Ülkücü Hareketin Efsane İsimleri 'HAYIR' Diyor (Sadi Somuncuoğlu)
1 sayfadaki 1 sayfası
Ülkücü Hareketin Efsane İsimleri 'HAYIR' Diyor (Sadi Somuncuoğlu)
AKP iktidarına yakın medya kuruluşları, 12 Eylül'de MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasından yargılanarak cezaevlerine gönderilen kişiler üzerinden “Evet” propagandası yapmaya devam ediyor...
Gazete5, Ülkücü Hareket’in sembol haline gelmiş isimlerle “Referandum”u konuşmaya devam ediyor.
1967 yılında girdiği MHP’de, Gençlik Kolları Genel Başkanlığı Genel İdare Kurulu üyeliği ve MHP Genel Başkan Yardımcılığı yapan Devlet eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından tutuklanarak MHP davasında idamla yargılandı. 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Somuncuoğlu da referanduma açıkça “HAYIR” dediğini söyledi.
Türkiye’nin, devletin kuruluş esaslarını yıkacak bir yola girmemesi gerektiğini söyleyen Somuncuoğlu vatanını, milletini düşünen şuurlu vatandaşların referanduma “Hayır” diyeceğini belirtti. Sadi Somuncuoğlu, ‘Hayır’ kararının gerekçesini şu sözlerle açıkladı:
“Demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi yargının bağımsızlığı devlet ve millet için vazgeçilmez bir temel ilkedir. 12 Eylül referandumundan eğer ‘Evet’ çıkarsa, HSYK, ve Anayasa Mahkemesi yürütmenin kontrolüne geçecektir. Artık yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları başta olmak üzere toplumun huzur ve refahını temin eden ilkeler tehdit altına giriyor demektir. Bu aşamada, mahalli mahkemelerin bile iktidar mensuplarının ve hatta il, ilçe yöneticilerinin keyfi muamelelerine maruz kalabileceğinin herkes tarafından düşünülmesi gerekmektedir.”
TÜRK MİLLETİ İÇİN VAHİM SONUÇLAR DOĞURUR
Türk milletinin bin yıllık egemenliğinin “paylaştırılmak” istendiğini belirten Somuncuoğlu, “Adalet Bakanının temsil edeceği HSYK ile yürütmenin kontrolüne geçecek olursa Anayasa Mahkemesi’nin nasıl işleyeceğini düşünün. Bağımsız yargıdan, hukukun üstünlüğünden, demokrasiden, insan temel hak ve özgürlüklerinden ne kadar bahsedebilir? Daha da vahimi, etnik-ırkçı bir ortak rejime geçiş için, devletin ve milletin kimliğini değiştireceğini açıkça söyleyenlerin, Türk Milletinin bin yıllık egemenliğini ne hale getireceği belli değil mi? Başbakan bunu ‘açılım’ için yaptığını söylüyor. Bundan sonra Anayasa maddelerinin değiştirileceğini belirtiyor. Bu Türk milleti için en vahim sonuç olur. O bakımdan kesinlikle bu referanduma ‘evet’ denilemez” diye konuştu. Somuncuoğlu, “Başbakan, egemenliğin bir millete aidiyetini gösteren milli kimlik yerine, milletin bir unsuru olan coğrafyaya aidiyetini gösteren “Türkiye vatandaşlığını koyacağını söylüyor. Coğrafya üst kimlik olursa, bunun altına birden çok ulusu yerleştirebilirsiniz. Artık, bir millete ait olan bin yıllık egemenlik paylaşılabilir. Eski Yugoslavya, şimdiki Irak ve fiilen bölünmüş olan Belçika gibi. Dünyamızda, bu birkaç istisnanın dışında bütün egemenlikler; bir millet-bir devlet- eşit vatandaş esasına göre inşa edilmiştir. Bunun için egemenlik paylaşılamaz” dedi.
EVET DİYEN ŞAHISLARIN İKTİDARLA BİR TAKIM İŞLERİ OLABİLİR
AKP’nin MHP tabanında “oy avcılığına” çıkması ve ülkücüler adına açıklama yapan bazı isimlerin referandumda “Evet” oyu vereceklerini duyurması ile ilgili olarak “Bunların uç noktada, marjinal seviyede bir takım kişiler olduğunu düşünüyorum” yorumunu yapan Somuncuoğlu, şöyle devam etti:
“Bu insanların demek ki bu iktidarla bir takım ilişkileri var. Ona göre hareket ediyorlar. Edebilirler. Ancak ülkücülüğü, Türk milliyetçiliğini buna karıştırmamalılar. Açıklamalarını, şahısları adına yapsınlar. Ama bu şanlı mücadelemizi, Türk milliyetçiliğinin baş eğmez karakterini bu işe dahil etmesinler. Kendi adıma, bu tarz açıklamaları şiddetle kınıyorum.”
AKP’NİN İSTİSMAR ETMEYECEĞİ DEĞER YOK!
AKP iktidarının Türkiye’nin gördüğü hiçbir iktidara benzemeyen bir çok karaktere sahip olduğunu söyleyen Somuncuoğlu, “Bu iktidarın istismar edemeyeceği hiçbir değer yok” dedi. AKP’nin iktidara geldiği dönemde ‘Referansım İslam’ dediğini, daha sonra referansının ‘demokrasi’ye dönüştüğünü anlatan Devlet eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu, şunları kaydetti:
“AKP, bu iki değeri de, özgürlükleri de sömürüyor. Fakat Türkiye’de bugün demokrasi ve özgürlük hakim kitle için yok. Bugün herkes kendi evinde bile korku içinde yaşıyor. Kendi ailesi ile yaptığı telefon konuşmalarının bile bir şekilde yayınlanmasından endişe ediyor. 73 milyon da dinlendiği kanaatinde. Böyle bir ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi? Ama PKK ve bölücüler için özgürlük ve demokrasi adı altında her türlü alanı serbestleştirmenin adı demokrasi olmuştur. Türk milleti için demokraside geriye gidiş vardır. Hukuk devletinde adeta bir yıkım vardır. Dolayısıyla egemenliğimiz tehdit altındadır.”
HESAPLAŞMA SÖZ KONUSU BİLE OLMAYACAK
12 Eylül ile hesaplaşma söyleminin de “istismar” olduğunu kaydeden Somuncuoğlu, “Bu iktidar, hesaplaşmanın önünü açabilecek 15. Maddeyi bu güne kadar kaldırmamış, şimdi kaldırıyor. Ancak hukuki bir gerçek var. Bu madde, referanduma ‘evet’ denildiği taktirde, 12 Eylül 2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve bu tarihten sonrası için geçerli olacak. Geriye doğru bir uygulama söz konusu değil. Bu hukukun genel kurallarına aykırı. Dolayısıyla 12 Eylül 1980’den itibaren geçerli olacağı yönünde bir ifade eklenmiş olsaydı, ‘hesaplaşma’ söyleminin de bir anlamı olurdu. Böyle bir hesaplaşma olmayacağı apaçık ortada. Bu söylem ancak ve ancak, kendisini aldatmak isteyenler için anlam ifade ediyor” dedi.
Somuncuoğlu, “Açık konuşacak olursak bu referandum, ‘Darbe anayasası’ ile değil, milli devletle, bir millete ait olan egemenlikle hesaplaşma referandumudur” diye konuştu.
Gazete5.com / Selda Öztürk Kay
Gazete5, Ülkücü Hareket’in sembol haline gelmiş isimlerle “Referandum”u konuşmaya devam ediyor.
1967 yılında girdiği MHP’de, Gençlik Kolları Genel Başkanlığı Genel İdare Kurulu üyeliği ve MHP Genel Başkan Yardımcılığı yapan Devlet eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından tutuklanarak MHP davasında idamla yargılandı. 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Somuncuoğlu da referanduma açıkça “HAYIR” dediğini söyledi.
Türkiye’nin, devletin kuruluş esaslarını yıkacak bir yola girmemesi gerektiğini söyleyen Somuncuoğlu vatanını, milletini düşünen şuurlu vatandaşların referanduma “Hayır” diyeceğini belirtti. Sadi Somuncuoğlu, ‘Hayır’ kararının gerekçesini şu sözlerle açıkladı:
“Demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi yargının bağımsızlığı devlet ve millet için vazgeçilmez bir temel ilkedir. 12 Eylül referandumundan eğer ‘Evet’ çıkarsa, HSYK, ve Anayasa Mahkemesi yürütmenin kontrolüne geçecektir. Artık yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları başta olmak üzere toplumun huzur ve refahını temin eden ilkeler tehdit altına giriyor demektir. Bu aşamada, mahalli mahkemelerin bile iktidar mensuplarının ve hatta il, ilçe yöneticilerinin keyfi muamelelerine maruz kalabileceğinin herkes tarafından düşünülmesi gerekmektedir.”
TÜRK MİLLETİ İÇİN VAHİM SONUÇLAR DOĞURUR
Türk milletinin bin yıllık egemenliğinin “paylaştırılmak” istendiğini belirten Somuncuoğlu, “Adalet Bakanının temsil edeceği HSYK ile yürütmenin kontrolüne geçecek olursa Anayasa Mahkemesi’nin nasıl işleyeceğini düşünün. Bağımsız yargıdan, hukukun üstünlüğünden, demokrasiden, insan temel hak ve özgürlüklerinden ne kadar bahsedebilir? Daha da vahimi, etnik-ırkçı bir ortak rejime geçiş için, devletin ve milletin kimliğini değiştireceğini açıkça söyleyenlerin, Türk Milletinin bin yıllık egemenliğini ne hale getireceği belli değil mi? Başbakan bunu ‘açılım’ için yaptığını söylüyor. Bundan sonra Anayasa maddelerinin değiştirileceğini belirtiyor. Bu Türk milleti için en vahim sonuç olur. O bakımdan kesinlikle bu referanduma ‘evet’ denilemez” diye konuştu. Somuncuoğlu, “Başbakan, egemenliğin bir millete aidiyetini gösteren milli kimlik yerine, milletin bir unsuru olan coğrafyaya aidiyetini gösteren “Türkiye vatandaşlığını koyacağını söylüyor. Coğrafya üst kimlik olursa, bunun altına birden çok ulusu yerleştirebilirsiniz. Artık, bir millete ait olan bin yıllık egemenlik paylaşılabilir. Eski Yugoslavya, şimdiki Irak ve fiilen bölünmüş olan Belçika gibi. Dünyamızda, bu birkaç istisnanın dışında bütün egemenlikler; bir millet-bir devlet- eşit vatandaş esasına göre inşa edilmiştir. Bunun için egemenlik paylaşılamaz” dedi.
EVET DİYEN ŞAHISLARIN İKTİDARLA BİR TAKIM İŞLERİ OLABİLİR
AKP’nin MHP tabanında “oy avcılığına” çıkması ve ülkücüler adına açıklama yapan bazı isimlerin referandumda “Evet” oyu vereceklerini duyurması ile ilgili olarak “Bunların uç noktada, marjinal seviyede bir takım kişiler olduğunu düşünüyorum” yorumunu yapan Somuncuoğlu, şöyle devam etti:
“Bu insanların demek ki bu iktidarla bir takım ilişkileri var. Ona göre hareket ediyorlar. Edebilirler. Ancak ülkücülüğü, Türk milliyetçiliğini buna karıştırmamalılar. Açıklamalarını, şahısları adına yapsınlar. Ama bu şanlı mücadelemizi, Türk milliyetçiliğinin baş eğmez karakterini bu işe dahil etmesinler. Kendi adıma, bu tarz açıklamaları şiddetle kınıyorum.”
AKP’NİN İSTİSMAR ETMEYECEĞİ DEĞER YOK!
AKP iktidarının Türkiye’nin gördüğü hiçbir iktidara benzemeyen bir çok karaktere sahip olduğunu söyleyen Somuncuoğlu, “Bu iktidarın istismar edemeyeceği hiçbir değer yok” dedi. AKP’nin iktidara geldiği dönemde ‘Referansım İslam’ dediğini, daha sonra referansının ‘demokrasi’ye dönüştüğünü anlatan Devlet eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu, şunları kaydetti:
“AKP, bu iki değeri de, özgürlükleri de sömürüyor. Fakat Türkiye’de bugün demokrasi ve özgürlük hakim kitle için yok. Bugün herkes kendi evinde bile korku içinde yaşıyor. Kendi ailesi ile yaptığı telefon konuşmalarının bile bir şekilde yayınlanmasından endişe ediyor. 73 milyon da dinlendiği kanaatinde. Böyle bir ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi? Ama PKK ve bölücüler için özgürlük ve demokrasi adı altında her türlü alanı serbestleştirmenin adı demokrasi olmuştur. Türk milleti için demokraside geriye gidiş vardır. Hukuk devletinde adeta bir yıkım vardır. Dolayısıyla egemenliğimiz tehdit altındadır.”
HESAPLAŞMA SÖZ KONUSU BİLE OLMAYACAK
12 Eylül ile hesaplaşma söyleminin de “istismar” olduğunu kaydeden Somuncuoğlu, “Bu iktidar, hesaplaşmanın önünü açabilecek 15. Maddeyi bu güne kadar kaldırmamış, şimdi kaldırıyor. Ancak hukuki bir gerçek var. Bu madde, referanduma ‘evet’ denildiği taktirde, 12 Eylül 2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve bu tarihten sonrası için geçerli olacak. Geriye doğru bir uygulama söz konusu değil. Bu hukukun genel kurallarına aykırı. Dolayısıyla 12 Eylül 1980’den itibaren geçerli olacağı yönünde bir ifade eklenmiş olsaydı, ‘hesaplaşma’ söyleminin de bir anlamı olurdu. Böyle bir hesaplaşma olmayacağı apaçık ortada. Bu söylem ancak ve ancak, kendisini aldatmak isteyenler için anlam ifade ediyor” dedi.
Somuncuoğlu, “Açık konuşacak olursak bu referandum, ‘Darbe anayasası’ ile değil, milli devletle, bir millete ait olan egemenlikle hesaplaşma referandumudur” diye konuştu.
Gazete5.com / Selda Öztürk Kay
erzurumlu25- .::Tengri::.
-
Yaş : 45
Cinsiyet :
Nerden : Erzurum
Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: : 757
Üyelik Tarihi : 29/12/09
Similar topics
» Ülkücü Hareketin Efsane İsimleri 'HAYIR' Diyor (Yılma Durak)
» AKP’ye oy verenler pakete ‘hayır’ diyor
» Türkiye'yi Türksüzleştirme Projesine ÜLKÜCÜLER HAYIR diyor
» Şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun çile arkadaşı 'HAYIR' diyor
» Ülkücü Geçinenlerin Partisinde Bir Ülkücü Katili ...
» AKP’ye oy verenler pakete ‘hayır’ diyor
» Türkiye'yi Türksüzleştirme Projesine ÜLKÜCÜLER HAYIR diyor
» Şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun çile arkadaşı 'HAYIR' diyor
» Ülkücü Geçinenlerin Partisinde Bir Ülkücü Katili ...
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz