¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1

Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:39

Bu yazıda, Türkiye’ye Başbakan yapılmış Recep Tayyip Erdoğan’ı ve onun etrafındaki oluşumu, Türkiye Cumhuriyeti üstüne geçirilen ve 2013’te hala çıkarılamayan çuvalı, raporlara dayanarak BOP/GOP denilen projenin anlatılmayan işgal planını ve işgalcilerini, PKK’nın bir BOP unsuru olduğunu, APO ile görüşmelerin gideceği noktaları ve tüm bu meselelerdeki “şeytani unsurların” aslında Kur’an-ı Kerim’de anlatıldığını ve ülkemizi işgal eden “Şeytan Zihniyetini” yeri geldikçe ayetlerden örnekler vererek ayrı ayrı bölümler halinde anlatıyorum. Cami yaptırarak yada “son ses” besmele çekip açılış yaparak değil Allah’ın kelamı Kuran-ı Kerim’in ayetlerinin yolundan giderek düzgün Müslüman olunacağını hatırlatıyorum. Bundan yaklaşık 15 yıl sonra coğrafyamızdaki olası ülkeler haritasını ve BOP bittikten sonra ABD’nin başlatacağı yeni projeyi ve bunun bugün atılan adımlarını da yazan ilk kişi olacağım.

Bu yazı, Türkün Türk’e propagandası değildir. Zaten bilinen şeyleri burada yazmamaya çalıştım, biz bilinmeyenlerin peşindeyiz. Okuyucu, yine de yazıda bilmediği bir şeyle karşılaşırsa ve ayrıntılarını merak ederse kitabım Uyan EY Türk Gidiyoruz ‘dan, internet sitemdeki makalelerimden, vatansever yazar Banu Avar’ın kitaplarından, Erol Bilbilik’in kitaplarından, Arslan Bulut’un köşe yazılarından gerçeklere ulaşabilir. Ülkemizde gerçekleri söyleyip yazabilen cesur vatanseverler her şeye rağmen var. Hepsine selam olsun.

İsyan ediyorum. İsyan, Allah’a edilmez. İsyan, Allah’a karşı savaşan şeytanlara, Firavun’a ve onların “iman ettik” deyip de aslında etmeyen yardakçı farelerine edilir. Hadi hep birlikte okuyup, gerçeklere ulaşalım.

Bölüm – 1
Genişletilmiş BOP’un İşgal Örgütü: PKK

Genişletilmiş BOP, batıda Fas kıyılarından doğuda Pakistan’a, kuzeyde Türkiye Karadeniz kıyılarından güneyde Aden kıyılarına kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsayan bir bölgenin projesidir. Bu bölgedeki devletlerin rejimlerinin, yönetimlerinin ve ülke sınırlarının değiştirilmesi projesidir.

Artık Pentagon’un izleyeceği yol komünizm ile mücadele değil, Genişletilmiş BOP bölgesi için İslamofobi’nin yaratılması; insan hakları ve özgürlük için, barış ve demokrasi için(!) müdahalelerdir!
BOP/Genişletilmiş BOP projesi, ayrıntıları bile düzenleyen geniş kapsamlı bir plan biçiminde hazırlanmıştır. Metinde amacı, kapsamı, süresi, hedefi vs. bilgilerin yer aldığı bilinmektedir.
BOP’un her sayfası önemlidir ancak yaşadığımız dönem ve geçtiğimiz süreç içinde bizim dikkatimizi çekmesi gereken bir kısım var: “İran, Irak ve Kürdistan gerektiğinde askeri harekâta muhatap kalabilir”.

Bilindiği üzere Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgemiz, Sivas sınırına kadar ve Akdeniz Bölgesi’nin bir kısmı ABD’nin sözlüğünde “Kuzey Kürdistan” olarak geçmektedir. Irak’ta kurulmuş olan Kürdistan bölgesi ise Güney Kürdistan olarak geçmekte, ikisi birden (İran’dan bir bölge ve Suriye’den bir bölge ile birlikte) yine ABD’nin sözlüğünde Kürdistan olarak belirtilmektedir. “Gerektiğinde” ibaresinin oraya boş yere konulmadığı aşikardır.

Her yöne çekilebilecek, her türlü içi doldurulabilecek bir kavramdır. ABD, çıkar ve amaçlarına göre istediği zaman “gerekiyor” düşüncesiyle türlü bahaneler ileri sürerek harekât yapabilecektir. Irak saldırısı ve işgali örneği, bahaneleriyle gözümüzün önünde durmaktadır. Usame Bin Ladin’i bulmak bahanesiyle Afganistan’a giren ABD’nin , Afganistan’da ondan önce 1 Trilyon USD’lik maden bulduğu gerçeği ortadadır.

Bu, ABD Türkiye’ye saldıracak demek değildir. Bunun teorik olarak kabulü, belgelere işlenmesi, ikili ilişkilerde bunun göz önünde tutulmasını sağlar, bir gözdağıdır.

Ama bu, Türkiye’nin, ABD açısından şirazesinden kayması (bağımsızlığını yeniden elde etmesi) durumunda, söz konusu askeri harekâta muhatap kalmayacağı anlamına da gelmemelidir. (Türkiye bağımsız tavır sergileyince ABD’nin Türkiye’ye karşı yürüttüğü elektronik saldırıyı hatırlayalım. KKTC ilan edildikten birkaç saat sonra 16 Kasım 1983 yılında KKTC’nin tüm dünya ile telefon ve teleks bağlantıları ABD tarafından kesilmiş, ada iletişimi/muhaberatı çökmüştü.)

Taşeron örgüt PKK varken, belgede sözü edilen askeri harekâtın bizzat ABD ordusuyla gerçekleştirilmesi de gerekmez. Görüyoruz, ABD artık ordusunu sokmadan, hedefteki ülkenin iç unsurlarını ve kendi özel paralı kuvvetlerini/timlerini kullanarak ülkeleri işgal ediyor. Kuzey Afrika’dan sonra, Suriye bunun son örneğidir. Suriye’deki yönetimin terörist olarak nitelediklerine ülkemizde ve SİSTEM’in haçlı ülkelerinde “Özgür Suriye Ordusu” deniliyor. Bizim “terör örgütü” dediğimiz PKK’ya da yine aynı ülkelerde “Ayrılıkçı Kürtler”, “keko Direnişçiler/Milisler” ve “Kürdistan Ordusu” deniliyor. Bir fark yok.

Belgedeki bu “gerektiğinde askeri harekâta muhatap kalabilir” ifadesini, PKK’nın CIA yönetim ve denetiminde olduğunu görerek, zaten bu müdahalenin Türkiye’ye karşı 30 yıldır uygulandığını da iddia edebiliriz, aslında Türkiye 30 yıldır ABD’nin askeri harekâtına muhataptır. PKK operasyonunun, ABD kurumlarında raporlaştığının ve resmileştiğinin belgesidir. Bu proje Genişletilmiş BOP’tur. Terör örgütü PKK, ABD’nin “resmen” yürüttüğü Büyük Ortadoğu Projesi’nin silahlı kanatlarından/unsurlarından biridir. İşte BOP budur.

Tayyip Erdoğan’ın iddiasıyla, kendisi bu projenin eş başkanıdır..! Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Öcalan ile dolaylı muhabbeti aslında gayet doğaldır (bu konunun ayrıntılarını diğer bölümlerde anlatacağız)!

BOP bozguncu bir projedir, yeryüzünün huzurunu kaçırmaktadır. Proje, Müslüman olan ülkelerde (Mısır, Tunus, Fas, Yemen… ve son olarak Suriye) onbinlerce insanın ancak sıradan değil, Müslüman insanların kanını dökmüştür, dökmektedir. SİSTEM, ABD, İsrail, şeytandır, firavunlar yetiştirir. Pek çok coğrafyada yeryüzünün huzurunu bozmaktadır, her yere savaş götürmekte, kan dökmektedir. Bu şeytanlara destek veren yeryüzünde başkaca kimi Şeytanlar ve Firavunlar da vardır. Coğrafyamızdaki şeytana örnek Abdullah Öcalan’dır. Şeytanlıksa konu, Apo’yu (bu aralar İmralı deniyor) sollayacak bir isim var, Firavun tanımına daha uygun, o da Mesut Barzani’dir, İsrail’in bölgedeki bir numaralı adamıdır. Ayrı bölümün konusudur. Şeytanların ve firavunlarının sayıları çoğaltılabilir. (Sistem: Dünyayı yöneten derin güç. Yani, CFR, Bilderberg, Trilateral ve bunların altında yer alan irili ufaklı örgütler ve bunların yöneticisi olan her milletten gelen ancak milliyet farklılığına önem vermeyen, adeta paraya tapan, İbrani asıllı yapı, şeytanın kralları.)

Tayyip Erdoğan, kendi ifadesiyle “BOP Eşbaşkanı”dır. Tayyip Erdoğan, Suriye’deki dış kışkırtmalı iç savaşta “Özgür Suriye Ordusu” denilen SİSTEM destekli ayrılıkçı-bölücü teröristleri hükümet politikası olarak ve dış politik olarak ve diğer maddi unsurlarla desteklemektedir. Açık açık yazıyoruz. Tayyip Erdoğan, konu ile ilgili Bakanları (Başta Dışişleri Bakanı Davutoğlu olmak üzere), bürokratları, ekibi bu bozgun projesinin içindedir, yeryüzünün huzurunu bozmaktadırlar, bozanları desteklemektedirler.

Bir yandan Müslümanım deyip diğer yandan Kur’an’ın ayetine karşı iş yapanları Allah uyarıyor. Bunlar peygamberimiz Hz. Muhammed döneminde de vardı, bugün de varlar. Kur’an’da bununla ilgili pek çok ayet mevcuttur, burada birini örnek kılalım, bu başlangıç bölümünü bitirelim.

Ankebut Suresi 36. Ayet:
36. Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Şöyle dedi: “Ey toplumum, Allah’a ibadet edin! Ahiret gününe umut bağlayın. Bozguncular durumuna düşerek yeryüzünün huzurunu kaçırmayın!”

Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Şeytan, Firavun ve İşgal 2

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:40

Bölüm – 2

Türkiye Federal Devleti
SİSTEM’in ve onun en büyük parçası ABD’nin devlet olarak iki amacı vardır. Birinci amacı değerli/değerlenecek şeylere sahip olmak ve onları sömürmek ve her açıdan (kültür, ekonomi, din vb.) küresel hâkimiyetini sağlamaktır ve bunun yolu saldırı politikasıdır. İkinci amacı ise “birinci amacına” karşı rakip olabilecek, üstünlüğünü engelleyebilecek tüm oluşumları/rejimleri/devletleri/rakipleri etkisiz kılmak, onların kendisinin önüne geçmesini engellemektir yani “savunmadır”, savunma amaçlı saldırılardır.

Birinci amaca örnek petrol, su, uranyum, “kutsal topraklar” gibi maddi ve manevi unsurlar çeşitlendirilerek sayılabilir. İkinci amaç içinse dün rakip SSCB idi, bugün ve yarın Çin’dir. Rakip Çin diye ABD diğer bölge planlarından elbette vazgeçmemektedir, Afrika-Güney Amerika-Avrupa-Asya kıtalarında türlü projelerini uygulamaya devam etmektedir. İşte bunlardan biridir Genişletilmiş BOP.

SİSTEM’in işgallerinin talimatları Tevrat ve İncil’den gelmektedir, SİSTEM maddi amaçlarına dinsel temeller bulmaktadır. İncil ve onun ilk kısmı olan Tevrat’ta “ortak” bulunan bir kısımla örnek verelim, Yasa'nın Tekrarı 20:12-16'da “... sizinle savaşmak isterlerse, kenti kuşatın. Tanrınız RAB kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin. Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. Tanrınız RAB'bin size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz. Yakınınzdaki uluslara ait olmayan sizden çok uzak kentlerin tümüne böyle davranacaksınız. Ancak Tanrınız RAB'bin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız.”

Genişletilmiş BOP, tamamen İslam üzerine kurulmuş, Kur’an’ı hedef alan bir projedir (kitabımda ayrıntılarıyla işlemiştim). Bundan başka “renkli devrimler” vardı, bunların hedefinde ise genellikle “Ortodoks” devletler vardı, yani Rus etkisine karşıydı. Bunlarla ilgili gazeteci-yazar Banu Avar’ın kitapları ve hedef ülkelerde çektiği müthiş belgesel videoları mevcuttur.

Gelelim Türkiye işgalinin ayrıntılarına.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 15 Şubat 2004 Kanal D Teketek programında “Ben Diyarbakır'a çok farklı bakıyorum. Yani Diyarbakır'ı istiyorum ki, şu an da yani Amerika'nın da hani düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir.”

Irak tarafında bir Kürdistan kurulmuşken, Türkiye'nin buna ses çıkarmaması ve Tayyip Erdoğan'ın bu sözüyle Diyarbakır'ın bir yıldız olması nasıl algılanabilir?

Yıldız burada Davut Yıldızı yani altı köşeli “Yahudi yıldızı” olabilir mi? Kürdistan'ın başına oturtulan adamların, Mesut Barzani'nin ve akrabası Neçirvan Barzani'nin Yahudi kimliğini, ailesini hatırlıyoruz. (Barzani ailesinin %100 Yahudi olduğunu ve İsrail ile geçmişten günümüze olan yakın ilişkisini isim isim sonraki bölümde açıklayacağım.)

Birden, Kutsal(!) vaadedilen topraklı Büyük İsrail (Erez İsrail) haritası gözümüzün önüne geliyor. Kürdistan bunun öncesinde kurulmuş, Büyük İsrail'in kurulmasına zemin yaratacak sanal bir devletçik midir? Acaba Büyük İsrail kurulacak ve Diyarbakır önemli bir merkez haline mi dönüşecektir? Birinci varsayım olarak bu ileri sürülebilir.

Ya da bazı haritalarda, genellikle yabancı kaynaklı haritalarda hatta Google Earth'te başkentler “yıldız” ile sembolize ediliyor. Acaba Diyarbakır'ın yıldız olması, Türkiye içinde de sınırın aşağısındaki Kürdistan'a ileride entegre olacak bir Kürdistan kurulacağı ve Diyarbakır'ın başkent olacağı anlamına mı geliyor? Yada Türkiye içinde bir özerk yönetim kurulacak ve bu özerk yönetimin merkezi Diyarbakır mı olacaktır?

Diyarbakır'ın başkent yapılması talepleri PKK ve onun partilerinde de yıllar yılı söylenegelmiştir. Mesut Yılmaz da zamanında “AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer” demişti. Her gelen AB'li diplomatın Ankara'dan önce Diyarbakır'a gittiğini, bölgeyi bağımsızlık için (yada başka bakış açısıyla Türkiye'yi bölmek için) cesaretlendirdiğini biliyoruz. Bu ikinci varsayım da en az birincisi kadar ileri sürülebilir niteliktedir. Zaten bu varsayımları birbirinden ayrı düşünmek olanaksızdır.

Kürdistan kurulacak ve Diyarbakır bir yıldız/başkent (kibarca “eyalet” diyelim) yapılmak istenmektedir.

ABD'nin Ankara Büyükelçilerinden James Jeffery yeni görevi için Ankara'dan ayrılırken verdiği veda yemeğinde “Güneydoğu'nun ayrılması durumunda üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi olursunuz” diyordu. ABD'nin son karar kıldığı plan, şimdilik bağımsız Kürdistan değil, özerk yönetimle federe Kürdistan ve federal Türkiye'dir.

SİSTEM’in dünya için tasarısı, bugünkü ortalama 220 devletli yapı değil, feodal 1000 küsur devletli bir yapıdır. SİSTEM “üniterizmi” yani bizim gibi ülkeleri çağ dışı göstermekte bunun yerine küçük küçük devletli ve onların da federal yapıda olduğu bir düzen istemektedir. Daha küçük yapılar daha kolay kontrol edilebilir, işgal edilebilir!

Üniter bir devletle küresel bir petrol şirketi (Shell, BP, Total yada Exxon Mobile örnek verilebilir) bir petrol arama ve çıkarma ortaklığı için %50-%50 paylara sahip olabilirken, federal yapıda bu değişmekte, %2-10 devlete %90-98 petrolü çıkaran şirkete yani SİSTEM’in yöneticisine pay verilmektedir. Sözleşme üstünden toplumun zenginliğinin işgalidir. Bugün Mesut Barzani’nin başkanı olduğu Kuzey Irak’ta (Kürdistan Özerk Yönetimi’nde) Küresel Petrol Şirketleri Irak Devleti merkezi yönetiminden izin almadan bölgeye çökmüş ve petrolü Barzani’nin işbirliğiyle sömürmeye başlamıştır. Irak işgaline sesini çıkarmayan Rusya ve Çin de paylarını almaktadır..!

Bu gidişle Türkiye federatif bir yapıya dönüştürülecektir. Hükümet bu projenin içindedir-isteklidir, CHP ve MHP muhalefeti ise seçmenini “işgale karşı” bilgilendirmemekte yada seçmeninin sesi olamamaktadır, SİSTEM’e karşı gerçek direniş gösterilememektedir. Acaba neden?!

Bu bölümün bir devamı olarak: 2003-2004’te hatta 2006’da bile Türkiye’ye küfür ve hakaretler eden, tehditler savuran Barzani’nin ve buna düşük düzeyde yanıt veren Türkiye’nin (2006’da Cemil Çiçek Barzani’ye “postal öpücüsü” demişti) karşılıklı susup aksine sarmaş dolaş olması, hatta İsrail’in has adamı Mesut Barzani’nin AKP Kongresine onur konuğu olarak katılması ve salonun Barzani’ye “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atmasını hatırlayarak Mesut Barzani-Tayyip Erdoğan–Abdullah Öcalan ile AKP-BDP kardeşliğini, Apo ile “PKK bitecek” başlığıyla yapılan görüşmeleri, ABD-Avrupa ve İsrail’in bu şeytani kardeşlik üstünden planladıkları hedeflerini bir sonraki üçüncü bölümde okuyalım. Dördüncü bölümde de ABD'nin BOP sonrası planını deşifre ilan edelim.

Çünkü biliyoruz ki toplumumuz 90 dakikalık maçın 180 dakikalık “özetini” yada reklamlar dahil 3-3,5 saat süren dizileri/Acun programlarını izliyor da, bir yazı 2 sayfayı geçince okumuyor, bir kitap 300 sayfadan fazlaysa “okumaya üşeniyor”, tabi kitap okuyorsa. Biz olanı biteni izlemeye alışmışız..!

Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 3

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:41

ONLAR BİZİ ACİZ BIRAKAMAZLAR – DİRENİŞ HAKKI

İstihbarat alanında ve bir bilim olarak zihin yönlendirmede uygulanan bir yöntemden bahsedeceğim. Bu yöntem sebep-sonuç ilişkisinden bahsetmeyerek hedef kişiyi/topluluğu/ülkeyi yalnızca “sonuca” yönlendirmedir. Özellikle son dönemde ülkemiz üstüne oynanan Büyük Orta Oyununda uygulanan bir yöntem haline gelmiştir. Basın yayın organlarından, burada boy gösteren “Batının manevi ajanlarına” kadar…

İki kardeş düşünün, sürekli kavga ediyorlar. Baba yarım ağız çocukların kavga etmemesinin yolunu söylüyor anneye “böyle böyle yaparsak çocukların kavgası biter, bir daha da kavga etmezler” diyor, anne olmaz diyor. Baba da, anneye diyor ki “Sen çocuklarının kavga etmesini mi istiyorsun, sen çocuklarını sevmiyor musun?”.

Şimdi eğer çocukların kavgası bitecekse, aslında baba haklı gibi görünüyor değil mi? Sonuca bakınca, hikayemizde baba haklı. Peki baba bu sonuca nasıl ulaşacak, babanın yolu/nedeni ne olacak, bunu bilmiyoruz? Babanın fikri aslında “çocuklardan büyük olanını odasına kilitleyelim ve odasından hiç çıkarmayalım, odaya hapsedilen oğlan itiraz ederse de eşek sudan gelinceye kadar dövelim, böylece çocuklar birbirlerini göremezler ve kavga edemezler” fikriydi. Sonuca giden nedeni-yolu öğrenince babanın haklı olmadığı ortaya çıktı.

Ülkemizde bunun örneğini yaşamaktayız. “Barış istiyoruz, sen barış istemiyor musun, kavgadan yana mısın” deniyor. Peki barışa nasıl ulaşacağız? “Karşı tarafın” yani Terör Örgütü PKK’nın taleplerini kabul ederek..! PKK’nın taleplerini önceki pek çok makalemde madde madde yazdım, Türkiye’nin özellikle son 10 yılda bu talepleri bir bir kabul etmeye başladığını da.

PKK’nın taleplerinin arkasında ve aslında bir örgüt olarak PKK’nın arkasında bugün kimler var? ABD, İngiltere, İsrail başta olmak üzere SİSTEM var. Yani ABD-İngiltere-İsrail’in mesajlarının sözcüsü ve silahlı vurucu gücü konumundaki PKK’nın taleplerini kabul et, ülkende şehir içlerinde patlattığı bombalarla sivilleri, dağlarda patlattığı mayınlarla askerleri öldüren (dinimiz İslam’a ve ayrıca benzer farklı bir tanımla da Türk hukukuna göre ŞEHİT eden) PKK’nın taleplerini kabul et deniyor.

Dinimizin adı İSLAM’dır. Sözcük S-L-M harflerinden oluşur, SeLaM sözcüğü eş anlamlıdır, BARIŞ demektir. Allah’ın dini İslam’ın en büyük ve son peygamberi Hz. Muhammed, düşmanlarına karşı “teslim” olmamış, savaşmış, Meşru Müdafaa hakkını kullanmış ve kendisini tehdit eden yıkıcı unsurları bertaraf ve imha etmiştir. Hz. Muhammed bir peygamber-resul ve aynı zamanda bir devlet başkanıdır. Toplumunu önce savaştırıp sonra da kendi askerlerini, sivillerini öldüren-onlara işkence yapanlarla masaya oturup da onların isteklerini bir bir KABUL ETMEMİŞTİR..!

Bugün Başbakan Erdoğan kendisini SULTAN SÜLEYMAN yada FATİH SULTAN MEHMET gibi görüp göstermeye çalışmaktadır ama onlar düşmana boyun eğmemiştir. Tayyip Erdoğan Vahdettin’dir, teslimiyetçidir. Bu toprakları Barışa kavuşturan ve bunu yapabilmek/Batı işgalini önlemek için “meşru müdafaa hakkıyla” düşmana karşı direniş gerçekleştiren Mustafa Kemal’dir. Tayyip Erdoğan ne din tarihindeki ne de Türk tarihindeki hiçbir “büyük” insan örneğine uymamakta, üstelik bunun tam tersi bir politika yürütmekte, tarihin karası bir politika izlemektedir.

Yurdun işgale-saldırıya uğruyorsa, ki bunu yapan taşeron örgüt PKK’dır, direneceksin. PKK, dinsiz ve Zerdüşt bir topluluktur. Bunu bugün yöneten ABD ve İngiltere Hıristiyan topluluklardır, ABD yönetimi Yahudi’dir. İsrail’dir, Yahudi’dir. Tayyip Erdoğan ve onun hükümeti, bunlarla pazarlık içindedir. (Yazdıklarım başka yere çekilmesin diye bu açıklamaya yapmak zorundayım. Burada saldırıdan değil meşru müdafaadan bahsediyorum, cihattan da bahsetmiyorum. Zaten cihat, din yaymak için başka toplumlara saldırıp kan dökmek demek değildir, böyle bir örnek yoktur peygamber döneminde. İslam da bunu söylemiyor. Cihat bilimle, sözle yapılır, din böyle yayılır, kanla değil. Cihat’ta tek savaş unsuru, Saldırıya uğradıysan bunu def etmek ve bu kapsamda tehdidi ortadan kaldırmak için vardır/savaşılır).

PKK ile barış yapılamaz. Bize saldıran bir şeye karşı bu Millet boyun eğmez. Hac Suresi 39. Ayet: “39. Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir.” Allah’ın verdiği izni kimse bu Milletin elinden, hem de DİN MASKESİYLE, DİNİ KULLANARAK alamaz.

Biz de İSLAM’ın adındaki gibi barışı bu topraklarda istiyoruz, kan dökülmesin istiyoruz. Her şehit haberi aldığımızda artık ağlamak istemiyoruz. Ama bu şeytana teslim olarak değil ona karşı ZAFER ile sağlanmalıdır. Basın kandili, gebertin hepsini. Kapatın Barzani kontrolündeki Irak sınır kapılarını.

Hükümetin model aldığı ABD, El Kaide’ye teslim mi olmuştur, yoksa onu bahane ederek 2 devleti işgal mi etmiştir? Türkiye’de 2 hafta önce Usame Bin Ladin’in damadı Süleyman Ebu Geyt yakalandı. Ürdün Kralı ile birlikte Türkiye’ye, CIA’ya bağlı özel bir ekip geldi. Herkes Ürdün Kralına odaklanmışken, ekip damat Ladin’i Ürdün’e götürdü, oradan da ABD’ye götürdü. ABD “terörist” olarak nitelediği şey için kralları oynatıyor, ülkeler arası görüşme programlarını çiziyor, ey Milletim duyuyor musun?

George Bush, dünyaya “Barış ve demokrasi” getirmek için ülkeleri işgal etmeye başlamıştı.

Barak (Barack) Obama’ya Nobel Barış Ödülü verildi. Obama, Irak ve Afganistan’daki savaşına ve Kuzey Afrika ülkelerindeki vs. savaşlarına/işgallerine devam etmektedir ve BARIŞ ÖDÜLÜ almıştır. (eski İsrail Başbakanı’nın soyadına dikkat, Ehud BARAK).

İsrail’in her gün Filistin’de insanları öldürdüğünü, onlara zulüm uyguladığını ve her gün işgalci iskan politikasıyla Filistin topraklarını işgal ettiğini biliyoruz. Peki İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ne demişti: “Savaş değil Barış istiyoruz”.

Tayyip Erdoğan: “Analar ağlamasın, barış için elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk, gerekirse baldıran zehrini içerim”.

Tayyip Erdoğan’ın, nazırlarının ve bürokratlarının muhatap adlığı Terör Örgütü PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan (İmralı diyorlar): “Barış sürecini bozan düşmanımdır”.

PKK’nın partisinin adı nedir, BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ (BDP). Barış, burada sonuçtur, Türkiye’yi ve bu topraklarda İslam’ı yıkma adına söylenen şifre sözcüktür. Hedef, İslam’dır, hedef Türk Milleti’dir, amaç bu toprakların işgalidir. Bu bir SİSTEM operasyonudur.

CHP ve MHP ama özellikle “dini hassasiyeti” olduğunu söyleyen AKP tabanına sesleniyorum. Ey AKP’liler! Tevfik BİR de bir aciz kuldur. Bırakalım kulun dediğini, Allah’ın kelamına bakalım, Allah ne demiş biz insanlara. Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi 11-12. Ayetler:

<11. Onlara, “Yeryüzünde bozgun çıkarmayın!” dendiğinde, “Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz” demişlerdir.
12. Dikkat edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde olmuyorlar.>

Firavun Tayyip Erdoğan, ABD üstünden Şeytan Abdullah Öcalan ile onun örgütü PKK ile barış yapmak istiyor ya, bakın bunu da Allah uyarmış. Bunlarla antlaşma-anlaşma yapılmaz diyor. Son bir ayetle bu bölümü de bitirelim. Sonraki bölümde BARZANİ-İsrail ilişkisinden (isim isim) bahsedeceğim.

Enfal Suresi 55-59. Ayetler:
<55. Allah katında canlıların en kötüsü, gerçeği örten nankörler/inkârcılardır. Bunlar iman etmezler.
56. Bunlar, onların içinden antlaşma yaptığın kişilerdir. Ama her defasında antlaşmalarını bozarlar. Hiç çekinmezler bunlar.
57. Eğer onları harpte ele geçirirsen, onlarla birlikte arkalarındakileri de ürkütüp dağıt ki, ders alabilsinler.
58. Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir! Allah, hainlik edenleri sevmez.
59. Küfre sapanlar sakın öne geçtiklerini düşünmesinler. Onlar bizi aciz bırakamazlar.>

Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 4

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:42

İSRAİL’İN GOLÜNÜ ŞEYTAN ABDULLAH ÖCALAN ATTI
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Eytanf10
Sabetayizmi, sözde Müslüman özde Yahudi Türkiye Sabetayistlerini, bunlarla ilgili dünyada ilk defa “isim listesini” ve soyisim listelerini, Sabetayizm-Masonlar-Çok Uluslu Şirketler-SİSTEM’in derin ilişkilerini, Sabetayistlerin Türkiye’nin iç ve dış siyasetini bizzat tespit ve tayin ettiklerini, Türkiye’nin ABD ile İsrail ilişkilerindeki belirleyici rollerini, Ergenekon Operasyonunun Bilinmeyenleri başlığıyla Ergenekon ve benzeri isimli operasyonlarda kimlerin seçileceğinin “açıklanmamış” formülünü, Sabetayizm olgusunu meslek meslek isim isim aile aile belirterek, ispat olarak farklı türde pek çok delil ve ayrıca mezar taşı fotoğraflarıyla akrabalık bağlarını sunarak kitabım Uyan Ey Türk Gidiyoruz’da yazmıştım.

Bu öyle ciddi bir mesele ki MİT Müsteşarı olarak kimin ne maksatla atanacağını size söylüyor. Hangi partide kimin İsrailci politika izleyeceğini size söylüyor. BDP’de kimin yüksek yerlere geleceğini size söylüyor. Konunun Türkiye ayağında Sabetayistler, Irak ayağında kripto Yahudiler ve ABD ayağında Yahudiler var. İddialıyım, ne Yalçın Küçük ne de Soner Yalçın bile kitaplarında konuyu bu kadar açık ve Türkiye üstündeki etkileriyle “somut olaylarla” yazmadılar.

Şu özetle başlayalım. 17. Yüzyılda İzmir doğumlu Osmanlı Yahudisi Sabetay Sevi yaklaşık 22 yaşında “Yahudi Mesihliğini” ilan eder. İzmir, İstanbul, Selanik, Kudüs, Mısır, Gelibolu, Edirne gibi kentleri gezer, çoğu Yahudi’ye Mesihliğini kabul ettirir. Taraftar sayısı o kadar ciddi düzeylere ulaşır ki konu Kudüs’ün-İsrail’in kurulması talebine kadar gider. Osmanlı içinden bir toprak parçasının “dini” nedenlerle bölünmeye çalışılmasıdır, Osmanlı tarihinde ilktir. Osmanlı padişahı 4. Mehmet, Sabetay Sevi’yi huzuruna getirtir, “idam yada Müslümanlığa geçmesi” seçeneğini sunar, Sevi “görünürde” dinini ve ismini değiştirir (Aziz Mehmet Efendi olur), Musevilikten Müslümanlığa “sahte” olarak geçer. Ona iman eden pek çok farklı yerdeki Musevi de onunla birlikte sahte olarak din ve isim soyisim değiştirir.

Öz inançlarını değiştirmemiş ancak görünürde Müslüman olmuşlardır. Birbirlerini tanımak adına da evlerinin/işyerlerinin kapılarında ve mezar taşlarında belirli sembolleri kullanmış, çocuklarına belirli isimleri vermiş, lakaplarında ve cumhuriyetle birlikte soyadlarında belirli yöntemleri kullanarak seçim yapmışlardır. İşte budur Sabetayist. Müslümanım diyen ancak gizlice Yahudi inancını sürdüren kişidir. Günümüzde sayıları Türkiye’de yüzbinleri bulmaktadır. Bundan ayrıca bir de “kripto Yahudiler” yani “gizli Yahudiler” bulunmaktadır. Bunlar da yaşadığı ülkenin dinini seçmiş görünen ancak Musevi inancını sürdüren kişilerdir. Bunun nedeni, yaşadıkları ülkede dışlanmamak, soykırım-sürgünden kurtulmak, iş ve devlet yöneticiliği hayatında yükselmek gibi nedenlerdir.

Genişletilmiş BOP’un kime hizmet ettiğini yazmıştık. Hatta 2005 yılında yazdığım makalede “önce Suriye’ye sonra İran’a saldıracaklar” demiştim. Bu sırada Türkiye’de “eyalet” olarak Kürdistan kurulmak istenecek sonrasında Suriye-Irak Kürdistanlarıyla birleşmeye/bağımsızlaşmaya çalışacak diye ayrıntılarıyla yazmıştım. Suriye’nin düşmesi, aslında yardımlarının bir çoğunu Suriye üstünden alan Filistin’in düşmesidir. İsrail’in bölgede özgürleşmesidir. İran’ın düşmesinin varacağı yeri bir sonraki yazımda yazacağım, BOP sonrası ABD’nin planını anlatırken.

SİSTEM, ABD ve onun Pentagonun haritasında Kürdistan Türkiye-Irak-Suriye-İran topraklarını kapsıyor. Bu Büyük Kürdistan, bölgede yeni bir ABD karakol devleti olacak, İsrail yönetiminde ABD’ye hizmet edecektir. Büyük İsrail için de önemli bir adımdır.

Genişletilmiş BOP projesini yazan, tasarlayan Pentagon ve CIA adamlarının isimlerini ve Yahudi olduklarını kitabımda yazmıştım (Abromowitz’ler, Edelman’lar vs.).

Bu kişilerin ilintili olduğu birimlerin başında ise (ABD Savunma Bakanlığı ve ABD Genelkurmayı'nın ortak çalıştığı binaya atıfla) “Pentagon” yer alır. ABD'de Yahudi kökenli bunca diplomat ve asker varken, bunun isme/işarete yansımaması düşünülebilir mi? Pentagon, Yunanca kökenli bir kelimedir ve anlam itibariyle beşgen demektir. Peki neden dünyada örneği (herhalde) olmayan bir mimariyle, beşgen bir yapı inşa edilmiştir?

Tevrat 5 kitaptan oluşur ve buna Musa'nın beş kitabı denir. Aslen bu da Yunanca kökenli Pentatefhos sözcüğünden gelmektedir. Penta-beş, tefhos-cüz/fasikül anlamına gelmektedir. Pentagon isim olarak Pentatefhos sözcüğüne atıftır ve binanın her bir kenarı/tarafı Musa'nın bir kitabını işaret etmektedir (Yaratılış, Mısırdan Çıkış, Levililer, Sayılar, Tesniye).

Türkiye’nin Genişletilmiş BOP kapsamında (projenin atası Sevr antlaşmasıdır) bilfiil bölünmeye başladığının ve PKK terör örgütünün galibiyet elde ettiğinin (21 Mart 2013) ertesi günü İsrail Türkiye’den özür dilemiştir. İsrail alacağını almıştır, aslında bu PKK ve ABD üstünden İsrail’in galibiyetidir, bu saatten sonra biz istemesek bile İsrail bin kere özür diler, sevinç içindeler.

Şu iki sözü unutmayalım. Birincisi eski İsrail Başbakanı İshak Şamir’e ait, “Bizim için terör, bugünkü koşullarda siyasi savaşın bir parçasıdır”. İkincisi, İsrail’in kurucularından David Ben Gurion’a ait, “Yahudi Devleti’nin sınırları sonsuza kadar kesinleşmeyecektir.”

21 Mart’ta okunan Şeytan Abdullah Öcalan’ın mektubunda yer alan şu sözler ne yazık ki yazarlarımızın dikkatini çekmedi: “Kürtler için Dicle ile Fırat” ve yine “… Fırat ve Dicle nehir vadilerine; kutsal Mezopotamya…” tabirleri çok önemlidir. Apo, İsrail’e mesajı göndermiştir. Kutsal, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre, “Güçlü bir dini saygı uyandıran veya uyandırması gereken.” demektir. İslamiyet’te Mezopotamya’nın kutsallığı yoktur. İslamiyet’te örneğin Kâbe kutsaldır, Mescid-i Aksa kutsaldır. Peki Abdullah Öcalan’ın bahsettiği Mezopotamya kimler için kutsaldır? Yahudiler için. Fırat ve Dicle nehirleri kimin için önemlidir-kutsaldır, Yahudiler için.

Genişletilmiş BOP projesinin ABD ayağındaki adamların Yahudi olduğunu belirttik. Türkiye ayağındaki kişileri de günü gelince tek tek yazarız, bunlardan en önemlisinin adını yine kitapta yazmıştım. Gelelim sac ayağının üçüncüsüne, Barzani tarafına.

Mesut Barzani, kripto Yahudi’dir. Bunun ayrıntılarını ve Barzani’nin İsrail’in has adamı olduğunu, İsrail-Barzani görüşmelerini bir sonraki “Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 5” adlı yazımda YAHUDİ BARZANİ ve ONUN KÜÇÜK İSRAİL’İ alt başlığıyla yazacağım, yazıyı 30 Mart 2013 cumartesi günü tevfikbir.com ’da ve guncelmeydan.com ’da yayınlayacağım. Mutlaka okuyun, insanı hayrete düşürecek arşiv belgelerini yayınlıyorum, okuyucularımı biraz şok edeceğim, sarsacağım. Çünkü bugün susmaya değil biraz sarsılıp kendimize gelmeye ihtiyacımız var.

(Sistem: Dünyayı yöneten derin güç. Yani, CFR, Bilderberg, Trilateral ve bunların altında yer alan irili ufaklı örgütler ve bunların yöneticisi olan her milletten gelen ancak milliyet farklılığına önem vermeyen, adeta paraya tapan, İbrani asıllı yapı, şeytanın kralları.)
Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 5

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:43

YAHUDİ BARZANİ ve ONUN KÜÇÜK İSRAİL’İ
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Eytanf11
100 yılı aşkın süredir türlü oyun ve projelere karşın kurulamayan, ancak bugün Genişletilmiş BOP sayesinde resmen kuruluşuna başlanan Kürdistan’ın dayandığı üç büyük güç var. Birisi SİSTEM’dir (ABD-İsrail-İngiltere…), kurucu unsurdur. İkincisi Irak-Barzani’dir, 1960’lı yıllarda İsrail’e ve sonra ABD’ye “gelin buraya, devletimizi kuralım, petrolü paylaşalım” diyen adamdır, üçüncüsü Türkiye’deki unsurlardır, bugün görünen yüzü BDP ve AKP’dir. Suriye’de de bugün muhalif denen Yahudi bir keko aşiret ve lideri, isminin hafızalarımıza kazınacağı ve Barzani gibi bir şöhret elde edeceği günü beklemektedir. Şimdilik üçlü dışındakileri bir kenara bırakalım.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kongresine Tayyip Erdoğan’ın davetiyle onur konuğu olarak katılan ve tıpkı Tayyip Erdoğan gibi kürsüden AKP’lilere hitap eden ve AKP’lilerin de “Türkiye seninle gurur duyuyor” diyerek karşılık verdiği, PKK’lı teröristlerin Irak’taki faaliyetlerinin ve kamplarının koruyucusu Mesut Barzani’ye bakalım.

Mesut Barzani’nin aslı Yahudi’dir. Barzaniler Yahudi olduklarını çok gizlemiyorlar ancak milletin gözüne de sokmuyorlar, çaktırmıyorlar. Arap ve Müslüman tepkisini bu yolla üstlerine almamış oluyorlar. Barzani tek bir isim. Ondan önce, bölgedeki Yahudileri ve keko Yahudilerini anlatalım.

Bu, biz Türkiye Türklerinden titizlikle saklandı ancak Kürtler içinde Yahudi olanı çoktur. Kudüs’te yaşayan Kürtlerden, Irak Kürtlerine kadar Kürtler içinde Yahudiler önemli bir nüfusa sahip. Irak’ta ve bilhassa Kuzey Irak’ta Yahudilerin en çok nerelerde bulunduğunu araştırdığınızda önemli bir sonuçla karşılaşıyorsunuz. Nerede PKK’nın büyük bir kampı varsa, oradaki ahalinin genelinin Yahudi-kripto Yahudi olduğunu görüyorsunuz! Haftanin ve Zagros’ta, 19. Yüzyılın ortalarında 50.000 (elli bin) keko Yahudi ailesinin varlığı kayda geçirilmiştir. Kayıt dediğimiz, arşivdir. Devlet arşividir, istihbarat arşividir, büyükelçilik ve dışişleri arşivleridir, yurtdışı arşivleridir, yurtdışı üniversite arşivleridir, Kudüs arşivleridir ve ayrıca belgeleri bulup çıkartan arşiv araştırmacılarının pek çok dilde yayınlanmış kitaplarıdır, Encyclopedia Judaica’dır.

Arapça ve İbranice’de sözcüklerin kökü sessiz harflerden oluşur. BaRZaNi sözcüğü B-R-Z-N harflerindendir. Barzani, Barazani, Ebrezani, Abrazan sözcükleri aynı anlamda-kökte türetilebilir. Barzanilerin memleketi ve doğum yerleri, kendi isimlerini taşır, Erbil iline bağlı Barzan/Barazan kasabasıdır (bir nevi biz Türklerin Almanya-Alamanya dememiz gibi). Encyclopedia Judaica (Musevi Ansiklopedisi) arşivine baktığımız zaman üç tane “Barazani”den bahsedilmektedir. Birisi Moşe (Moshe) Barazani’dir, 1926-1947 tarihleri arasında yaşamış Erbil doğumlu bir Yahudidir.

Mustafa-Mesut ve diğer meşhur Barzaniler için de bir karşı iddia var. Bunlar Barzan (Barazan) kasabasında/köyünde doğdukları için, bunlara Barzan’lı anlamında Barzani deniyor, bunların soyisimleri kasabalarından dolayı türemiştir bunlar Yahudi değildir deniyor. Bu karşı iddia nedir biliyor musunuz, Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle “Yalan, koskoca bir yalan.”

Barzan/Barazan kasabası Yahudi kasabasıdır, özü-soyu Yahudi’dir. Encyclopedia Judaica’da 1560-1630 yıllarında yaşamış Haham ve Kabbalacı “Samuel Ben Nethanel Ha-Levi Barazani”den ve tahminen 1560-1625 yıllarında yaşamış olan kızı Asenath Barazani’den bahsediliyor. Bu Samuel Barazani’nin doğum yeri neresidir, Barazan’dır. Ansiklopedi birebir şöyle yazıyor “His name derives from town Barazan in Kurdistan” (Onun adı Kürdistan’daki Barzan kasabasından türemiştir). Bizim Mustafa ve Mesut’un memleketi. Demek ki bunun soyadı da doğduğu yerden geliyor. Demek ki doğduğu yerin soyadını aldığı için “Barzani Yahudi değil” demek, tamamıyla tarihi çarpıtmak demektir.

Mesut Barzani’nin babası Mustafa Barzani’dir. Biraz geriye gittiğimizde 03.04.1991 tarihli Milliyet Gazetesi’nde, Amerikan U.S. News gazetesinden bir alıntıyla karşılaşıyoruz, “Gazete, ‘1960-1970 döneminde, Irak’ın kuzeyindeki ayaklanma sırasında, İsrail’in, Mesut Barzani’nin babası Mustafa Barzani’ye silah verip, “danışman” yolladığını yazıyor.’” diyor. “Danışman”, “uzman” demek, kendisine danışan kişiyi yöneten “ajan” demektir.

27.05.1985 tarihli Milliyet Gazetesi’nde, “Türkiye, Irak sınırları içinde operasyon yapacak” başlıklı haberin sonunda şu bilgi veriliyor, “Öte yandan İsrail’in de işin içinde olduğu söylentileri yoğunlaştı. İsrail’in böyle bir operasyona karşı olduğu iddia ediliyor. Bu ülkenin (İsrail) kendisine karşı olan güçleri parçalamak için Irak ve İran’daki keko sorununu, milli bir politika halinde canlı tutmaya çalıştığı biliniyor.”

Bölünme sürecinde, sıra akil adamlarda. Hasan Cemal de “akil adamlardan” biri olarak atanmış. Peki Hasan Cemal 27.02.2003 tarihli köşe yazısında ne diyordu, “Kuzey Irak’ta bağımsız bir keko devletini Amerika ister mi? Evet ister. İsrail ister mi? Evet. Peki ya İngiltere, Fransa, Almanya. Hepsi ister. Hepsinin de bin yıldır el altında bunun için senaryoları var.”

ABD’yi anladık. İngiltere ve Fransa desek, 1. Dünya Savaşı’nda ve Osmanlı sonrasında bölgede etkinliğini ve işgalini göstermiş ülkeler. Almanya, yine birinci dünya savaşı öncesi bölge petrolüne konmak için hazırlıklar yapan ülke (ki bu hafta Alman Yeşiller Partisi eşbaşkanı Claudia Roth başkanlığında parti ekibi “Irak Kürdistan’ı ve Türkiye Kürdistan’ı” gezisi yaptılar). Peki İsrail, zaten yeni kurulmuş bir ülke, bölge ile ne işi var? Bunun yanıtını özellikle bundan bir önceki “Şeytan, Firavun ve İşgal 4” adlı yazımda, kitabımda ve bu yazıda yazdık.

21.03.1993 tarihli Milliyet Gazetesi manşeti, “Oyunun Adı Özerklik”. Manşet altında dört oyuncunun görüşüne yer vermiş. Birincisi Vaşington alt başlığıyla Başkan Clinton’ın açıklaması, ikinci sırada Moskova alt başlığıyla Rus Büyükelçisinin açıklaması, üçüncüsü Kudüs alt başlığıyla bölgenin analizi ve İsrail’in Türkiye’ye bakışı ve dördüncü sırada da Bekaa alt başlığıyla Abdullah Öcalan’ın gazeteci Rafet Ballı ile yaptığı röportajdan kısımlar var. Şu yazıyor, “Yaptığı basın toplantısından sonra Bekaa’da baş başa görüştüğümüz PKK lideri Abdullah Öcalan, Türkiye’yi köşeye sıkıştırdığına inanıyor. ABD ile temaslarına başladıklarını söyleyen Apo, ‘Amerika, Türkiye’nin her şeyidir. Oraya gittik mi diğer bütün kapılar açılır’ diyor. Apo’ya göre, Talabani ve Barzani’yi destekleyen ABD, kitle tabanı için PKK ile ilişkiye geçecek.”

Arşiv, bilgidir. Bilgi, büyüklüktür. Yusuf Has Hacip’in o sözüne kulak vermek gerekir, “Bilgiyi uygularsanız büyürsünüz, Paylaşırsanız efsane olursunuz”.

MOSSAD ajanı (sonra işadamı) Yakup (Yaakov) Nimrodi, İran’da ateşe olarak görev yaptığı sırada sık sık Kuzey Irak’a geçerek Barzani ailesiyle ilişkiye geçiyor ve İsrail-Barzani ilişkilerinde köprü rolünü üstleniyor. Pek çok İsrailli devlet yetkilisi Kuzey Irak’a, Barzani’nin yanına gitmeye başlıyor. Aynı şekilde Barzani de temaslarda bulunmak amacıyla sık sık İsrail’e gidiyor. Geçen sene (2012) Türkiye’ye önemli bir isim geldi ve bazı gazetecilerin sorularını yanıtladı, bu isim emekli MOSSAD ajanı ve Irak Kürdistanı İstasyon Şefi Eilezer Tsafrir'di, “haftada iki kez Barzani’yle görüşürdüm” açıklamasında bulundu.

Bu gibi köprüler sayesinde Barzaniler bir de Zvi Zamir ile tanışıyorlar ve yakın bir ilişki geliştiriyorlar. Zvi Zamir dediğimiz kişi, 1968-1974 yıllarında MOSSAD Başkanı olmuş bir generaldir. Zvi Zamir’in Barzani üstünde etkisi büyüktür. Zvi Zamir ile aynı politik-devlet görüşüne sahip iki önemli İsrail devlet büyüğü var, Moşe (Moshe) Dayan ve Yitzhak (İshak) Rabin. Moşe Dayan, Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı olmuş bir generaldir, İsrail’de pek çok kez Barzani’yi ağırlamıştır. İshak Rabin de, eski İsrail Başbakanlarındandır, suikast sonucu öldürülmüştür.

Yakup Nimrodi, Barzani’yi başkaca isimlerle de tanıştırdı, bunlar Menahem (Nachik) Navot ve Nahum Admoni’dir. Menahem Navot denen adam, Lübnan Savaşı’nın mimarlarındandır, şeytandır. Nahum Admoni ise 1982-1989 yılları arasında MOSSAD’ın başında oturan isim. Baba Mustafa Barzani, İsrail ziyaretlerinde otelde yada İsrail Devlet Konukevinde değil, bilin bakalım nerede kalıyordu? Haham David Gabay’ın evinde kalıyordu.

Barzanilere giden bir isim daha var. Bu kez İsrail’den değil ABD’den, William Eagleton. Önceleri “keko halı ve kilim desenleri üstüne inceleme yapıyorum” açıklamasıyla Kerkül, Musul ve Süleymaniye’de temaslarda bulunan ve Barzani’yle görüşen ajan Eagleton, daha sonra ABD’nin Şam Büyükelçisi oldu. Sonrasında BM’ye bağlı UNRWA’da (Filistin Mültecilerine Yardım Teşkilatı) Başkan yardımcısı oldu, o dönem başkan ise büyükelçi İlter Türkmen’di. Filistin mültecilerine yardım edecekseniz, İsrail ile de ilişki içinde olmanız gerekir. Kürtlerle ilgisi olan yabancıların, istihbaratçıların, elçilik görevlilerinin bir şekilde İsrail ile de ilişkisi oluyor, bölücü Kürtlerin yolu hep İsrail’e çıkıyor.

BOP’u tasarlayan beyin takımının (çoğu Yahudi) hocası konumunda olan, ne yazık ki Diplomasi adlı kitabının Türkçe çevirisi üniversitelerimizin bazılarında (uluslararası ilişkiler bölümlerinde) ders kitabı olarak okutulan; Zbigniew Brzezinski, Samuel Huntington, Bernard Lewis gibi adı “büyük” isimler arasında yer alan eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger (soyadına dikkat Kis-Singer, Yahudi’dir) bile Barzani’lerden nasibini alıyor(!) ABD Temsilciler Meclisi’ne bağlı İstihbarat Komitesi’nin hazırladığı Pikes Raporu’nda yer alan bir ifade dikkat çekici, “Barzani, Dr. Kissinger’a duyduğu hayranlığı, bir keresinde kendisine hediye olarak gönderdiği üç halı ve daha sonra da evlenmesi vesilesiyle gönderdiği altın ve inci kolye ile dile getirdi.”

Aynı raporda, Mustafa Barzani’nin şu ifadesini hafızalarımıza çıkmayacak şekilde kazınmalıyız, “Şayet davamızda başarıya ulaşırsak, ABD’nin 51. Eyaleti olmaya hazırım.”

BOP’un akıl hocalarından Yahudi Brzezinski’den bahsettik. Bu adamın ailesi de soyadlarını yaşadıkları kasabadan almışlar, “Berezhany” kasabası. Çoğu dilde konuşmada ortadaki “h” harfi genelde düşer. “Gökhan” yerine “Gökan” diyebiliriz. Brzezinski’nin doğduğu kasabayı bir daha okuyalım “Berezani”, bugün gidin bir BDP’liye yada Kuzey Irak’ta kekoçe konuşan herhangi bir kişiye “Berezani” deyin bakalım bunu ne olarak anlayacak?!

Üst düzey devlet yetkililerimiz, bürokratlarımız, ilgili istihbaratçılarımız ve araştırmacı yazarların bildiği ama kamuoyuna duyurulmamaya çalışılan Barzani aşiretinin (aslında aşiretler topluluğu) Yahudi olduğunu ve bu bölgede İsrail’in bilfiil elemanı olarak, temsilcisi olarak çalıştığını Hürriyet’ten Sefa Kaplan yıllar önce haberinin başlığına adeta “şaşırarak” taşımıştı, “Barzani Ailesinin Yahudi Olduğu Ortaya Çıktı”.

Kripto Barzaniler, bir de kendilerine kılıf almışlardı, Molla. Bunların “mollalıkları” ancak yazılanları okumayan halkımızı kandırabilir. Bizlerin konuşabileceği basın-yayın aracı yok, ancak yazabiliyoruz. Yazmaya devam edelim.

Sefa Kaplan’ın Hürriyet’teki o yazısı şu cümleyle başlıyordu, “Muhtemel bir savaşta Türk askerinin Kuzey Irak’ta yer almasını istemeyen Barzani Ailesi’nin, keko Yahudisi olduğu ve ailenin pek çok haham yetiştirdiği ortaya çıktı”. Yazısında Osmanlı arşivlerinden bu bilgiyi tarihçi Ahmet Uçar’ın teyit ettiğini de belirtiyordu, “Sallum Barzani adlı bir hahamın önce Selanik’e, arkasından da Kudüs’e sürgün edildiğine dair bir belge yayımladı. Bilindiği gibi Molla Mustafa Barzani ile oğlu Mesut Barzani, İsrail’le kurduğu iyi ilişkilerle tanınıyor ve İsrail öteden beri Irak Kürtlerinin bağımsızlığını destekliyor”.

22.08.1990 tarihli haberinde gazeteci Çetin Yetkin o dönem yayınlanmış çeşitli kitaplardan bahsederek “Yahudi Kürtler” başlıklı yazısında şunları yazmıştı, “İran, Suriye ve Irak’ta Yahudi Kürtler’den 280 bine yakını İsrail’e göç etti.”, “Çoğunlukla İsrailli turistleri Türkiye’de gezdiren bir turist rehberinin anlattığına göre, İsrail’den gelen turist grupları içinde zaman zaman kendi aralarında kekoçe konuşanlar da bulunuyor. Bunlar, genellikle kekoçe kasetler satın alıyorlar ve Anadolu turlarında genellikle kekoçe konuşan kimselerle görüşmek istiyorlar” diyor ve yazısını şu yorumuyla sonlandırıyor “keko Yahudilerinin varlığı, keko terör hareketine İslami bir maske takmak isteyenlerin bu maskelerinin düşmesini sağlaması bakamından önemlidir.”

Şeytan Abdullah Öcalan ise 21 Mart 2013 tarihli yazısında ne demişti, “Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altında”… İslam vurgusu yapmaya çalışan maskeli Şeytan’ın ve Firavun’un yalanlarını bu Millet yer mi? Sanırım yiyoruz. Uyan Ey Türk dedik ama uyanmadık, gidiyoruz.

Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 6

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:44

2020’YE KADAR OLACAKLAR ve BOP SONRASI “ERAN PROJESİ”
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Stratf10
SİSTEM: Dünyayı yöneten derin güç. Yani, CFR, Bilderberg, Trilateral ve bunların altında yer alan irili ufaklı örgütler ve bunların yöneticisi olan her milletten gelen ancak milliyet farklılığına önem vermeyen, adeta paraya tapan, İbrani asıllı yapı, şeytanın kralları. Dünya genelindeki Mason örgütlerinin üst derece üyelerini, Büyük Üstatlarını da SİSTEM’ in kapsamında ayrı düşünemeyiz. (Yazıyı okurken yanımıza bir harita almak yada internetten bir dünya siyasi haritası açmak yararlı olacaktır.)

Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi (Genişletilmiş BOP), batıda Fas kıyılarından doğuda Pakistan’a, kuzeyde Türkiye Karadeniz kıyılarından güneyde Aden kıyılarına kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsayan bir bölgenin projesidir. Hedef tahtasındaki ülkelerin yönetimlerini, rejimlerini, dini yorumlarını, sınırlarını değiştirme ve SİSTEM hizmetinde yöneticileri başa getirme, hedef ülkelerde SİSTEM hizmetlisi bürokrasi ve burjuva yaratma, SİSTEM’in Çok Uluslu Şirketlerine bölge kaynaklarının denetimini sağlatma ve coğrafyada Yeni Dünya Düzeni için yeni devletlerin kurulmasını sağlama projesidir, Şeytanidir.

Genişletilmiş BOP’un aşağı yukarı batı bölgesi operasyonları tamamlanmıştır. Suriye operasyona maruzdur, dış kaynaklı iç savaş yaşamaktadır. Türkiye operasyona maruzdur, adım adım bölünmektedir. Bölünme paranoya değil, gerçekliktir (realitedir).

Genişletilmiş BOP’ta sona kalan ülkelerden ve muhtemel olacaklardan bahsedelim ki Genişletilmiş BOP sonrası projeyi anlatabilelim. Proje kapsamında Suriye-Türkiye-İran coğrafyası (Irak ilk önce halledilmişti) ve Aden Körfez bölgesi kaldı. Kitabımın ayrı bir bölümüdür “Aden, Kızıldeniz ve ABD”, “Genişletilmiş BOP” bölümünden ayırmıştım, Aden Bölgesi önemlidir. Kitapta yazdığım için bunları burada tekrar etmeyeceğim. Yeni şeyler yazalım.

Şu küçük bilgiyi de paylaşmalıyım. Suudi Arabistan, 2006 yılında İngiltere öncülüğündeki konsorsiyumla 9.5 milyar dolar değerinde savaş jeti satın alım sözleşmesi imzaladı. 2010 yılına gelindiğinde ise S.Arabistan, ABD ile 60 milyar dolarlık savaş jeti ve helikopteri satın alım sözleşmesi imzaladı. Tarihin en büyük silah alımını yapan Suudi Arabistan ile ABD ve İngiltere’nin ilişkisini görme adına önemlidir. Aden ve İran körfezleri bölgesinde yaşanacak savaşları görme adına önemlidir..!

Genişletilmiş BOP projesinin, SİSTEM’in istediği doğrultuda ilerlediğini varsayalım. Projeyi anlamak ve buna karşı savunma oluşturmak istiyorsak, SİSTEM’in gözüyle de bakabilmemiz gerekiyor. 2003, 2004 ve 2005 yıllarında bugünü, coğrafyamızda ve ülkemizde yaşanacakları genel hatlarıyla yazmıştım. Bugün de yine tarihe kayıt olsun, bundan sonrasını yazmış olayım. Allah’ın izniyle yaşıyor olursam, bu yazılarımı kaynak gösterir, o günlerde de “şu tarihte bugünü yazmıştım” derim. Tabi temennim, inşallah, SİSTEM’in bu şeytani projesinin gerçekleşmemesidir ancak SİSTEM’e karşı ciddi bir tepki de göremiyoruz!

* * *

Bundan 5-7 yıl sonrasına gidelim, yıl 2018-2020 civarları olsun. Türkiye’de cumhurbaşkanı ve başbakan ayrımı kalkmış, Başkanlık yönetimi gelmiş olacak, yani siyasi başbakan ile tarafsız cumhurbaşkanının oluşturduğu bu 90 yıllık denge sistemi gitmiş yerine tek adamın dediğinin hüküm olduğu “padişahlık” benzeri yapı gelmiş olacak.

Türkiye eyaletli (federal) düzene geçmiş olacak. Kürdistan Eyaleti kurulmuş, sözde PKK bayrağı yada benzer kartallı-aslanlı-güneşli bir paçavra “eyalet bayrağı” olarak dalgalanıyor olacak. Bağımsızlık için devletin temel altyapıları hazırlanıyor olacak.

Başkanlık sistemi (federal sistem) denince akla ABD gelir. Zaten AKP de bu Federal Türkiye sistemini ABD’nin talimatıyla kuruyor, model ülke ABD. ABD’de İngilizce “State” yani “Devlet” denir, biz buna kibarca “eyalet” diyoruz. Federal Türkiye’de de (yada ülkemizin adı ileride Anadolu Federal Devleti yada Yakındoğu Federal Devleti olabilir, biz böyle susmaya devam edersek) buna eyalet diyeceğiz, aslında bunlar “mini devletler” olacak. Başlangıçta 13 eyalet birleşmiş sonrasında iç savaşlar-eyalet satın almalar derken 50 eyaletle ABD oluşmuş, parçadan bütüne gitmiş. Biz ise tek bir devletten bölümlere ayrılmış, bütünden parçaya gitmiş, parçalanmış olacağız.

Yıl 2018-2020 civarı, devam ediyoruz. Teröristbaşı Abdullah Öcalan hâlâ gebermediyse, hapishanede değil, dışarıda “özgür” olacak. PKK terör örgütünün kadroları Türkiye’de, Kürdistan Eyaletinde (tıpkı Mesut ve Neçirvan Barzaniler gibi) üst düzey yöneticiler olacaklar. Yazmak bile zor geliyor şu an ancak bir kısım doğu ve güneydoğu bölge illerimizde Mustafa Kemal Atatürk’ün değil Kürdistan Eyaletinde “Türkiye’ye kan kusturmuş katil Abdullah Öcalan’ın” heykelleri olacak. AKP hükümeti 4. Yargı paketini çıkardı, zaten bu heykeli bugün bile yapsalar, artık suç değil.

Barış olacakmış! Türkiye ile terör örgütü PKK savaşmadı ki barış olsun. Terör örgütü SİSTEM yönlendirmesiyle, son 10 yılda ABD, İsrail ve AB maşasında sürekli olarak bu bölgenin kalkınmaması için devleti vurdu, genellikle bölge dışındaki illerde bombalar patlatıp sivilleri öldürdü, terör yaptı, uyuşturucu ticareti yaptı, suç işledi. Devlet de suça ve suçluya karşı mücadele etti. İki devlet savaşsaydı bu savaş olurdu. Ortada savaş yok, terörist saldırılar ve devletin buna karşı müdahalesi var. Savaş yoksa barış da olamaz.

İşte barış naralarıyla başlanan yolda, 2018-2020 gibi bir tarihte genel af çıkacak. Adi hükümlüden siyasi hükümlüye, terör suçu işlemiş teröristinden organize suç hükümlülerine kadar… Ergenekon, Balyoz adlarıyla mahkum edilenlerden-edileceklerden, PKK’lı teröristine kadar herkes aftan yararlanacak. Diyelim ki, bu iğrenç proje SİSTEM’in istediği hızda ilerleyemedi, bu genel af en geç 2023 yılında çıkarılacaktır, planları bu yönde. Genel affa kılıf olarak kimi Türk ülkeleri buna örnek gösterilecektir, Rahşan affı örnek gösterilecektir, CIA yapımı “toplumsal barış” sloganını daha uzun yıllar duyacağız.

Federal Türkiye’de kurulacak eyaletlerden birisi bugünün PKK’lı ve BDP’li teröristlerin yöneteceği Kürdistan Eyaleti olacak dedik ama bunun kuruluşundan sonra da “ERAN PROJESİ” kapsamında bağımsız bir Kürdistan istenmeye başlanacak. Birbirine komşu dört ülkede (Irak, Suriye, Türkiye ve İran) Kürtler ve özerk yönetimleri var, devlet kurma hakları var denecek.

Bu bağımsız Kürdistan içinde (Pentagon tarafından üretilen sahte “tarihi Êran coğrafyası haritası”) Sivas-Adana hattından Karadeniz’in bir kısmı, Gürcistan’ın büyük kısmı hatta hatta Özbekistan’dan Belucistan’a kadar olan kısım, Adana’dan Hindistan’a kadar olan kısım var. Güya bunlar Kürtlerin tarihte yaşadıkları coğrafyaymış, bunların bayrakları ve forsları dahi varmış..! (Eran dedikleri aslında İran’dır).

Bu harita ve buna temel oluşturacak tarih tamamıyla Pentagon’da yazıldı, sahtedir. Dün Türkiye’den Kürdistan’ın önce eyalet adıyla sonra bağımsız devlet olarak koparılacağı komik geliyordu, bugün bu sürecin içindeyiz, gerçektir. ERAN PROJESİ bugün komik gelir, ABD’nin projesinde yarın neyin ne olacağını bilemezsiniz. Harita, hedeftir. ERAN PROJESİ, Genişletilmiş BOP’tan sonra uygulanacak yeni projelerden birinin adıdır, duyurmuş, uyarmış olalım.

Toplum uyumaya devam ederse olacaklar bunlardır. Bir sonraki “7” numaralı yazımda BOP sonrası dönemden ve SİSTEM’in yeni projelerinden bahsedeceğim.

Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 7

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:45

BOP ‘TAN SONRAKİ PROJELER VE 2020-2023 SONRASI
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Eytanf12
Türkiye üstüne öngörüleri yazdık, ne yazık ki olumsuz. Biraz da diğer ülkelere bakalım. Irak, Suriye, Türkiye, İran müteselsildir. Tarih yine 2018-2020 civarları. Suriye iç savaştan çıkmış, eğer Beşar Esad Rusya himayesinde korunamadıysa öldürülmüş olacak, Suriye’de aynı Irak’taki gibi bir Kürdistan Özerk Bölgesi kurulmuş olacaktır. Yine milyonlarca Türkmen’in (Osmanlı zamanında oralarda yaşayan Müslüman Türkler) adı anılmayacaktır. Varsa yoksa Kürtler, Sünni Araplar konuşulacak.

Suriye düştüğü için Filistin de düşmeye başlayacak, İsrail’in “terör sorunu” olarak adlandırdığı işgale uğrayan Filistin halkının silahlı direnişi bitiş aşamasına girecektir. O yıllarda artık İran küçük çaplı hava saldırısı falan değil, büyük bir saldırının yada bilfiil bölünmenin ayak seslerini duyuyor olacak. Sıra gelecek İran’a. ABD şu an Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi sonrasını planı oluşturdu hatta revize ediyor. İran, bu kapsamda Pakistan’la birlikte Genişletilmiş BOP’tan çıkarılıp, bunun devamı olacak yeni Projeye dahil ediliyor. Aslında projelerin isimleri farklı da olsa, hedefi tek bir yere çıkıyor.

İran’da yeni bir “kukla şah rejimi” kurulsa dahi (ki bu pek de olası/kolay görünmüyor) bu yeterli değildir, İran maddi-manevi işgal edilmelidir(!) Bunu Suriye’de gördük, Suriye belli ölçüde Türkiye’yi model alarak SİSTEM’e entegre olmaya çalışırken, birkaç ay içinde her şey değişti ve savaş başladı.

İran’ı tam anlamıyla okumak için komşusu Pakistan’a da bakmamız gerekiyor. Coğrafyamızdaki "Kürdistan/keko" oyunlarının bir benzeri "Belucistan/Beluciler"de görülebilir. Pakistan, İran ve Afganistan sınırlarını içine alacak Belucistan, Sistan ve bir örgüt olarak Cindullah, tamamen İngiltere ve ABD’nin kontrolü altındadır. Beluciler için Pentagon, “Med’lerin torunları Kürtler ve Beluçlardır/Belucilerdir” demektedir. “ABD varken İngiltere’ye ne oluyormuş” diye İngiltere’yi küçük görenler olabilir. İsrail’i, Pakistan’ı, Suudi Arabistan’ı kuran bir İngiltere’den bahsediyoruz, Ortadoğu’yu şekillendiren bir İngiltere’den bahsediyoruz.

Afganistan'ı bilfiil işgal eden, Pakistan'da gizli bir savaş yürüten ve askeri varlığı ile de facto biçimde ülkede olan ve İran'ı işgal etmek isteyen bir ABD ve onun Sistem'i için Belucistan, jeo-stratejiktir. Afganistan ve orta asyadaki zenginlikler kurulacak Belucistan üstünden denize inecek ve küreselleşecektir, Belucistan ABD’nin yeni ipek yolunun limanlarından biridir.

Aynı zamanda Belucistan coğrafi bölgesi açıklandığı kadarıyla dünyanın en büyük 3. "bakır" rezervine sahiptir. Küresel güçler ve elbette ABD bunu ticaretine konu etmek istemektedir.

Belucistan, Pakistan, Afganistan ve “İran’ın güneydoğusundan” topraklar alarak bölgeye konuşlanacaktır. Diğer yandan Irak-Suriye ve Türkiye’deki “Kürdistan özerk bölgeleri” ve İran’daki uzantıları, birleşik bağımsız bir Kürdistan kurma talepleriyle İran’a karşı BM desteğinde siyasi ve silahlı ciddi mücadele başlatacaklar (İran’ın batısı).

İran’ın %40-45’i Türk’tür (Azeri Türkü, Türkmen…). İran bölünecek ve ardından işgal edilecekse, içerideki etnik unsurlar İran’a (Farsa) karşı ayaklandırılmak zorundadır. Belucistan dedik, Kürtler dedik. Bölücü planın son ayağı da (hedefi) ne yazık ki Azeri Türkleri olacaktır. Bugün bu çok düşük bir olasılık gibi görünebilir.

İran ülkesinin bir kısmı “güney Azerbaycan” olarak adlandırılıyor ve İran’da yaşayan Türk ahalinin geneli devletine bağlı da olabilir. Ancak dünyada bunun çok örnekleri var, SİSTEM isterse ve bu SİSTEM saldırısına karşı halk bilgilendirilmezse, SİSTEM’in istediği oluyor, para da çoğu kapıyı aralıyor. Bu operasyonu bugün Türkiye’de tüm şiddetiyle yaşıyoruz.

İran’da yaşayan Türkler “Soroscu” gruplarla SİSTEM’e bağlanır/satın alınır ve Suriye’deki gibi için için silahlandırılırsa, bu gruplar “büyük Azerbaycan” rüyalarıyla kandırılırsa, Türkiye buna destek çıkarsa, Azerbaycan buna örtülü olarak destek verirse, Türkler İran devletine karşı ayaklanabilir. Bu sefer haklı olarak İran devleti buna müdahale eder ve bu sefer Azeri Türkleri İran’dan daha çok ayrılmaya başlar, bıçak kesiği oluşur.

Türkiye ve Irak üstünden Yahudi uşağı Kürtler ve yine Türkiye Azerbaycan üstünden gerçekleştirilecek yardımlarla (bugün Türkiye’nin Suriye’de yaptığı gibi) İran’daki Azeri Türkleri ayaklanırsa, İran kendisini üç taraftan sıkıştırılmış bulacaktır. Üstelik doğusunda ABD’nin üslendiği bir Afganistan ve güneyinde müthiş bir hava saldırı gücüne erişmiş bir “Sünni” Suudi Arabistan yaratılmış olacak (İslam, İslam’dır. Sünni Şii diye ayrılamaz).

Zaten İran bundan en geç 5-6 sene sonra ekonomik sorunlarla uğraşan bir ülke olacaktır, emperyalist dünya (Türkiye dahil) İran’a her alanda ciddi ambargolar uygulamaktadır, ekonomik alanda kıstırılmıştır. Bugün dahi bankalarda İran uyruklu kişilerin açacakları gerçek ve tüzel hesap bilgileri bankalar tarafından anında MASAK’la ve MİT ile ve “müttefik (!)” istihbarat kuruluşlarıyla paylaşılmaktadır. Dört tarafından sarılmış Pers ülkesi İran, içte sorunlar yaşıyor ve ekonomisi alarm veriyorken, ne kadar dayanabilir?!

Türkiye ile Azerbaycan arasında ortak askeri birlik kurulması, askeri haberleşme sistemlerinin entegre edilmesi ve ortak komuta merkezinin kurulması kararları ve anlaşmaları, son bir yıl içinde bu hükümet döneminde alınıyorsa, bu Türkiye-Azerbaycan yakınlaşması için midir, yoksa bundan yaklaşık on sene sonra bu anlattığım çerçevede gelişecek İran’a saldırı için ABD’nin isteğiyle yapılan bir hazırlık mıdır?

Eğer İran o tarihe kadar nükleer savaş gücü elde edemezse, bu türlü oyunların etkisiyle işgale uğrayacak ve küçülecektir. Türkiye-Irak-Suriye ve İran’dan bir bağımsız Kürdistan devleti çıkarılacaktır. Umman Denizi’ne (ve Hint Okyanusu’na) kıyısı olan bir Belucistan ve Hindistan-Çin’e dayanmış, işgal edilmiş SİSTEM kontrolünde Afganistan ve Pakistan… BOP’tan sonraki projenin hedefi, ABD’nin ve Batı’nın ve İsrail’İn çıkarlarının karşısında her açıdan (maddi, askeri, uzay gücü…) güçlenen Çin-Hindistan üstünedir…

ABD neden Kırgızistan gibi ülkelerde “renkli devrimler” gerçekleştirmek istedi? Hedef bu bölgeyi Rus etkisinden çıkarmaktı. Genişletilmiş BOP biter, yeni proje kapsamında İran, Pakistan da halledilirse, sırada Türkiye üstünden diğer Türk Cumhuriyetlerini SİSTEM’e bağlama, oradan Çin’in Uygur bölgesini bölme (Rabia Kadir fonlanmış kuklalardan biridir) ve Çin’e karşı (tıpkı ABD’nin SSCB ve Rusya’ya karşı yürüttüğü soğuk savaş ve müttefiki ülkelerde gerçekleştirdiği darbeler gibi) açık yada örtülü saldırılardır. Bu sayede, ABD ve SİSTEM, Yeni Dünya Düzenini kusursuzca kurmak, dünyayı binden fazla devletleştirerek parsellemek ve bu mini/mikro/ufacık devletleri Şirketlerin (paranın ve patronların) yönetimine bırakma isteğine kavuşacaktır.

Bundan yaklaşık 10-15 sene sonra BOP ve ERAN bitmiş, sıra Türk Cumhuriyetlerine, Orta Asya’ya ve akabinde Çin’e gelmiş olacaktır. Ne ABD, ne İsrail, ne Rusya ne de Çin Türkiye’nin dostu olabilir, bunların hepsi emperyalisttir. Eğer 2014 sonuna kadar Türkiye yeniden bağımsızlığını elde edemezse, buna adım kadar eminim ki Türkiye, adından yapısına toprağına kadar tamamıyla dağılma ve ufalma sürecine girecektir. Böylelikle de aslında Mustafa Kemal’in yönetiminde Türk Milleti’nin (büyük dedelerimizin, büyük ninelerimizin) kazandığı zaferlerle ulaştığımız kurtuluş, geçici bir kurtuluş olmuş olacak, biz işgalci dünyaya karşı yalnızca 100 yıllık bir ara verdirmiş ancak sonuçta yenilmiş olacağız.

Bunu kabul edebilir miyiz? Yenilmemek için, tehlikeyi görebilmek için bilgi sahibi olmalıyız, okumalıyız, Mustafa Kemal'in Nutuk'unu mutlaka okumalıyız. Nutuk sayesinde o dönem işgal altında yaşananları ve 16-19 Mayıs 1919 tarihleriyle başlayan Türk Milletinin direnişini anlamak, kurtuluşun anahtarıdır.
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

(Yedi bölümlük “Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal” yazı dizisinin sonudur.)
Tevfik BİR
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Empty keko yahudileri ve barzaniler

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 17 Kas. 2013 - 3:47

keko Yahudileri ile,Günümüzde bazı araştırmacılar genetik açıdan bazı benzerlikler bulunduğu için Kürtlerle Yahudilerin akraba olabileceği tezleri dilendirmişlerdir
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 1
Yahudiler, Kuzey Irak topraklarına, İsrail Krallığı'nın M.Ö.720 yılında Asurlular tarafından yıkılmasıyla İsrailoğullarının Kayıp Oniki kabilesi’nin dünyanın dört bir yanına dağıldığı dönemde gelmişlerdir. O dönem Kuzey Irak toprakları Medlerin egemenliğindeydi. Medler Kürtlerin atası idi. The Medes' kings allowed the Jews to return and live in peace in Jerusalem, their sacred city. Med Kralı, Asurluların Babil’e sürgün ettiği Yahudileri Kudüs’e dönmelerine ve yaşamalarına izin verdi.

Judaica ise Kürdistanlı Yahudilerin, Bet Amiktaş II. Tapınağın M.S. 70’de yıkılışı döneminde, Adiabene krallığı, M.Ö. 1. yüzyılda Mezopotamya'da Yahudiliğe geçmiş keko Krallar tarafından Erbil merkezli olarak 2000 yıl önce kurulduğunu anlatır. Bu krallığın vatandaşlarının çoğunluğu Kürttü. keko Kral Monobazes, eşi kraliçe Helena ve varisi oğlu I.İzates ile birlikte Yahudiliğe geçmişti. (İzates Yazata kelimesinden türemiş ve kekoçede Melek demektir.) adları halen ilk din değiştirenler olarak muhafaza edimiştir. Monobazos ve Helena'dan Mişna'da sık sık bahsedilir. (Encyclopaedia Judaica, entries on Kurds and Irbil/Arbil; Jerusalem-1972 . Bib.Louis Ginzberg, The Legends of the Jews, 5th cd. (Philadelphia: The Jewish Publication Society of America, 1968, VI. p. 412. )

Araştırmacılar Aiabene Kralı ve ailesinin Yahudilik dinine politik nedenlerden dolayı geçtiklerini bildirmektedirler. Kral I. İzates, Kudüs’teki Yahudileri Romalılarla yaptıkları savaşlar sırasından finansal ve askeri açıdan desteklemişti. Fakat araştırmacı Teolog Prof.Dr. Jacob Neusner, Kral Monozabes’in, İsrailoğulları’nın kayıp oniki kabilesinden geldiğini belirterek aslında Kral’ın ve çevresinin yüzyıllardır gizledikleri kimliklerini ve dinlerini açığa çıkararak, atalarının dinine döndüklerini belirtmektedir. ( Jacob Neusner, The Conversion of Adiabene to Judaism', JBL 83 (1964), p. 60-66.)

18 yy.da Kuzey Irak’ın Erbil şehrinde yaşayan Hazan David ve Hazan Yasef adında keko yahudilerinin lideri bulunmaktaydı. Hazan David’in 1738’de kaleme aldığı Sefer Pitron Halomot adlı kitabında, keko Yahudileri’nin, İsrailoğullarının kayıp oniki kabilesinin, Efrayim kolundan geldiklerini bildirmektedir. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p.63
Bibliyograph ; R.David, Josef Wolff had been in Kurdistan, p. 45 )
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 2
Yani tarihsel olarak keko görünümlü dönme Yahudilerin geçmişi, İsrailoğulları’nın kayıp oniki kabilesi döneminden günümüze dayanmaktadır. Kürtler ile Yahudilerin tarihsel bağları Med İmparatorluğu ve M.S. 60 yıllarındaki Adiabene krallığı dönemine dayanmaktadır. Bugün Barzaniler tarafından kurulması beklenen devlet, bundan 2000 yıl önce bu topraklarda kurulmuştu.. Halkı keko yöneticileri Yahudi olan Adiabene krallığının planları bugünde Barzaniler ile hayata geçirilmek istenmektedir.
?? MESİH

Kuzey Irak ve Mezopotamya bölgeleri içindeki keko Yahudileri, hakkındaki ilk resmi bilgileri (1160-1173)’de İspanya’dan yola çıkan, seyyah Haham Benjamin Tudela vermiştir. Haham Tudela, Erbil, Musul, Zagros’daki keko Yahudileri’nin dillerini kekoçe, Aramice ve İbranice olarak kaydetmiştir.

Kuzey Irak’ın Zagros bölgesindeki 50.000 keko Yahudisini ve 100 sinagogu ayrıntılı bir şekilde not etmiştir. Tudela, o dönem Mesihlik iddiasında bulunan keko Yahudisi “David Alroy” ile tanışmıştır.

Tudela; Kürdistan doğumlu Kabalist ve Talmudist keko Yahudisi David El Roi (1160-?), adındaki bir hahamın, Selçuklu Sultanına karşı isyan bayrağını kaldırarak , tüm Yahudileri sürgünden bir araya getirip Kudüs’te bir arada toplayacağını ve İsrail’i yeniden kuracağını belirterek mesih olduğunu ilan ettiğini not etmektedir.

David Alroy’un (1170) başlatmış olduğu mesihi hareket aslında Siyonist bir hareketti. Mesihlik iddasında bulunması, Kürdistanlı Yahudiler’e ikinci bir gizlenmenin kapılarını aralamıştı. Gizlenmeleri onlarca asır, etkin kimliklerini de inançlarını da değiştirmedi. Dışarda müslüman keko, kendi içlerinde Yahudiliklerini yaşadılar. Soylarını korudular ve inançlarını kripto (gizli) yaşadılar. Bu mesihsel süreçte, ortadan kaybolan Kürdistanlı diye tabir edilen Yahudiler, asırlar sonra tarih sahnesine yeniden döndüler. İsrail kurulduktan sonra yüzbinlercesi tekrar dinlerine ve kimliklerine dönmüş, ve büyük bir operasyonla İsrail’e göç etmişlerdi.
Eric Brauer demeçlerine göre; Tarihten bu yana Mezapotamya bölgesinde Yahudilikten İslama geçmiş dönme keko yahudilerin var oldukları bilinmektedir. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p. 45)
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 17
Eric Brauer’in naklettiğine göre o dönem keko Yahudi dönmelerinin olduğunu şöyle bildirmektedir.

Samawal bin Yahya Maghribi isimli bir keko Yahudi Dönmesi, David Alroy hakkında "İfhan al Yahud" (Yahudilerin sessizleşmesi) isminde bir kitap yazmıştır. Kitabında David Alroy'dan Menahem bin Şlomo al Ruhi adıyla olarak söz etmiştir. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p. 59)

David Alroy hadisesinden sonra keko Yahudilerin din değiştirmesini ve birçok Yahudi’nin buna seyirci kalmasını o dönem Samawal bin Yahya Maghribi isimli bir keko Yahudi Dönmesi yazmış olduğu kitabında belirtmişti. Samawal bin Yahya kitabında kendisi gibi dönme olanların yaşadıkları durumu ve gizliliklerini anlatıyordu.

Alroy hadisesinden sonra birçok Kuzey Iraklı Yahudi din değiştirerek İslama geçmişti. Artık tarih onları keko Yahudileri olarak değil, keko Müslümanlar olarak hatırlayacaktı. Bu hadiseyle ilgili olarak o dönem Musul bölgesindeki aşiret reisi Şeyh Ahmet Barzani, Haham Natanel Barzani’yi ve oğlunu İslam’a geçmelerini istemişti. Fakat Haham Natanel, Ahmet Barzani’nin huzuruna gelerek İslam'a geçmektense öleceğini bildirmişti. Haham Netanel Halevi Barzani’nin, bugün Kuzey Irak’ta Barzan kentinde gömülüdür. Hatta mezarı bile keko Yahudileri için çok kutsal sayılmaktadır. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p. 296)
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 17040005_jpg_w560h371
O dönem aşireti Barzani Ailesi’nin, Haham Barzani ile bir kan bağı var mıdır ? O dönem Kuzey Irak’ta bir tek Barzani aşireti olduğu Osmanlı kayıtlarında görülmektedir. Yahudiler yaşadıkları yerleri soyisim olarak alırlar. Fakat burada ilginç olan husus Haham Barzani’nin de keko görünümlü Yahudilerden olmasıdır. kekoçe ve Aramice konuşan bu ailenin, bugünkü Barzani aşiretinden olduğunu, kendiside Kuzey Iraklı (Zaho) keko Yahudisi Amerikalı Prof.Dr. Yona Sabar, Yahudi Barzani ailesinin kurucusunun 16. yüzyılda yaşayan Haham Samuel Barzani olduğunu belirterek, ailenin sonraki yüzyıllarda Musul, Kerkük ve Erbil yöresinde etkili olduğunu söylemişti. Fakat kamuoyundan gelen tepkiler neticesinde geri adım atmak zorunda kaldı.
Sabetayist sosyetenin, zengin keko işadamları ve sanatçıları ile yaptıkları evliliklerden artık bu bağı çok net bir şekilde çıkartabiliyoruz. keko aşiretlerinden Bedirhanilerin, Selanikli sabetayistler ile yapmış oldukları evliliklerinde rengi anlaşılmaktadır. Amaç Yahudi soylarını ve geleneklerini devam ettirmektir. Çünkü Tora’ya göre bir Yahudi ancak kendi milletinin soyu olan (İbrani) Yahudi ile evlenebilir.

keko Yahudileri tarih’ten bu yana soylarını korumuşlardır. Bu soy dinleri itibariyle önem arz etmektedir.

Çünki Tora (Tevrat)’a göre Yahudilikte soyun devam etmesi ulusun ve dinin devamı bakımından çok önemlidir.Tora’da Yahudi kanunlarına göre soyun önemi şöyle açıklanmaktadır; Yahudilikte soyun devam etmesi ulusun ve dinin devamı bakımından çok önemlidir. Annenin Yahudi olmadığı durumlarda, doğan çocuk da Yahudi değildir. İşte tarihin geri kalanında Yahudiler’in yaşam amaç ve görevlerini dinamitleyecek bir tehlike varsa, o da asimilasyondur. “Yahudi bir erkek yada kızın Yahudi olmayan biriyle evlenmesi başlı başına yasakken, bir ebeveynin de çocuğunu Yahudi olmayan biriyle evlendirmesi ayrı bir yasaktır. Bir Yahudi, üç bin yılı aşkın bir süredir kopmadan gelen bir zincirin halkası olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Kendisi ya da çocukları Yahudi olmayan biriyle evlendiği takdirde, bunu yapmaktansa canlarını vermeyi göze almış olan tüm atalarına sırtını çevirmiş olur. Yahudi olmayan evlilik, Yahudiliğin misyonuna sırt çevirmektir.” (Tora-Devarim, Vaethanan, Bap: 7/3. Evlilik Kuralları Açıklaması, s. 154-155)

BARZANİLER
İdris Bitlis-i’nin (1452-1520) Selim Şahnamesini, İngilizceye çeviren araştırmacı Mehrdad R. Izady’nin belirttiğine göre Bitlisi, o dönem Kuzey Irak’ta Barzani aşiretinin var olduğunu bildirmektedir. (Mehrdad R. Izady, Sharaf Khan Bidlisi, The Sharafnama, The history of the Kurdish nation 1597, Mazda Publishers, 2005) Kuzey Irak'ta Yahudi kökenli tek bir Barzani Ailesi’nin olup olmadığına dair ipuçlarını Bitlisi’nin Şahnamesi çözecektir. Kitabın orjinalinin telif hakları ABD’li Mazda Publishers şirketi tarafından saklanmaktadır. Bu yüzden içindeki bilgilerde sınırlıdır.

Daha önce Barzani Ailesi’nin Yahudi bağlarını Yahudi Ansiklopedisi Judaica’nın Haham Ben Nethanel Barzani ailesi hakkında vermiş olduğu bilgiler doğrultusundan yola çıkarak analiz etmeye çalışmıştık.

Musul şehrinde yaşamış olan Haham Ben Nethanel Barzani Halevi Musula yerleşmiş ve bu bölgedeki Talmud eserlerini ve İbrani diline ait eserleri geniş bir kütüphanede toplamıştır. Bu eserler ve yazma kitaplar, yine haham olan oğlu Samuel Barzani’ye miras bırakmıştır. 1560 - 1630 yılları arasında yaşayan oğul, Kürdistanlı Kabalist Haham Samuel Barzani Ben Nathanel döneminin ünlü Kabalistlerindendir. Bu aile Barzani ismini ise yaşadığı bölgenin adından almıştır. Barzani ailesi Barazan bölgesinde ve Musulda Yeşiva okulunu kurdu. Barazani ailesinin diğer Kabalist hahamları Musul’da ve diğer keko şehirlerinde yaşamışlardı. Kürdistan bölgesinin en seçkin ve hahamlar yetiştiren ailelerindendi. Samuel Barzani Kabalistti, ve Kabala ya dair pek çok kitap yazmıştı. Bu kitapların bilinenleri ise ise Avnei Zikkaron, Sefer Ha-Iyyun, Sefer Derashot, ve Sefer Haruzot isimli eserleriydi. (Encyclopedia Judaica, Barzani Families, Vol.3. Keter: Jerusalem 1972, p. 138 )

Barzanilerin Yahudi olduğuna dair bilgileri Tarihçi Ahmet Uçar, Osmanlı arşivindeki Osmanlı belgelerine dayanarak Sallum Barzani isimli bir hahamın Musul'dan Selanik'e oradan da hahambaşının ricası ile Kudüs'e sürgün edildiğini söylemektedir. (Tarih ve Düşünce Dergisi, "Hahamların Torunları Barzaniler" Aralık 2002, s. 16-24) Hürriyet Gazetesi'nde aynı haberdeki demecinde de dahil olmak üzere Kuzey Irak'ta Yahudi kökenli tek bir Barzani ailesi olduğuna dair Osmanlı arşivlerinde kanıtlar olduğunu ve günümüz Barzani ailesinin atalarının Yahudi olduğundan şüphe edilemeyeceğini ifade etmektedir. (18 Şubat 2003 / Hürriyet /Barzani Ailesi’nin Yahudi olduğu ortaya çıktı.)

Mordechai Zaken “Jewish Subjects and their tribal Chieftains in Kurdistan” kitabında keko Yahudilerin, Molla Mustafa Barzani arasında özel bir bağ olduğunu vurgulamaktadır. Although there are reports about anti-Jewish incidents by Barzānī shaikhs and tribesmen, it appears that the leaders of this particular Naqshbandī shaikhly family, during the first half of the 20th century, notably Shaikh Ahmad and Mullā Mustafā Barzānī, had special relationships with Kurdish Jews under their patronage. Barzani aşireti özellikle 20. yüzyılda, Şeyh Ahmed, Molla Mustafa Barzani ve Nakşibendi şeyhi liderlerinin, keko Yahudiler ile aralarında özel ilişkileri vardı. Barzaniler, keko Yahudilerini himayesi altında koruyorlardı. Barzaniler ‘in Akra’daki keko Yahudileri ile ticari ilişkileri mevcuttu. (Mordechai Zaken, Jewish Subjects and their tribal Chieftains in Kurdistan, Netherland-Brill, 2007, p. 73, 369)

Barzani Ailesi’nin Yahudi asıllı olmasından ziyade İsrail ile olan tarihsel bağlarını inceleyelim. İsrail uzun süreden beri Barzani ailesinin denetiminde bir keko Devletini istiyor. Bugün İsrail’in Kuzey Irak ile olan ilişkilerini Kürdistanlı Yahudiler sağlıyor.

Molla Mustafa Barzani, 1960-70 yılları arasında Mossad direktörlerinden David Khajawa Khinno ve Haim Levakov ile sık sık görüşüyürdu. (Salom Nakdimon, İsraeli-Kurdish Connetion 1963-1975, Telaviv-1996, p. 23)

Kuzey Irak'taki Kürtler, Mossad'dan ilk yardımı, İsrailli askerler keko Yahudisi gerillaları eğitirken alıyorlardı. İsrail Başbakanı Levi Eshkol ve Kabine Başkanı Aryeh Eliav Barzani yandaşları için hastane yaptırmıştı. 1966’dan önceki dönemde, Başbakan Levi Eshkol adına, Molla Barzani, İsrail Dışişleri Bakanı Abba Eban’ın gönderdiği diplomatlar aracılığı ile görüşüyordu. (Ian Black & Benny Morris, İsrael’s Secret Wars: A History of Israel’s Intelligence Services (İsrail’in Gizli Savaşları : İsrail Gizli Servisinin Tarihi), Grove Press, Newyork-1992, p. 184-85)

Mossad'ın Barzani ile ilişkileri, Londra ve Sidney'de yayınlanan "Israel's Secret Wars - A History of Israel's Intelligence Services" (İsrail'in Gizli Savaşı - İsrail İstihbarat Servislerinin Tarihi) adlı kitapta da sergilenmektedir. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmıştır. Kitapta Mossad-Barzani ilişkileri, İsrail Dış İşleri Bakanlığı ve Mossad yazışmalarına dayanılarak açıklanmaktadır. Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği belirtilmektedir.

Molla Mustafa Barzani, ilk kez 1966 yılında İsrail'e gitmişti. Kendisini kabul eden İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan'a, hediye olarak bir 'keko hançeri' ile birlikte, Kerkük petrol rafinelerinin planlarını da getirdi. 1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırı Barzani-Mossad işbirliğiyle yapılmıştı. Kerkük rafinerileri bombalanarak ve çalışamaz hale getirildi. Mossad-Barzani ilişkilerinin mimarı İsrail'in Tahran'daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi, (Mossad ajanı) aracılığı ile gerçekleştirilmişti. Kendiside keko Yahudisi olan Nimrodi, Sovyet silahlarının Barzani'nin eline geçmesinde rol oynamıştır. (Ian Black & Benny Morris, İsrael’s Secret Wars: A History of Israel’s Intelligence Services Grove Press, Newyork-1992, p. 327-29)

Mossad'ın Kürtlere desteği 1958'de başladı. İsrailli askeri danışmanların, cephaneyi ve silahları kapsayan yardımı 1963'de başladı. Ağustos 1965'de keko subaylar için eğitim kampları oluşturuldu. Haziran 1966'da İsrail Başbakanı Levi Eshkol Mustafa Barzani ile görüşmeler yaptı. 1967 Altıngün savaşları sonrası Kürtler’e silah yardımı yapıldı. Aylık yaklaşık 500.000 dolar da para yardımı yapıldı. keko lideri Mustafa Barzani önce Eylül 1967'de sonra Eylül 1973'de İsrail'i ziyaret etti. Barzani, Moshe Dayan ile özel görüşmelerde bulunmuştu. (Benjamin Beit-Hallahmi, The Israeli Connection, I.B.Tauris. Co Ltd., London 1988, p. 19)
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 3
İsrail Savunma Kuvvetleri'nin Dördüncü Genel Kurmayı Moshe Dayan ve Molla Mustafa Barzani, 1966 - İsrail Ziyaretinden
Molla Barzani, İsrail ilişkilerinin devamında 1973’te İsrail’e ikinci kez ziyarete bulunuyor. 1950’lerden beri İsrail’de yaşıyan keko Yahudisi David Gabay’ın evinde kalmıştı. Dayan çok iyi kekoçe konuşuyor Barzani ile Mossad arasındaki dialogları o sağlıyordu. CIA raporlarına göre MOSSAD şefi Zvi Zamir, Barzani’yi Kuzey Irak’taki kampında ziyaret ederek, Bağdat’a karşı yapılan saldırı ve sabotajların dozunun arttırılmasını istemişti. Kuzey Irak'ta, keko devleti adı altında İsrail etkisinde bir devlet kurulma çalışmalarının temelleri 1970'li yıllara kadar uzanır. Mossad'ın Barzani'ye yardımı 1970'lerden beri belli aralıklarla hep devam etti. Mossad, Barzani'ye hem modern silah yardımında bulunuyor, hem de çeşitli teçhizatları sağlıyordu. Hatta dönemin Mossad Başkanı Meir Amit, Barzani yandaşlarına, dağlardaki kamplara kadar gelip yardım sözü vermişti.

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 4
Solda Mossad Şefi Meir Amit, Ortadaki Barzani, Barzani’nin Sağındaki ise Mossad yetkilisi David Kron
İsrail Kaynaklarından elde ettiğimiz bilgiler ışığında, fotoğrafın altındaki yazıya göre MOSSAD-Barzani buluşmasının tarihini 1966 olarak vermektedir. Molla Mustafa Barzani İsrailli Politikacı ve General olan ve aynı zamanda Mossad’ın üçüncü şefi olan Meir Amit ile yaptığı tarihi görüşme

Barzani’nin görüştüğü isim Meir Amit, 1948 Arap-İsrail savaşı sırasında Haganah'a katılmış sonrasında ise Ordu'da kalmış ve Genaralliğe yükselmişdi. Askerliği sırasında Moshe Dayan'ın yakınında olmuştur. 1963'de Mossad direktörlüğünü yapan ve aynı zamanda Askeri İstihbarat’ın da başında olan Amit, İsrail'de bir Tarihi figür haline geldi. Mossad'dan emekli olmasına rahmen aktif bir siyasetçi olarak haberalma komitesi ve İsrail hükümeti için çalışmaya devam etti. Daha sonra 1977'de yılında Knesset'e seçildi ve Ulaşım bakanlığı yaptı ayrıca Menachem Begin Hükümetinin İletişim bakanı oldu fakat 1978’de her iki görevinden de istifa etmiştir.
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 5
Mossad Şefi Haim Levakov’un, 1972’de Mustafa Molla Barzani ile Kuzey Iraktaki Görüşmesi
Mossad şefi Haim Levakov Irak'ın Kuzeyinde MOSSAD heyetinin başkanıydı.
İsrail Gizli Servisi Mossad, 1973 Yom Kippur Savaşı'nda, Mustafa Molla Barzani'den Irak petrol kuyularını bombalamasını istedi. Barzani de bunu kabul ederek uyguladı. (Dennis Eisenberg, Uri Dan, Eli Landau, Mossad - Les Services Secrets İsraeliens, Paddington Press, 1978, p. 267-68)
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 6
O gün Tanrı Avraam (İbrahim) ile bir anlaşma yaptı ve Mısırdaki Nehir’den, büyük nehre-Fırat Nehri’ne kadar olan bu bölgeyi senin soyuna verdim dedi. (Tora-Bereşit “Yaratılış” Bap: 15/19, Leh Leha)
Bene İsrael bu topraklara, Maşiah (Mesih) Dönemine kadar sahip olamayacaktır. (Tora-Bereşit “Yaratılış” Bap: 15/19 Rabilerin Açıklaması)

Tora’daki vurgulamaya göre, İsrailoğulları bu topraklara mesihin gelişiyle sahip olacaktır. Yahudilikteki mesih inancı doğrultusunda bu planı gerçekleştirecek liderlerinde Yahudi asıllı olması, ve Yahudiler için bu bölge’nin kutsal olması tesadüf değildir. Tevratta işaret edilen bu bölgenin bugünkü liderlerinin, Judaik oluşu Tora’daki kehanetlerin gerçekleşmesine zemin hazırlayacaktır.

Bu topraklar Tevratta, Avraam (İbrahim) ile Tanrının anlaşması sonucu, Tanrı tarafından İbrahim’in nesline İsrailoğullarına ebediyyen verilmiştir. Torada, Tanrı bu topraklar için İsrailoğullarına zafer sözü vermektedir.
Tanrı tüm bu ulusları önünüzden sürecek ve sizden büyük ve güçlü ulusların toprağını mülk alacaksınız. Ayağınızın bastığı her yer sizin olacak : sınırlarınız çölden ve Levanondan, nehirden-Fırat nehrinden Akdenize kadar olacak sınırınız. Önünüzde kimse duramayacak. (Tora-Devarim Bap: 11/23-24)
Yedi Kenan ulusuna karşı çıktığınız savaşlarda ayağınızı bastığınız her yer sizin olacak. ( Raşbam )’a göre Ancak o sınırlar Erets-israil’e ilk girildiği zamanki temel sınırlardır. Fıratın Erets İsrael’in sınırını işaretlemesi, ancak Maşiah (Mesih)’in gelişinden sonra gerçekleşecektir. (Tora-Devarim Bap: 11/23-24. Rabilerin Açıklaması)

Mossad, Mesud Barzani’ye silah ve para yardımında bulunuyordu.

 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 7

İSRAİL’DEKİ ?? YAHUDİLERİ
İsrail eski Savunma Bakanı İshak Morhehay Kuzey Irak’ın Zaho şehrinde doğmuş bir keko Yahudisidir.
İsrail’in 16.Genelkurmay Başkanı ve Eski Savunma Bakanı Şaul Mofaz’da Tahran doğumlu bir keko Yahudisidir.

İsrail kurulduktan sonra, Kuzey Irak ve Suriye’de yaşayan 200 bin keko Yahudisi, büyük bir operasyon ile İsrail’e getirilmişler ve İsrail parlamentosunda önemli mevkilerde bulunmuşlardı. Bugün de İsrail’de 250 binden fazla keko Yahudisi yaşamaktadır. İsrail’in Molla Mustafa Barzani ile kurduğu ilişkiler, bugün de oğul Mesud Barzani ile devam etmektedir.İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında 150,000 keko Yahudisinin olduğu bilinmektedir. 1950'li yıllarda yaklaşık 100 bin Kuzey Iraklı keko Yahudisi Mossad'ın düzenlediği Ezra ve Nehemya adı verilen operasyonla İsrail'e götürüldüğü bilinmektedir.

Bugün İsrail’de yaşayan Barzani soyisimli Yahudi aileler bulunmaktadır. Bu aileler zamanında Kuzey Irak’tan İsrail’e yerleşmişler ve bugünde Kudüs’te yaşamaktadırlar. Bu aile’nin bir ferdinin fotoğraflarından yararlandık. Soy ismi Barzani, kekoçeyi ve İbranice’yi anadili gibi konuşmakta, İsrail’de keko Yahudileri’nin olduğu köylerin birinde yaşamaktadır. keko geleneklerine göre giyinmekte ve keko şenlikleri, festivalleri düzenlemektedir. Katıldığı bir festivalde İsrail 16. Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz ve Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le bile fotoğrafları vardır. Bu kişi Kuzey Iraklı Yahudilerden ve soyadı Barzani, Barzani aşireti ile bir soy bağı var mıdır ? Araştırıyorum… Ama şunu biliyoruz ki İsrail’de keko Yahudisi olupta Barzani soyadını taşıyan yüzlerce Yahudi var. Bunların Barzani aşireti ile bir bağları olduğu çıkarsa, Barzani Aşireti’nin de tarihi geçmişi de ortaya çıkacaktır.
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 8
Yahudi kaynaklarında keko Yahudileri
keko Yahudilerinin Simgesi Haline Gelen Davud Yıldızlı Bayrakları
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 9
keko Yahudileri Düğün Töreninden Bir Görünüm-Kudüs/İsrail
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 2
keko Yahudileri, Tora Sandukası ve Bar Mitzva Törenine ait bir görüntü- Kudüs / İsrail
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 1
keko Yahudileri, Tora Sandukası ve Bar Mitzva Törenine ait bir görüntü- Kudüs / İsrail
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 3
keko Yahudileri, Tora Sandukası ve Bar Mitzva Törenine ait bir görüntü- Kudüs / İsrail
keko Yahudilerine ait bir düğün töreninden. Damat şalvar ve puşili ve başında Kipa
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 11
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 10
İsrail’deki keko Yahudileri’nin düzenlemiş olduğu şenliklerden. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve keko Yahudileri
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 12
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, festivalde keko Yahudilerinin halk oyunlarını izlerken
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 13
keko Yahudileri’nin Düğününden bir görüntü.. Tora sandukası törende gezdiriliyor
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 15
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 14
keko Yahudileri’nin Newruz Kutlamaları – Kudüs / 2010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 16

İsrail’de Türk büyükelçiliği önünde Kürdistan propagandası yapan keko Yahudilerinden bir grup
Bu organizasyonu yapan kişinin ismini belirtmeyeceğiz. Kendisi keko Yahudisidir ve soy ismi de Barzani’dir. Kudüs’te yaşamaktadır kekoçe’yi ve İbranice’yi anadili gibi konuşmaktadır.
Onun bu resimlerinden faydalandım.
Ahmet Türk Yezidi toplantısında!.
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 404638_2428614011061_1993358376_n
Büyük Orta Doğu, İsrail’in güvenliğinin tek yoludur ve burada Kürtlere ve özellikle keko-Yahudilerine önemli bir şekilde rol verilmektedir. İsrail, bölgede rahat bir şekilde yaşamak için "Büyük İsrail'i" kurmak zorundadır. Yahudilerin, Kürtler ile olan tarihsel bağlarını incelediğimizde, 50 yıllık Barzani-İsrail ilişkilerini, ve kripto gizli keko Yahudileri’nin varlığını göz önüne aldığımızda, keko Yahudi devleti kurulacak tezi artık çok net bir şekilde doğrulanmış ve kanıtlanmıştır.
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 282228_279100962210957_592602516_n
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 401973_331554030212230_100000729068943_1030053_110246217_n

  Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pkk-kamp%C4%B1ndaki-meryem-ana-resmi_97689
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Turkey10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Gencat10
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Pro1010
 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 290407


 Bunları Yazamazlar – Şeytan, Firavun ve İşgal 1 Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz