Açılımı Destekliyorum

[İlteriş Kağan]

Amerika ve Avrupa Birliği sevdasına; milli – manevi esaslarımız, değer, inanç, varlık ve menfaatlerimiz açılım pazarında. Son günlerin aktüel gündemi ise Kürt ve Ermeni açılımları; Hemen hemen herkes konuşuyor. Konuşmayan, tartışmayan, yazmayan neredeyse yok gibi. Hani bir zamanlar Kıbrıs’ta Türk varlığının yok edilmesine feryadı figan edenlere söylenmişti ya; “Ağzı olan konuşuyor!” diye, tam da öyle. İstenildiği gibi. Hazmettirmekle görevli özel beslemeler, güdümlüler her gün gazeteler de, televizyonlar da büyük gayret ve çaba içerisindeler. Karakterleri gereği işlerini yapıyorlar. Geçim kaynaklarını, rızklarını temin için hayatları boyunca ya açılım istediler ya da açılımcılardan el aldılar. Bir zamanlar Sovyetler Birliği, Çin, Yugoslavya, Arnavutluk, Küba’nın ya da Suudi Arabistan’ın, İran’ın rejimine sevdalarından açılım isteyen komünist, marksist, sosyalist, mücahid, şeriatçı, cemaatçi ve bilumum bölücülerin bugün tabiatları gereği hızlı Kürt ve Ermeni açılımcısı kesilmelerindeki gerçek niyetlerini iyi anlamak lazım. Aslında onlar açısından değişen pek bir şey yok. Bugünün hümanisti, liboşu, ılımlı İslamcısı, diyalogcusu o günlerde de vatanın, milletin, devletin egemenliği, dilin tekliği ve birliği konusunda farklı düşünmüyorlardı. Hep Türk milletinin, vatanının, devletinin, dilinin ve egemenliğinin karşısında oldular.



Şu an Kürt açılımını destekleyen Avrupa ve bütün dünya ülkeleri aslında doğal gaz hatlarının bu bölgeden geçmesinden dolayı güvenli bir bölge yaratma derdindeler. Ve bu güvenli bölgenin muhtemelen hiç bir devletin sorumluluğunda olmayan özerk bir bölge olması planlanmaktadır. Bu planın bir parçası da gündemimize yine düşen Ermeni açılımıdır. Ermeni-Kürt ortak yapımı bu açılımla ilgili nedense hala bizlere bilgi verilmedi. Kuyuya bir taş atıldı ama bizler bu taşı hala çıkaramadık. Gündemi sürekli meşgul ettiler. Şu an halkın nabzının yavaşlamasını bekliyorlar. Bu politika da bilinçli. Eğer bu işi bir anda öne sürselerdi, tepki anlık bir olay olduğundan vahim sonuçlar yaratırdı. Şimdi ise tepkilerin şiddeti düştü ama ortalığın biraz daha sakinleşmesi bekleniyor.



Yapılmak istenilen çok tehlikelidir. Hedefte devletimiz var. Etnik ve mezhep asabiyeti gibi tuzaklarla milli devlete, milli devlet fikrine savaş açılmıştır.



Ben devletim, devlet oldum demekle olunmuyor DEVLET. Yani her isteyene buyur devlet ol ya da kur demezler. Bahşedilmezde. Düğünle dernekle hiç olunmaz. Biliyorum kanı, canı, kahramanı, lideri, namusu, şerefi, hürriyeti, istiklali, ülküyü yani nasıl devlet olunuru hayatını bu değerlere adayan sizlere anlatmaya gerek yok. Anlatmayacağım ama ola ki insaf sahibi birinin gözüne çarpar, geçmişte olduğu gibi sonlarının hayal kırıklığı, hüsran olduğunu görür, Türk milletinin ihanet lokmalarını hazmetmediğini hatırlarlar ve beyhude hülyalardan vazgeçerler.



Kandır, candır, sudur, havadır, namustur, şereftir DEVLET. Birlik – bütünlüktür, güvenliktir, tokluktur, mutluluktur. Gayet tabi eşrefi mahlûkat olmak için şarttır DEVLET ve DEVLETLİ olmak.



Kim kendini nereye kor, ne görür, bu değerler onun için önemli mi, lazım mı değil mi kendi bilir.



Biz istiklali ve hürriyeti canından aziz bilen namuslu, şerefli, manevi değerlerle mücehhez ülkü sahiplerini esas alıyoruz. Çünkü onlar için kutludur DEVLET.



“Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda.” Dedelerimiz, babalarımız, analarımız, bacılarımız, evlatlarımız işte o şüheda. Ne güçlüklere, yokluklara, acılara katlandılar bize bu cennet vatanı bırakabilmek, güçlü bir devlet var edebilmek için.



Unutmayalım, unutturmayalım! Açılıma saçılıma feda etmeyelim.



Evet, Ülkemizin açılıma ihtiyacı yok mu? Elbette var. Hem de acilen ve her zamankinden daha fazla. Ama açılım bu devleti milleti yok etmek için yapılmamalı.



Açılım yapacaksınız buyurun;



Yolsuzluğu, usulsüzlüğü, haksızlığı, adaletsizliği, ahlaksızlığı ortadan kaldırmak için açılım yapalım.



Ülkemizin, devletimizin ahlaki özellikleri en üst seviyede, nitelikli insanlar tarafından yönetilmesi için açılım yapalım.



Hırsızlığı, fakirliği ve kanunsuzluğu ortadan kaldırmak için açılım yapalım.



Ahlaklı davranışı istisna, ahlaksızlığı kural haline getirenlerle mücadele için açılım yapalım.



Özel amaç ve çıkarlara değil, toplum refahına ve çıkarlarına hizmet için açılım yapalım.





Hainleri, hırsızları koruyan dokunulmazlık zırhına karşı açılım yapalım.



Sosyal adaleti sağlamak için açılım yapalım.



Nefsinize hoş gelmese de, doğru teşhis yaparsanız, inanın ki hiç mesele kalmayacak.


yazar Mustafa KESKİN