’Mütareke basını’ nedir?
1 sayfadaki 1 sayfası
’Mütareke basını’ nedir?
GÜNÜMÜZÜN basınında son zamanlarda "Mütareke basını" benzetmeleri yaygınlaştı. "Nedir bu mütareke basını?" diye soruyor bazı okurlarım...
Evet... Nedir "Mütareke basını?" Kimdir tarihe "Hain" olarak geçen Ali Kemal’ler?
İktidar, tüm basını denetimi altında tutmak istiyor. Basının önemli bir bölümü tek ses çıkaran koro haline gelmiş durumda... Bunlar kendilerini, iktidarın her uygulamasını kayıtsız şartsız desteklemekle görevli kabul ediyorlar!
Egemen güçlerin olanaklarından yararlanmak için bir kısım medya, milli çıkarlarımızdan ödün veriyor, gerçekleri saptırıyor ya da abartıyor.
Bununla yetinmeyen iktidar, tam bağımlı, yüzde yüz kontrol altında bir basın istiyor. Sabah ve ATV’nin iktidar yanlısı bir gruba satılması da bu operasyonun bir parçası gibi...
* * *
Nedir mütareke basını?
Osmanlı Devleti 1918’de Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı. Mütareke (ateşkes anlaşması) imzalanmış, başkent İstanbul dahil yurdun her yanı işgal altına girmişti. Esareti kabul etmeyen yurtsever güçler silaha sarılarak Anadolu’da mücadeleye başlamışlardı. Buna Kuvayı Milliye direnişi deniliyordu. Başta Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Paşa vardı.
İşgal altındaki İstanbul’da basının bir bölümü işgalcilere ve büyük devletlere şakşakçılık yapıyor, onları yağlayıp ballıyordu.
Milli Mücadele tarihimizde bu yüz karası bir olaydır. Bir kısım basın, işgalci devletlere karşı konulmamasını, onların tüm isteklerine uyulmasını, hatta Yunan işgaline bile karşı çıkılmamasını istemiş ve hain yayınları ile halkı ahlaksızca zehirlemeye çalışmıştır.
* * *
İçişleri Bakanlığı da yapmış olan yazar Ali Kemal, Milli Mücadele’ye olan düşmanlığından dolayı Türk tarihinde "Mütareke basını" deyiminin sembolü olmuş bir kişidir. 1922’de yakalanıp trenle Ankara’ya götürülürken İzmit’te halk tarafından linç edilerek öldürülmüştür.
İşgale ve işgalcilere övgü, yurdu savunanlara ise sövgü yağdıran mütareke basınından bir-iki örnek verelim:
ALİ KEMAL: "Padişaha sadakatle bağlı Anadolu halkı, Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir." (20 Nisan 1920 Peyamı Sabah)
REF’İ CEVAT: "İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak."
"Azimli bir hükümet, ’Kuvayı Milliye’ adı altına sığınan bu haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor?" (21 Nisan 1919 ve 16 Mart 1920 Alemdar Gazetesi)
* * *
Alemdar Gazetesi’nin 23 Mart 1920 tarihli nüshasındaki yazıda, işgalci Yunanlılara karşı bir hareket yapılmasının İtilaf Devletleri’ni kızdıracağı şu şekilde -şerefsizce- hatırlatılıyor:
"Yunanlılar ne kadar ebedi düşmanımız olursa olsun, bugünkü galiplerimizin bir müttefikidir, onlara karşı yapılacak hareket, İtilaf Devletleri’nin kırgınlığına sebep olur. Gafletin bu derecesi görülmüş, işitilmiş şey değildir!" (23 Mart 1920 Alemdar Gazetesi)
"Mustafa Kemal isyancıdır, cezası ağır olmalıdır!" (29 Nisan 1920 Peyamı Sabah)
İşte "Mütareke basını" budur.
Mütareke basını, sürekli olarak zayıf olduğumuzu, Batılı büyük devletlere direnme gücümüz olmadığını, onlara karşı gelip bağımsızlık istemenin çılgınlık olduğunu, bu nedenle boyun eğmemiz gerektiğini telkin ederek her türlü direnişi kırmaya ve yok etmeye çalışmıştır.
"Mütareke basını" bugünleri anlamamız için tarihi bir derstir. Bu derse bakarak, günümüz medyası için bir değerlendirme yapmak mümkün... Ali Kemal’ler, Ref’i Cevat’lar kimler?
Evlatlarımıza bu toprakları vatan olarak bırakmak istiyorsak, bugün de geçmişteki gibi yılmadan, cesur, azimli ve kararlı bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor!
Evet... Nedir "Mütareke basını?" Kimdir tarihe "Hain" olarak geçen Ali Kemal’ler?
İktidar, tüm basını denetimi altında tutmak istiyor. Basının önemli bir bölümü tek ses çıkaran koro haline gelmiş durumda... Bunlar kendilerini, iktidarın her uygulamasını kayıtsız şartsız desteklemekle görevli kabul ediyorlar!
Egemen güçlerin olanaklarından yararlanmak için bir kısım medya, milli çıkarlarımızdan ödün veriyor, gerçekleri saptırıyor ya da abartıyor.
Bununla yetinmeyen iktidar, tam bağımlı, yüzde yüz kontrol altında bir basın istiyor. Sabah ve ATV’nin iktidar yanlısı bir gruba satılması da bu operasyonun bir parçası gibi...
* * *
Nedir mütareke basını?
Osmanlı Devleti 1918’de Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı. Mütareke (ateşkes anlaşması) imzalanmış, başkent İstanbul dahil yurdun her yanı işgal altına girmişti. Esareti kabul etmeyen yurtsever güçler silaha sarılarak Anadolu’da mücadeleye başlamışlardı. Buna Kuvayı Milliye direnişi deniliyordu. Başta Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Paşa vardı.
İşgal altındaki İstanbul’da basının bir bölümü işgalcilere ve büyük devletlere şakşakçılık yapıyor, onları yağlayıp ballıyordu.
Milli Mücadele tarihimizde bu yüz karası bir olaydır. Bir kısım basın, işgalci devletlere karşı konulmamasını, onların tüm isteklerine uyulmasını, hatta Yunan işgaline bile karşı çıkılmamasını istemiş ve hain yayınları ile halkı ahlaksızca zehirlemeye çalışmıştır.
* * *
İçişleri Bakanlığı da yapmış olan yazar Ali Kemal, Milli Mücadele’ye olan düşmanlığından dolayı Türk tarihinde "Mütareke basını" deyiminin sembolü olmuş bir kişidir. 1922’de yakalanıp trenle Ankara’ya götürülürken İzmit’te halk tarafından linç edilerek öldürülmüştür.
İşgale ve işgalcilere övgü, yurdu savunanlara ise sövgü yağdıran mütareke basınından bir-iki örnek verelim:
ALİ KEMAL: "Padişaha sadakatle bağlı Anadolu halkı, Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir." (20 Nisan 1920 Peyamı Sabah)
REF’İ CEVAT: "İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak."
"Azimli bir hükümet, ’Kuvayı Milliye’ adı altına sığınan bu haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor?" (21 Nisan 1919 ve 16 Mart 1920 Alemdar Gazetesi)
* * *
Alemdar Gazetesi’nin 23 Mart 1920 tarihli nüshasındaki yazıda, işgalci Yunanlılara karşı bir hareket yapılmasının İtilaf Devletleri’ni kızdıracağı şu şekilde -şerefsizce- hatırlatılıyor:
"Yunanlılar ne kadar ebedi düşmanımız olursa olsun, bugünkü galiplerimizin bir müttefikidir, onlara karşı yapılacak hareket, İtilaf Devletleri’nin kırgınlığına sebep olur. Gafletin bu derecesi görülmüş, işitilmiş şey değildir!" (23 Mart 1920 Alemdar Gazetesi)
"Mustafa Kemal isyancıdır, cezası ağır olmalıdır!" (29 Nisan 1920 Peyamı Sabah)
İşte "Mütareke basını" budur.
Mütareke basını, sürekli olarak zayıf olduğumuzu, Batılı büyük devletlere direnme gücümüz olmadığını, onlara karşı gelip bağımsızlık istemenin çılgınlık olduğunu, bu nedenle boyun eğmemiz gerektiğini telkin ederek her türlü direnişi kırmaya ve yok etmeye çalışmıştır.
"Mütareke basını" bugünleri anlamamız için tarihi bir derstir. Bu derse bakarak, günümüz medyası için bir değerlendirme yapmak mümkün... Ali Kemal’ler, Ref’i Cevat’lar kimler?
Evlatlarımıza bu toprakları vatan olarak bırakmak istiyorsak, bugün de geçmişteki gibi yılmadan, cesur, azimli ve kararlı bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor!
Geri: ’Mütareke basını’ nedir?
’Mütareke basını’ nedir?Kısaca
Mütareke Basını, Mondros Mütarekesi zamanında Milli Mücadele aleyhinde yayın yapan basına verilen ad.
Mütareke basını Ali Kemal, Refi Cevat Ulunay, Sait Molla, Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Asım gibi gazeteci ve yazarların milli mücadelenin verilmesine karşı olan tavırlarını ortaya koydukları basına daha sonradan verilmiş isimdir. Bu yazarlar Damat Ferit Paşa'nın İngiltere ile dostane işbirliğini savunan Hürriyet ve İtilaf Fırkası politikalarını destekler, Türk Milleti kavramına antipati duyar onun yerine Osmanlı halkları fikrinin devam ettirilebileceğini savunur. Türk milletini Anadolu'da yaşayan sadece tarım ve hayvancılıkla uğraşan, tahsili ve bir zanaati olmayan köylüler olarak tanımlayarak bu insanların Düvel-i Muzzama karşısında varlık gösteremeyeceğini bu yüzden büyük devletlerle Mondros Mütarekesi çerçevesinde sürdürülen dostane ilişkilerin doğruluğunu savunurlar...
Mütareke yanlısı gazeteler
-Refi Cevat Ulunay’ın Alemdar gazetesi
-Ali Kemal'in Peyam-ı Sabah gazetesi
-Sait Molla'nın İstanbul Gazetesi
-Mehmet Asım Us ve Ahmet Emin Yalman'ın Vakit gazetesi
***
Nedir mütareke basını?
Osmanlı Devleti 1918’de Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı. Mütareke (ateşkes anlaşması) imzalanmış, başkent İstanbul dahil Vatan'ın her yanı işgal altına girmiş. Esareti kabul etmeyen Vatan sever güçler silaha sarılarak Anadolu’da mücadeleye başlamışlardı. Buna Kuvayı Milliye direnişi deniliyordu. Başta Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Paşa vardı.
İşgal altındaki İstanbul’da basının bir bölümü işgalcilere ve büyük devletlere şakşakçılık yapıyor, onları yağlayıp ballıyordu.
Milli Mücadele tarihimizde bu yüz karası bir olaydır. Bir kısım basın, işgalci devletlere karşı konulmamasını, onların tüm isteklerine uyulmasını, hatta Yunan işgaline bile karşı çıkılmamasını istemiş ve hain yayınları ile Türk Milleti'ni ahlaksızca zehirlemeye çalışmıştır.
**
Tarih nedir? Tarih milletin hafızasıdır. Hafızası olmayan, yâda zayıf olan bir insanın durumu ile tarihini bilmeyen, tarihi olmayan milletlerin, devletlerin durumu aynıdır...
Mütareke Basını, Mondros Mütarekesi zamanında Milli Mücadele aleyhinde yayın yapan basına verilen ad.
Mütareke basını Ali Kemal, Refi Cevat Ulunay, Sait Molla, Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Asım gibi gazeteci ve yazarların milli mücadelenin verilmesine karşı olan tavırlarını ortaya koydukları basına daha sonradan verilmiş isimdir. Bu yazarlar Damat Ferit Paşa'nın İngiltere ile dostane işbirliğini savunan Hürriyet ve İtilaf Fırkası politikalarını destekler, Türk Milleti kavramına antipati duyar onun yerine Osmanlı halkları fikrinin devam ettirilebileceğini savunur. Türk milletini Anadolu'da yaşayan sadece tarım ve hayvancılıkla uğraşan, tahsili ve bir zanaati olmayan köylüler olarak tanımlayarak bu insanların Düvel-i Muzzama karşısında varlık gösteremeyeceğini bu yüzden büyük devletlerle Mondros Mütarekesi çerçevesinde sürdürülen dostane ilişkilerin doğruluğunu savunurlar...
Mütareke yanlısı gazeteler
-Refi Cevat Ulunay’ın Alemdar gazetesi
-Ali Kemal'in Peyam-ı Sabah gazetesi
-Sait Molla'nın İstanbul Gazetesi
-Mehmet Asım Us ve Ahmet Emin Yalman'ın Vakit gazetesi
***
Nedir mütareke basını?
Osmanlı Devleti 1918’de Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı. Mütareke (ateşkes anlaşması) imzalanmış, başkent İstanbul dahil Vatan'ın her yanı işgal altına girmiş. Esareti kabul etmeyen Vatan sever güçler silaha sarılarak Anadolu’da mücadeleye başlamışlardı. Buna Kuvayı Milliye direnişi deniliyordu. Başta Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Paşa vardı.
İşgal altındaki İstanbul’da basının bir bölümü işgalcilere ve büyük devletlere şakşakçılık yapıyor, onları yağlayıp ballıyordu.
Milli Mücadele tarihimizde bu yüz karası bir olaydır. Bir kısım basın, işgalci devletlere karşı konulmamasını, onların tüm isteklerine uyulmasını, hatta Yunan işgaline bile karşı çıkılmamasını istemiş ve hain yayınları ile Türk Milleti'ni ahlaksızca zehirlemeye çalışmıştır.
**
Tarih nedir? Tarih milletin hafızasıdır. Hafızası olmayan, yâda zayıf olan bir insanın durumu ile tarihini bilmeyen, tarihi olmayan milletlerin, devletlerin durumu aynıdır...
Similar topics
» Yunan istilasına karşı durmaları üzerine yazar Ali Kemal
» Mütareke basını Emperyalizmin En Ölümcül tetikçileri AKİT !
» Basını ve orduyu CIA’ya neden şikayet ettiler?
» Basını ve orduyu CIA’ya neden şikayet ettiler?
» Basını ve orduyu CIA’ya neden şikayet ettiler?
» Mütareke basını Emperyalizmin En Ölümcül tetikçileri AKİT !
» Basını ve orduyu CIA’ya neden şikayet ettiler?
» Basını ve orduyu CIA’ya neden şikayet ettiler?
» Basını ve orduyu CIA’ya neden şikayet ettiler?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz