“?? Teâli Cemiyeti” ve halen devam eden ??çülük
1 sayfadaki 1 sayfası
“?? Teâli Cemiyeti” ve halen devam eden ??çülük
“?? Teâli Cemiyeti” ve halen devam eden ??çülük (Ötüken Dergisi, Eylül 1967, Sayı: 45)H.Nihal ATSIZ
“BAĞIMSIZ ?? DEVLETİ” PROPAGANDASI
Farsların gayet geri ve iptidaî bir kolu olup İran, Türkiye ve Irak’ta yayılmış bulunan Kürtleri bir devlet ve millet durumuna getirmek yolundaki istekler epey eskidir...
Birinci Cihan Savaşı sonunda ortaya çıkan “?? Teâli Cemiyeti”, Osmanlı Devletinin kendisinden sayarak yüksek makamlara getirdiği Kürtler tarafından kurulmuştu. Dergileri yayınlanıyordu.
Mütareke yıllarında Kadıköy Sultanisi’nde okurken Arapça ve Siyer-i Nebî hocamız olan Mihri Efendi, ?? milliyetçisi olduğu için bize Türklük ve Türkçülük aleyhinde propaganda yapar, ?? dergileri dağıtırdı. Bir gün: “Sakın Türk’üm demeyin. Öteki unsurları gücendirirsiniz. Osmanlıyım diyin” diye öğüt vermişti. Dağıttığı dergilerin birinde Kürtlerin Asurlular neslinden geldiği yazılıydı. Kürtleri öven bir manzumede de “sularla dağların kib-i gururûndan doğan Kürtler” diye bir mısra vardı.
Millî zaferden sonra bütün vatan hainleriyle birlikte ??çüler de sinmiş, Mihri Efendi de sakalını kazıyarak avukatlığa başlamıştı. Atatürk’ü öven bir yazısını hatırlıyorum.
Bugün ??çülük safsatası yine hortlamıştır. Yalnız Millî Güvenlik Kurulu’nun değil, herkesin bildiği gibi Türkiye’de bağımsız Kürdistan kurmak isteyen bir güruh vardır. Bunlardan bir takımı Milli birlik Hükümeti zamanında tutuklanmış, sonra delil yetersizliğinden ve aflardan faydalanarak salıverilmiştir. İçlerinden bir tanesi senatör seçilmiş, fakat Amerika’ya kaçarak ??çülük yapmaya başlamıştır.
??çüler, açıkça ??çülük yapamayacakları için davalarını “Türkiye’nin doğusu davası” haline öne sürmekte ve Türkiye’nin doğusunun da “Türk” olduğunu unutmuş gözükmektedirler. Şimdilik yaptıkları başlıca iş, bir Türk davasının mevcut olduğu hakkındaki yayınlarıdır. Bu yayınla doğunun ?? ülkesi ve Kürtlerin de mühim bir millet olduğu umumi efkâra kabul ettirmek istemektedir.
İstanbul’un mühim gazetelerinden olan Yeni Gazete’nin 1967 Mart sayılarında “Barzani’nin Karargahında” başlığı ile çıkan bir tefrika bu bakımdan dikkate değer.
Tefrikayı yazan, doğan Kılıç Şıhhasananlı adında Alevi bir ??’tür. Uzun yıllar Amerika’da kalarak yetiştirildikten sonra Türkiye’ye dönmüş ve ??çülük yapmaya başlamıştır. Özel konuşmalarında bu propagandaya tanık olanlardan biri Ötüken Yazı İşleri Müdürü Mustafa Kayabek, biri de Ankara’da Kimyager İsmail Hakkı Gökhun’dur. Doğan Kılıç Şıhhasananlı, son defa Elbistan’daki bir saz şairleri toplantısını ??çülük ve Alevilik toplantısı haline getirdiği için tutuklanmış olan kişidir.
Yeni Gazete’de 8-29 Mart 1967 tarihleri arasında da devam eden tefrika, Barzani’yi ve hareketini anlatmaktan ziyade kürtlük ve ??çülük yapmak gayesiyle kaleme alınmıştır. Çünkü bu tefrikada “Mareşal (!) Mustafa Barzani” bir devlet başkanı olarak tanıtılmaktadır. Bu devletin valileri, kumandanları, milli emniyet teşkilatı, mahkemeleri, okulları, kanunları ve her şeyi vardır. Hareket tamamiyle milli bir harekettir ve Hırıstiyan Kürtler de bu hareketin içindedir. Barzani’nin yanındaki Kürtler’den bazıları Türkiye Kürtleridir.
Tefrika bittikten sonra şu hükme varılabilir ki bunu okuyan Türkiyeli bir ??, bu masallara biraz inandığı takdirde kendi devletine hizmet için Barzani’nin yanına gitmek arzusu pekala duyabilir.
Doğan Kılıç, ??çülük düşüncesine kendini o kadar kaptırmıştır ki 8 Mart tarihli tefrikaya kendisinin, iki ?? muhafızla birlikte çekilmiş bir resmini koymaktan nefsini alamamıştır. Bu resimde Doğan Kılıç da ?? kılığında ve elinde tomson olduğu halde gözükmektedir. Zaten Barzani gibi komünist ülkesinde yetiştirilerek komünist usulü çetecilik yapan bir adamın dağlardaki karargâhına kadar giderek onunla konuşabilmesinin kerâmeti herhalde Doğan Kılıç’ın şahsiyetinin Barzani’ye güven vermesidir.
Bu tefrika her bakımdan bir ??çülük propagandasıdır demiştik. Delilleri şunlardır:
Barzani, Mao-çe-tung kadar büyük bir gerillâcıdır. (8 Mart tefrikası)
İran, Irak ve Türkiye’nin bazı parçaları Kürdistan’dır. Mesela Barzani, İran Kürdistanı’nda Mahabat ?? Cumhuriyetini kurmuştur... (8 Mart tefrikası).
Irak Kürdistanı’nda soyadı yoktur. (17 Mart tefrikası).
Türkiye’de Türkmen sülâleleri Kürdistan’ı işgal etmişlerdir (11 Mart tefrikası).
Barzani’nin eşkiyalarından İsa Suvar “Zaho kahramanı” (11 Mart tefrikası),
İsa Bey “kuzey kolordu kumandanı” (19 Mart tefrikası),
Ahmet Salih “Kerkük valisi” (25 Mart tefrikası),
Sıddık Emin “Gıleha bölgesi ikinci merkez kumandanı”dır (25 Mart tefrikası).
Bizim burda Doğan Kılıç’tan öğrendiğimiz en mühim bir husus Şafiî, Şiî ve Hırıstiyan Kürtlerin birlikte çalışıp mücadele ettikleridir. Bunu bizim yobazlara ithaf ediyorum. Şamanî, Musevî ve Hırıstiyan Türkler şöyle dursun, Şiî Türkleri bile reddeden bu kaba softaların nasıl bir gaflet, cehalet ve hamakat içinde bulundukları bir kere daha ortaya çıkmış oluyor.
“BAĞIMSIZ ?? DEVLETİ” PROPAGANDASI
Farsların gayet geri ve iptidaî bir kolu olup İran, Türkiye ve Irak’ta yayılmış bulunan Kürtleri bir devlet ve millet durumuna getirmek yolundaki istekler epey eskidir...
Birinci Cihan Savaşı sonunda ortaya çıkan “?? Teâli Cemiyeti”, Osmanlı Devletinin kendisinden sayarak yüksek makamlara getirdiği Kürtler tarafından kurulmuştu. Dergileri yayınlanıyordu.
Mütareke yıllarında Kadıköy Sultanisi’nde okurken Arapça ve Siyer-i Nebî hocamız olan Mihri Efendi, ?? milliyetçisi olduğu için bize Türklük ve Türkçülük aleyhinde propaganda yapar, ?? dergileri dağıtırdı. Bir gün: “Sakın Türk’üm demeyin. Öteki unsurları gücendirirsiniz. Osmanlıyım diyin” diye öğüt vermişti. Dağıttığı dergilerin birinde Kürtlerin Asurlular neslinden geldiği yazılıydı. Kürtleri öven bir manzumede de “sularla dağların kib-i gururûndan doğan Kürtler” diye bir mısra vardı.
Millî zaferden sonra bütün vatan hainleriyle birlikte ??çüler de sinmiş, Mihri Efendi de sakalını kazıyarak avukatlığa başlamıştı. Atatürk’ü öven bir yazısını hatırlıyorum.
Bugün ??çülük safsatası yine hortlamıştır. Yalnız Millî Güvenlik Kurulu’nun değil, herkesin bildiği gibi Türkiye’de bağımsız Kürdistan kurmak isteyen bir güruh vardır. Bunlardan bir takımı Milli birlik Hükümeti zamanında tutuklanmış, sonra delil yetersizliğinden ve aflardan faydalanarak salıverilmiştir. İçlerinden bir tanesi senatör seçilmiş, fakat Amerika’ya kaçarak ??çülük yapmaya başlamıştır.
??çüler, açıkça ??çülük yapamayacakları için davalarını “Türkiye’nin doğusu davası” haline öne sürmekte ve Türkiye’nin doğusunun da “Türk” olduğunu unutmuş gözükmektedirler. Şimdilik yaptıkları başlıca iş, bir Türk davasının mevcut olduğu hakkındaki yayınlarıdır. Bu yayınla doğunun ?? ülkesi ve Kürtlerin de mühim bir millet olduğu umumi efkâra kabul ettirmek istemektedir.
İstanbul’un mühim gazetelerinden olan Yeni Gazete’nin 1967 Mart sayılarında “Barzani’nin Karargahında” başlığı ile çıkan bir tefrika bu bakımdan dikkate değer.
Tefrikayı yazan, doğan Kılıç Şıhhasananlı adında Alevi bir ??’tür. Uzun yıllar Amerika’da kalarak yetiştirildikten sonra Türkiye’ye dönmüş ve ??çülük yapmaya başlamıştır. Özel konuşmalarında bu propagandaya tanık olanlardan biri Ötüken Yazı İşleri Müdürü Mustafa Kayabek, biri de Ankara’da Kimyager İsmail Hakkı Gökhun’dur. Doğan Kılıç Şıhhasananlı, son defa Elbistan’daki bir saz şairleri toplantısını ??çülük ve Alevilik toplantısı haline getirdiği için tutuklanmış olan kişidir.
Yeni Gazete’de 8-29 Mart 1967 tarihleri arasında da devam eden tefrika, Barzani’yi ve hareketini anlatmaktan ziyade kürtlük ve ??çülük yapmak gayesiyle kaleme alınmıştır. Çünkü bu tefrikada “Mareşal (!) Mustafa Barzani” bir devlet başkanı olarak tanıtılmaktadır. Bu devletin valileri, kumandanları, milli emniyet teşkilatı, mahkemeleri, okulları, kanunları ve her şeyi vardır. Hareket tamamiyle milli bir harekettir ve Hırıstiyan Kürtler de bu hareketin içindedir. Barzani’nin yanındaki Kürtler’den bazıları Türkiye Kürtleridir.
Tefrika bittikten sonra şu hükme varılabilir ki bunu okuyan Türkiyeli bir ??, bu masallara biraz inandığı takdirde kendi devletine hizmet için Barzani’nin yanına gitmek arzusu pekala duyabilir.
Doğan Kılıç, ??çülük düşüncesine kendini o kadar kaptırmıştır ki 8 Mart tarihli tefrikaya kendisinin, iki ?? muhafızla birlikte çekilmiş bir resmini koymaktan nefsini alamamıştır. Bu resimde Doğan Kılıç da ?? kılığında ve elinde tomson olduğu halde gözükmektedir. Zaten Barzani gibi komünist ülkesinde yetiştirilerek komünist usulü çetecilik yapan bir adamın dağlardaki karargâhına kadar giderek onunla konuşabilmesinin kerâmeti herhalde Doğan Kılıç’ın şahsiyetinin Barzani’ye güven vermesidir.
Bu tefrika her bakımdan bir ??çülük propagandasıdır demiştik. Delilleri şunlardır:
Barzani, Mao-çe-tung kadar büyük bir gerillâcıdır. (8 Mart tefrikası)
İran, Irak ve Türkiye’nin bazı parçaları Kürdistan’dır. Mesela Barzani, İran Kürdistanı’nda Mahabat ?? Cumhuriyetini kurmuştur... (8 Mart tefrikası).
Irak Kürdistanı’nda soyadı yoktur. (17 Mart tefrikası).
Türkiye’de Türkmen sülâleleri Kürdistan’ı işgal etmişlerdir (11 Mart tefrikası).
Barzani’nin eşkiyalarından İsa Suvar “Zaho kahramanı” (11 Mart tefrikası),
İsa Bey “kuzey kolordu kumandanı” (19 Mart tefrikası),
Ahmet Salih “Kerkük valisi” (25 Mart tefrikası),
Sıddık Emin “Gıleha bölgesi ikinci merkez kumandanı”dır (25 Mart tefrikası).
Bizim burda Doğan Kılıç’tan öğrendiğimiz en mühim bir husus Şafiî, Şiî ve Hırıstiyan Kürtlerin birlikte çalışıp mücadele ettikleridir. Bunu bizim yobazlara ithaf ediyorum. Şamanî, Musevî ve Hırıstiyan Türkler şöyle dursun, Şiî Türkleri bile reddeden bu kaba softaların nasıl bir gaflet, cehalet ve hamakat içinde bulundukları bir kere daha ortaya çıkmış oluyor.
Similar topics
» Said-i Nursi Denen Said-i Kürdi ve ??çülük Hareketi
» İttihat ve Terakki Cemiyeti
» Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
» Kendini yok eden e-posta!
» SOYTARILIK TAM GAZ DEVAM
» İttihat ve Terakki Cemiyeti
» Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
» Kendini yok eden e-posta!
» SOYTARILIK TAM GAZ DEVAM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz