Dünya Tarihinde Görülmüş mü Böyle Bir Soysuz??
1 sayfadaki 1 sayfası
Dünya Tarihinde Görülmüş mü Böyle Bir Soysuz??
Dünya Tarihinde Görülmüş mü Böyle Bir Soysuz??
Sözde ilkeleri olan tam bir namussuz!
- Öylesine ahlaksız biriydi ki, gerektiğinde yalan söylemekten kaçınmayan ve utanmayan tam bir pislikti.
- Yalan onun resmen göbek adıydı.
- Muhaliflerini, bulduğu her türlü yalan yolları ile tasfiye ederdi.
- İnanılmaz coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, sert duruşu, kabadayı vari halleri ile kitlesel propagandayı çok iyi yapardı.
- İnsanların, ''özellikle de ülkesinde yaşayan insanların'' beyninin tembel olduğunu çözmüş yada çözdürülmüş bir kişiydi.
- Yalanlarını da ona göre söyler, tembel olan beynin yalanı çok daha iyi hazmettiğini iyi bilirdi.
- Söylediği yalanlara inananların mutlaka çok olacağını ve önemli olanın toplumu inandıracak ve uykuya geçirecek yalanları bulabilmenin ve ustalıkla söyleyebilmenin olduğunu düşünürdü.
- Bir yalanı sürekli tekrar eder durur, o yalan gün gibi meydana çıksa bile asla geri adım atmazdı yalanını sürdürmekten.
- Bunu yapmasındaki sebep, halk o söylemin ona ait olduğunu unutur ve kendi fikriymiş gibi inanmaya başlar gerçekliğini çok iyi bilirdi.
- Öyle ufak tefek yalanlarda atmaz hani. Çünkü ufak yalanlar büyük kitlelere inandırıcı gelmezdi ve o bunu iyi bilirdi...
- Söylediği yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olurdu.
- Halk attığı büyük yalanlara, küçük yalanlardan daha çok inanıyordu ve o bu işte tam bir ustaydı.
- Rakibi olan taraf kim olursa olsun haklı bile olsa herhangi bir konuda hatalı olduğunu, yanlış yaptığınızı asla kabul etmezdi.
- Suçu da asla kabul etmez ve devamlı kendinin haklı olduğunu üstler dururdu.. Geri adım atmak onun kitabında yazan bir şey değildi.
- Yalanlarından da asla geri adım atmayışındaki ve onları sürekli tekrar etmesindeki ana sebep, toplumun beynini ancak bu yolla yıkamaktan geçtiğini bilmekti.
- Ne olursa olsun hiç bir zaman kendini savunma durumuna düşürmedi.
- Hep saldıran, karşı tarafı savunmada bırakmaya zorlayan bir şahsiyetti. Siz değil onlar savunmada kalacak fikrine sahipti her daim.
- Siyasi yaşantısında genellikle sadece bir tek rakibe odaklanmış ve kötü giden her şeyi onun veya onların üzerine yıkmaya çalışmıştır.
- Önemli olanın halkın aydın kesimini kandırmaktan geçmediğini biliyor ve onları fazla önemsemiyordu.. Onları kandırmanın zor ve zamanı boşa harcamaktan başka bir şey olmadığını iyi biliyordu.
- Asıl hedefi her zaman cahil ve okumamış kitlelerdi. Onları kandırmak çok daha kolaydı ve o bunu adı gibi bilen biriydi.
- Eğer belli bir konuda hedefinde dindar kesimler varsa, ki her zaman hedefinde ilk olarak cahil ama dindar kesimler vardı, onlara Tanrı’dan ve peygamberden söz edip inançları doğrultusunda kandırmaktan zerre utanmazdı.
- Bu amaçla, gerektiğinde din görevlilerini gizli gizli kullanır, onların gönüllerini vermiş olduğu yüksek maaşlarla ve haklarla kazanır ve cemaatlerini kendi saflarına çekerdi.
- Güç eline iyice geçince hakimlere ve savcılara çok dikkat eder oldu.
- Belli konularda olumsuz karar verenleri adamlarına hemen tespit ettirip, haklarında derhal işlem yapılmasını, sürülmesini yada görevlerinden el etek çektirilmesini sağladı.
- Ancak hakim ve savcılarla doğrudan tartışmaya hiç girmedi.
- Onların yargı bağımsızlığı gibi kavramların ardına sığınmasına göz yumar gibi gözüktü. Amacı bir anda halkın tepkisini almamaktı. Ama daha sonraları gizli kapılar ardında hepsini tasviye ettirdi.
- Basın organları onun için çok önemliydi.
- Onları ve patronlarını satın almak, devşirmek ve kullanmak için her şeyi yapmaktan çekinmedi.
- Ve bu herif tüm bu yukarıda saydığım ilkerinin hepsini, parti içine aldıkları diğer mensuplarında iyice anlayıp uygulaması için kitapçıklar olarak dağıttırdı.
İşte bu kahpe kişilikli ahlaksızın izlemiş olduğu bu politik yol yüzünden 1933 yılında başlamış ve 1945 yılında son bulmuş olan ve 40-50 milyon arası insanın hayatını kaybetmesine yol açan 2. Dünya Savaşı başlamıştır.
Kendisi savaşmak için halkını her türlü yolla kandırmış olan HİTLER'in bir numaralı adamı, yakın arkadaşı, dostu ve Nazi Partisinin ''Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı'' nı yapmış Alman politikacı;
Dr. Paul Joseph Goebbels'dir...
Gün gelip savaşı kaybettiklerinde, Ruslar Berlin'e girip kaçacak bir yerleri kalmadığında karısı Magda Goebbels'e önce altı çocuğunu zehirleterek öldürttü.
Kısa süre sonra da Goebbels önce karısını sonra da kendisini vurarak intihar etti.
- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
Goebbels’in Propaganda prensiplerine bir göz atalım;
- Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.Amacımız doğruları söylemek değil, insanları etkilemek.
- Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.
Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.
Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
- Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
- Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin. Asla kabahat ve suç üstlenmeyin. Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın. Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.
- Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
- Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.“Basın, iktidarın kullandığı dev bir klavyedir!”
- Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.
- İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır. Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır.”
Kendisi savaşmak için halkını her türlü yolla kandırmış olan HİTLER'in bir numaralı adamı, yakın arkadaşı, dostu ve Nazi Partisinin ''Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı'' nı yapmış Alman politikacı;
Dr. Paul Joseph Goebbels'dir...
Ülkedeki bütün gazete, dergi ve basın yayın organlarını elinin altına aldı. Öyle ki 2. Dünya savaşında Ruslar Berlin kapılarına dayandığında Alman halkı hala savaşı kazanmak üzere olduklarını sanıyordu.
Gün gelip savaşı kaybettiklerinde, Ruslar Berlin'e girip kaçacak bir yerleri kalmadığında karısı Magda Goebbels'e önce altı çocuğunu zehirleterek öldürttü.
Kısa süre sonra da Goebbels önce karısını sonra da kendisini vurarak intihar etti.
Ne kadar manidar degil mi ?
Sözde ilkeleri olan tam bir namussuz!
- Öylesine ahlaksız biriydi ki, gerektiğinde yalan söylemekten kaçınmayan ve utanmayan tam bir pislikti.
- Yalan onun resmen göbek adıydı.
- Muhaliflerini, bulduğu her türlü yalan yolları ile tasfiye ederdi.
- İnanılmaz coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, sert duruşu, kabadayı vari halleri ile kitlesel propagandayı çok iyi yapardı.
- İnsanların, ''özellikle de ülkesinde yaşayan insanların'' beyninin tembel olduğunu çözmüş yada çözdürülmüş bir kişiydi.
- Yalanlarını da ona göre söyler, tembel olan beynin yalanı çok daha iyi hazmettiğini iyi bilirdi.
- Söylediği yalanlara inananların mutlaka çok olacağını ve önemli olanın toplumu inandıracak ve uykuya geçirecek yalanları bulabilmenin ve ustalıkla söyleyebilmenin olduğunu düşünürdü.
- Bir yalanı sürekli tekrar eder durur, o yalan gün gibi meydana çıksa bile asla geri adım atmazdı yalanını sürdürmekten.
- Bunu yapmasındaki sebep, halk o söylemin ona ait olduğunu unutur ve kendi fikriymiş gibi inanmaya başlar gerçekliğini çok iyi bilirdi.
- Öyle ufak tefek yalanlarda atmaz hani. Çünkü ufak yalanlar büyük kitlelere inandırıcı gelmezdi ve o bunu iyi bilirdi...
- Söylediği yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olurdu.
- Halk attığı büyük yalanlara, küçük yalanlardan daha çok inanıyordu ve o bu işte tam bir ustaydı.
- Rakibi olan taraf kim olursa olsun haklı bile olsa herhangi bir konuda hatalı olduğunu, yanlış yaptığınızı asla kabul etmezdi.
- Suçu da asla kabul etmez ve devamlı kendinin haklı olduğunu üstler dururdu.. Geri adım atmak onun kitabında yazan bir şey değildi.
- Yalanlarından da asla geri adım atmayışındaki ve onları sürekli tekrar etmesindeki ana sebep, toplumun beynini ancak bu yolla yıkamaktan geçtiğini bilmekti.
- Ne olursa olsun hiç bir zaman kendini savunma durumuna düşürmedi.
- Hep saldıran, karşı tarafı savunmada bırakmaya zorlayan bir şahsiyetti. Siz değil onlar savunmada kalacak fikrine sahipti her daim.
- Siyasi yaşantısında genellikle sadece bir tek rakibe odaklanmış ve kötü giden her şeyi onun veya onların üzerine yıkmaya çalışmıştır.
- Önemli olanın halkın aydın kesimini kandırmaktan geçmediğini biliyor ve onları fazla önemsemiyordu.. Onları kandırmanın zor ve zamanı boşa harcamaktan başka bir şey olmadığını iyi biliyordu.
- Asıl hedefi her zaman cahil ve okumamış kitlelerdi. Onları kandırmak çok daha kolaydı ve o bunu adı gibi bilen biriydi.
- Eğer belli bir konuda hedefinde dindar kesimler varsa, ki her zaman hedefinde ilk olarak cahil ama dindar kesimler vardı, onlara Tanrı’dan ve peygamberden söz edip inançları doğrultusunda kandırmaktan zerre utanmazdı.
- Bu amaçla, gerektiğinde din görevlilerini gizli gizli kullanır, onların gönüllerini vermiş olduğu yüksek maaşlarla ve haklarla kazanır ve cemaatlerini kendi saflarına çekerdi.
- Güç eline iyice geçince hakimlere ve savcılara çok dikkat eder oldu.
- Belli konularda olumsuz karar verenleri adamlarına hemen tespit ettirip, haklarında derhal işlem yapılmasını, sürülmesini yada görevlerinden el etek çektirilmesini sağladı.
- Ancak hakim ve savcılarla doğrudan tartışmaya hiç girmedi.
- Onların yargı bağımsızlığı gibi kavramların ardına sığınmasına göz yumar gibi gözüktü. Amacı bir anda halkın tepkisini almamaktı. Ama daha sonraları gizli kapılar ardında hepsini tasviye ettirdi.
- Basın organları onun için çok önemliydi.
- Onları ve patronlarını satın almak, devşirmek ve kullanmak için her şeyi yapmaktan çekinmedi.
- Ve bu herif tüm bu yukarıda saydığım ilkerinin hepsini, parti içine aldıkları diğer mensuplarında iyice anlayıp uygulaması için kitapçıklar olarak dağıttırdı.
İşte bu kahpe kişilikli ahlaksızın izlemiş olduğu bu politik yol yüzünden 1933 yılında başlamış ve 1945 yılında son bulmuş olan ve 40-50 milyon arası insanın hayatını kaybetmesine yol açan 2. Dünya Savaşı başlamıştır.
Kendisi savaşmak için halkını her türlü yolla kandırmış olan HİTLER'in bir numaralı adamı, yakın arkadaşı, dostu ve Nazi Partisinin ''Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı'' nı yapmış Alman politikacı;
Dr. Paul Joseph Goebbels'dir...
Gün gelip savaşı kaybettiklerinde, Ruslar Berlin'e girip kaçacak bir yerleri kalmadığında karısı Magda Goebbels'e önce altı çocuğunu zehirleterek öldürttü.
Kısa süre sonra da Goebbels önce karısını sonra da kendisini vurarak intihar etti.
- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
Goebbels’in Propaganda prensiplerine bir göz atalım;
- Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.Amacımız doğruları söylemek değil, insanları etkilemek.
- Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.
Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.
Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
- Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
- Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin. Asla kabahat ve suç üstlenmeyin. Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın. Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.
- Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
- Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.“Basın, iktidarın kullandığı dev bir klavyedir!”
- Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.
- İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır. Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır.”
Kendisi savaşmak için halkını her türlü yolla kandırmış olan HİTLER'in bir numaralı adamı, yakın arkadaşı, dostu ve Nazi Partisinin ''Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı'' nı yapmış Alman politikacı;
Dr. Paul Joseph Goebbels'dir...
Ülkedeki bütün gazete, dergi ve basın yayın organlarını elinin altına aldı. Öyle ki 2. Dünya savaşında Ruslar Berlin kapılarına dayandığında Alman halkı hala savaşı kazanmak üzere olduklarını sanıyordu.
Gün gelip savaşı kaybettiklerinde, Ruslar Berlin'e girip kaçacak bir yerleri kalmadığında karısı Magda Goebbels'e önce altı çocuğunu zehirleterek öldürttü.
Kısa süre sonra da Goebbels önce karısını sonra da kendisini vurarak intihar etti.
Ne kadar manidar degil mi ?
Similar topics
» DÜNYA BASINI ERMENİ PROTOKOLÜ NÜ BÖYLE DUYURDU
» SOYSUZ SOYLU
» Fettullah Gülen denen Soysuz ve Cemaati hakkında
» Türk Tarihinde "Eylül"
» AZERBAYCAN TARİHİNDE KANLI AMA ŞEREFLİ BİR GÜN
» SOYSUZ SOYLU
» Fettullah Gülen denen Soysuz ve Cemaati hakkında
» Türk Tarihinde "Eylül"
» AZERBAYCAN TARİHİNDE KANLI AMA ŞEREFLİ BİR GÜN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz