AÇILIM CADI KAZANINDA ETNİK AŞURE!
1 sayfadaki 1 sayfası
AÇILIM CADI KAZANINDA ETNİK AŞURE!
Yaralandık sırtımızdan!
Canımız yanıyor ama inlememeliyiz! İnleyerek bizi yaralayanların sevinmelerine fırsat vermemeliyiz!
30'dan fazla can kaybımız var!
Görev başında can veren şehitlerimiz var!
Altı ilimizde sokağa çıkma yasağı, bir bölgemizde örtülü Sıkı-Yönetim var!
IŞİD'i ısrarla Müslüman diye tarif etmeğe çalışan dinsizler, PKK'yı ısrarla Kürt diye tarif etmeğe çalışan kanı bozuk satılmış vicdansızlar var!
İleri Demokratların Açılım Cadı Kazanı'nda etnik aşure kaynatılıyor!
Hemen sınırımızın ötesinde, yani iki ülke arasında sınır görevi de yapan demir yolunun ötesinde IŞİD ile PKK arasında -güya- çatışma var ve sınır görevi yapan demiryolunun berisinde, Ayn-el Arap'taki Kürtlere destek için, sınırı kollayan Mehmetçiğe saldıran kuduz sapıklar var!
"Demokrası, gereken durakta inilecek araçtır." zihniyetinin; İleri Demokrasi ve Açılım 'la şımarttığı bölücülere; "Şiddete misliyle cevap verilir!" şeklinde acemice, bir daha takıyye ile milleti kandırmaya yönelik bir tavır var!
Biliyor musunuz? Ben, her şeye rağmen; doyumsuz hırsıyla tek başına Köşk'e çıkmayı başaran Uzun Adam 'ı, akıllı zannederdim!
"BOP Eşbaşkanı olarak bizim de bölgede görevlerimiz var!" açıklamasından görev adamı olduğunu, hem de çok başarılı bir görev adamı olduğunu kabul etmiştim neredeyse! Ama kendisi Köşk'e çıkarken yerine atadığı Kısa Adam'ın kabinesinde, İçişleri Bakanı olarak Efkan Ala 'yı, bırakacağına ihtimal bile vermemiştim!
Okuma, anlama ve anlatma özürlü gibi görünen Ala 'nın, hâlâ Uzun Adam'ın emireri gibi çalıştığını ama mevcut atanmış Kısa Adam 'ın, "Derin Strateji" sine göre davranması gerektiğini bilemeyecek kadar memur kalacağını bile bile, bu ortamda -hem de meclis dışından- İçişleri bakanı olarak devam ettireceğine ihtimal vermemiştim!
Adam, hayatında ellerini cebine koyup, gece karanlığı ve ıssızlığında kendi ıslığını çalarak yürümemiş!
Adam; memur olduğu günden beri bir kere ceketinin iliklerini açmamış!
Adam; memuriyete başladığı günden beri, terfiden başka bir şey düşünmemiş ve bîhakkın başarılı memuriyeti ile bürokratik zirveye yükselmiş, yetmez gibi 327 AKP'li milletvekilini sollayarak, Meclis dışından İçişleri Bakanlığı'na tırmanmış!
Seçim yaşamadan, sandığa girmeden bütün siyasilerin hayali olan makama atanınca da, elbette atayana sadâkatle Millet adına değil, atayan adına çalışacak veya çalışıyormuş gibi yapacak!
Soma'daki kazazedeyi tekmeleyen danışmandan zihniyet ve davranış olarak hiç bir farkı yok! Patronuna hoş görünebilmek için yapmayacağı yok!
Adam; anlama özürlü!
Adam, anlatma özürlü!
Kabinenin bağlı olduğu Başbakan Kısa Adam; itidâl, sağduyu, soğuk kanlılık önerirken o; "Şiddete misliyle mukabele edilir!" diyor! Ma'lesef Polisler de emri, bu Uzun Adam Memuru' ndan alıyorlar!
Kısa Adam da; iki ucunu da "Derin Strateji" siyle pislettiği bir sopayı, "Alın!" diyerek bize, millete uzatıyor! Sopayı kendisi ortadan tutmuş! Almak için hangi ucundan tutsak elimize pislik bulaşacak!
Madem başıboş sokaklara saldıkları kuduz itlerin milletçe cezalandırılmasını istiyor; mademki kuduz itlerin itlaf edilmeyip dövülmesini sitiyor; o zaman iki ucu da pis sopayı yere bırakmalı değil mi?
Biz, yani millet; ortasından tutarak aldığımız sopanın bir ucunu toprağa sürterek veya su ile yıkayarak temizler ve kuduz itleri dövmekte kullanabiliriz!
Bu söylediklerimi Memur İçişleri Bakanı anlayamaz, normaldir ama Kısa Adam 'ın, anlaması gerek!
Bir ucu Türk Silahlı Kuvvetleri, diğer ucu Emniyet Teşkilatı ve Jandarma olan sopalaştırılmış Devleti, bırakması, yani istifa ederek, erken seçime gidip; ya milletten güvenoyu alması, ya da uzun bir istirahate çekilmesi gerek!
Dünyanın hiç bir yerinde ve sisteminde; yaşanan olaylardan sonra pişkince oturdukları koltuğa yapışan siyasi olmaz ve yoktur!
Uzun Adam 'ın hırsının; onlarca Bakanı, yüzlerce Milletvekilini, nasıl ziyan ettiğini; demokrat olmamama rağmen içim acıyarak izliyorum!
Bölücü Haçlı taşeronlarını yıllarca şımartarak; "İstanbul, dünyanın en büyük Kürt kentidir!" dedirttiler ve dediklerini de duymadılar!
Şimdi de yangın yerine çevirttikleri sokakların suçlusu olarak Muhalefet Partilerini gösteriyorlar!
"Şiddete misliyle mukabele edilir!" diyen bir uzun Adam Memuru 'nun dediklerini duymazdan gelip Y-Ce-Ha-Pe Genel Başkanı'nın; "Bayrağa ve Atatürk'e saygısı olmayanların bu memlekette yaşama hakları yoktur!" doğru tesbitinden hareketle olanları "Gezi Olayları" ile benzeştirip, hem muhalefet partilerine, hem de bütün millete iftira ediyorlar!
"AKP görüşmez ama Devlet adına MİT Müsteşarı, şeytanla da görüşür!" diye özel korumaya alınan Hakan FİDAN ise hâlâ, ABD'de birlikte düşman ettikleri Beşar ESAD'ı, yok etmek için anlaşma peşinde!
Bu arada Rusya'nın; Beşar ESAD ve Suriye'den vazgeçmeyeceğini ve sert açıklamalarını da duymazdan geliyorlar!
Hz. Peygamber(s.a.a)'in; "Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." uyarısının tam aksine, Haçlı ile beraber Müslüman Araplarla savaşa hazırlanmalarını; ne vicdanen, ne ahlâken, ne de dînen anlayabilmemiz mümkün değil!
"AKP sayesinde Türkiye, tam şahlanıyorken Geziciler, piyasaya çıktı!" larmışşş!
Allah sizi kahretsin yalancı müfterîler!...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN
Canımız yanıyor ama inlememeliyiz! İnleyerek bizi yaralayanların sevinmelerine fırsat vermemeliyiz!
30'dan fazla can kaybımız var!
Görev başında can veren şehitlerimiz var!
Altı ilimizde sokağa çıkma yasağı, bir bölgemizde örtülü Sıkı-Yönetim var!
IŞİD'i ısrarla Müslüman diye tarif etmeğe çalışan dinsizler, PKK'yı ısrarla Kürt diye tarif etmeğe çalışan kanı bozuk satılmış vicdansızlar var!
İleri Demokratların Açılım Cadı Kazanı'nda etnik aşure kaynatılıyor!
Hemen sınırımızın ötesinde, yani iki ülke arasında sınır görevi de yapan demir yolunun ötesinde IŞİD ile PKK arasında -güya- çatışma var ve sınır görevi yapan demiryolunun berisinde, Ayn-el Arap'taki Kürtlere destek için, sınırı kollayan Mehmetçiğe saldıran kuduz sapıklar var!
"Demokrası, gereken durakta inilecek araçtır." zihniyetinin; İleri Demokrasi ve Açılım 'la şımarttığı bölücülere; "Şiddete misliyle cevap verilir!" şeklinde acemice, bir daha takıyye ile milleti kandırmaya yönelik bir tavır var!
Biliyor musunuz? Ben, her şeye rağmen; doyumsuz hırsıyla tek başına Köşk'e çıkmayı başaran Uzun Adam 'ı, akıllı zannederdim!
"BOP Eşbaşkanı olarak bizim de bölgede görevlerimiz var!" açıklamasından görev adamı olduğunu, hem de çok başarılı bir görev adamı olduğunu kabul etmiştim neredeyse! Ama kendisi Köşk'e çıkarken yerine atadığı Kısa Adam'ın kabinesinde, İçişleri Bakanı olarak Efkan Ala 'yı, bırakacağına ihtimal bile vermemiştim!
Okuma, anlama ve anlatma özürlü gibi görünen Ala 'nın, hâlâ Uzun Adam'ın emireri gibi çalıştığını ama mevcut atanmış Kısa Adam 'ın, "Derin Strateji" sine göre davranması gerektiğini bilemeyecek kadar memur kalacağını bile bile, bu ortamda -hem de meclis dışından- İçişleri bakanı olarak devam ettireceğine ihtimal vermemiştim!
Adam, hayatında ellerini cebine koyup, gece karanlığı ve ıssızlığında kendi ıslığını çalarak yürümemiş!
Adam; memur olduğu günden beri bir kere ceketinin iliklerini açmamış!
Adam; memuriyete başladığı günden beri, terfiden başka bir şey düşünmemiş ve bîhakkın başarılı memuriyeti ile bürokratik zirveye yükselmiş, yetmez gibi 327 AKP'li milletvekilini sollayarak, Meclis dışından İçişleri Bakanlığı'na tırmanmış!
Seçim yaşamadan, sandığa girmeden bütün siyasilerin hayali olan makama atanınca da, elbette atayana sadâkatle Millet adına değil, atayan adına çalışacak veya çalışıyormuş gibi yapacak!
Soma'daki kazazedeyi tekmeleyen danışmandan zihniyet ve davranış olarak hiç bir farkı yok! Patronuna hoş görünebilmek için yapmayacağı yok!
Adam; anlama özürlü!
Adam, anlatma özürlü!
Kabinenin bağlı olduğu Başbakan Kısa Adam; itidâl, sağduyu, soğuk kanlılık önerirken o; "Şiddete misliyle mukabele edilir!" diyor! Ma'lesef Polisler de emri, bu Uzun Adam Memuru' ndan alıyorlar!
Kısa Adam da; iki ucunu da "Derin Strateji" siyle pislettiği bir sopayı, "Alın!" diyerek bize, millete uzatıyor! Sopayı kendisi ortadan tutmuş! Almak için hangi ucundan tutsak elimize pislik bulaşacak!
Madem başıboş sokaklara saldıkları kuduz itlerin milletçe cezalandırılmasını istiyor; mademki kuduz itlerin itlaf edilmeyip dövülmesini sitiyor; o zaman iki ucu da pis sopayı yere bırakmalı değil mi?
Biz, yani millet; ortasından tutarak aldığımız sopanın bir ucunu toprağa sürterek veya su ile yıkayarak temizler ve kuduz itleri dövmekte kullanabiliriz!
Bu söylediklerimi Memur İçişleri Bakanı anlayamaz, normaldir ama Kısa Adam 'ın, anlaması gerek!
Bir ucu Türk Silahlı Kuvvetleri, diğer ucu Emniyet Teşkilatı ve Jandarma olan sopalaştırılmış Devleti, bırakması, yani istifa ederek, erken seçime gidip; ya milletten güvenoyu alması, ya da uzun bir istirahate çekilmesi gerek!
Dünyanın hiç bir yerinde ve sisteminde; yaşanan olaylardan sonra pişkince oturdukları koltuğa yapışan siyasi olmaz ve yoktur!
Uzun Adam 'ın hırsının; onlarca Bakanı, yüzlerce Milletvekilini, nasıl ziyan ettiğini; demokrat olmamama rağmen içim acıyarak izliyorum!
Bölücü Haçlı taşeronlarını yıllarca şımartarak; "İstanbul, dünyanın en büyük Kürt kentidir!" dedirttiler ve dediklerini de duymadılar!
Şimdi de yangın yerine çevirttikleri sokakların suçlusu olarak Muhalefet Partilerini gösteriyorlar!
"Şiddete misliyle mukabele edilir!" diyen bir uzun Adam Memuru 'nun dediklerini duymazdan gelip Y-Ce-Ha-Pe Genel Başkanı'nın; "Bayrağa ve Atatürk'e saygısı olmayanların bu memlekette yaşama hakları yoktur!" doğru tesbitinden hareketle olanları "Gezi Olayları" ile benzeştirip, hem muhalefet partilerine, hem de bütün millete iftira ediyorlar!
"AKP görüşmez ama Devlet adına MİT Müsteşarı, şeytanla da görüşür!" diye özel korumaya alınan Hakan FİDAN ise hâlâ, ABD'de birlikte düşman ettikleri Beşar ESAD'ı, yok etmek için anlaşma peşinde!
Bu arada Rusya'nın; Beşar ESAD ve Suriye'den vazgeçmeyeceğini ve sert açıklamalarını da duymazdan geliyorlar!
Hz. Peygamber(s.a.a)'in; "Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." uyarısının tam aksine, Haçlı ile beraber Müslüman Araplarla savaşa hazırlanmalarını; ne vicdanen, ne ahlâken, ne de dînen anlayabilmemiz mümkün değil!
"AKP sayesinde Türkiye, tam şahlanıyorken Geziciler, piyasaya çıktı!" larmışşş!
Allah sizi kahretsin yalancı müfterîler!...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN
Similar topics
» Etnik bölücülüğün adı ‘meşru hak talebi’ oldu
» “Herkesin etnik kimliği açıklansın!” Arslan BULUT
» İlber Ortaylı -Zır cahiller hepsi ETNİK SIKINTI
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» Açılım yap, dağdan indir, taviz ver. Meclise girince başkalarını suçla
» “Herkesin etnik kimliği açıklansın!” Arslan BULUT
» İlber Ortaylı -Zır cahiller hepsi ETNİK SIKINTI
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» Açılım yap, dağdan indir, taviz ver. Meclise girince başkalarını suçla
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz