TÜRKİYE’NİN EĞİTİM POLİTİKASIZLIĞI
1 sayfadaki 1 sayfası
TÜRKİYE’NİN EĞİTİM POLİTİKASIZLIĞI
“Bir milleti yok etmek için atom bombasına gerek yoktur, eğitiminin kalitesini düşürün yeter” ( Albert EİNSTEİN)
Dünya ya yön veren, her konumda söz sahibi olan ülkeler, bulundukları yerlere eğitim sayesinde gelmişlerdir. Gelişmiş ülkeler 15-20 yıl sonra ancak meyvesini verecek “eğitim yatırımları” ile istedikleri insan tipini yetiştirmekte, Bu konuda hiçbir masraf ve fedakarlıktan kaçınmadan 20 yıl sonrasına yatırımını yapmakta, böylece de ihtiyacı olan bilgili donanımlı insanı yetiştirmektedirler. Bizim gibi geleceği okuyamayan sıkıntı içinde ki ülkeler ise “Devletin eğitim politikası” her gelen hükümetlerce devam ettirilmesi gerekirken sürekli değiştirerek, günü kurtarmaya çalışmakta böylece DEV ADIMLARLA YÜRÜYEN ÇAĞDAŞ DÜNYADAN KOPULMAKTADIR. İleri gitmiş ülkelerce “EN UCUZ YATIRIM EĞİTİME YAPILAN YATIRIMDIR” sözü ne yazık ki bizim gibi ülkelerde meyvesine 15-20 yıl sonra vereceğinden “EN PAHALI YATIRIM EĞİTİME YAPILAN YATIRIM” şeklinde algılanmaktadır.
20 Yüzyılın büyük dehası ve devlet adamı M. Kemal Atatürk 1920 yılarında gerçeği görmüş KAZANILAN ZAFERLER EĞİTİMLE TAÇLANDIRILMADIĞI SÜRECE KALICI OLMAYACAĞINI BİLEREK ÇEŞİTLİ ARAŞTIRMA VE ÇALIŞMALAR YAPTIRMIŞTIR. Eğitim ve öğretmen yetiştirme alanında neler yapılacağını saptamak için ABD’den eğitimci ve filozof John DEWEY’i ülkemize davet ederek görüşlerini almıştır.
Eğitim sadece öğretmenlerin sorumlu olduğu bir alan değildir. Devletin önlemlerini alarak kolaylaştırdığı eğitim sürecine; öncelikle anne, baba ve ülkede yaşayan halkın da katkıda bulunması esastır. HER YERDE VE HER ZAMAN EĞİTİM şeklinde özetlenecek bu durum çocuğu okul dışında ailenin, toplumu meydana getiren fertlerin hem gözlemleyerek denetlemesi, hem de öğrencinin okulda kazandığı bilgi ve davranışı yaşamı içinde pekiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu bilgi ve davranışlara yeni bilgi ve davranışlar katma görevi de vardır. Maalesef Türk Halkının büyük bir bölümü bu katkıda bulunmamaktadır. Hatta hiç okula gitmemiş, çocuğunun durumunu sormamış, ÇOCUĞUNUN KAÇINCI SINIFA GİTTİĞİNİ BİLE BİLMEYEN VELİLER BULUNMAKTADIR.. Çocuğunun eğitildiği okulun eğitim ortamını düzeltmek için devletin yetişemediği bazı ihtiyaçların giderilmesinde son derece önemsiz maddi katkılarda bulunmadığı gibi sürekli de şikayetçi olmaktadır. Her işi ve katkıyı devletten bekleme anlayışı bir türlü giderilememiştir. Bu konuda 30 yıllık müfettişliğimde üzülerek çok soruşturma-inceleme yaptım. OYSA EĞİTİLEN KENDİ ÇOCUĞU ve ÇOCUĞUNUN GELECEĞİDİR. Aynı veliler dinsel konularda hiç çekinmeden çeşitli kurslara, camilere, pansiyonlar v.b. seve seve maddi manevi yardımdan kaçınmamaktadır. Son yıllarda yaptığın dış ülke ziyaretlerinde mesleğim gereği özellikle ülkelerin eğitim durumlarını gözlemeye çalıştım. Toplam bir yıldan fazla kaldığım ABD’de (Pensilvanya’da/Quakertown, West Virginia’da/Morgantown, ve New Jersey’de/Hasbrouck Heights’de) torunumun gittiği okullarda eğitimi, eğitim ortamını, sosyal, kültürel ve spor etkinliklerini gözlemledim. Bu üç okulun çeşitli olanaklarından okul dışı saatlerde insanlar daha altında ki bezi çıkmamış küçük çocuklarını bile getirerek, bale, cim lastik, çeşitli spor dallarında etkinliklere katıldığını gördüm. Yani özellikle anneler çocuklarını tıpkı bir aslanın, kedinin yavrusunu taşıdığı gibi bu kurumlara getirip götürdüklerini gördüm. Morgantown’da okulunun basket takımında oynayan torunum Berk İNAN’ı antrenmanlara götürüp getirme görevi benim olduğu için haftada iki üç gün okula gidiyordum. Basket oynayan çocukların 3 veya 4 tanesine bir antröner (koç) düşüyordu. Hep aynı hocalar hiç aksatmadan çalışma yapıyorlar, öğrencilerle sık sık bire bir çalışıyorlardı. İçimden “GELİŞMİŞLİK ZENGİN OLMA BU GALİBA NERDEYSE HER ÖĞRENCİYE KOÇ GÖREVLENDİRMİŞLER” diye geçiriyordum. Yine çalışmanın yapıldığı bir gün torunumu çalıştıran antrönerlerden birisi polis elbiseli, silahlı geldi. Ben şaşırdım. Oğluma sorduğumda “BABA O KOÇLAR ÖĞRETMEN DEĞİL BU İŞİ BİLEN VELİLER VEYA HALKTAN KİŞİLER” dedi. Şaşırdım. Peki ücretini kim veriyor dediğim de “BU GÖREVİ FAHRİ YAPIYORLAR, EGER TAKIMI BAŞARILI OLURSA TOPLUMDA BÜYÜK SAYGI GÖRÜYORLAR İTFAİYECİLER VE GÖNÜLLÜ FAHRİ TRAFİK GÖREVLİLERİ DE ÖYLE” dedi. Ülkede yaşayan insanların topluma karşı sorumluluk ve katkıları açısından önemli bir örnek davranış. İNSANLAR GELECEKLERİNE K ARŞILIK BEKLEMEDEN YATIRIM YAPIYORLAR. Biz ise bu tür çalışmaları hayal bile edemiyoruz. Bizim insanımızın büyük çoğunluğu hiçbir eğitim değeri bulunmayan adeta zihnini uyuşturan; evlilik programları, ağalığın, mafyacılığın övüldüğü, örf ve adetlerimize uymayan ahlaki çarpıklıkların bol bol olduğu diziler ve çeşitli yarışma programlarıyla, akıl dışı olayların işlendiği hayali dinsel konulu dizilerle adeta televizyon başına bağımlı hale gelmiştir.
Devletimizin ve halkımızın eğitim anlayışı mutlaka değişmesi lazım. Bunu ise değiştirecek öğretmenlerdir.(Öğretmen yetiştirilmesi ile ilgili önerilerimi başka bir yazımda belirteceğim) Maalesef öğretmenler toplumu değiştiremedi ama öğretmen gibi köylerde görevli imamlar toplumu istedikleri şekilde yönlendirerek “HEM DE BU ÇAĞDA TOPLUMU GERİYE DOĞRU DEĞİŞTİRMEDE” DAHA BAŞARILI OLDULAR. Eğitim, sanayi, teknoloji ve sosyal alanlarda ileri gitmiş ülkeler incelendiğinde; Dini Eğitimin yanında okullarında asıl; Gerçek Bilime dayalı, Düşünen, Sorgulayan, Bilgisini transfer ederek kullanabilen, Kendisini Geliştiren, Yaratıcı, Katılımcı, doğaya ve tarihine saygılı eğitimlerle öğrencilerinin beden ve ruh sağlığını da geliştirerek yetiştirmekte olduklarını görmekteyiz. Bizim eğitim sistemimiz ise son yıllarda büyük bir süratle bu çağdaş değerlerden uzaklaşarak, HİÇ BİR İŞE YARAMADIĞI BİNLERCE DEFA KANITLANMIŞ, YAZILMIŞ ÇAĞIN GEREKLERİNE UYMAYAN EZBERCİLİĞİ VE KADERCİLİĞİ ESAS ALAN MİLLİ DUYGU VE REFLEKSLERİ ZAYIF BİR EĞİTİM ŞEKLİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEKTEDİR. Küçük köylerde bulunan öğrenciler taşımalı eğitim kapsamına alındıkları için okulları kapanan öğretmenlerde mecburen başka yerlere tayin oldular. Köyde bulunan ve köylünün örnek alacağı öğretmenlerin de tayin edilmesiyle artık köy halkının fikir danışacağı, yaşantısıyla, giyimiyle ve davranışlarıyla örnek alacağı aydın öğretmenden yoksun kaldılar. Köy halkı devletin bir başka görevlisi büyük kısmı ise cumhuriyet ve getirdiklerini hala içselleştiremeyen, din eksenli siyasi partilerin sanki gönüllü üyeleri gibi davranan imamların insafına bırakıldılar. Zaten okumayı sevmeyen, dünya’ya yeterince tanımayan, düşünemeyen halkımız tamamen imamların anlattığı uhrevi şeylerle yatıp kalkmaya başladılar. Son 10 yılda Türk insanının düşünce ve yaşamı belirgin bir şekilde geriye gitmiş bu durum özellikle kırsal bölgelerde siyasi parti tercihinde de açıkça görülmektedir. Son yıllarda ki Devletin Eğitim Politikasındaki değişiklikleri ve nereye götürülmek istendiğini eğitimle ilgili 3 üniversitede okumuş 43 yıl eğitimin içinde yönetici-denetçi olarak bulunmuş, birisi olarak ben bile anlayamamaktayım.
EN SON 4+4+4 UYGULAMASI İSE TAMAMEN TOPLUMU GERİYE GÖTÜRECEK ÇAĞDAN KOPARACAK DEĞİŞİKLİKLERDİR. ESAS TEPKİYİ GÖSTERECEK HALK İSE BU OLANLAR KENDİ ÜLKESİNDE, KENDİ ÇOCUKLARININ GELECEĞİ İLE İLGİLİ DEĞİL DE SANKİ KOMŞU ÜLKEDE OLUYOR GİBİ DUYARSIZ, İLGİSİZ, SESSİZ VE TEPKİSİZ. OLAN ULUSUN ÇOCUKLARINA VE GELECEĞİNE OLDU. HALA DA FARKINDA DEĞİL. DÜŞÜNEMİYOR, GELECEĞİNİN NE OLACAĞIYLA İLGİLİ HİÇ BİR KORKUSU, KAYGISI YOK.
Çağdaş ülkelerin eğitim seviyeleri yanında, bizim çocuklarımızın bilgi ve bilgiyi kullanma- yaratıcılık seviyelerinin tespiti için yapılan sınavlar ve istatistik sıralamalarında ne yazık ki ülke olarak son sıralardayız. 22.10.2013 tarihli Milliyet Gazetesinde Cem KILIÇ’ın bir yazısında; Kanada da “Rotman İşletme Okulunda Ülkelerin Yaratıcılığı” ile ilgili 2004 yılından beri yapılan araştırmada 82 ÜLKE ARASINDA: TÜRKİYE “YETENEK ENDEKSİNDE” 59, “YARATICILIK” listesinde ise 68’inci sırada yani en sonlarda yer almıştır. İlk, Orta ve Lise düzeyinde öğrencilerimizin Matematik, Fizik, Kimya v.b. gibi derslerde başarı durumlarını gösteren A.B. ve başka ülkelerin resmi istatistikleri de göstermektedir ki BİZİM ÖĞRENCİLERİMİZİN BİLGİ VE BECERİ seviyeleri oldukça düşük durumda bulunmaktadır. Aynı şekilde beceriler bakımından da bizim öğrencilerimiz bu ülkelerin öğrencilerinden geridir. Halkımızın ise; çeşitli televizyonlarda ki yarışma programlarında veya sokak röportajlarında “demokrasi, milli değerler, yönetim, bağımsızlık, tarih, coğrafya v.b.” gibi sorulara verdiği yanıtlar düşündürücüdür.
İNSANLARIMIZA EĞİTİMLE GEREKLİ DAVRANIŞLAR KAZANDIRILAMADIĞI İÇİN ÇOĞUNLUĞU DÜŞÜNEMİYOR, SORUMLULUK SAHİBİ YURTTAŞ DAVRANIŞLARINI YETERİNCE BİLMİYOR. ULUS, BAĞIMSIZLIK, ÖZGÜRLÜK, ÜLKE DEĞERLERİ, DOĞA, ZENGİNLİK KAYNAKLARININ HEDER EDİLMESİNİ GÖREMİYOR. EMEĞİNİN UCUZA GİTTİĞİNİ TAM ANLAMIYOR, ULUSAL GELİRDEN KENDİSİNİN YETERİNCE YARARLANMADIĞINI BİLMİYOR “PAYLAŞMANIN ADİL YAPILMADIĞINDAN” HABERİ YOK, ÇOCUĞUNUN GELECEĞİ “ÜNİVERSİTE SINAVI, KPS SINAVI” SORULARI ÇALINIP BİRİLERİNE VERİLİYOR HİÇ TINMIYOR-SORGULAMIYOR, KUŞKU DUYMUYOR. BÜYÜK BÖLÜMÜ KENDİ VE ÇOCUKLARININ GELECEĞİNİN NE OLACAĞIYLA İLGİLİ HİÇ BİR KAYGISI, KORKUSU, KUŞKUSU YOK, ALLAHIN; KULLAN DOĞRU YOLU BUL DEDİĞİ “AKLINI” BİR TÜRLÜ KULLANMAYI BİLMİYOR KULLANMIYOR SADECE ŞÜKÜR EDİYOR. KENDİ DÜŞÜNCESİNE YAKIN BİRİLERİ NE SÖYLERSE DOĞRU KABUL EDEREK BİAT EDİYOR. HER ŞEYİ DEVLETTEN, BAŞKALARINDAN BEKLİYOR.
Bizim çocuklarımız zeka yönünden diğer ülke çocuklarından geri değildir. Yetersiz eğitim sistemi ve programlar nedeniyle üniversite sınavlarına giren öğrencilerden yüz binlerden fazla öğrenci “SIFIR” çekmektedir. ÇOK ÜZÜCÜ VE ACIDIR YILLARCA OKULA GİTMİŞ ÖĞRENCİ “SIFIR” ÇEKMEKTEDİR. YANİ GEZMEYE GELMİŞ BİR YABANCI TURİSTİ YOLDAN ÇEVİRİP SINAVA SOKSANIZ BELKİ SIFIR ÇEKMEZ AMA BİZİM ÖĞRENCİLERİMİZ SIFIR ÇEKMEKTEDİR.
BİR AN ÖNCE DEVLET, EĞİTİM POLİTİKASINI BU KONUDA YETKİN ÜNİVERSİTELERLE, AKADEMİSYENLERLE, İŞİN İÇİNDEKİ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERLE FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNUP ÇALIŞARAK TOPLUMU GELECEĞE HAZIRLAYACAK ÇAĞDAŞ, BİLİMSEL, AKILCI, YENİ BİR PROGRAM YAPMALIDIR.
Saygılarımla. 17.12.2013
Tamer İNAN-Emekli Eğitim Müfettişi
Dünya ya yön veren, her konumda söz sahibi olan ülkeler, bulundukları yerlere eğitim sayesinde gelmişlerdir. Gelişmiş ülkeler 15-20 yıl sonra ancak meyvesini verecek “eğitim yatırımları” ile istedikleri insan tipini yetiştirmekte, Bu konuda hiçbir masraf ve fedakarlıktan kaçınmadan 20 yıl sonrasına yatırımını yapmakta, böylece de ihtiyacı olan bilgili donanımlı insanı yetiştirmektedirler. Bizim gibi geleceği okuyamayan sıkıntı içinde ki ülkeler ise “Devletin eğitim politikası” her gelen hükümetlerce devam ettirilmesi gerekirken sürekli değiştirerek, günü kurtarmaya çalışmakta böylece DEV ADIMLARLA YÜRÜYEN ÇAĞDAŞ DÜNYADAN KOPULMAKTADIR. İleri gitmiş ülkelerce “EN UCUZ YATIRIM EĞİTİME YAPILAN YATIRIMDIR” sözü ne yazık ki bizim gibi ülkelerde meyvesine 15-20 yıl sonra vereceğinden “EN PAHALI YATIRIM EĞİTİME YAPILAN YATIRIM” şeklinde algılanmaktadır.
20 Yüzyılın büyük dehası ve devlet adamı M. Kemal Atatürk 1920 yılarında gerçeği görmüş KAZANILAN ZAFERLER EĞİTİMLE TAÇLANDIRILMADIĞI SÜRECE KALICI OLMAYACAĞINI BİLEREK ÇEŞİTLİ ARAŞTIRMA VE ÇALIŞMALAR YAPTIRMIŞTIR. Eğitim ve öğretmen yetiştirme alanında neler yapılacağını saptamak için ABD’den eğitimci ve filozof John DEWEY’i ülkemize davet ederek görüşlerini almıştır.
Eğitim sadece öğretmenlerin sorumlu olduğu bir alan değildir. Devletin önlemlerini alarak kolaylaştırdığı eğitim sürecine; öncelikle anne, baba ve ülkede yaşayan halkın da katkıda bulunması esastır. HER YERDE VE HER ZAMAN EĞİTİM şeklinde özetlenecek bu durum çocuğu okul dışında ailenin, toplumu meydana getiren fertlerin hem gözlemleyerek denetlemesi, hem de öğrencinin okulda kazandığı bilgi ve davranışı yaşamı içinde pekiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu bilgi ve davranışlara yeni bilgi ve davranışlar katma görevi de vardır. Maalesef Türk Halkının büyük bir bölümü bu katkıda bulunmamaktadır. Hatta hiç okula gitmemiş, çocuğunun durumunu sormamış, ÇOCUĞUNUN KAÇINCI SINIFA GİTTİĞİNİ BİLE BİLMEYEN VELİLER BULUNMAKTADIR.. Çocuğunun eğitildiği okulun eğitim ortamını düzeltmek için devletin yetişemediği bazı ihtiyaçların giderilmesinde son derece önemsiz maddi katkılarda bulunmadığı gibi sürekli de şikayetçi olmaktadır. Her işi ve katkıyı devletten bekleme anlayışı bir türlü giderilememiştir. Bu konuda 30 yıllık müfettişliğimde üzülerek çok soruşturma-inceleme yaptım. OYSA EĞİTİLEN KENDİ ÇOCUĞU ve ÇOCUĞUNUN GELECEĞİDİR. Aynı veliler dinsel konularda hiç çekinmeden çeşitli kurslara, camilere, pansiyonlar v.b. seve seve maddi manevi yardımdan kaçınmamaktadır. Son yıllarda yaptığın dış ülke ziyaretlerinde mesleğim gereği özellikle ülkelerin eğitim durumlarını gözlemeye çalıştım. Toplam bir yıldan fazla kaldığım ABD’de (Pensilvanya’da/Quakertown, West Virginia’da/Morgantown, ve New Jersey’de/Hasbrouck Heights’de) torunumun gittiği okullarda eğitimi, eğitim ortamını, sosyal, kültürel ve spor etkinliklerini gözlemledim. Bu üç okulun çeşitli olanaklarından okul dışı saatlerde insanlar daha altında ki bezi çıkmamış küçük çocuklarını bile getirerek, bale, cim lastik, çeşitli spor dallarında etkinliklere katıldığını gördüm. Yani özellikle anneler çocuklarını tıpkı bir aslanın, kedinin yavrusunu taşıdığı gibi bu kurumlara getirip götürdüklerini gördüm. Morgantown’da okulunun basket takımında oynayan torunum Berk İNAN’ı antrenmanlara götürüp getirme görevi benim olduğu için haftada iki üç gün okula gidiyordum. Basket oynayan çocukların 3 veya 4 tanesine bir antröner (koç) düşüyordu. Hep aynı hocalar hiç aksatmadan çalışma yapıyorlar, öğrencilerle sık sık bire bir çalışıyorlardı. İçimden “GELİŞMİŞLİK ZENGİN OLMA BU GALİBA NERDEYSE HER ÖĞRENCİYE KOÇ GÖREVLENDİRMİŞLER” diye geçiriyordum. Yine çalışmanın yapıldığı bir gün torunumu çalıştıran antrönerlerden birisi polis elbiseli, silahlı geldi. Ben şaşırdım. Oğluma sorduğumda “BABA O KOÇLAR ÖĞRETMEN DEĞİL BU İŞİ BİLEN VELİLER VEYA HALKTAN KİŞİLER” dedi. Şaşırdım. Peki ücretini kim veriyor dediğim de “BU GÖREVİ FAHRİ YAPIYORLAR, EGER TAKIMI BAŞARILI OLURSA TOPLUMDA BÜYÜK SAYGI GÖRÜYORLAR İTFAİYECİLER VE GÖNÜLLÜ FAHRİ TRAFİK GÖREVLİLERİ DE ÖYLE” dedi. Ülkede yaşayan insanların topluma karşı sorumluluk ve katkıları açısından önemli bir örnek davranış. İNSANLAR GELECEKLERİNE K ARŞILIK BEKLEMEDEN YATIRIM YAPIYORLAR. Biz ise bu tür çalışmaları hayal bile edemiyoruz. Bizim insanımızın büyük çoğunluğu hiçbir eğitim değeri bulunmayan adeta zihnini uyuşturan; evlilik programları, ağalığın, mafyacılığın övüldüğü, örf ve adetlerimize uymayan ahlaki çarpıklıkların bol bol olduğu diziler ve çeşitli yarışma programlarıyla, akıl dışı olayların işlendiği hayali dinsel konulu dizilerle adeta televizyon başına bağımlı hale gelmiştir.
Devletimizin ve halkımızın eğitim anlayışı mutlaka değişmesi lazım. Bunu ise değiştirecek öğretmenlerdir.(Öğretmen yetiştirilmesi ile ilgili önerilerimi başka bir yazımda belirteceğim) Maalesef öğretmenler toplumu değiştiremedi ama öğretmen gibi köylerde görevli imamlar toplumu istedikleri şekilde yönlendirerek “HEM DE BU ÇAĞDA TOPLUMU GERİYE DOĞRU DEĞİŞTİRMEDE” DAHA BAŞARILI OLDULAR. Eğitim, sanayi, teknoloji ve sosyal alanlarda ileri gitmiş ülkeler incelendiğinde; Dini Eğitimin yanında okullarında asıl; Gerçek Bilime dayalı, Düşünen, Sorgulayan, Bilgisini transfer ederek kullanabilen, Kendisini Geliştiren, Yaratıcı, Katılımcı, doğaya ve tarihine saygılı eğitimlerle öğrencilerinin beden ve ruh sağlığını da geliştirerek yetiştirmekte olduklarını görmekteyiz. Bizim eğitim sistemimiz ise son yıllarda büyük bir süratle bu çağdaş değerlerden uzaklaşarak, HİÇ BİR İŞE YARAMADIĞI BİNLERCE DEFA KANITLANMIŞ, YAZILMIŞ ÇAĞIN GEREKLERİNE UYMAYAN EZBERCİLİĞİ VE KADERCİLİĞİ ESAS ALAN MİLLİ DUYGU VE REFLEKSLERİ ZAYIF BİR EĞİTİM ŞEKLİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEKTEDİR. Küçük köylerde bulunan öğrenciler taşımalı eğitim kapsamına alındıkları için okulları kapanan öğretmenlerde mecburen başka yerlere tayin oldular. Köyde bulunan ve köylünün örnek alacağı öğretmenlerin de tayin edilmesiyle artık köy halkının fikir danışacağı, yaşantısıyla, giyimiyle ve davranışlarıyla örnek alacağı aydın öğretmenden yoksun kaldılar. Köy halkı devletin bir başka görevlisi büyük kısmı ise cumhuriyet ve getirdiklerini hala içselleştiremeyen, din eksenli siyasi partilerin sanki gönüllü üyeleri gibi davranan imamların insafına bırakıldılar. Zaten okumayı sevmeyen, dünya’ya yeterince tanımayan, düşünemeyen halkımız tamamen imamların anlattığı uhrevi şeylerle yatıp kalkmaya başladılar. Son 10 yılda Türk insanının düşünce ve yaşamı belirgin bir şekilde geriye gitmiş bu durum özellikle kırsal bölgelerde siyasi parti tercihinde de açıkça görülmektedir. Son yıllarda ki Devletin Eğitim Politikasındaki değişiklikleri ve nereye götürülmek istendiğini eğitimle ilgili 3 üniversitede okumuş 43 yıl eğitimin içinde yönetici-denetçi olarak bulunmuş, birisi olarak ben bile anlayamamaktayım.
EN SON 4+4+4 UYGULAMASI İSE TAMAMEN TOPLUMU GERİYE GÖTÜRECEK ÇAĞDAN KOPARACAK DEĞİŞİKLİKLERDİR. ESAS TEPKİYİ GÖSTERECEK HALK İSE BU OLANLAR KENDİ ÜLKESİNDE, KENDİ ÇOCUKLARININ GELECEĞİ İLE İLGİLİ DEĞİL DE SANKİ KOMŞU ÜLKEDE OLUYOR GİBİ DUYARSIZ, İLGİSİZ, SESSİZ VE TEPKİSİZ. OLAN ULUSUN ÇOCUKLARINA VE GELECEĞİNE OLDU. HALA DA FARKINDA DEĞİL. DÜŞÜNEMİYOR, GELECEĞİNİN NE OLACAĞIYLA İLGİLİ HİÇ BİR KORKUSU, KAYGISI YOK.
Çağdaş ülkelerin eğitim seviyeleri yanında, bizim çocuklarımızın bilgi ve bilgiyi kullanma- yaratıcılık seviyelerinin tespiti için yapılan sınavlar ve istatistik sıralamalarında ne yazık ki ülke olarak son sıralardayız. 22.10.2013 tarihli Milliyet Gazetesinde Cem KILIÇ’ın bir yazısında; Kanada da “Rotman İşletme Okulunda Ülkelerin Yaratıcılığı” ile ilgili 2004 yılından beri yapılan araştırmada 82 ÜLKE ARASINDA: TÜRKİYE “YETENEK ENDEKSİNDE” 59, “YARATICILIK” listesinde ise 68’inci sırada yani en sonlarda yer almıştır. İlk, Orta ve Lise düzeyinde öğrencilerimizin Matematik, Fizik, Kimya v.b. gibi derslerde başarı durumlarını gösteren A.B. ve başka ülkelerin resmi istatistikleri de göstermektedir ki BİZİM ÖĞRENCİLERİMİZİN BİLGİ VE BECERİ seviyeleri oldukça düşük durumda bulunmaktadır. Aynı şekilde beceriler bakımından da bizim öğrencilerimiz bu ülkelerin öğrencilerinden geridir. Halkımızın ise; çeşitli televizyonlarda ki yarışma programlarında veya sokak röportajlarında “demokrasi, milli değerler, yönetim, bağımsızlık, tarih, coğrafya v.b.” gibi sorulara verdiği yanıtlar düşündürücüdür.
İNSANLARIMIZA EĞİTİMLE GEREKLİ DAVRANIŞLAR KAZANDIRILAMADIĞI İÇİN ÇOĞUNLUĞU DÜŞÜNEMİYOR, SORUMLULUK SAHİBİ YURTTAŞ DAVRANIŞLARINI YETERİNCE BİLMİYOR. ULUS, BAĞIMSIZLIK, ÖZGÜRLÜK, ÜLKE DEĞERLERİ, DOĞA, ZENGİNLİK KAYNAKLARININ HEDER EDİLMESİNİ GÖREMİYOR. EMEĞİNİN UCUZA GİTTİĞİNİ TAM ANLAMIYOR, ULUSAL GELİRDEN KENDİSİNİN YETERİNCE YARARLANMADIĞINI BİLMİYOR “PAYLAŞMANIN ADİL YAPILMADIĞINDAN” HABERİ YOK, ÇOCUĞUNUN GELECEĞİ “ÜNİVERSİTE SINAVI, KPS SINAVI” SORULARI ÇALINIP BİRİLERİNE VERİLİYOR HİÇ TINMIYOR-SORGULAMIYOR, KUŞKU DUYMUYOR. BÜYÜK BÖLÜMÜ KENDİ VE ÇOCUKLARININ GELECEĞİNİN NE OLACAĞIYLA İLGİLİ HİÇ BİR KAYGISI, KORKUSU, KUŞKUSU YOK, ALLAHIN; KULLAN DOĞRU YOLU BUL DEDİĞİ “AKLINI” BİR TÜRLÜ KULLANMAYI BİLMİYOR KULLANMIYOR SADECE ŞÜKÜR EDİYOR. KENDİ DÜŞÜNCESİNE YAKIN BİRİLERİ NE SÖYLERSE DOĞRU KABUL EDEREK BİAT EDİYOR. HER ŞEYİ DEVLETTEN, BAŞKALARINDAN BEKLİYOR.
Bizim çocuklarımız zeka yönünden diğer ülke çocuklarından geri değildir. Yetersiz eğitim sistemi ve programlar nedeniyle üniversite sınavlarına giren öğrencilerden yüz binlerden fazla öğrenci “SIFIR” çekmektedir. ÇOK ÜZÜCÜ VE ACIDIR YILLARCA OKULA GİTMİŞ ÖĞRENCİ “SIFIR” ÇEKMEKTEDİR. YANİ GEZMEYE GELMİŞ BİR YABANCI TURİSTİ YOLDAN ÇEVİRİP SINAVA SOKSANIZ BELKİ SIFIR ÇEKMEZ AMA BİZİM ÖĞRENCİLERİMİZ SIFIR ÇEKMEKTEDİR.
BİR AN ÖNCE DEVLET, EĞİTİM POLİTİKASINI BU KONUDA YETKİN ÜNİVERSİTELERLE, AKADEMİSYENLERLE, İŞİN İÇİNDEKİ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERLE FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNUP ÇALIŞARAK TOPLUMU GELECEĞE HAZIRLAYACAK ÇAĞDAŞ, BİLİMSEL, AKILCI, YENİ BİR PROGRAM YAPMALIDIR.
Saygılarımla. 17.12.2013
Tamer İNAN-Emekli Eğitim Müfettişi
Similar topics
» Ne için savaşacaksın? Kimin için? Değecek mi?
» Milli eğitim, nasıl Amerikancı eğitim oldu.?
» IŞİD AMERİKA’NIN ORTADOĞU’DA KULLANDIĞI BİR MAŞADIR
» Türkiye’ye Yönelik Tehditler ve Türkiye Milli Birleşik Cephesi’nin İn
» Artık! arap baas faşizmi Türkiye'de!Türkiye bir arap ülkesi imiş gibi
» Milli eğitim, nasıl Amerikancı eğitim oldu.?
» IŞİD AMERİKA’NIN ORTADOĞU’DA KULLANDIĞI BİR MAŞADIR
» Türkiye’ye Yönelik Tehditler ve Türkiye Milli Birleşik Cephesi’nin İn
» Artık! arap baas faşizmi Türkiye'de!Türkiye bir arap ülkesi imiş gibi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz