Kadir Mısıroğlu’nun Yezid’e olan aşkı
1 sayfadaki 1 sayfası
Kadir Mısıroğlu’nun Yezid’e olan aşkı
Bir önceki yazımda Kadir Mısıroğlu’nun Yavuz Sultan Selim döneminde Alevilerin katli ile ilgili verilen fetvalara değinirken “keşke Alevilerin hepsi bitirilseydi” şeklindeki sözlerini tüylerimiz diken diken olarak naklettik.
“Alevilerin” bitirilmesine böylesine aşkla bakan Kadir Bey, Hıristiyan Haçlı dünyasının “Büyük Ortadoğu Projesi” için ise “bu proje bizim için büyük bir nimettir” diyor.
Büyük Ortadoğu Projesi bir gâvur projesi. Hazırlayan, dizayn eden, uygulamaya koyan “ABD-Batı” dünyası. Tamamen “gâvurun” elinden çıkmış bir proje bu.
İyi de “Müslüman Kadir Bey” nasıl oluyor da gâvurun “milyonlarca Müslüman’ın ölü fermanını veren” bu işgal projesine “bizim için nimettir” diye övgüler dizebiliyor?
Nimet kelimesi ve türevleri Kuran’da 122 defa geçiyor. Kuran’a göre “din, kitap, rahmet, rızık, bolluk, göklerde ve yerlerde bulunanlar, Allahın zahir ve batın yarattıkları” nimet olarak tanımlanıyor ama büyük tarihçi Kadir Bey “gâvurun BOP’unu” da nimet olarak ilan ediyor.
Zillet diyeceği şeye nimet diyen bir kişi gece gündüz Atatürk’e söverek prim kazandı bugüne kadar.
Onun hiç sevmediği Atatürk bugün yaşasaydı “BOP’u” alırdı ve bu projeyi hazırlayanların bir yerlerine...
Valla BOP’a “nimet” diyenlere ne yapardı bilemem.
Kadir Bey’in Alevileri hiç sevmediğini biliyoruz. Ama aynı Mısıroğlu bir konuşmasında Hz. Hüseyin’i katleden Yezid için övgüler dizerek şöyle diyor:
“Alevi propagandası beynimizi o kadar yıkamıştır ki, Yezid kelimesini küfür manasında kullanıyoruz. Hz. Hüseyin’in katlinde Yezid’in hiçbir kabahati yoktur. Alevi propagandasına mağlup bir beyinle bakıyoruz hadiselere. Ehli Sünnet uleması geçinen adamlar 10 Muharrem’de televizyonlarda öyle konuştular ki midem bulandı. Sanki orada bulundular. Ne kadar Alevi iddiası varsa ağlayarak anlattılar. Yezid’e haksızlık yapıyoruz Ehli Sünnet olarak.”
Peygamber soyunu katleden Yezid’i adeta bir kahraman olarak takdim eden Kadir Mısıroğlu’nun Yezid’e bu kadar aşık olduğunu, “10 Muharrem’de siz Kerbala’da mı idiniz” şeklinde bir tarihçi için utanç vesilesi sayılacak bir basitlikle “Yezid’i aklamaya” çalışacağını beklemiyorduk.
Bu kadar Atatürk düşmanı olan bir şahsın “bu kadar Yezid aşığı” olmasını fazla yadırgamamak lazım.
“Hz. Hüseyin’in katlinde Yezid’in hiçbir kabahati” yoktur diyecek kadar bilgisiz olan bir şahsın ne bir sözü dinlenir ne tek bir satır yazısı okunur.
Bunun gibiler “ben Irak işgali öncesi Clinton’a rapor verdim” diye “BOP büyük bir nimettir” diye övünür ama işledikleri büyük günahlardan dolayı hiç yüzleri kızarmaz.
Not:
Bir önceki yazımda yine Kadir Mısıroğlu’ndan bahsetmiştim. Kadir Bey’in hayranı olan Fürkan Ahmet Manisalı “Kadir Bey’le Osmanlılar Vakfı’nda beraberiz. Ezan okunduğunda camiye gitmiyor ama vakıfta namaz kılıyor. Cuma günleri vakfa gelmediği için kılıp kılmadığını bilmiyoruz, kılmamasına hükmetmek için delil yok. Kimsenin namazın karışmaya da hakkımız yok” diye yazmış.
Elbette bir insanın namazına niyazına karışmaya hakkımız yok. Meselemiz de bu değil. Ama Atatürk’ün dinini imanını bu kadar sorgulayan, onu din düşmanı olmakla itham eden bir tarihçinin “kendisinin dini inancının, namazının, niyazının sorgulanmasına” müsamaha etmesi gerekmez mi?
Madem “kimsenin namazına karışmaya hakkınız yok Fürkan Bey, bunu Kadir Mısıroğlu’na da söylesenize? Neden ömrünü Atatürk’ün dinine imanına söverek geçirdi?
Başkalarının dinini böylesine sorgularsan senin dinini de sorgulayan birileri çıkar.
Anlaştık mı Fürkan Bey?
Muharrem Bayraktar
“Alevilerin” bitirilmesine böylesine aşkla bakan Kadir Bey, Hıristiyan Haçlı dünyasının “Büyük Ortadoğu Projesi” için ise “bu proje bizim için büyük bir nimettir” diyor.
Büyük Ortadoğu Projesi bir gâvur projesi. Hazırlayan, dizayn eden, uygulamaya koyan “ABD-Batı” dünyası. Tamamen “gâvurun” elinden çıkmış bir proje bu.
İyi de “Müslüman Kadir Bey” nasıl oluyor da gâvurun “milyonlarca Müslüman’ın ölü fermanını veren” bu işgal projesine “bizim için nimettir” diye övgüler dizebiliyor?
Nimet kelimesi ve türevleri Kuran’da 122 defa geçiyor. Kuran’a göre “din, kitap, rahmet, rızık, bolluk, göklerde ve yerlerde bulunanlar, Allahın zahir ve batın yarattıkları” nimet olarak tanımlanıyor ama büyük tarihçi Kadir Bey “gâvurun BOP’unu” da nimet olarak ilan ediyor.
Zillet diyeceği şeye nimet diyen bir kişi gece gündüz Atatürk’e söverek prim kazandı bugüne kadar.
Onun hiç sevmediği Atatürk bugün yaşasaydı “BOP’u” alırdı ve bu projeyi hazırlayanların bir yerlerine...
Valla BOP’a “nimet” diyenlere ne yapardı bilemem.
Kadir Bey’in Alevileri hiç sevmediğini biliyoruz. Ama aynı Mısıroğlu bir konuşmasında Hz. Hüseyin’i katleden Yezid için övgüler dizerek şöyle diyor:
“Alevi propagandası beynimizi o kadar yıkamıştır ki, Yezid kelimesini küfür manasında kullanıyoruz. Hz. Hüseyin’in katlinde Yezid’in hiçbir kabahati yoktur. Alevi propagandasına mağlup bir beyinle bakıyoruz hadiselere. Ehli Sünnet uleması geçinen adamlar 10 Muharrem’de televizyonlarda öyle konuştular ki midem bulandı. Sanki orada bulundular. Ne kadar Alevi iddiası varsa ağlayarak anlattılar. Yezid’e haksızlık yapıyoruz Ehli Sünnet olarak.”
Peygamber soyunu katleden Yezid’i adeta bir kahraman olarak takdim eden Kadir Mısıroğlu’nun Yezid’e bu kadar aşık olduğunu, “10 Muharrem’de siz Kerbala’da mı idiniz” şeklinde bir tarihçi için utanç vesilesi sayılacak bir basitlikle “Yezid’i aklamaya” çalışacağını beklemiyorduk.
Bu kadar Atatürk düşmanı olan bir şahsın “bu kadar Yezid aşığı” olmasını fazla yadırgamamak lazım.
“Hz. Hüseyin’in katlinde Yezid’in hiçbir kabahati” yoktur diyecek kadar bilgisiz olan bir şahsın ne bir sözü dinlenir ne tek bir satır yazısı okunur.
Bunun gibiler “ben Irak işgali öncesi Clinton’a rapor verdim” diye “BOP büyük bir nimettir” diye övünür ama işledikleri büyük günahlardan dolayı hiç yüzleri kızarmaz.
Not:
Bir önceki yazımda yine Kadir Mısıroğlu’ndan bahsetmiştim. Kadir Bey’in hayranı olan Fürkan Ahmet Manisalı “Kadir Bey’le Osmanlılar Vakfı’nda beraberiz. Ezan okunduğunda camiye gitmiyor ama vakıfta namaz kılıyor. Cuma günleri vakfa gelmediği için kılıp kılmadığını bilmiyoruz, kılmamasına hükmetmek için delil yok. Kimsenin namazın karışmaya da hakkımız yok” diye yazmış.
Elbette bir insanın namazına niyazına karışmaya hakkımız yok. Meselemiz de bu değil. Ama Atatürk’ün dinini imanını bu kadar sorgulayan, onu din düşmanı olmakla itham eden bir tarihçinin “kendisinin dini inancının, namazının, niyazının sorgulanmasına” müsamaha etmesi gerekmez mi?
Madem “kimsenin namazına karışmaya hakkınız yok Fürkan Bey, bunu Kadir Mısıroğlu’na da söylesenize? Neden ömrünü Atatürk’ün dinine imanına söverek geçirdi?
Başkalarının dinini böylesine sorgularsan senin dinini de sorgulayan birileri çıkar.
Anlaştık mı Fürkan Bey?
Muharrem Bayraktar
Similar topics
» ZAVALLI KADİR MISIROĞLU!
» KADİR MISIROĞLU'NUN İNGİLTERE MACERASI!
» Kadir gecesi dua ettim ve bir dilek tuttum, herkese açıklıyorum!
» Ahmet GÜRSOY / Yandaşların MHP aşkı...
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» KADİR MISIROĞLU'NUN İNGİLTERE MACERASI!
» Kadir gecesi dua ettim ve bir dilek tuttum, herkese açıklıyorum!
» Ahmet GÜRSOY / Yandaşların MHP aşkı...
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz