleri kişi, 'köyümüze kürtler gelmiş, bu köyden sağ çıkmayacaklar' diyerek kışkırtıyordu. Biz, 'hiç mi Allah korkunuz yok, düğününüze çağırdınız, sizin misafiriniziz' dedik, onlar ise 'bugün buradan sağ çıkamayacaksınız. Asker-polis çağırmayın, asker, polis biziz' diyerek, saldırdılar. Ben saldırıda bayıldım hala tedavi görüyorum.”
Köyden çıkınca kurtulduklarını sandıklarını ancak köylü gençlerin arkalarından 3 minibüsle kendilerini takip ederek yollarını kestiğini söyleyen İsmet Kızılkaya da şunları anlattı:
“Düğün yerinden ayrıldıktan sonra bizi köyün dışına kadar 20 kilometre takip ettiler. Otomobillerimizle seyir halinde iken arabalarıyla arkadan araçlarımıza çarparak, bizi şarampole atmaya çalıştılar. Bir akrabamız direksiyon kontrolünü kaybedip yoldan çıktı. Aracından çıkar çıkmaz da onlarca kişi o arkadaşımıza ve ailesine saldırdı. Müdahale etmek istedik ancak çok kalabalıktılar. Köy muhtarı ‘Allah’ını seven Kürtlere vursun’ diye bağırıyordu, ‘hepinizi öldüreceğiz, sizi bitireceğiz’ diyordu. Ben jandarmayı aradım, linçe maruz kaldık gelin bizi kurtarın dememe rağmen bir saat sonra olay yerine geldiler. Jandarmanın yanında bile muhtar Hayrettin Koç ‘ben polisim de, jandarmayım da hepinizi öldüreceğim diyordu.”
Similar topics
» Bulgaristandaki Soydaşlarınızdan Kucak Dolusu Selamlar
» FİTNEÇAĞ’IN “ASLAN” YAVRUSU
» AÇIK YÜREKLİ OLMAK
» Kaçış yolu arayan korkaklar / Mustafa Aslan
» Böyle yürekli eleştiri gördünüz mü?
» FİTNEÇAĞ’IN “ASLAN” YAVRUSU
» AÇIK YÜREKLİ OLMAK
» Kaçış yolu arayan korkaklar / Mustafa Aslan
» Böyle yürekli eleştiri gördünüz mü?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz