Dinler arası diyalog masum bir hareket değil
1 sayfadaki 1 sayfası
Dinler arası diyalog masum bir hareket değil
Bir soruyla başlayalım: Hıristiyanlar, Haçlı zihniyeti ve küresel emperyalizm İslamiyet’in yükselmesini, Müslümanların ferahını, kardeşlik ve birliktelik duygularının gelişmesini ister mi? Kısa ve net bir soru…
Peki, öyleyse nedendir bu Hıristiyanlarla; daha açık ifadeyle Haçlı zihniyetiyle ittifak çabası? Savaştan daha tehlikeli olan bu sinsi projelerine tüm benliğiyle, diyalog safsatalarıyla çanak tutma yarışı? Bilinç altında yatanları, bu güne kadarki kinlerini milyonların önünde (bakınız George Bush: “Haçlı seferlerini başlattık “ 17 eylül 2001) haykırırken nedir bu onları “dost” edinme çabası?
Haçlı zihniyetinin çok uzaklarda değil yanı başımızda yaptıklarını görmeyecek kadar mı kör olduk? Irak’ta katledilen Müslümanları, Afganistan’da yaşananları, Bosna’da, Mısır, Libya ve Tunus’ta ve daha nice yerde, dünyanın gözleri önünde sergilenen vahşeti hadi görmedik diyelim… Ya yüce Kuran’ın “Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” buyruğunu neden kulak arkası edenlere şu an tepkimizi koyamıyoruz?
Misyonerlerin faaliyetlerinden daha etkili bir propagandadır dinler arası diyalog… Küfre varacak kadar ileri gidenler üç dini aynı seviyede görenler “Allah katında hak din İslam’dır.” ayetini kendilerine göre yontacak kadar ileri gitmektedir… Cuma hutbelerinde okunan “Allah katında hak din İslam’dır” ayetinin Amerikan büyükelçisinin talimatıyla kaldırılması İslamiyet’i yok etme planlarının en bariz örneği değil midir?
Yıllarca emperyalizmin şatolarında, CIA korumasıyla, dünyanın değişik yerlerine Amerika’nın Truva atı gibi girmeye çalışan zat ve ona biat edenler İslamiyet’e yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmaktadır.
Daha ne olsun misyonerlikle, para dağıtmayla, ülke ülke gezmeyle neden uğraşsın Vatikan? İslamcı geçinenlerin eliyle en güzel Hıristiyan propagandası zaten yapılmakta... Emin olun Vatikan’da sırça köşklerinde, ellerinde asayla, avuçlarını ovuşturuyor papa… Ne de olsa “bundan iyisi Şam’da kayısı”
Bu zihniyete uşaklık edenler zaman zaman kendilerini açık etmekten de geri kalmıyorlar tabi. Papaya yazılan mektuplar bunun en güzel örneği:
1950’de islamı ılımlılaştırma ve diyalog gerzekliğinin ilk tohumları atılıyor:
Said-i Kürdi’den papaya mektup: "Müslümanlık-Hıristiyanlık ittifakını bozmaya çalışanlara karşı üç zümre, Nurcular, Hıristiyan ruhaniler ve misyonerler uyanık olmalıdır." (Emirdağ Lahikası, I, s.1712; Tarihçe-i Hayat, s.434)
"Birinci Dünya Savaşı'nda, bizimle savaşmış da olsa, bir Hıristiyan ölmüşse ŞEHİT sayılır, ahrette mükâfatı vardır." (Kastamonu Lahikası, 45)
Ve tohumlar yeşerdi… Yol aynı, ne de olsa “Amentü’de ittifakları var”
Yıl 1998… Mesih Fethullah Gülen’den Papaya ikinci mektup: “Pek muhterem papa cenapları ( ki cenap kelimesinin anlamına bakabilirsiniz ) Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü arttırmaya yönelik dinler arası diyaloga yönelik ortak gayretimiz ‘çok iş görebilir’ “
Evet, sanırım ‘çok iş görme’ olayından hepimiz aynı şeyi anladık ve gerçekten “işler” tam rayında ilerlemekte…
Peki, 24 Aralık 1999'da papa II. John Paul milenyum mesajında ne diyordu."Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda ise Amerika ve Afrika. Üçüncü bin yılda ise hedef Asya'dır." Şimdi sormak istiyorum Asya’nın Hıristiyanlaşmasını mı kutlayacaksınız?
Dinler arası diyalogun misyonerlik faaliyeti olduğunu kendi sözlerinden bile anlaşılıyor. Örneğin; Papa 6. Paul "Kilisemiz bütün insanlığın mutluluğu içindir. Dinler arası Diyalogun bizim için anlamı bütün insanları İncil’e ve Kilise’ye yani Hıristiyanlığa ulaştırma yoludur." Niyet bu kadar açıkken, hala dinler arası diyalogun masum olduğuna inanan var mı?
Gerçi günümüzde yaşananları gördükçe sebeplerini daha iyi anlıyoruz. Hıristiyanlarında cennete girebileceklerinin, şehit sayılabileceğinin hiç olmadığı kadar dillendirilmesinin altında da bu yatmıyor mu sizce? Hatırlayın Hrant Dink’i bile şehit kapsamında saymaya kalkmadılar mı?
Dinler arası diyalog masum bir hareket değil bir haçlı seferidir. Hepimizin dikkatli olması lazım… Kenya Kurucu Devlet Başkanı Kenu Kenyattu'nun bir sözü vardır: "Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda, bizim elimizde İncil onların elinde topraklarımız vardı."
Adam daha ne desin?
Yeliz KAYA
http://tarafsizhaber.blogspot.com/2012/06/dinler-aras-diyalog-masum-bir-hareket.html
Peki, öyleyse nedendir bu Hıristiyanlarla; daha açık ifadeyle Haçlı zihniyetiyle ittifak çabası? Savaştan daha tehlikeli olan bu sinsi projelerine tüm benliğiyle, diyalog safsatalarıyla çanak tutma yarışı? Bilinç altında yatanları, bu güne kadarki kinlerini milyonların önünde (bakınız George Bush: “Haçlı seferlerini başlattık “ 17 eylül 2001) haykırırken nedir bu onları “dost” edinme çabası?
Haçlı zihniyetinin çok uzaklarda değil yanı başımızda yaptıklarını görmeyecek kadar mı kör olduk? Irak’ta katledilen Müslümanları, Afganistan’da yaşananları, Bosna’da, Mısır, Libya ve Tunus’ta ve daha nice yerde, dünyanın gözleri önünde sergilenen vahşeti hadi görmedik diyelim… Ya yüce Kuran’ın “Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” buyruğunu neden kulak arkası edenlere şu an tepkimizi koyamıyoruz?
Misyonerlerin faaliyetlerinden daha etkili bir propagandadır dinler arası diyalog… Küfre varacak kadar ileri gidenler üç dini aynı seviyede görenler “Allah katında hak din İslam’dır.” ayetini kendilerine göre yontacak kadar ileri gitmektedir… Cuma hutbelerinde okunan “Allah katında hak din İslam’dır” ayetinin Amerikan büyükelçisinin talimatıyla kaldırılması İslamiyet’i yok etme planlarının en bariz örneği değil midir?
Yıllarca emperyalizmin şatolarında, CIA korumasıyla, dünyanın değişik yerlerine Amerika’nın Truva atı gibi girmeye çalışan zat ve ona biat edenler İslamiyet’e yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmaktadır.
Daha ne olsun misyonerlikle, para dağıtmayla, ülke ülke gezmeyle neden uğraşsın Vatikan? İslamcı geçinenlerin eliyle en güzel Hıristiyan propagandası zaten yapılmakta... Emin olun Vatikan’da sırça köşklerinde, ellerinde asayla, avuçlarını ovuşturuyor papa… Ne de olsa “bundan iyisi Şam’da kayısı”
Bu zihniyete uşaklık edenler zaman zaman kendilerini açık etmekten de geri kalmıyorlar tabi. Papaya yazılan mektuplar bunun en güzel örneği:
1950’de islamı ılımlılaştırma ve diyalog gerzekliğinin ilk tohumları atılıyor:
Said-i Kürdi’den papaya mektup: "Müslümanlık-Hıristiyanlık ittifakını bozmaya çalışanlara karşı üç zümre, Nurcular, Hıristiyan ruhaniler ve misyonerler uyanık olmalıdır." (Emirdağ Lahikası, I, s.1712; Tarihçe-i Hayat, s.434)
"Birinci Dünya Savaşı'nda, bizimle savaşmış da olsa, bir Hıristiyan ölmüşse ŞEHİT sayılır, ahrette mükâfatı vardır." (Kastamonu Lahikası, 45)
Ve tohumlar yeşerdi… Yol aynı, ne de olsa “Amentü’de ittifakları var”
Yıl 1998… Mesih Fethullah Gülen’den Papaya ikinci mektup: “Pek muhterem papa cenapları ( ki cenap kelimesinin anlamına bakabilirsiniz ) Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü arttırmaya yönelik dinler arası diyaloga yönelik ortak gayretimiz ‘çok iş görebilir’ “
Evet, sanırım ‘çok iş görme’ olayından hepimiz aynı şeyi anladık ve gerçekten “işler” tam rayında ilerlemekte…
Peki, 24 Aralık 1999'da papa II. John Paul milenyum mesajında ne diyordu."Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda ise Amerika ve Afrika. Üçüncü bin yılda ise hedef Asya'dır." Şimdi sormak istiyorum Asya’nın Hıristiyanlaşmasını mı kutlayacaksınız?
Dinler arası diyalogun misyonerlik faaliyeti olduğunu kendi sözlerinden bile anlaşılıyor. Örneğin; Papa 6. Paul "Kilisemiz bütün insanlığın mutluluğu içindir. Dinler arası Diyalogun bizim için anlamı bütün insanları İncil’e ve Kilise’ye yani Hıristiyanlığa ulaştırma yoludur." Niyet bu kadar açıkken, hala dinler arası diyalogun masum olduğuna inanan var mı?
Gerçi günümüzde yaşananları gördükçe sebeplerini daha iyi anlıyoruz. Hıristiyanlarında cennete girebileceklerinin, şehit sayılabileceğinin hiç olmadığı kadar dillendirilmesinin altında da bu yatmıyor mu sizce? Hatırlayın Hrant Dink’i bile şehit kapsamında saymaya kalkmadılar mı?
Dinler arası diyalog masum bir hareket değil bir haçlı seferidir. Hepimizin dikkatli olması lazım… Kenya Kurucu Devlet Başkanı Kenu Kenyattu'nun bir sözü vardır: "Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda, bizim elimizde İncil onların elinde topraklarımız vardı."
Adam daha ne desin?
Yeliz KAYA
http://tarafsizhaber.blogspot.com/2012/06/dinler-aras-diyalog-masum-bir-hareket.html
Similar topics
» DİNLER ARASI DİYALOG
» Ey Türk, Kendine Gel. Birlik ol.
» TURGUT ÖZAL VE RECEP BEY
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» Dinlerarası diyalog nedir?
» Ey Türk, Kendine Gel. Birlik ol.
» TURGUT ÖZAL VE RECEP BEY
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» Dinlerarası diyalog nedir?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz