Kilis Vali’sinden İbrikli Çözüm(!)..

[Bilge/Tonyukuk]

Kilis’e Suriye’den roketatar atıldı. Düşmedi, direk hedef alınarak atıldı. Valiliğe 100 metre mesafeye, bir camiye düştü. Kente bugüne kadar bilinen(!) 45 roketatar atıldı. Bir zamanların alışveriş merkezi olan Kilis; Halep, Şam, Trablusgarp oldu. ABD’nin peşine takılıp, İsrail ve ABD çıkarları uğruna Anzak askeri olmayı kabullenen mandacı kafanın gideceği bir başka nokta zaten yoktur.

Obama ne BUYURDU?
Düzenli orduyla Suriye’ye girme ve Esad’ı devirme düşüncesi zaten saçmaymış(!)… Emevi Camisinde namaz kılmaya heveslenenler, şimdi Kilis camisinin bombalanmasını seyrediyor.
Suriye hedef alındığında asıl hedefin Türkiye olduğunu yazdık. Ne yazık ki gene haklı çıktık. Aslında bütün hedef İsrail adına Suriye’nin Kuzeyinde bir Kürt koridoru açmaktı. Ve PYD=PKK Suriye’nin Kuzeyine yerleşti. Yetmedi, İsrail+İngiltere+ABD ortak yapımı İŞİD’de yerleşti. Bir PKK’mız vardı. Şimdi çeşit çeşit terör örgütlerimiz var.
Kilis’e roketatar düşünce, bir tanıdığımı arayıp nasıl olduklarını sordum. “Roketatarın düştüğü meydandan iki dakika önce geçtim” dedi. Daha önce de annesi balkona çamaşır asarken, roketatar üstlerinden geçip patlamış. Okul ve hastaneler hedef alınıyormuş.
AKP’ye %60 oy veren Kilis halkı meydana dökülmüş, mevcut hükümete ve tepedeki sultana “gün yüzü görmedik küfürler” ediyormuş. Polis halka tomayla karşılık veriyormuş. Halk polise; “biz terörist değiliz” diye isyan ediyormuş.

Böyle mi olmalıydı? Bizler bugünleri yazarken, bizlere iftira ediyorsunuz diyordunuz. Başkasının kafasına bombalar düşerken uzaylı gibi bakanlar, kendi kafalarına roketatarlar düşünce mi putlarını kıracak? Putlarına sövecek? Yazık, çok yazık…
Tanıdığım arkadaş öyle bir şey söyledi ki, kanım dondu. Halk çözüm için Kilis Valisine gitmiş. Vali roketatarlara karşılık halka, İBRİK DAĞITMIŞ… Yanlış okumadınız;
İBRİK DAĞITMIŞ(!)..
Ve halka korunmak için “abdest alın” demiş.
İşte 21. Yüzyılda Türkiye’de bir vali…
2005 Yılıydı. AKP Ankara Telekom İl Müdürlüğünde Kablolu tv’nin başına İlahiyat mezunu bir kişiyi getirdi. Ben de; “herhalde kablolu sistem arızalanırsa, başında okusun diye atadılar” diyerek ironi yapmıştım. Aynı yıllarda, rüya gören ve rüyasını hükümete yazan bir vatandaşın rüya dilekçesi işleme konmuştu. Çapları o zaman ortaya çıkmıştı ama anlayana…
2006 yılına geldiğimizde Milliyetçi kalemler;
“Biz İranlaşıyoruz” diye yazı yazdı. Ben de;
“Hayır, biz İranlaşmıyoruz. Biz Afkanlaşıyoruz.” Diye yazdım. Evet, biz Vahhabileştik. Üretmeyen, tüketen Suud… Radikal terör örgütleri ile sarmaş-dolaş bir görüntü… Ortadoğu’da Amerika ve İsrail çıkarlarını ülke çıkarlarının üzerinde tutan bir anlayış... Bilimden uzaklaşan, bilimle barışık Maturidi anlayışımızı raydan çıkarıp, Evangelist Protostan İslamın garına soktular. Muta nikahı, israf, oğlancılık, yalan, talan, rüşvet, hırsızlık… 15 yılda bunlar oldu. Ahlak çöktü. Çökmeyen tek bir kurum kalmadı.
Ve akıllı bombaların, akıllı mermilerin kullanıldığı bir devirde, her tür silaha karşı, İBRİK DAĞITAN bir Valimiz oldu. Hayrını görün!!.
Bu durum ülkemizin içine düşürüldüğü hali millete anlatmıyor, anlatamıyorsa, daha kafamıza çok roketatar düşer.

Z. Uçar / 24.04.2016

Kaynak: http://tarafsizhaber.blogspot.com/2016/04/kilis-valisinden-ibrikli-cozum.html

[Bilge/Tonyukuk]

EMPERYALİZM KİLİS'TEN KAŞIMA YAPIYOR

Kilis'e hemen her gün katyuşa füzeleri, havan mermileri ateşleniyor. 66 km. ile 100 km. lik mesafelerden atılan füze - roketler şehir merkezindeki evlere, refüj ( orta kaldırım ) çalışması yürüten işçilerin üzerine, okullara isabet ediyor.

Ocak ayından bu yana Kilis'e atılan roket sayısı 45.
Bu patlamalarda ölenlerin sayısı ise 17.

Batı'nın organize ettiği Suriye iç savaşı, kendi kaynağından çıkarak Türkiye'ye iltihak ediyor.

900 km.lik Türkiye - Suriye sınır hattı tamamen belirsizleşirken, önceleri Şam'da, Humus'ta, Halep'te patlayan bombalar şimdi Kilis'te patlıyor.

1921'den çok mu farklı?

İngilizlerin Antep'i işgali yaklaşık 1 yıl sürdü.
1919 Eylül'ünde yapılan antlaşmayla İngilizler Musul üzerindeki "nezaret hakkı"ndan vazgeçtiler. Önce Suriye'yi,daha sonra da Antep,Urfa ve Maraş'ı boşalttılar. Sonrasında Fransız birlikleri 29 Ekim 1919'da Kilis'i,5 Kasım 1919'da da Antep'i işgal ettiler. İşgale katılan Fransız askerleri arasında,bölgeden daha önce göç eden Ermeniler de vardı.

Senaryo aynı değil mi?

Batılı emperyalistler 2003'te önce Irak'ı işgal etti. Musul ve Kerkük üzerinden bir kukla devlet kurarak Güney sınırımızın bir halkasını çevirdiler. Şimdi de Suriye'ye pençelerini sokan aynı küresel sırtlanlar, Irak'ın kuzeyindeki halkayı, Suriye üzerinden genişletmeye çalışıyorlar.
Irak ve Suriye'deki "bölgesel iç savaş" senaryosunu, Kilis / Gaziantep üzerinden, diğer illere taşımak asıl dertleri. Kilis alınırsa, Gaziantep alınırsa, Adana'yı ve Niğde'yi boş mu bırakacaklar sanıyorsunuz?

Kilis - Gaziantep'ten ateş altında olan illerimiz, sınırın "öte yanından" kuşatılırken, içerideki hainler Diyarbakır merkezli bölücü projelerini tatbik etmeye çalışıyorlar.

NUTUK'ta ne diyordu Atatürk? "Dışarıdan kuşatılan ve içeriden teslim alınmaya çalışılan Türkiye."

Fransızların kuşatmasına karşı , 11 aydan fazla süren direnişte, Fransız ordusu 70.000-80.000 kadar top mermisi ile şehri bombardımana tutması sonucu 8.000 bina harap oldu ve bir o kadar bina da hasar gördü. 6.000 üzerinde Türk (çoğu sivil) öldü.

Bombaların Gaziantep,Adana,İzmir'de şehir merkezine düşmesini beklemeyeceğiz değil mi?

Gaziantep'te gerçekleşen Şahinbey Savaşları,Karayılan, Savaşları,Akbaba Savaşları genetik hafızamızdaki yerini koruyor? Anasına tasallut eden işgalci Fransız subayına karşı koyan 12 yaşındaki Şehit Kamil'in kana boyanmış bedeni gözlerimizin önünde mi? Biz Milli Kurtuluş Savaşı'nı unutmadık. Emperyalistler de unutmadı. Geri geleceklerdi, geldiler. Onlara ikinci kez derslerini vermek için hazır olalım.