Malazgirt ve akdamar
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Genel Türk Tarih :: Büyük Türk Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
Malazgirt ve akdamar
1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'nin yapıldığı Malazgirt bölgesi ile Van'ın Akdamar Kilesesinin bulunduğu yer birbirlerine çok yakın. Karlı Süphan dağının bir yüzü Malazgirt'e bakar, diğer yüzü ise Van Gölü'ne ve akdamar'a bakar.
1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nin yapıldığı Malazgirt bölgesi ile Van’ın Akdamar Kilesesinin bulunduğu yer birbirlerine çok yakın. Karlı Süphan dağının bir yüzü Malazgirt’e bakar, diğer yüzü ise Van Gölü’ne ve akdamar’a bakar.
1071’de Sultan Alparslan’ın Cuma Namazı kılarak Romen Diyojen’in saldırısını önlemek için başlattığı savaş zaferle sonuçları ve Anadolu’nun kapısı Türklere ebedi olarak açılır. Sultan Alparslan’ın beyaz elbiseler giyerek Cuma namazı kılıp askerlerine yaptı o muhteşem konuşma tarihimizin şeref sayfasıdır.
Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı o tarihi caminin bulunduğu yerdeki bölgeye en son Sultan Abdülhamit Han'ın emriyle Hamidiye cami yapılmıştır. Gazeteci ve belgeselci olarak bugün bu caminin bulunduğu yerde ahırlar ve tavuk kümesi bulunduğuna şahitlik ettik.. Vakıflar Müdürlüğünde bulunun bu bölge tarihi camiye aittir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Caminin bulunduğu bölgede çektiğimiz belgesel görüntüleri tüm Tv ve medya kanallarını haber kanallarına geçtik. Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı camiye hiç önem vermezken Ak damar kilisesinin restore edilerek Ermenilerin ibadet yapması için hazır hale getirilmesi tarihimize karşı vefasızlığın bir belgesidir.
Bu köşeden ve TV erkânlarından başta cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül olmak üzere tüm ilgilileri ve yetkilileri tarihi göreve davet ediyoruz. Akdamar kilisenin verilen önemin Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te Cuma namazı kıldığı camiyi de verilmesini ve bu caminin en kısa sürede yapılarak Sultan Alparslan cami olarak ibadete açılmasını bekliyoruz. Bu konuda mücadele ve çalışmamız Belgesel yayıncılık, Devr-i Alem belgesel TV programı ve Devr-i Âlem dergisi ve Gebze Gazetesi olarak devam edecek ve Sultan Alparslan caminin yapılıncaya kadar bu kampanyamız devam edecek.
Akdamar Kilisesinde bu hafta sonu ayin var
Van’da müzeye dönüştürülen eski kilise, Pazar günü, Ortodoks Ermeni cemaatince düzenlenecek ayine, ev sahipliği yapacak. Ayine, yurt içinden ve dışından çok sayıda kişinin gelmesi bekleniyor. Van’daki Akdamar Adası’nda yoğun bir çalışma var. Müzeye dönüştürülen eski kilise, 115 yıl aradan sonra Ortodoks Ermenilerin katılacağı ayine ev sahipliği yapacak.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Adada bir süreden beri devam eden yenileme çalışmalarıyla eski kilisenin içi ve dışı ilk günkü yapısına kavuştu. Elektriğin olmadığı Akdamar Adası, güneş enerjisiyle aydınlatıldı.
Ayin için bir haçın da geçici olarak müzeye yerleştirileceği belirtildi. 19 Eylül Pazar günü yapılacak ayin için Van’a, çok sayıda Ortodoks Ermeni’nin gelmesi bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 915-921 yılları arasında Van Gölü üzerindeki küçük bir adada inşa edilen eski kilisenin, yılda bir kez ayine açılmasına izin vermişti.
Malazgirt’le ilgili gezi notumuz sitesinde geniş yer verildi. 2006 yılındı Gebze Gazetesi ve Devr_i Âlem olarak Malazgirt ve Ahlât’ta belgesel çekimleri yaptığımızda Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı caminin perişanlığını tespit etmiştik. Büyük ilgi gördü ve halen bu gezi notumuz
Ayrıca bu bölgede çektiğimiz görüntüleri de [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adresinden videolarda izleyebilirsiniz.
Malazgirt'in Zaferler Tarihimizdeki Yeri ve Önemi ‘2006 yılı Gebze Gazetesi)
Ağustos ayı Türk tarihine zaferler ayı olarak geçmiştir. 26 Ağustos 1071 Türk tarihi için dönüm noktasıdır. Muş gezisinde asıl amacımız Malazgirt'e gitmek. Süphan dağı eteğinde çiçekler içindeki ovayı geçerek Malazgirt'e geliyoruz. Kale kapısından içeri girdiğimizde kendimizi ayrı bir dünyada hissediyoruz. Malazgirt’le ilgili yeterli bilgi yok. Sadece Ağustos ayında bir güne sığdırdığımız Malazgirt zaferi ile ilgili bölgede araştırma yapacağız.
1071 yılında Malazgirt Ovası’nda kazanılan zaferi ile Anadolu’da Türk tarihini başlatan ilimiz. Bir avuç Selçuklu ordusunun başında bulunan Alparslan ile Bizans komutanı Romen Diogenes Orduları bu ovada karşı karşıya geldi. 30.000 kişilik Türk ordusuna karşılık 100 Bin kişilik bir Bizans ordusu.
Sultan Alparslan'ın Tarihi Konuşması
26 Ağustos sabahı Alparslan Silahlarını kuşandı ve Cuma namazını kıldı ve yiğitlerine şöyle seslendi: "Askerlerimi biz ne kadar az olursak olalım, düşman ne kadar çok olursa olsun taarruz edeceğiz. Şu anda bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettiklerini unutmayın. Aranızda ayrılmak isteyen varsa hemen ayrılsın. İşte ben şehitlik kefenimi giydim. Allahtan dileğim zafer
bizim olsun."
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ve Malazgirt Ovası toz bulut oldu akşama doğru büyük bir zafer Müslümanların oluyordu. Anadolu kapıları Türklere açılmıştı. Yepyeni bir vatana açılan kapıydı bu. Bu gün bu ova şöyle bir baksanız size savaşı anlatır. O muhteşem savaşı..
Sultan Alparslan'ın Cuma Namazı Kıldığı Caminin yerine Ahır Yapılmış
Malazgirt’de önce Sultan Alparslan'ın 26 Ağustos günü Cuma namazı kıldığı o tarihi camiyi araştırıyoruz. Rehberimiz bizi Malazgirt Danişment Gazi mahallesinde cadde üzerinde çöplük haline getirilmiş harap halindeki bir yere getiriyor. Halkını Hamidiye Camisi olarak bildiği Sultan Alparslan'ın 26 Ağustos 1071'de Cuma namazı kıldığı İbrahim Paşa Cami’sinin olduğu yerin durumu içimizi sızlatıyor.
Cami yıkılmış ve sadece teme taşları kalmış. Cami arsası çöplük haline getirilmiş. Cami arsası üzerine tavuk kümesi ve ahır yapılmış. 26 Ağustos 1071 tarihinde Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı bu tarihi caminin perişan hali tarihi bir ayıp. Van Akdamar Ermeni kilisesine para bulup tamir eden, Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı Bu tarihi camiye neden sahip çıkmıyor? Bu ayıp sadece devlet yetkililerinin değil hepimize ait bu tarihi cami ile ilgili ilk defa bu bölgeye gelip araştırma yapan ve belgesel çeken gazeteci biziz. Akdamar kilisesi ile ilgili yüzlerce haber yapan TRT bu bölgeye neden ilgi göstermiyor? Malazgirt Müftülüğünden tarihi cami ile ilgili bilgi ve belge alıyoruz. Cami'nin tamiri için müftülük Devlet Bakanlığı, vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yazılan resmi yazılar önemli bilgiler içeriyor. 24 Ocak 2004 tarihinde yazılan resmi yazı, cami'nin vakıf senedi ve tapu kayıtlarının fotokopilerini alıyoruz. Cami'nin perişan hali tarihimize karşı vefasızlığımızın bir belgesi gibi duruyordu.
Malazgirt Zaferi'ne neden Akdamar kadar önem vermiyoruz?
Malazgirt Kaymakamı ve Belediye Başkanını ziyaret ediyoruz. Her iki yetkili bölgede işsizliğin çok yüksek olduğunu söylüyor. Yılda sadece bir gün hatırladığımız Malazgirt'in sürekli gündemde olmasını isteyen halk yetkililerden şikâyetçi. Tarihi kaymakamlık binasından, Malazgirt kalesine gidiyoruz. Malazgirt şehri kaleden çok güzel gözüküyor.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tarihimizin kilometre taşı Malazgirt’i gezmeye devam ediyoruz. Biz Akdamar kilisesine verdiğimiz önem kadar gerek Çaldıran ve gerekse Malazgirt Zaferi’ne önem vermesekte bu iki zafer tarihimiz için çok önemli.
Malazgirt Zaferi Tarihimiz için neden önemli?
Türklere Anadolu’yu kazandıran, Selçuklu-Bizans Savaşı, Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri arasında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadolu’da Malazgirt Ovasında meydana geldi. Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir. Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce, Anadolu içlerine gazâ akınları tertip ettiler. Bu akınlarda, Anadolu’nun, Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi. Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi, zalimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, bölge halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı. Doğu hududundaki hadiseleri dikkatle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için tedbir almaya başladılar. Bizans’ın ancak meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadolu’da hâkimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muamelesi, yerli ahalinin Türklerin idaresini tercih etmelerini daha da kolaylaştırdı.
Malazgirt'de Mağlup Olan Bizans
İmparatoru Romen Diyojen kimdir?
Bizans İmparatoru Romans Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi. Fakat hanedan mensubu değildi. Askerlik bilgisi, tecrübe ve cesareti, dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxie’nin dikkatini çektiğinden, diğer aday ve teklifleri reddederek, 1068’de Diyojen’i tercih etmesine sebep oldu. Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine asiller, iktidara karşı cephe aldılar. Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen, zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip, Bizans’ın doğu hududundaki hadiseleri de dikkatle takip ettirdi. Ani ve Kars’ı zapt ederek Ani’nin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı, tahta çıkışından, 1071 yılına kadar her yıl sefere çıktı. 1068’de Pozantı’ya, 1069’da Palu’ya kadar geldi. 1070’te de Kayseri’ye ordu gönderdi. Bu seferlerle, Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp, disiplinli olması sağlandı.
Selçuklu akınlarının Ege Denizine, Marmara’ya kadar uzanması ve 1071’de Şiî-Fatımi Devletinin, İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için tehlike arz etmesi üzerine, Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı, Suriye’de bulunuyordu. Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen, doğuya hareket etti. Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: “Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir. Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız. Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum.”
Romen Diyojen 200 Bin Askerle 13 Mart 1071'de İstanbul'dan yola çıkıyor.
Romen Diyojen, 13 Mart 1071’de İstanbul’dan 200 000’den ziyade Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumeli’de yaşayan İslâm dinini kabul etmemiş Peçenek ve Uz Türklerinden de ücretli asker alarak Anadolu’ya geçti. Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen, Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu. Sivas’a gelen Diyojen, bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini, toptan öldürttü. Ermenilerin mallarını askerlerine yağma ettirdi. Sivas’tan hareket etmeden önce, generalleri ile harp meclisi kurdu. Bu harp meclisinde, muharebenin, alınacak karar, plan ve hedefi tayin edilecekti. Gerçi Diyojen’in plan ve hedefi kafasında çizilmişti. Bu, Türklerin Anadolu’ya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı. İran’ın içlerine ilerleyecek, Türkleri daha da doğuya sürecek, başşehirlerini zapt edecekti. İmparator, yalnız Anadolu’yu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek değil, bütün İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti. Horasan, Rey, Irak-ı Acem ve Arap, Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hatta vaad etmişti. İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu. Harp meclisinde, generallerden, takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin, ortaya konmasını istedi. Anadolu'nun kaderini değiştirecek Malazgirt zaferi için her iki taraf çok ciddi çalışma yapıyor. İşte bu tarihi savaşın yaşandığı yerde bulunmak gerçekten çok önemli ve heyecan verici. Şanlı Zaferden 935 yıl sonra Malazgirt'de araştırma yapıp belgesel çekerek tarihe ve zamana not düşüyoruz.
MALAZGİRT'e AKDAMAR kadar neden önem verilmiyor? Videoyu izleyiniz...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nin yapıldığı Malazgirt bölgesi ile Van’ın Akdamar Kilesesinin bulunduğu yer birbirlerine çok yakın. Karlı Süphan dağının bir yüzü Malazgirt’e bakar, diğer yüzü ise Van Gölü’ne ve akdamar’a bakar.
1071’de Sultan Alparslan’ın Cuma Namazı kılarak Romen Diyojen’in saldırısını önlemek için başlattığı savaş zaferle sonuçları ve Anadolu’nun kapısı Türklere ebedi olarak açılır. Sultan Alparslan’ın beyaz elbiseler giyerek Cuma namazı kılıp askerlerine yaptı o muhteşem konuşma tarihimizin şeref sayfasıdır.
Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı o tarihi caminin bulunduğu yerdeki bölgeye en son Sultan Abdülhamit Han'ın emriyle Hamidiye cami yapılmıştır. Gazeteci ve belgeselci olarak bugün bu caminin bulunduğu yerde ahırlar ve tavuk kümesi bulunduğuna şahitlik ettik.. Vakıflar Müdürlüğünde bulunun bu bölge tarihi camiye aittir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Caminin bulunduğu bölgede çektiğimiz belgesel görüntüleri tüm Tv ve medya kanallarını haber kanallarına geçtik. Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı camiye hiç önem vermezken Ak damar kilisesinin restore edilerek Ermenilerin ibadet yapması için hazır hale getirilmesi tarihimize karşı vefasızlığın bir belgesidir.
Bu köşeden ve TV erkânlarından başta cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül olmak üzere tüm ilgilileri ve yetkilileri tarihi göreve davet ediyoruz. Akdamar kilisenin verilen önemin Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te Cuma namazı kıldığı camiyi de verilmesini ve bu caminin en kısa sürede yapılarak Sultan Alparslan cami olarak ibadete açılmasını bekliyoruz. Bu konuda mücadele ve çalışmamız Belgesel yayıncılık, Devr-i Alem belgesel TV programı ve Devr-i Âlem dergisi ve Gebze Gazetesi olarak devam edecek ve Sultan Alparslan caminin yapılıncaya kadar bu kampanyamız devam edecek.
Akdamar Kilisesinde bu hafta sonu ayin var
Van’da müzeye dönüştürülen eski kilise, Pazar günü, Ortodoks Ermeni cemaatince düzenlenecek ayine, ev sahipliği yapacak. Ayine, yurt içinden ve dışından çok sayıda kişinin gelmesi bekleniyor. Van’daki Akdamar Adası’nda yoğun bir çalışma var. Müzeye dönüştürülen eski kilise, 115 yıl aradan sonra Ortodoks Ermenilerin katılacağı ayine ev sahipliği yapacak.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Adada bir süreden beri devam eden yenileme çalışmalarıyla eski kilisenin içi ve dışı ilk günkü yapısına kavuştu. Elektriğin olmadığı Akdamar Adası, güneş enerjisiyle aydınlatıldı.
Ayin için bir haçın da geçici olarak müzeye yerleştirileceği belirtildi. 19 Eylül Pazar günü yapılacak ayin için Van’a, çok sayıda Ortodoks Ermeni’nin gelmesi bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 915-921 yılları arasında Van Gölü üzerindeki küçük bir adada inşa edilen eski kilisenin, yılda bir kez ayine açılmasına izin vermişti.
Malazgirt’le ilgili gezi notumuz sitesinde geniş yer verildi. 2006 yılındı Gebze Gazetesi ve Devr_i Âlem olarak Malazgirt ve Ahlât’ta belgesel çekimleri yaptığımızda Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı caminin perişanlığını tespit etmiştik. Büyük ilgi gördü ve halen bu gezi notumuz
Ayrıca bu bölgede çektiğimiz görüntüleri de [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adresinden videolarda izleyebilirsiniz.
Malazgirt'in Zaferler Tarihimizdeki Yeri ve Önemi ‘2006 yılı Gebze Gazetesi)
Ağustos ayı Türk tarihine zaferler ayı olarak geçmiştir. 26 Ağustos 1071 Türk tarihi için dönüm noktasıdır. Muş gezisinde asıl amacımız Malazgirt'e gitmek. Süphan dağı eteğinde çiçekler içindeki ovayı geçerek Malazgirt'e geliyoruz. Kale kapısından içeri girdiğimizde kendimizi ayrı bir dünyada hissediyoruz. Malazgirt’le ilgili yeterli bilgi yok. Sadece Ağustos ayında bir güne sığdırdığımız Malazgirt zaferi ile ilgili bölgede araştırma yapacağız.
1071 yılında Malazgirt Ovası’nda kazanılan zaferi ile Anadolu’da Türk tarihini başlatan ilimiz. Bir avuç Selçuklu ordusunun başında bulunan Alparslan ile Bizans komutanı Romen Diogenes Orduları bu ovada karşı karşıya geldi. 30.000 kişilik Türk ordusuna karşılık 100 Bin kişilik bir Bizans ordusu.
Sultan Alparslan'ın Tarihi Konuşması
26 Ağustos sabahı Alparslan Silahlarını kuşandı ve Cuma namazını kıldı ve yiğitlerine şöyle seslendi: "Askerlerimi biz ne kadar az olursak olalım, düşman ne kadar çok olursa olsun taarruz edeceğiz. Şu anda bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettiklerini unutmayın. Aranızda ayrılmak isteyen varsa hemen ayrılsın. İşte ben şehitlik kefenimi giydim. Allahtan dileğim zafer
bizim olsun."
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ve Malazgirt Ovası toz bulut oldu akşama doğru büyük bir zafer Müslümanların oluyordu. Anadolu kapıları Türklere açılmıştı. Yepyeni bir vatana açılan kapıydı bu. Bu gün bu ova şöyle bir baksanız size savaşı anlatır. O muhteşem savaşı..
Sultan Alparslan'ın Cuma Namazı Kıldığı Caminin yerine Ahır Yapılmış
Malazgirt’de önce Sultan Alparslan'ın 26 Ağustos günü Cuma namazı kıldığı o tarihi camiyi araştırıyoruz. Rehberimiz bizi Malazgirt Danişment Gazi mahallesinde cadde üzerinde çöplük haline getirilmiş harap halindeki bir yere getiriyor. Halkını Hamidiye Camisi olarak bildiği Sultan Alparslan'ın 26 Ağustos 1071'de Cuma namazı kıldığı İbrahim Paşa Cami’sinin olduğu yerin durumu içimizi sızlatıyor.
Cami yıkılmış ve sadece teme taşları kalmış. Cami arsası çöplük haline getirilmiş. Cami arsası üzerine tavuk kümesi ve ahır yapılmış. 26 Ağustos 1071 tarihinde Sultan Alparslan’ın Cuma namazı kıldığı bu tarihi caminin perişan hali tarihi bir ayıp. Van Akdamar Ermeni kilisesine para bulup tamir eden, Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı Bu tarihi camiye neden sahip çıkmıyor? Bu ayıp sadece devlet yetkililerinin değil hepimize ait bu tarihi cami ile ilgili ilk defa bu bölgeye gelip araştırma yapan ve belgesel çeken gazeteci biziz. Akdamar kilisesi ile ilgili yüzlerce haber yapan TRT bu bölgeye neden ilgi göstermiyor? Malazgirt Müftülüğünden tarihi cami ile ilgili bilgi ve belge alıyoruz. Cami'nin tamiri için müftülük Devlet Bakanlığı, vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yazılan resmi yazılar önemli bilgiler içeriyor. 24 Ocak 2004 tarihinde yazılan resmi yazı, cami'nin vakıf senedi ve tapu kayıtlarının fotokopilerini alıyoruz. Cami'nin perişan hali tarihimize karşı vefasızlığımızın bir belgesi gibi duruyordu.
Malazgirt Zaferi'ne neden Akdamar kadar önem vermiyoruz?
Malazgirt Kaymakamı ve Belediye Başkanını ziyaret ediyoruz. Her iki yetkili bölgede işsizliğin çok yüksek olduğunu söylüyor. Yılda sadece bir gün hatırladığımız Malazgirt'in sürekli gündemde olmasını isteyen halk yetkililerden şikâyetçi. Tarihi kaymakamlık binasından, Malazgirt kalesine gidiyoruz. Malazgirt şehri kaleden çok güzel gözüküyor.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tarihimizin kilometre taşı Malazgirt’i gezmeye devam ediyoruz. Biz Akdamar kilisesine verdiğimiz önem kadar gerek Çaldıran ve gerekse Malazgirt Zaferi’ne önem vermesekte bu iki zafer tarihimiz için çok önemli.
Malazgirt Zaferi Tarihimiz için neden önemli?
Türklere Anadolu’yu kazandıran, Selçuklu-Bizans Savaşı, Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri arasında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadolu’da Malazgirt Ovasında meydana geldi. Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir. Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce, Anadolu içlerine gazâ akınları tertip ettiler. Bu akınlarda, Anadolu’nun, Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi. Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi, zalimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, bölge halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı. Doğu hududundaki hadiseleri dikkatle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için tedbir almaya başladılar. Bizans’ın ancak meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadolu’da hâkimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muamelesi, yerli ahalinin Türklerin idaresini tercih etmelerini daha da kolaylaştırdı.
Malazgirt'de Mağlup Olan Bizans
İmparatoru Romen Diyojen kimdir?
Bizans İmparatoru Romans Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi. Fakat hanedan mensubu değildi. Askerlik bilgisi, tecrübe ve cesareti, dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxie’nin dikkatini çektiğinden, diğer aday ve teklifleri reddederek, 1068’de Diyojen’i tercih etmesine sebep oldu. Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine asiller, iktidara karşı cephe aldılar. Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen, zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip, Bizans’ın doğu hududundaki hadiseleri de dikkatle takip ettirdi. Ani ve Kars’ı zapt ederek Ani’nin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı, tahta çıkışından, 1071 yılına kadar her yıl sefere çıktı. 1068’de Pozantı’ya, 1069’da Palu’ya kadar geldi. 1070’te de Kayseri’ye ordu gönderdi. Bu seferlerle, Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp, disiplinli olması sağlandı.
Selçuklu akınlarının Ege Denizine, Marmara’ya kadar uzanması ve 1071’de Şiî-Fatımi Devletinin, İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için tehlike arz etmesi üzerine, Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı, Suriye’de bulunuyordu. Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen, doğuya hareket etti. Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: “Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir. Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız. Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum.”
Romen Diyojen 200 Bin Askerle 13 Mart 1071'de İstanbul'dan yola çıkıyor.
Romen Diyojen, 13 Mart 1071’de İstanbul’dan 200 000’den ziyade Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumeli’de yaşayan İslâm dinini kabul etmemiş Peçenek ve Uz Türklerinden de ücretli asker alarak Anadolu’ya geçti. Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen, Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu. Sivas’a gelen Diyojen, bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini, toptan öldürttü. Ermenilerin mallarını askerlerine yağma ettirdi. Sivas’tan hareket etmeden önce, generalleri ile harp meclisi kurdu. Bu harp meclisinde, muharebenin, alınacak karar, plan ve hedefi tayin edilecekti. Gerçi Diyojen’in plan ve hedefi kafasında çizilmişti. Bu, Türklerin Anadolu’ya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı. İran’ın içlerine ilerleyecek, Türkleri daha da doğuya sürecek, başşehirlerini zapt edecekti. İmparator, yalnız Anadolu’yu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek değil, bütün İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti. Horasan, Rey, Irak-ı Acem ve Arap, Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hatta vaad etmişti. İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu. Harp meclisinde, generallerden, takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin, ortaya konmasını istedi. Anadolu'nun kaderini değiştirecek Malazgirt zaferi için her iki taraf çok ciddi çalışma yapıyor. İşte bu tarihi savaşın yaşandığı yerde bulunmak gerçekten çok önemli ve heyecan verici. Şanlı Zaferden 935 yıl sonra Malazgirt'de araştırma yapıp belgesel çekerek tarihe ve zamana not düşüyoruz.
MALAZGİRT'e AKDAMAR kadar neden önem verilmiyor? Videoyu izleyiniz...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Similar topics
» Malazgirt aldatmacası
» Malazgirt Savaşı
» Alparslan, Malazgirt ve Türk Ordusu
» Malazgirt'in 900. Yıldönümü ve Milli Kültür
» Orhun'dan Malazgirt'e Kutlu Yürüyüş - (1.Bölüm)
» Malazgirt Savaşı
» Alparslan, Malazgirt ve Türk Ordusu
» Malazgirt'in 900. Yıldönümü ve Milli Kültür
» Orhun'dan Malazgirt'e Kutlu Yürüyüş - (1.Bölüm)
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Genel Türk Tarih :: Büyük Türk Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz