Güneydoğu artık, devlete değil, Allah’a emanet!Rahmi..Turan
1 sayfadaki 1 sayfası
Güneydoğu artık, devlete değil, Allah’a emanet!Rahmi..Turan
Diyarbakır‘dan, devlet görevlisi olduğunu belirten bir okurun ilginç mektubu şöyle:
“Güneydoğu‘da artık devlet yok!
Asker kışlasına çekilmiş ve kırsal bölgeleri PKK‘ya terk etmiş durumda…
Hele, Diyarbakır‘da Kuzey Irak Kürt lideri Barzani ile buluşulup el ele mesajlar verilmesinden sonra PKK bölgeye iyice hâkim oldu!
Buralarda devlet olmadığı gibi kanun ve nizam da yok!”
* * *
“Her malın kaçağı var.
Güneydoğu kaçak cenneti!
Kaçak içki, kaçak sigara, son model kaçak cep telefonları, kaçak mazot, kaçak benzin alenen satılıyor ama devlet bunlara karışmıyor!
“Açılım süreci” diyorlar ya… Bu süreç, devletin yasalarını öldürdü.
Burası artık Türkiye değil, başka bir ülke sanki!”
* * *
“Güneydoğu halkı, cayır cayır elektrik yakıyor ama elektrik parası ödemiyor!
Bölgede kullanılan elektriğin yüzde 90’ından fazlası kaçak ve ödenen para sıfır!
Bunun tüm yükü, namuslu vatandaşların sırtına biniyor. Onların yerine bedelini, siz, biz, hepimiz ödüyoruz. Elektrik faturalarına bakarsanız, anlarsınız!
Su da kaçak kullanılıyor. Kaçak oranı yaklaşık yarı yarıya…
Sıkıysa şikâyetçi olun! Okkanın altına siz gidersiniz!”
* * *
“Polis bile “Çözüm sürecine zarar vermemek için ona-buna müdahale etmeyin!” diye talimat almış!
Artık güvenlik kuvvetlerine de güvenimiz sarsıldı.
“Açılım” diye “Çözüm süreci” diye ülke göz göre göre bölünmeye doğru götürülüyor!
Ben bu güçsüz halimle bile “Yazıklar olsun!” diye haykırıyorum.” (D.A.- Diyarbakır)
Necmi Tanyolaç
Dün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti‘nden cep telefonuma gelen bir mesaj yüreğimin “cızzz” diye yanmasına sebep oldu.
Kara haber mesajı şöyleydi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Basın Senatosu önceki başkanlarından Necmi Tanyolaç’ı kaybettik.
Üzüntümüz sonsuzdur.
Ailesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz.”
* * *
Evet, benim de üzüntüm sonsuz.
85 yaşında hayata veda eden Necmi Tanyolaç 1950’den beri (63 yıldır) gazetecilik yapıyordu. Türkiye‘de spor yazarlığının gelişmesini sağlayan öncü gazetecilerdendi.
Meydan ve Gözcü Gazeteleri‘nde 16 yıl birlikte çalışmıştık. Halk tipi köşe yazıları yazıyor, okurlar ona büyük ilgi gösteriyordu.
Değerli bir gazeteci ağabeyimizdi. Ondan çok şey öğrendik.
Tanyolaç‘ın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olduğu dönemde yönetim kurulunda ben de “İkinci Başkan” olarak görev almıştım. Süremiz dolunca, yeni seçimlerde aday olmayarak, cemiyet yöneticiliğini beraberce bırakmıştık.
Allah gani gani rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Bu vatana nasıl kıydınız?
Ülkemizin yetiştirdiği en büyük şairlerden biri olan Nazım Hikmet‘in (1902-1963) ölmeden dört yıl önce yazdığı bir şiir, aradan yarım yüzyıldan fazla zaman geçmesine rağmen güncelliğini koruyor. Şair diyor ki:
İnsan olan, vatanını satar mı?
Suyun içip, ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler, bu vatana nasıl kıydınız?
* * *
Eli kolu zincirlere vurulmuş,
Vatan çırılçıplak yere serilmiş,
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş,
Beyler, bu vatana nasıl kıydınız?
* * *
Günü gelir çark düzüne çevrilir, günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur,
Beyler, bu vatana nasıl kıydınız?
Tebessüm
Cehennemin reklamı!
Adamın biri ölür ve öbür dünyaya gider.
“Cennete mi, cehenneme mi” diye kendisinin karar vermesi gerekir.
Adam önce cennete gider, bakar… Hacılar, hocalar, sakallı insanlar sürekli dua ediyorlar.
Sonra cehenneme gider.
Oh oh! Bir güzel ki, sormayın! Bütün dilberler burada… Sinema yıldızları, mankenler, dansözler…
Cehenneme gitmeye karar verir. Kapıyı açar ve adımını atar atmaz cehennem ateşinin içine düşer.
Pişman olan adam, zebaniye sorar:
“Hani nerede o fıstık gibi güzel kadınlar, artistler, yıldızlar, dansözler?”
Zebani hınzırca güler:
“Onları reklam için koyduk. Müşteri çeksin diye!”
Günün Sözü
Salaklar pazara gitmeseydi, çürük mallar elde kalırdı!
“Güneydoğu‘da artık devlet yok!
Asker kışlasına çekilmiş ve kırsal bölgeleri PKK‘ya terk etmiş durumda…
Hele, Diyarbakır‘da Kuzey Irak Kürt lideri Barzani ile buluşulup el ele mesajlar verilmesinden sonra PKK bölgeye iyice hâkim oldu!
Buralarda devlet olmadığı gibi kanun ve nizam da yok!”
* * *
“Her malın kaçağı var.
Güneydoğu kaçak cenneti!
Kaçak içki, kaçak sigara, son model kaçak cep telefonları, kaçak mazot, kaçak benzin alenen satılıyor ama devlet bunlara karışmıyor!
“Açılım süreci” diyorlar ya… Bu süreç, devletin yasalarını öldürdü.
Burası artık Türkiye değil, başka bir ülke sanki!”
* * *
“Güneydoğu halkı, cayır cayır elektrik yakıyor ama elektrik parası ödemiyor!
Bölgede kullanılan elektriğin yüzde 90’ından fazlası kaçak ve ödenen para sıfır!
Bunun tüm yükü, namuslu vatandaşların sırtına biniyor. Onların yerine bedelini, siz, biz, hepimiz ödüyoruz. Elektrik faturalarına bakarsanız, anlarsınız!
Su da kaçak kullanılıyor. Kaçak oranı yaklaşık yarı yarıya…
Sıkıysa şikâyetçi olun! Okkanın altına siz gidersiniz!”
* * *
“Polis bile “Çözüm sürecine zarar vermemek için ona-buna müdahale etmeyin!” diye talimat almış!
Artık güvenlik kuvvetlerine de güvenimiz sarsıldı.
“Açılım” diye “Çözüm süreci” diye ülke göz göre göre bölünmeye doğru götürülüyor!
Ben bu güçsüz halimle bile “Yazıklar olsun!” diye haykırıyorum.” (D.A.- Diyarbakır)
Necmi Tanyolaç
Dün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti‘nden cep telefonuma gelen bir mesaj yüreğimin “cızzz” diye yanmasına sebep oldu.
Kara haber mesajı şöyleydi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Basın Senatosu önceki başkanlarından Necmi Tanyolaç’ı kaybettik.
Üzüntümüz sonsuzdur.
Ailesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz.”
* * *
Evet, benim de üzüntüm sonsuz.
85 yaşında hayata veda eden Necmi Tanyolaç 1950’den beri (63 yıldır) gazetecilik yapıyordu. Türkiye‘de spor yazarlığının gelişmesini sağlayan öncü gazetecilerdendi.
Meydan ve Gözcü Gazeteleri‘nde 16 yıl birlikte çalışmıştık. Halk tipi köşe yazıları yazıyor, okurlar ona büyük ilgi gösteriyordu.
Değerli bir gazeteci ağabeyimizdi. Ondan çok şey öğrendik.
Tanyolaç‘ın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olduğu dönemde yönetim kurulunda ben de “İkinci Başkan” olarak görev almıştım. Süremiz dolunca, yeni seçimlerde aday olmayarak, cemiyet yöneticiliğini beraberce bırakmıştık.
Allah gani gani rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Bu vatana nasıl kıydınız?
Ülkemizin yetiştirdiği en büyük şairlerden biri olan Nazım Hikmet‘in (1902-1963) ölmeden dört yıl önce yazdığı bir şiir, aradan yarım yüzyıldan fazla zaman geçmesine rağmen güncelliğini koruyor. Şair diyor ki:
İnsan olan, vatanını satar mı?
Suyun içip, ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler, bu vatana nasıl kıydınız?
* * *
Eli kolu zincirlere vurulmuş,
Vatan çırılçıplak yere serilmiş,
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş,
Beyler, bu vatana nasıl kıydınız?
* * *
Günü gelir çark düzüne çevrilir, günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur,
Beyler, bu vatana nasıl kıydınız?
Tebessüm
Cehennemin reklamı!
Adamın biri ölür ve öbür dünyaya gider.
“Cennete mi, cehenneme mi” diye kendisinin karar vermesi gerekir.
Adam önce cennete gider, bakar… Hacılar, hocalar, sakallı insanlar sürekli dua ediyorlar.
Sonra cehenneme gider.
Oh oh! Bir güzel ki, sormayın! Bütün dilberler burada… Sinema yıldızları, mankenler, dansözler…
Cehenneme gitmeye karar verir. Kapıyı açar ve adımını atar atmaz cehennem ateşinin içine düşer.
Pişman olan adam, zebaniye sorar:
“Hani nerede o fıstık gibi güzel kadınlar, artistler, yıldızlar, dansözler?”
Zebani hınzırca güler:
“Onları reklam için koyduk. Müşteri çeksin diye!”
Günün Sözü
Salaklar pazara gitmeseydi, çürük mallar elde kalırdı!
Similar topics
» AKP devlete hakim değil
» Neyi Kutlayacağız! Denizlerimiz de Limanlarımız da Bizim Değil Artık!
» Ey Türk, Kendine Gel. Birlik ol.
» MİLLİ DEVLETE DUYULAN BÜYÜK KİN !!
» MİLLÎ ŞEHİT Boğazlıyan Kaymakamı KEMÂL BEY
» Neyi Kutlayacağız! Denizlerimiz de Limanlarımız da Bizim Değil Artık!
» Ey Türk, Kendine Gel. Birlik ol.
» MİLLİ DEVLETE DUYULAN BÜYÜK KİN !!
» MİLLÎ ŞEHİT Boğazlıyan Kaymakamı KEMÂL BEY
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz