Papa’yı getirdiler.

[GökBörü]

“İslam’ı getireceğiz” dediler, Papa’yı getirdiler.
Hem de övgülerle...
“Kutsiyetpenahları”, “Papa Hazretleri”, “Papa Cenapları” diye diye…
Müslümanların Amerika’yı keşfi iddiasından daha sarsıcı olan bence, Hıristiyanların “Uzun Adam”ı keşfidir!
Başpiskopos, “Tanrı, biz Hıristiyanlar için onu gönderdi” diye boşuna dememiş!
* * *
İslam dünyası, İslam dünyası olalı, böyle bir zihniyet görmedi.
“Müslüman’ız” derler ama inanışlarının Peygamber Müslümanlığı ile alakası yok. Peygamber, “Kızım Fatma bile olsa çalanın elini keserim” diye buyururken, bu zihniyet “çalmayan mı var?” diyerek, “hölöğ” çeker. Peygamber, “Domuz eti yiyen bizden değildir” buyururken, bunlar domuz eti yasağını kaldırmakla övünürler.
Peygamber, Hıristiyanların liderleriyle lanetleşirken; bunlar halleşir, koklaşır!
Allah ve Peygamber’i, başından sonuna “küfr”e muhalefet etmeyi emrederken, bunlar “diyalog” diyor. Oysa İslam diyalog değil, muhalefet dinidir.
* * *
Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa iken, buraya sırf Ehl-i Kitap dönüyor diye, Allah bizim kıblemizi değiştirmedi mi? Ehl-i Kitap ile aynı kıbleye dönmeyi Kur’an yasaklamadı mı?
Yine ezan aynı gerekçe ile doğmadı mı? Yahudiler boru, Hıristiyanlar çan çalarken, Müslümanlara ezan emredilmedi mi? İslam’ın varlık sebebi küfre muhalefet iken, kıblesi Vatikan olanların “diyalog” oyunları Müslüman olanı bağlamaz.
Papa duasına “âmin” demek, Müslüman’ı kâfir yapar. Papa’ya “doğru söyledin” demek kişiyi İslam’dan çıkarır. Bazıları İslam’ın kırmızıçizgilerini, belediyenin yeşil çizgileriyle karıştırıyor olmalı. Tabi İslam’ı getirmekle meşgul olmaktan, İslam’a hiç girmemiş olanların çıkma sorunu da olmaz!
* * *
Ne devlette kırmızıçizgi koydular, ne İslam’da.
Papa’nın Patrik’le görüşmesi, Lozan’ı kaldırıp atmaktır. Dikkat edelim, Ortodokslarla aralarında var olan 959 yıllık kavgayı Vatikan, Müslüman Türk için sonlandırıyor. Türkiye’nin doğusunda iki devlet tasarlayan Batı, Türkiye’nin batısını rahat bırakır mı sandık. İstanbul Sur İçi’nde, Vatikan benzeri bir site devleti inşa ediliyor. Papa-Patrik öpücüğü, bizler için yani!..
İşte tüm bu oyunlara taşeronluk yapan zihniyet içimizde, hem de iktidar. Bu zihniyetin yazarçizerlerinin veya ‘first ladyler’inin kiliselerde mum yakmaları asla sıradan değil. Hepsi hesaplı, kiliseyi ve Papa’yı sevdirme amaçlıdır.
* * *
Papa’nın Türkiye’ye gelmesinin ardından, Papa ile yenen naneleri bırakıp, Atatürk’e ve Haydar Baş’a saldırmak Müslüman işi olamaz. Akit’in Dilipak’ı bunu yaptı işte. Prof. Dr. Haydar Baş’ın Atatürk’e Ehl-i Beyt’ten demesi, beyefendiyi(!) rahatsız etmiş.
Obama’ya “Müslüman”, Papa’ya “hazret” demek bu beyleri hiç rahatsız etmiyor. Papa’nın “sığınılacak kutsal kişi” addedilmesi veya Papa duasına(!) Müftü’nün “âmin” demesi de, İslamcı yazarda bir hazımsızlığa neden olmamış. Ama Atatürk’e “dindar” denmesi pek rahatsız etmiş. Atatürk’ün sekiz yaşında hafız olması da dokunmuş Dilipak’a.
Atatürk ve Haydar Baş, gayri milli bünyelerde hazımsızlık yapar. Atatürk’e ve Haydar Baş’a saldırmak Dilipak’ın içinde bulunduğu zihniyet için “amentü” mesabesinde galiba. Kimin ‘out’ kimin ‘in’ olduğu hem dünyada hem ahrette ortaya çıkacaktır.
* * *
Gönül isterdi ki, “Allah” diyen bir zihniyet “vatan” desin, “devlet” Türk Milliti” desin ama nerdee...
Hem “Allah” diyorlar hem “Papa” diyorlar. Hem “İslam” diyorlar, hem AB ve ABD diyorlar. Barzani ve Öcalan diyorlar. “Çözüm Süreci” ve “Müzakere” diyorlar. Böyle bir zihniyet hiç görülmedi. Muaviye zihniyeti bile solda sıfır kalır.
Haçlının haçını örtme işi sanki bunların vazifesi. “Papalık konseyi misyonunun parçası olmak” “Hocaefendilik” ve iktidar ortaklığı ile ödüllendirildi. Ne istedilerse verildi.Tevhit teslisle eşitlendi, devlet terör örgütüyle, hem de binlerce defa...Gıkları çıkmadı. Köşelerinde dillendirmeye değer bulunmadı.
“İslam” denilince mangalda kül bırakmayanlar, 40 bin kilise evine sustular. Dinler Bahçesi’ne söylenecek sözleri olmadı. Akdamar’a harcanan milli servete veya bir tek Yahudi için Edirne’de Sinagog inşasına...
Bu dil pak, bu zihniyet ak olabilir mi?
Atatürk’e kusan, Papa’ya susan dil pak olabilir mi?
Adımız değil, dilimiz pak olmalı!