Piştov, Pala Efe veya Bilâl Oğlan... / Necdet SEVİNÇ
1 sayfadaki 1 sayfası
Piştov, Pala Efe veya Bilâl Oğlan... / Necdet SEVİNÇ
Piştov, Pala Efe veya Bilâl Oğlan...
Bu adam Türk Mûsîkisi’ni izbe meyhanelerde ucuz şaraplara meze olarak sunulan keman gıcırtısı mı zannediyor acaba? Yoksa apar - topar ekrana çıkarılıp topluma “sanatçı” olarak sunulan kenar mahalle yosmalarının ahlâka ve edebe meydan okuyan çığlıkları falan mı sanıyor veya Sulukule dilberlerinin ritmine ayak uydurup göbek attıkları şıkırdım şıkırdım havası mı?
Zihnen ele geçirildiği anlaşılan bu zavallı adama göre Mozart dinleyenler daha zeki olurmuş!
Yani adam gerizekâlı diyor bize!
Hani “pencerenin açıldığından, piştovun patladığından ve Bilal Oğlan’ın gene birini hakladığından” bahseden bir serhat türkümüz vardır ya, tiz o Bilal Oğlan’ı bulun bana! Veya Cevdet Çağla’nın pûselik şarkısını okumaya başlayın:
Sıyırıp kınından gümüş palayı
Tozu dumana katıver efem
Yârinin alnına kara çalanı
Dağlardan aşağı atıver efem!
Bilal Oğlan’ın ne yapacağı belli olmaz ama efe gelince; yalnız yârine iftira atan müfterilerle değil, mûsikisine kara çalan haramzâdelerle de “hasseten” ilgilenecektir!
Ben gene de Bilal Oğlan piştovu, efe palayı kapıp gelinceye kadar, hiç mûsiki dinlemediği anlaşılan bu zavallı adamcağıza ömrünün son demlerinde Hafız Postun rast yürük semaîsini sunmak istiyorum:
Gelse o şuh meclise, naz-ü tegafül eylese
Rengi hicab-ı gülşeni, meclisi gülgûn eylese
Bu adamlar Türk’ü – Türkmen’i ne sanıyorlar acaba?
Yahu senin Mozart dediğin adam bile, bizim mûsikimize hayrandır be!
Ne diyordu Yahya Kemal?
Diyordu ki:
Çok kimse adamaz eski musikimizden
Ki ondan anlamayan hiçbir şey anlamaz bizden!
Bizim musikimizi hor gören adamların bizden birşey anlamadıkları muhakkak da suç yalnız onların değil. Bu millete Tanzimat’tan itibaren öyle ağır darbeler vuruldu ve hâlen de öyle ağır darbeler vuruluyor ki, ayakta kaldığımıza şükretmek lâzım.
Ne yazık ki, Türk Musikisi’ne, Türk Tarihine, Türk Töresine, Türk Mitolojisine, hûlâsa Türklüğün bütün mefahirine saldırmayanlar ve yazılarında yabancı kelimeleri kullanmayanlar ve hatta Türkiye aleyhine konuşup yazmayanlar 200 yıldan beri aydın kabul edilmemiştir! Yani aydın olmak için Türk olmamak öğretilmiştir onlara.
* * *
Dikkat!
İhanetlerinden dolayı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın takibinden kaçıp, yabancı devletlere sığınan bazı işadamlarının çocukları, bazı servisler tarafından harekete geçirilmişlerdir. Bu servisler, bu adamlar vasıtasıyla 10 Nisan Pazar günü Girne’deki Koloni Otel’de bir akşam yemeği vereceklerdir. Yemeğe katılmak ücreti 1 milyar lira olarak tespit edilmiştir. Yemeğe katılmayanların da bu parayı mutlaka ödemeleri telkin edilmektedir. Yemeğe katılanlar takip edileceklerini ve riske gireceklerini bilmelidirler. Duyurulur.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 9 Nisan 2005
Bu adam Türk Mûsîkisi’ni izbe meyhanelerde ucuz şaraplara meze olarak sunulan keman gıcırtısı mı zannediyor acaba? Yoksa apar - topar ekrana çıkarılıp topluma “sanatçı” olarak sunulan kenar mahalle yosmalarının ahlâka ve edebe meydan okuyan çığlıkları falan mı sanıyor veya Sulukule dilberlerinin ritmine ayak uydurup göbek attıkları şıkırdım şıkırdım havası mı?
Zihnen ele geçirildiği anlaşılan bu zavallı adama göre Mozart dinleyenler daha zeki olurmuş!
Yani adam gerizekâlı diyor bize!
Hani “pencerenin açıldığından, piştovun patladığından ve Bilal Oğlan’ın gene birini hakladığından” bahseden bir serhat türkümüz vardır ya, tiz o Bilal Oğlan’ı bulun bana! Veya Cevdet Çağla’nın pûselik şarkısını okumaya başlayın:
Sıyırıp kınından gümüş palayı
Tozu dumana katıver efem
Yârinin alnına kara çalanı
Dağlardan aşağı atıver efem!
Bilal Oğlan’ın ne yapacağı belli olmaz ama efe gelince; yalnız yârine iftira atan müfterilerle değil, mûsikisine kara çalan haramzâdelerle de “hasseten” ilgilenecektir!
Ben gene de Bilal Oğlan piştovu, efe palayı kapıp gelinceye kadar, hiç mûsiki dinlemediği anlaşılan bu zavallı adamcağıza ömrünün son demlerinde Hafız Postun rast yürük semaîsini sunmak istiyorum:
Gelse o şuh meclise, naz-ü tegafül eylese
Rengi hicab-ı gülşeni, meclisi gülgûn eylese
Bu adamlar Türk’ü – Türkmen’i ne sanıyorlar acaba?
Yahu senin Mozart dediğin adam bile, bizim mûsikimize hayrandır be!
Ne diyordu Yahya Kemal?
Diyordu ki:
Çok kimse adamaz eski musikimizden
Ki ondan anlamayan hiçbir şey anlamaz bizden!
Bizim musikimizi hor gören adamların bizden birşey anlamadıkları muhakkak da suç yalnız onların değil. Bu millete Tanzimat’tan itibaren öyle ağır darbeler vuruldu ve hâlen de öyle ağır darbeler vuruluyor ki, ayakta kaldığımıza şükretmek lâzım.
Ne yazık ki, Türk Musikisi’ne, Türk Tarihine, Türk Töresine, Türk Mitolojisine, hûlâsa Türklüğün bütün mefahirine saldırmayanlar ve yazılarında yabancı kelimeleri kullanmayanlar ve hatta Türkiye aleyhine konuşup yazmayanlar 200 yıldan beri aydın kabul edilmemiştir! Yani aydın olmak için Türk olmamak öğretilmiştir onlara.
* * *
Dikkat!
İhanetlerinden dolayı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın takibinden kaçıp, yabancı devletlere sığınan bazı işadamlarının çocukları, bazı servisler tarafından harekete geçirilmişlerdir. Bu servisler, bu adamlar vasıtasıyla 10 Nisan Pazar günü Girne’deki Koloni Otel’de bir akşam yemeği vereceklerdir. Yemeğe katılmak ücreti 1 milyar lira olarak tespit edilmiştir. Yemeğe katılmayanların da bu parayı mutlaka ödemeleri telkin edilmektedir. Yemeğe katılanlar takip edileceklerini ve riske gireceklerini bilmelidirler. Duyurulur.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 9 Nisan 2005
Similar topics
» Eyy Türkoğlu! / Necdet SEVİNÇ
» “Onlar” / Necdet SEVİNÇ
» AB raporu ve gerçekler / Necdet SEVİNÇ
» Türk Ordusuna / Necdet SEVİNÇ
» Bursa Nutku / Necdet SEVİNÇ
» “Onlar” / Necdet SEVİNÇ
» AB raporu ve gerçekler / Necdet SEVİNÇ
» Türk Ordusuna / Necdet SEVİNÇ
» Bursa Nutku / Necdet SEVİNÇ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz