112 acil sağlık hizmetleri artık taşeronlara bırakılıyor

[İlteriş Kağan]

Kaynak bulunamadığı gerekçesiyle ambulans ve şoför kiralanması, 112 Acil hizmetinin taşeronlaştırılması yeni kaygıları da beraberinde getirdi. Devletin maaşını ödemediği, sorumluluk almadığı yeni bir sistem geliyor.

Kocaeli Sağlık Müdürlüğü'nün 112 Acil hizmetlerinde görevlendirilmek üzere 18 ambulansı şoförleriyle birlikte kiralaması yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Artık devletin ambulansı ve şoförü olmayacak. Peki, bu durum 112 Acil’de yeni bir özelleştirme furyasının habercisi olabilir mi? Sektöre ne gibi olumsuz yansımaları olacak? Devlet güvencesi ortadan kalkacak mı? Bu sorunun cevaplarını araştırdık.

Türkiye’nin son yıllarda baş gündem maddelerinden birisi kuşkusuz, güvencesiz çalışma sistemi; yani taşeronlaştırma. Maden faciaları, rezidans inşaatında yaşanan asansör faciası, iş cinayetleri ile iş güvenliğinden ve güvenceden yoksun çalışmak zorunda kalan emekçiler.

İNSAN HAYATI TAŞERONLARA EMANET EDİLECEK
Kocaeli Sağlık Müdürlüğü'nün 112 Acil hizmetlerinde görevlendirilmek üzere 18 ambulansı şoförleriyle birlikte hizmet alımına gitmesi, ‘can taşıyan’ 112 Acil hizmetlerin kimlere emanet edileceğini gündeme getirdi. Bu uygulamanın ülke genelinde yaygınlaşması halinde, insan hayatı bir kez daha taşeron sisteme emanet edilmiş olacak.

Ucuz maliyeti şiar edinmiş taşeron sistem ister istemez çalıştıracağı insanları da buna göre seçecek. Asgari ücrete bu işi yaptırabileceği, kalitenin ve güvenin ikinci planda kaldığı sertifikasız insanlara insanların sağlığı teslim edilmiş olacak. Bu sisteme canlar emanet edilecek.

İŞ EHLİNE TESLİM EDİLMEYECEK
Türkiye Sağlık Sen olarak konuyu yargıya taşıyacaklarını belirten Türk Sağlık Sen Samsun Şube Başkanı Erdoğan Çakmak, bu taşeronlaştırmanın yapılmamış olması halinde yine aynı maliyelere geleceğini, burada bazı firmaların aradan para kazandırıldığını söyledi. Bu sistemle devlet memurluğunun önünün kesildiğini, güvencesiz bir çalışma hayatı yaratıldığını dile getiren Çakmak, “Böylelikle 657'nin güvencisini ortadan kaldırılıyor. Taşeronda çalışanın can güvenliği ile kamuda çalışanların can güvenliği, ödenen primler, koşullar aynı değildir. Bu insanlara istediğin gibi iş yükü yükleyebilirsin. Bunun örneklerini yaşanan facialarda görüyoruz. Bu alanda da bu işin tabiatında olduğu için fazla iş yükü çalışanların sırtında olacak. Can taşıyan bu insanlar daha fazla olaylara sebebiyet verecek, bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. İş ehline teslim edilmeyecek. Adamı olan o ihaleyi almış olacak” dedi.

“DOKTORLAR DA TAŞERON OLACAK”
“Bu hiç olmayacağını düşündüğümüz bir özelleştirmeydi” diyen Çakmak, şoförler ve ambulanstan başlanan taşeronlaştırmanın ‘Bize hekim de yetmiyor’ denilerek sıranın hekimlere de geleceğini vurguladı. İkinci aşama olarak ambulansın içindeki hemşirelerin taşerona bağlanacağını işaret eden Çakmak, “Sağlıksız ve ehliyetsiz ellere sağlığımız teslim edilecek. Bunu yargıya taşıyacağız. 112'de başlatılan bu özelleştirme ATT, hekim, paramedik, sağlık memuru başta olmak üzere Türkiye geneline yayılacağına görüyoruz. Bunun önünü kesmemiz gerekiyor. Bu bir hamle, bu bir başlangıç. Acil önlem almamız gerekiyor” diye konuştu.

“KALİTE GÜVENCE ORTADAN KALKACAK”
Sağlık Bakanlığı'nın 5 ile 10 yılını doldurmuş ambulansların genelde hasta nakillerinde kullanılmaması yönünde bir kriteri olduğunu hatırlatan Çakmak, bu sınırın da ortadan kalkacağını belirterek şunları söyledi: “Çünkü hiçbir taşeron firma alacağı sıfır ambulansla bu hizmeti vermez. Maliyet hesabı yapacağından bunu kurtarmaz diye düşünecektir. Donanımsız ve külüstür ambulanslar hizmet verecektir. İlerleyen birkaç yılda da bu sınır tamamen kalkacak. Kalite ciddi anlamda düşecektir. En kötüsü bunlara sağlık çalışanı diyemeyeceğiz. Emir komuta, amir ilişkisi bozulacak. Çünkü hemşire ve doktor devlet memuru diğer çalışan taşeron olacak. Tamamen kaos. Firma adamı ile bakanlık personeli arasında çatışma yaşanacak.”